Mimaride mekan kavramının gelişiminin total mekan ekseninde incelenmesi: Her şeyin binası
Analyzing the development of the concept of space in architecture, on the axis of total space: The building of everything
- Tez No: 941051
- Danışmanlar: PROF. DR. NEZİH RECEP AYSEL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Mimarlık, Architecture
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Bina Bilgisi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 253
Özet
Mekan kavramı, mimarlık disiplininin ana çalışma alanıdır. Mekan, sınırlar ve boşluk ile oluşur, hareket ve algı ile belirlenir ve zaman ile var olur. Mimari mekan, zaman bağlamı içinde, fiziksel uzayın belli bir bölümünün seçili malzeme ve yöntemlerle sınırlanması ile başlar, kullanıcısı olan insanın hareketi ve algısını biçimlendirir ve/veya onun tarafından biçimlendirilir. Mimari mekan, kavram olarak, insanın doğal çevresinde kendi iradesiyle değişiklikler yapması ile başlamıştır. Kavram ve ilgili faaliyet alanı, yapı ustalığının yükselişi ile gelişmiştir. Mimarlık, artan bilgi-kuram birikimi ile bir disipline dönüşmüş, bilim ve sanatın bileşkesi içinde icra edilen bir meslek haline gelmiştir. Mimarlık disiplini, insanoğlunun faaliyetlerini barındırmak amacıyla uzayda mekan düzenleri oluşturur. Mimarlık bir uzmanlık alanı olarak ilerledikçe, mekan kavramını yorumlamada farklı yaklaşımlar oluşmaya ve mimari mekanı üretmede yeni yöntemler ile teknikler gelişmeye başlamıştır. Mimarlık disiplini insanı ilgilendiren her konuyla ilgilendiği için, her dönemde insanın düşünce dünyasındaki gelişmelerden etkilenmiş, teknoloji alanındaki ilerlemelerden de beslenmiştir. Bu, mekan kavramının yorumlanmasında ve mekanı üretme biçimlerinde, uygarlık tarihi ile koşut ilerleyen bir devinim yaratmıştır. Her çağın koşulları ve sorunları, mimarlık alanında yeni yanıtlar ve yaklaşımlar yaratmış; uygarlık tarihinin üzerine, onunla paralel bir mimarlık ve mekan tarihinin yazılması olanaklı hale gelmiştir. 20.YY'da kuramsal çerçevesi ve uygulama örnekleriyle olgunlaşan Modern Mimarlık da, zamanının sorularına zamanının imkanlarıyla yanıtlar arayan, fakat bunu yaparken kendi zamanının imkanları ve koşulları dışında hiçbir şeyden referans almamayı düstur edinmiş bir grup tarafından karakterize edilen bir dönemdir. 19.YY'ın sonu ve 20.YY'ın ilk yarısında Avrupa'da mimarlık ve sanat alanını yönlendiren koşulların ana başlıkları;“İngiliz Endüstri Devrimi ile başlayan teknolojik atılım”,“(Modern Mimarlık ile aynı düsturda ilerleyen) Modern Sanat akımlarının etkisi”ve“Dünya Savaşlarının yarattığı bunalım”olarak özetlenebilir. Dönemin en önemli aktörlerinden biri olan Alman mimar Mies van der Rohe, 1950 yılında IIT'de yaptığı bir konuşmada, zamanının atmosferini ve kendisinin bu atmosfer içindeki duruşunu şu sözlerle ifade etmiştir:“Mimarlık kendi zamanına bağımlıdır. O, iç yapının kristalleşmesi, biçimin ağır ağır ortaya çıkmasıdır. Teknoloji ve mimarlığın bu denli yakın ilişkide olmalarının nedeni işte budur. Asıl umudumuz bunların birlikte gelişmeleri ve ileride birinin diğerinin anlatımı olabilmesidir.”Bu koşullar içinde, son teknolojik gelişmeleri ve inşai olanakları sınırlarını zorlayıncaya kadar kullanan, süsleme vb ağırlıkları yapıdan dışlayarak sadece inşa edilmesi zorunlu olanı inşa edip estetiği bunda arayan bir mimari dil; savaşların dünyasında ekonomik olarak verimli bir mimarlığı hızla üreterek barınma sorununu çözmeye yönelik bir çaba; yeni düşünce dünyasına ve güncel tartışmalara eklenebilecek yeni bir mekan yorumunun nasıl yapılabileceğine dair bir arayış, şekillenmektedir. Bu çalışmanın amacı, dönemin mimarlık dünyasındaki bu devinim içinde oluşan, kuram ve uygulama ekseni Mies van der Rohe öncülüğünde şekillenmiş“universal space”,“her koşula cevap verebilen mekan”kavramının özelliklerini ve onu oluşturan koşulları incelemektir. İnceleme, Mies van der Rohe'ye ve onun ürününe odaklanarak sınırlandırılmamıştır. Ürünlerin kavramlardan doğduğu düşüncesiyle, doğurgan olan ana kavrama ulaşılmaya çalışılmıştır. Bu,“total mekan kavramı”olacaktır. Bu sadece sonuç ürün olan mimari mekanı tanımlayan bir sıfat olarak değil, sonuç ürünü oluşturan süreç ve yaklaşımları da tanımlayan bir bütüncül çerçeve olarak anlaşılmaktadır. Çalışmaya, total mekan kavramının oluşumu ve gelişiminin görselleştirilmesi ile başlanmaktadır. Çalışmanın strüktürel altyapısını kuran bu zaman dizilimli ve çok katmanlı diyagrama“Tarayıcı”adı verilmiştir. Tarayıcı üç ana parçadan oluşur: Çözümlemeli Zaman Çizgisi, Seçki Yapılar, Parametreler Ölçeği. Çözümlemeli Zaman Çizgisi; kavramın gelişiminde etkili olan kişi, kurum ve olayları, dört ana hat üzerine yayarak görselleştirir. Hatlar: Düşünce, Mimari ve Sanat, Teknoloji, Bilim hatlarıdır. Seçki Yapılar; kavramın gelişimi içinde kritik noktalarda yer alan toplam yetmiş iki adet yapıyı zaman dizini içinde sıralar. Zaman dizini, Çözümlemeli Zaman Çizgisi ile Seçki Yapıları birbirlerine bağlar. Düşey yönde karşılaştırmalar yapılabilir. Parametreler Ölçeği; çalışma kapsamında total mekan kavramının parametreleri olarak belirlenen beş özelliği gösterir. Bunlar: Uyarlanabilirlik, Akışkanlık, Genişleyebilirlik, Dönüşebilirlik, Kapsayıcılıktır. Bu beş parametre, yirmibeş alt başlığa ayrılmıştır. Bu alt başlıkların her biri, parametrelerin gerçekleşmesini sağlayacak birer araçtır. Bu araçlar, Yüzey araçları, Hacim araçları, Strüktür araçları olarak üç kategoriye ayrılmış, hangi aracın hangi parametreye hizmet ettiği ayrıca ölçek üzerinde gösterilmiştir. Ölçek, Seçki Yapılar ile çakıştırıldığında, yapıların parametrelerindeki değişim, zaman dizini içinde görselleşmiş olmaktadır. Bu da aynı zamanda alttaki Düşünce, Mimari ve Sanat, Teknoloji, ve Bilim hatlarıyla karşılaştırmalı olarak incelenebilmektedir.“Giriş”başlıklı 1. Bölümde, çalışmanın konusu, amacı ve Tarayıcı'nın oluşma şekli açıklanmaktadır.“Mimarlıkta Mekan Kavramı”başlıklı 2. Bölümde, mekanın bileşenleri olarak tanımlanan sınırlar, boşluk, hareket, algı ve zaman, özellikleriyle açıklanmıştır. Sınırlar ve boşluk, mekanın fiziksel bileşenleri; hareket ve algı, mekanın insana dayalı bileşenleri; zaman da mekanın metafizik bileşeni olarak tanımlanmıştır.“Total Mekan Kavramının Kökleri”başlıklı 3. Bölümde, önce kavramın adlandırılmasında Türkçe mimarlık literatüründe yer almış başlıca tartışmalar özetlenmiş ve bu çalışmanın önerisi sunulmuştur. Devamında, tarihsel süreç içinde total mekan kavramının gelişiminde etkili olan eşikler, yalnızca dönem özellikleri açıklanarak ve hangi yönleriyle etkili oldukları belirtilerek anlatılmıştır. Toplam on bir dönem, beş ana başlık altında incelenmiştir. Ana başlıklar şunlardır:“Mimari Mekanın Oluşumu ve Doğa ile Bütünleşmesi”,“İnsan-Mekan İlişkisinde ve Strüktür Sistemlerinde İlerleme”,“Mekanın Matematiğinin Yeniden Yorumlanışı”,“Strüktürel Açıklıkta ve Yapı Kabuğunun Şeffaflığında Atılım”,“Modern Sanatın ve Modern Mimarlığın Yükselişi”.“Mimarlıkta Total Mekan Kavramı”başlıklı 4. Bölümde, önce total mekan parametrelerinin her birinin tanımları yapılmış ve birbirlerinden farklı özellikleri açıklanmıştır. Buna göre; Uyarlanabilirlik; yapının mevcut fonksiyonu değişmeden fonksiyonun yerine getiriliş şeklinin değişebilmesi, Akışkanlık; mekanın fiziki yapısı değişmeden ve aynı fonksiyon içinde hareketin akışının farklı şekiller alabilmesi. Genişleyebilirlik; mekanın fiziksel ölçülerinin büyüyebilmesi, Dönüşebilirlik; mekanın fonksiyon değiştirebilmesi, Kapsayıcılık; yapının tek hacim içinde veya tek örtü altında birden fazla birim veya fonksiyonu barındırabilmesi olarak tanımlanmaktadır. Tanımlardan sonra, Tarayıcı'dan da izlenebilen, total mekan kavramının gelişim süreci, yine dönemlere ayrılarak ve seçki yapılarla zaman dizini içinde örneklenerek anlatılmıştır. Tarayıcı üzerinde yer alan Seçki Yapıların tamamı metinde işlenmemiş, bir alt seçki yapılmıştır. Kavramın gelişimi şu dönemler altında incelenmiştir:“Roma'dan Başlayarak İnsan-Mekan-Strüktür İlişkisi”,“İngiliz Endüstri Devrimi ve Crystal Palace”,“Yeni Ekonominin Etkisinde Arayışlar ve Modern Mimarlık”,“II. Dünya Savaşı ve Martin Uçak Fabrikasından Kolaj: Bir Konser Salonu Projesi”,“Sistem Teorisi ve Yeni Dünya”. Anlatım, Mies van der Rohe'nin 1968 tarihli Yeni Ulusal Galeri'si ve Herman Hertzberger'in 1972 tarihli Centraal Beheer Ofisleri ile bitmektedir. Mies van der Rohe'nin strüktür anlayışı ve strüktür-mekan ilişkisi hakkındaki görüşünün, Hertzberger'in strüktüralist yaklaşımı ile paralellik içinde olduğu değerlendirilmektedir. Total mekan kavramının gelişimi açısından strüktüralist yaklaşım, üzerinden devam edilebilecek bir dayanak noktası olarak tanımlanmaktadır.“Sonuç: Her Şeyin Binası”başlıklı 5. Bölümde, Walter Gropius'ın“Total Architecture”kavramı vasıtasıyla bir genel çerçeve çizildikten sonra, Gropius'un Total Mimarlığı ile Total Mekanın bağına değinilmiştir; bu bağ“bütüncül yaklaşım”dır. Devamında insanların total mekan parametrelerinden ne anlıyor olabilecekleri, bu parametreleri yapılarına neden dahil etmek isteyebilecekleri tartışılmıştır. Bunun yanıtı“algı”da aranmıştır. Parametrelerin yapıdaki değerleri arttıkça insanın mekana hakim olma düzeyinin arttığı, mekana sahip olma ve ona ait olma duygusunun zenginleştiği değerlendirilmiştir. Kapanışta,“Her Şeyin Binası”açıklanmıştır. Fizikçi John Ellis'in“The Superstring: Theory of Everything, or of Nothing?”,“Süpersicim: Her Şeyin (veya Hiçbir Şeyin) Teorisi?”başlıklı makalesi ile insan, dünyanın ve evrenin tüm bilgisini birbirine bağlamaya bir adım daha yaklaşmıştı. Dünyanın ve evrenin sorabileceği tüm mekan sorularına cevap verebilecek bina da,“Her Şeyin Binası”olabilirdi. Bu çalışma, bunu oluşturmanın yöntemini arayan bir adımdır.
Özet (Çeviri)
The concept of space is the main field of study of the discipline of architecture. Space is formed by boundaries and voids, determined by movement and perception, and exists with time. Architectural space begins with the delimitation of a certain part of physical space with selected materials and methods within the context of time, and shapes the movement and perception of the human user and/or is shaped by it. Architectural space, as a concept, began with the voluntary changes of humans in their natural environment. The concept and the related field of activity developed with the rise of construction craftsmanship. Architecture has become a discipline with the increasing accumulation of knowledge and theory, and has become a profession practiced within the combination of science and art. The discipline of architecture creates spatial orders in space in order to accommodate the activities of human beings. As architecture progresses as a field of expertise, different approaches have emerged in interpreting the concept of space and new methods and techniques have begun to develop in producing architectural space. Since the discipline of architecture deals with every subject that concerns humans, it has been influenced by the developments in the world of human thought in every period and has been fed by the advances in technology. This has created a kinesis in the interpretation of the concept of space and in the ways of producing space, which has progressed parallel to the history of civilization. The conditions and problems of each era have created new answers and approaches in the field of architecture; it has become possible to write a history of architecture and space parallel to the history of civilization. Modern Architecture, which matured with its theoretical framework and examples of practice in the 20th century, is also a period characterized by a group that sought answers to the questions of its time with the means of its time, but adopted the principle of not taking reference from anything other than the means and conditions of its own time while doing so. The main headings of the conditions that guided the field of architecture and art in Europe at the end of the 19th century and the first half of the 20th century can be summarized as;“The technological breakthrough that started with the British Industrial Revolution”,“The influence of the Modern Art movements (which followed the same principle as Modern Architecture)”and“The depression created by the World Wars”. One of the most important actors of the period, German architect Mies van der Rohe, expressed the atmosphere of his time and his stance within this atmosphere in a speech he gave at IIT in 1950 with the following words:“Architecture is dependent on its own time. It is the crystallization of the internal structure, the gradual emergence of the form. This is the reason why technology and architecture are so closely related. Our real hope is that they will develop together and that one can be the expression of the other in the future.”Under these conditions, an architectural language that uses the latest technological developments and construction possibilities to the limit, excludes ornamentation etc. from the structure and only builds what must be built and seeks aesthetics in this; an effort to solve the problem of shelter by rapidly producing an economically efficient architecture in a world of wars; a search for how a new interpretation of space that can be added to the new world of thought and current discussions can be made, are taking shape. The aim of this study is to examine the characteristics of the concept of“universal space”,“space that can respond to all conditions”, which emerged within this kinesis in the architectural world of the period and whose axis of theory and practice was shaped under the leadership of Mies van der Rohe, and to examine the conditions that formed it. The study was not limited to focusing on Mies van der Rohe and his product. With the idea that products are born from concepts, an attempt was made to reach the main concept that is productive. This will be the“total space concept”. This is understood not only as an adjective that defines the architectural space that is the final product, but also as a holistic framework that defines the processes and approaches that create the final product. The study begins with the visualization of the formation and development of the total space concept. This chronological and multi-layer diagram that gives the study its structural basis, is called“Scanner”. Scanner consists of three main parts: Analytical Timeline, Selected Buildings, Parameter Scale. Analytical Timeline visualizes the people, institutions and events that are effective in the development of the concept by spreading them over four main lines, which are: Conception, Architecture and Art, Technology, Science lines. Selected Buildings; lists a total of seventy-two buildings that are at critical points in the development of the concept, chronologically. Analytical Timeline and Selected Buildings are synchronized. Comparisons can be made in the vertical direction. Parameters Scale; shows five features determined as parameters of the total space concept within the scope of the study. These are: Adaptability, Fluidity, Expandability, Transformability, Inclusiveness. These five parameters are divided into twenty-five subheadings. Each of these subheadings is a tool that will ensure the realization of the parameters. These tools are divided into three categories as Surface tools, Volume tools, Structure tools, and which tool serves which parameter is also shown on the scale. When the scale is superimposed with Selected Buildings, the change in the parameters of the buildings is visualized in a timeline. This can also be examined comparatively with the Conception, Architecture and Art, Technology, and Science lines below. In the 1st Chapter titled“Introduction”, the subject, purpose of the study and the formation of the Scanner are explained. In the 2nd Chapter titled“Concept of Space in Architecture”, the boundaries, void, movement, perception and time defined as the components of space are explained with their features. Boundaries and void are defined as the physical components of space; movement and perception are defined as the human-based components of space; time is defined as the metaphysical component of space. In the 3rd Chapter titled“The Roots of the Concept of Total Space”, first the main discussions in the Turkish architectural literature on the naming of the concept are summarized and the proposal of this study is presented. Then, the thresholds that were effective in the development of the concept of total space throughout the historical process are explained by only explaining the period characteristics and indicating the aspects in which they were effective. A total of eleven periods are examined under five main headings. The main headings are as follows:“Formation of Architectural Space and Integration with Nature”,“Progress in Human-Space Relations and Structural Systems”,“Reinterpretation of the Mathematics of Space”,“Breakthrough in Structural Span and Transparency of the Building Shell”,“The Rise of Modern Art and Modern Architecture”. In the 4th Chapter titled“The Concept of Total Space in Architecture”, first the definitions of each of the total space parameters are made and their different characteristics are explained. Accordingly; Adaptability; the ability to change the way a function is fulfilled without changing the current function of the building, Fluidity; the ability of the flow of movement to take different forms within the same function without changing the configuration of the space. Expandability; the ability of the physical dimensions of the space to increase, Transformability; the ability of the space to change function, Inclusiveness; the ability of the structure to accommodate more than one unit or function within a single volume or under a single cover. After the definitions, the development process of the concept of total space, which can also be followed from the Scanner, is explained by dividing it into periods and exemplifying it in a timeline with Selected Buildings. Not all of the Selected Buildings on the Scanner are treated in the text, a sub-selection has been made. The development of the concept has been examined under the following periods:“Human-Space-Structure Relationship Starting from Rome”,“British Industrial Revolution and Crystal Palace”,“Modern Architecture and Quests Under the Influence of the New Economy”,“World War II and Photocollage from the Martin Aircraft Factory: A Concert Hall Project”,“System Theory and the New World”. The narrative ends with Mies van der Rohe's New National Gallery of 1968 and Herman Hertzberger's Centraal Beheer Offices of 1972. Mies van der Rohe's understanding of structure and his view on the structure-space relationship are considered to be in parallel with Hertzberger's structuralist approach. The structuralist approach is defined as a point of reference from which to proceed, in terms of the development of the concept of total space. In Chapter 5 titled“Conclusion: The Building of Everything”, after drawing a general framework through Walter Gropius' concept of“Total Architecture”, the connection between Gropius' Total Architecture and Total Space is mentioned; this connection is the“holistic approach”. It is then discussed what people may understand from the parameters of total space and why they may want to include these parameters in their buildings. The answer to this is sought in“perception”. It has been evaluated that as the values of the parameters in the building increase, the level of grip human has over space increases, and the feeling of owning and belonging to space is enriched. To close, the“Building of Everything”was explained. With the article titled“The Superstring: Theory of Everything, or of Nothing?”by physicist John Ellis, man came one step closer to connecting all the knowledge of the world and the universe. The building that could answer all the spatial questions that the world and the universe could ask, could also be the“Building of Everything.”This study is a step that seeks the method of creating this.
Benzer Tezler
- Zeyrek Akademi'nin iç mekânlarında refah kavramının incelenmesi
Investigation of the concept of wellbeing in the interiors of Zeyrek Academy
GİZEM TURGUT
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
MimarlıkFatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesiİç Mimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NAZENDE YILMAZ
- Those are neglected within the framework of anthropocene and their revival on architecture as a new understanding of the aesthetics
Antroposen çerçevesinde göz ardı edilenler ve yeni bir estetik anlayışı olarak mimarlık çerçevesinde yeniden ele alınmaları
BUKET SAMANCI
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ELMİRA AYŞE GÜR
- Anıtsal yapılara ek yapı tasarımı ve ek yapı tasarımına etki eden etkenler
Başlık çevirisi yok
SERPİL KIRAN
- Deneyim kavramı bağlamında eğitim mekanları üzerine bir inceleme: Montessori kuramı ve Hertzberger ilkokul mekanları
An examination on educational spaces in the context of experience: Montessori theory and Hertzberger primary school spaces
AYBİKE SAYIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ KAYA SÖNMEZLER
- Beyond ( post- ) critical architecture: A realist perspective
( Post- ) critical mimarının ötesinde: Realist bir perspektif
MOHAMMAD AZAD KANAANI
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
Prof. Dr. FAZİLET YURDANUR DÜLGEROĞLU YÜKSEL