Geri Dön

Uluslararası iletişimde çevirmenin rolü

The Translator in international trade

  1. Tez No: 94188
  2. Yazar: İLKNUR BİRKANDAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. TURGAY KURULTAY
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mütercim-Tercümanlık, Translation and Interpretation
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Çeviribilim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 115

Özet

106 ÖZET VE SONUÇ Bu tezin temel amacı durum saptamasıdır. Ancak durum saptaması deyince aynı anda iki şeyi anlamak gerekiyor. - Çeviri gereksinimi ve yaşanan sorunlar - Çevirmene ve çeviriye yaklaşım Mevcut durumlara bakarak çevirinin önemli ve kritik bir iş olduğunu söylediğimiz zaman, şirketlerde çevirmenlere de önem verildiği ve çeviri işlerinin ehil kişilere teslim edildiği anlamına gelmiyor. Durum saptaması açısından öncelikle söylenmesi gereken nokta, şirketlerin genelde çevirmen kadrolarının bulunmaması.“Çeviri işi”olarak görülen türden işler çıktığında sekreter veya yabancı dil bilen diğer elemanlar devreye girmekte veya belli durumlarda dışarıda çeviri bürolarına başvurulmaktadır. Çevirmen olarak işe alınan veya çeviri işlerine yönlendirilen kadrolu eleman varsa da bu elemana“yardımcı”gözüyle bakılmaktadır, yani çeviri alanı uzmanı değil, çeviri işlerini yürüten, sadece yabancı diliyle çalışan biri olarak değerlendirilmektedir. Gerek kendi deneyimlerim, gerek yaptığım çeşitli görüşmeler, gerekse özellikle iş ilanlarına yansıyan bakış açısı bunu doğrulamaktadır. Genelde tüm şirketlerde bilindiği gibi hangi konuda olursa olsun bir eleman alınırken yabancı dil bilmesi istenmektedir. Bu kişilerin yabancı dilleri eleman piyasasmda geçerli ölçütlere göre“çok iyi”olsa bile genellikle uluslararası iletişim için yeterli değildir. Gerçekte birçok çevirmenlik görevini üst düzey yöneticiler yerine getirmek zorunda kalmaktadır. Onların zamanı olmayınca da“elden geldiğince”birşeyler yapılmaktadır. Bu sorunlar yaşanmakta, ancak bunlar“diller ve kültürler arası iletişimdeki güçlükler”olarak algılanmamaktadır. Çünkü bu tür sorunlar kolaylıkla gözden kaçabilmekte ve farkedilen başarısızlıklar başka nedenlere yorulabilmektedir.107 Dolayısıyla sorun bir bilinçlenme ve çeviri işlerini tanımlama sorunu olarak ortaya çıkmaktadır. Şirketlerde çeviri işleri deyince piyasadaki mevcut anlayışa göre çok dar bir çerçeve çıkıyor karşımıza. Buna göre çeviriden anlaşılan, oluşmuş bir metnin (yazılı veya sözlü) diğer dile aktarılmasıdır. Oysa özellikle şirket içi çeviri, çok çeşitli türden işleri kapsamaktadır. Bize göre, şirket yöneticisinin Türkçe olarak verdiği talimatlara göre yazılacak yabancı dildeki bir metin de çeviridir. Çünkü hazır metnin çevirisiyle bu tür bir metin oluşturma süreci aynı gereklere hizmet etmekte ve metnin kurucusunun aynı niteliklere sahip olmasını gerektirmektedir. Çevirinin kavramsal bir tartışmasına girmeden bunu kendi konum açısından pratik bir belirleme olarak görüyorum. Profesyonel bir çevirmenin şirkette kolaylıkla üstlenebileceği işler olarak ana başlıklar halinde şunları sıralayabiliriz: - Yabancı dilden Türkçe'ye, Türkçe'den yabancı dile belgelerin (sözleşmeler, talimatnameler, tanıtım broşürleri vb) çevirisi - Yetkiler arasındaki görüşmelerin sözlü çevirisi - Yurtdışıyla telefon görüşmeleri - Yabancı konuklara rehberlik - Türklere yurtdışında rehberlik - Şirketin ihtiyaç duyduğu yurtdışıyla ilgili konuların araştırılıp rapor edilmesi - Gelen mektupların sözlü özeti (anında sözlü çeviri) - Yabancı dilde mektup yazmak - Yurt dışıyla ilişkileri izlemek ve altyapısını hazırlamak Tüm bu görevler çevirmenin bir şirketin tüm çalışma alanlarını yakından tanımasını gerektirmektedir. Bu durum, çevirmenin hem gerçekten çok bilgili ve aktif olmasını hem de tüm birimlerle sürekli işbirliği içinde olmasını gerektirmektedir. Çevirmen hiçbir konunun uzmanı değildir, ama her konuyu da bilmelidir. Mevcut ilişkilerde bu durum çevirmeni hep ikincil eleman gibi değerlendirmeye neden olmakta. Oysa108 bu konumun özel bir birikim ve beceri gerektirdiği ortadadır. Çevirmen şirkette bir koordinatör ve gölge yönetici olabilecek konumdadır. Bu statü ve yetki gerçekten uygun niteliklere sahip bir çevirmene verildiği zaman yepyeni bir iş tanımı ve işbölümü ortaya çıkacaktır. Şirketin yurt dışı ilişkileri böylece kalite standartlarına uygun hale gelecektir. Şirketlerin çeviri için özel kadro ayırmaması, başlan sıkıştığında çeviri bürolarına başvurmalarına neden olmaktadır. Şirkette ehliyetli bir çevirmene düşen görevlerin birçoğu şirket içinde yapılmak durumundadır oysa. Hem dışardan çevirmenin bilemeyeceği ayrıntılar ve ilişkiler, hem de bu işlerin sürekliliği ve yetkiyle donatılması gereği, çeviri bürolarının rolünü sınırlandırmaktadır. Bu tezin inceleme konusu içinde yer almayan çeviri büroları kuşkusuz çevirmenlik mesleği açısından çok önemli organizasyon biçimleridir ve şirketlerin çeviri gereksinimlerinin karşılanmasında da vazgeçilmezdir. Ancak bugünkü koşullarda iyi çeviri bürolarının bile gereğince altından kalkamayacağı işler, şirkette güvenilebilecek kadrolu bir çevirmen bulunmaması yüzünden dışarıya verilebilmektedir. Şirket bünyesinde çeviri işlerinden sorumlu bir elemanın bulunması durumunda, hangi işlerin dışarıya verilebileceğinin beürlenmesi ve 'dışardaki çevirmenlerle' ilişkilerin de uzmanca yürütülebilmesi açısından da yararlı olacaktır. Bizim vardığımız sonuç şöyle özetlenebilir: Yurt dışıyla iş yapan her şirket (küçük şirketler dahil) bünyesinde ehil ve yetkili bir çevirmen bulundurursa hem işlerinin gelişmesi hem de maliyetlerin azalması açılarından önemli yararlar sağlar. Açıkça görüldüğü gibi böyle bir çevirmenlik, özel birikim, çeviri bilinci ve uyum yeteneği gerektiren bir konum. Bu nitelikte elemanlar bulunmadığuu sürece bizim söylediklerimiz de havada kalacaktır. Dolayısıyla sorun aynı zamanda insan kaynaklarının doğru yönlendirilmesi sorunudur; yani bu alana yönelik yatırım yapılması gerekmektedir. Böyle bir kalite arayışı içinde olan veya sorunun gündeme getirilmesi durumunda bu yöndeki gelişmelerle ilgilenecek kuruluşlar ve kişiler geleceğe yönelik çalışmalara destek vermelidir.109 Burada özellikle çeviri eğitimi ve çevirmenlerin örgütlenmeleri önem kazanmaktadır. Bu çalışmada çeviri eğitiminin sorunlarına eğilmedim, ancak tüm inceleme çeviri eğitimi de doğrudan ilgilendiriyor. Çeviri bölümleri eğitim programlarının gereği olarak bir filoloji veya yabancı dil öğretmenliği eğitiminden hem kuramsal bilgilendirme açısından hem de çalışmaların (uygulamaya yönelik derslerin) yönelimi açısından temel bir farklılık gösteriyor. Dolayısıyla buralardan mezun olan öğrenciler 'yabancı dili ve kültürü' tanıyan kişiler olmanın ötesinde çeviriye yönelik bir altyapıya sahip olmaktadır. Çeviri bölümlerinin eğitim programlan çeviri dünyasındaki uygulamalarla ne kadar yalandan ilintilendirilirse mezunların piyasadaki çevirmenlik görevlerine hazırlığı da o kadar iyi olur. Dolayısıyla bu yapıdaki elemanların çeviri dünyasına girerek ve giderek çoğalarak yeni bir çevirmen profili sergilemeleri beklenebilir. Ne var ki bu gelişme sanıldığı kadar kolay olmayacaktır. Birinci zorluk, üniversiteler şirtketlere“hazır eleman”yetiştirmek durumunda değillerdir. Her şirketin uğraş alam ve koşullarının gerektirdiği görevler farklı olacağı için iyi yetişmiş bir çeviri öğrencisi bile başta uyum sürecine gereksinim duyacaktır. Dolayısıyla şirketlerin ikna olmaları sadece iyi mezun vermekle sağlanamaz. Şirketlerin beklediği çevirmen profilinin de bu tür bir ilişkiye uygun olması gereklidir. Dolayısıyla sorun yine gelip anlayış konusuna dayanmaktadır. İkinci ve önemli bir zorluk üniversitelerin yeterli düzeyde mezun verip vermemesidir. Eğitim programı iyi düzenlenmiş olsa bile çeviri bölümü mezunlarının umulan çevirmen profilini ortaya koymaları belli önkoşullara bağlıdır. Çeviri bölümlerinin tercih edilir bölümler olması, ilgili ve kapasiteli öğrencilere eğitim vermesi bu gelişmeyi hızlandıracaktır. Ancak bu konuda çeşitli zorluklar olduğu ve üniversiteler arasında da büyük farklar ortaya çıkabildiği bilinmektedir. Dolayısıyla bugün bizim, çevirinin ayrı bir uzmanlık işi olduğunu ve bunun eğitimi, için gerekli know hov/ın mevcut olduğunu söyleyebilmemiz, çeviri dünyasında da kısa vadede kolay sonuçlar alabileceğimiz anlamına gelmiyor. Bu yöndeki110 gelişmeleri tek taraflı bir etkileme biçiminde düşünemeyiz. Yani bizler tam düşündüğümüz gibi çevirmenler yetiştireceğiz, bunlar piyasaya girip çevirmenliğin ne olduğunu kanıtlayacaklar ve ardından çevirmen hakkettiği saygınlığa kavuşacak... Böyle bir beklenti hayalidir. Tersine en az eğitimin piyasayı yönlendirmesi kadar eğitimi yönlendirecek olan da piyasadır. Piyasanın mevcut koşullarında ehil çevirmenler (mektepli ya da alaylı farketmez) kalite arayışındaki işverenlerle (veya iş sahipleriyle) buluşurlarsa buradan gelişecek yeni çalışma anlayışları, yeni girişimlere de örnek oluşturmalıdır. Ve içinde bulunduğumuz koşullarda tam da bu geçiş döneminde olduğumuzu gösteren emareler var. Bu hazır potansiyel, ehil çevirmenlerin mesleki örgütlenmelere gitmesiyle, eğitime yönelik talepleri ve girişimleri canlandırmasıyla ve piyasada farklı türden işlerin aynşmasıyla yeni gelişmelerin de altyapısını güçlenecektir. Çeviri bölümlerinin kendi kabuklarından sıyrılıp piyasayla bağlarını geliştirmeleri bu nedenle çok önemli. Biz kendi öğrencimizi eğitiyoruz, gerisi piyasanın sorunu demek yerine, piyasanın koşullarına yönelik araştırmalar, eldeki bilgilerin ilgili çevrelerle paylaşılması ve farklı profilde kişilere çeviri eğitimi olanaklarının genişletilmesi bu bölümlerin önemsemesi gereken görevlerdir. Bu çalışma da akademik uğraşla piyasa arasında köprü kurma yönünde bir çabaydı. Durum saptaması açısından çeviri dünyasının bir bölümüne kısmen de olsa ışık tutabildiysem amacıma ulaşmış olacağım. Bu süreç içinde en azından benim için bu yöndeki araştırmaların genişletilmesi ve geliştirilmesi gereksimi ortaya çıktı. Bu tür incelemeler kuramsal bir altyapı oluşmadan sadece deneyimlerin ve tek tek gözlemlerin ortaya konması biçiminde gelişmediği için bu çalışmaların ilk adresi de ilgili akademik kurumlardır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. The role of translation in constructing the institutional discourse in journalism: The case of the BBC Turkish service

    Habercilikte kurumsal söylemin oluşumunda çevirinin rolü: BBC Türkçe örneği

    ASLI POLAT

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    Mütercim-TercümanlıkHacettepe Üniversitesi

    İngilizce Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HİLAL ERKAZANCI DURMUŞ

  2. An overview of the profession and profile of the translators and interpreters in the diplomatic milieu

    Diplomatik ortamlarda çalışan yazılı ve sözlü çevirmenlerin mesleklerine ve profillerine bir üstsel bakış

    THARWAT AKRAM SALMAN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    Mütercim-TercümanlıkAtılım Üniversitesi

    İngilizce Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYŞE ŞİRİN OKYAYUZ

  3. Conforence interpreting its past and present

    Geçmişten günümüze konferans çevirmenliği

    BEGÜM ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2001

    Mütercim-TercümanlıkHacettepe Üniversitesi

    DOÇ.DR. BERRİN AKSOY

  4. Uluslararası medya organlarında çevirinin rolü: Bütünsel yaklaşımlı bir analiz

    The role of translation in international media organs: A holistic analysis

    SEMA KOÇLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Mütercim-TercümanlıkSakarya Üniversitesi

    Çeviribilim Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUHAMMED ZAHİT CAN

  5. Theme the role of translation in ELT department of Trakya University

    Trakya Üniversitesi İngilizce Anabilim Dalı'nda çevirinin rolü

    MUHLİSE COŞKUN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    1997

    Eğitim ve ÖğretimTrakya Üniversitesi

    Yabancı Dil Olarak İngilizce Öğretimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BİRSEN TAN TÜTÜNİŞ