Geri Dön

Enerji hukuku uyuşmazlıklarında tahkim şartı

Arbitration clause in energy law disputes

  1. Tez No: 941255
  2. Yazar: SARE NUR ÇAVUŞOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HATİCE SELİN PÜRSELİM ARNİNG
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Özel Hukuk Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 120

Özet

Bu çalışmada, uluslararası enerji hukukunun temel kaynaklarından biri olan Enerji Şartı Antlaşması'nın iklim değişikliği kapsamında modernizasyonu ve bu alandaki uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynayan tahkim mekanizması incelenmektedir. 1994'te imzalanan ve 1998'de yürürlüğe giren Enerji Şartı Antlaşması (Energy Charter Treaty- ECT), başlangıçta enerji yatırımlarının korunması ve enerji ticaretinin serbestleştirilmesi hedefleriyle tasarlanmıştır. Ancak Paris Antlaşması gibi uluslararası iklim rejimlerinin gelişmesiyle, EŞA'nın iklim değişikliği bağlamındaki rolü tartışmalara konu olmuştur. Enerji hukuku uyuşmazlıklarında tahkim şartının konulması yatırımların korunması açısından vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. EŞA madde 26(1) uyarınca, yatırımcı ile ev sahibi devlet arasında dostane yollarla çözümlenemeyen uyuşmazlıklar, yatırımcının tercihine bağlı olarak; ulusal mahkemeler, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı tahkim veya EŞA kapsamında öngörülen tahkim olmak üzere üç farklı mekanizma vasıtasıyla çözüme kavuşturulabilmektedir. Yatırımcının EŞA tahkimini tercih etmesi halinde Enerji Şartı Antlaşması madde 26 (5)(a)'da 1965 tarihli Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşme (ICSID- Convention on the Settlement of Investment Disputes Between States and Nationals of Other States) kapsamında ICSID tahkimi ile Stockholm Ticaret Odası Tahkim Enstitüsü (Arbitration Institute of the Stockholm Chamber of Commerce-SCC) nezdinde kurumsal tahkim ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hukuku Komisyonu (United Nations Commission on International Trade Laws- UNCITRAL) Tahkim Kuralları çerçevesinde ad-hoc tahkim olmak üzere üç alternatif tahkim usulü öngörülmüştür. Enerji Şartı Antlaşması'na dayanılarak başlatılan Kardassopoulos davası, ev sahibi devlet arasında doğrudan tahkime gitme hakkını tanıyan bir ikili yatırım anlaşmasına (İYA)'ya dayanarak açık bir tahkim şartı içermesi ve antlaşmanın geçici uygulanması bakımından seçilmiştir. Çalışma kapsamında ele alınan geçici uygulanmanın tartışıldığı bir diğer dava olan Yukos davasında ise açık ve klasik anlamda bir tahkim şartı içeren ikili yatırım anlaşması ya da sözleşmesel tahkim maddesi mevcut değildir. Ancak davacıların EŞA'nın yatırımcıya doğrudan tahkime gitme hakkı veren 26. maddesine dayandığı dava yatırımcı- devlet tahkimi niteliğinde değerlendirilmiştir. Tahkim iradesini ortaya koyan unsurlardan açık ve yazılı rızanın bir görünüşü olarak ortaya çıkan tahkim şartı, Enerji Şartı Antlaşması'nın çevre üzerindeki etkileri ve iklim değişikliği ile mücadele bağlamındaki rolü bakımından çalışmaya dahil edilmiştir. Vattenfall, Novenergia, RWE ve Uniper yargılamaları çevresel sorumluluklar ve yatırımcının korunması arasındaki dengenin sağlanması perspektifinden değerlendirilmiş ve güncelliği ve farklı tahkim kuralları uygulanması nedeniyle çok sayıdaki diğer yargılamalar içinden seçilmiştir. Achmea davası ise Avrupa Birliği içi tahkim tartışmaları nedeniyle AB üye ülkelerinin Enerji Şartı Antlaşması'ndan çekilme yönünde beyanlarının başlangıcı olarak gösterilmesi doğrultusunda incelenmiştir. Çalışmada; EŞA'nın hazırlanması sürecindeki tarihsel gelişim, antlaşmanın temel ilkeleri ve iklim değişikliği ile ilişkili hükümleri incelenmekte, antlaşmanın yatırımcı-devlet uyuşmazlık çözüm mekanizması (Investor State Dispute Settlement-ISDS) ve fosil yakıt yatırımlarını koruma hükümlerinin, devletlerin iklim politikalarını uygulama kapasitesini nasıl sınırlandırabileceği ele alınmaktadır. EŞA'nın modernizasyon süreci, Paris Anlaşması ile uyumlaştırma, fosil yakıt yatırımlarının kapsam dışına çıkarılması ve ISDS reformu gibi konuları içermektedir. 2022'deki modernizasyon müzakerelerinde fosil yakıt yatırımlarını antlaşma korumasının dışında tutma imkânı sağlayan“esneklik mekanizması”ve devletlerin düzenleme hakkının tanınması gibi dikkat çeken adımlar atılmıştır. Aradaki dengeyi sağlayabilmek için Avrupa Komisyonu ve çeşitli Avrupa ülkelerinin EŞA'dan çekilme kararları aldığı görülmektedir. Çalışmada Enerji Şartı Antlaşması'nda yer alan“gün batımı”(sunset clause) hükmünün, çekilen tarafların 20 yıl boyunca yatırım koruma hükümlerine tabi olmaya devam etmesinin etkileri bu bağlamda değerlendirilmektedir. Çalışma sonucunda; EŞA'nın çevresel etkilerle uyumlu hale getirilmesi için yatırım tanımının yeniden formüle edilmesi, fosil yakıt yatırımlarının kapsam dışına çıkarılması, adil geçiş fonunun hayata geçirilmesi, ISDS reformu, çevresel etki değerlendirmesi mekanizmalarının oluşturulması ve“gün batımı”hükmünün makul bir süre için revize edilmesi önerilmektedir. Türkiye'nin enerji koridorunda yer alması açısından, enerji yatırımlarının korunması ne kadar önemliyse iklim değişikliği taahhütleri arasındaki denge kurulmasının o kadar önemli ve gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın, bu alandaki güncel gelişmeleri ve tartışmaları yansıtarak literatüre katkı sağlaması beklenmektedir.

Özet (Çeviri)

This study examines the modernization of the Energy Charter Treaty, one of the fundamental sources of international energy law, within the context of climate change and the arbitration mechanism that plays an important role in resolving disputes in this area. The Energy Charter Treaty (ECT), signed in 1994 and entered into force in 1998, was initially designed with the goals of protecting energy investments and liberalizing energy trade. However, with the development of international climate regimes such as the Paris Agreement, the role of the ECT in the context of climate change has become a subject of debate. In energy law disputes, the imposition of an arbitration clause is an indispensable element for the protection of investments. According to article 26(1) of the ECT, disputes that cannot be resolved amicably between the investor and the host state can be resolved through three different mechanisms, depending on the investor's preference: national courts, contractual arbitration between the parties, or arbitration as provided for under the ECT. If the investor prefers ECT arbitration, Article 26 (5)(a) of the Energy Charter Treaty provides for three alternative arbitration procedures: ICSID arbitration under the 1965 Convention on the Settlement of Investment Disputes Between States and Nationals of Other States (ICSID), institutional arbitration before the Arbitration Institute of the Stockholm Chamber of Commerce (SCC) and ad-hoc arbitration under the Arbitration Rules of the United Nations Commission on International Trade Law (UNCITRAL). The Kardassopoulos case, initiated based on the Energy Charter Treaty, was selected due to the fact that it contained an explicit arbitration clause based on a bilateral investment treaty (BIT) granting the right to direct arbitration between the host state and the provisional application of the treaty. In the Yukos case, another case where provisional application was discussed within the scope of the study, there was no bilateral investment treaty or contractual arbitration clause that contained an explicit and classical arbitration clause. However, the case, in which the plaintiffs relied on Article 26 of the ECT granting the investor the right to direct arbitration, was evaluated as an investor-state arbitration. The arbitration clause, which emerges as an aspect of clear and written consent among the elements that reveal the will to arbitrate, has been included in the study in terms of its role in the context of the Energy Charter Treaty's impacts on the environment and the fight against climate change. The Vattenfall, Novenergia, RWE and Uniper cases were evaluated from the perspective of balancing environmental liabilities and investor protection and were selected from a large number of other cases due to their topicality and the application of different arbitration rules. The Achmea case was examined in terms of the fact that it was shown as the beginning of the declarations of the EU Member States to withdraw from the Energy Charter Treaty due to the arbitration discussions within the European Union. The study examines the historical development of the preparation process of the ECT, the basic principles of the treaty, and its provisions related to climate change, and discusses how the treaty's investor-state dispute settlement mechanism (ISDS) and fossil fuel investment protection provisions may limit states' capacity to implement climate policies. The modernization process of the ECT includes issues such as harmonization with the Paris Agreement, exclusion of fossil fuel investments from the scope, and ISDS reform. In the modernization negotiations in 2022, notable steps have been taken, such as the“flexibility mechanism”that allows fossil fuel investments to be excluded from the treaty protection and the recognition of states' right to regulate. In order to achieve the balance, it is seen that the European Commission and various European countries have decided to withdraw from the ECT. The study evaluates the effects of the“sunset clause”provision in the Energy Charter Treaty, which ensures that the withdrawing parties continue to be subject to investment protection provisions for 20 years. As a result of the study, it is suggested that the investment definition be reformulated to make the ECT compatible with environmental impacts, fossil fuel investments be excluded from the scope, a just transition fund be implemented, ISDS reform be established, environmental impact assessment mechanisms be established and the“sunset”provision be revised for a reasonable period. It has been concluded that in terms of Turkey's position in the energy corridor, the protection of energy investments is as important as the balance between climate change commitments is important and necessary. It is expected that the study will contribute to the literature by reflecting current developments and discussions in this field.

Benzer Tezler

  1. Uluslararası tahkimin işletme hakkı devir sözleşmelerinde uygulanması

    Başlık çevirisi yok

    RAZİYE SELVA KORKMAZCAN IŞIK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    HukukGazi Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ENDER ETHEM ATAY

  2. Enerji şartı anlaşması ve bu kapsamda yatırımcı ile taraf devlet arasındaki yatırım uyuşmazlıklarının çözümü

    Energy charter agreement and resolution of investment disputes between the investor and the state parties in this agreement

    EZGİ KARAÇOBAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukBahçeşehir Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BURAK HUYSAL

  3. Avrupa Birliği'nde yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvikine dair düzenlemelerin Avrupa Birliği hukukuna uygunluğunun değerlendirilmesi

    Assessment of the compliance of the regulations on promotion of renewable energy investments in the European Union with European Union law

    HALİL ÇEÇEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Enerjiİstanbul Üniversitesi

    Avrupa Birliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FARUK KEREM GİRAY

  4. Özelleştirme ve yap-işlet devret modeli

    Başlık çevirisi yok

    HALİL ÇOLAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    HukukGazi Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEHRA ODYAKMAZ

  5. Enerji yatırımlarından doğan uyuşmazlıklarda uluslararası tahkim

    International arbitration in disputes arising from energy investments

    BAĞDAGÜL KAYA CANER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukAnkara Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLİN GÜNGÖR