Tek ebeveynli 60-72 aylık çocukların alıcı dil ve ifade edici dil becerilerinin değişkenler açısından karşılaştırılması
A comprasion of the receptive and expressive language skills of children aged 60-72 months from single – parent families based on various variables
- Tez No: 943004
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM AKKOYUN SERT
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
- Anahtar Kelimeler: Alıcı Dil, İfade Edici Dil, Tek Ebeveyn, 60-72 Aylık Çocuklar, Receptive Language, Expressive Language, Single Parent, 60-72 Month-Old Children
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: KTO Karatay Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Gelişimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 97
Özet
Çocukların alıcı ve ifade edici dil becerileri, dil gelişiminin temel unsurlarını oluşturur ve bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimleri için kritik bir rol oynar. Alıcı dil, çocukların çevrelerinde konuşulan dili anlama, yorumlama ve mesajları kavrama yeteneğini ifade ederken, ifade edici dil, düşüncelerini, duygularını ve ihtiyaçlarını kelimelerle ya da diğer iletişim yollarıyla aktarma becerisini içerir. Bu iki beceri birbiriyle bağlantılıdır; çocuklar önce kelimeleri ve anlamlarını öğrenir (alıcı dil), ardından bunları iletişimlerinde kullanmaya başlar (ifade edici dil). Özellikle erken çocukluk döneminde hızlı gelişen bu beceriler, sosyal ilişkilerin kurulması, akademik başarının desteklenmesi ve kendini ifade etme yetisinin güçlenmesi açısından büyük önem taşır. Aile içi iletişim, hikâye okuma, oyunlar ve sosyal etkileşimlerle bu beceriler desteklenebilirken, gecikme ya da zorluk yaşayan çocuklar için dil terapisi gibi erken müdahaleler etkili olabilir. Alıcı ve ifade edici dil becerilerinin güçlü olması, çocukların sosyal uyumlarını artırırken problem çözme ve empati geliştirme gibi yaşam boyu gerekli olan yetkinlikleri kazanmalarına da katkı sağlar. Tek ebeveynlilik, bir çocuğun ya da çocukların yalnızca anne veya babadan oluşan bir aile yapısında büyümesi durumudur. Bu durum, genellikle boşanma, ayrılık, ölüm, ebeveynlerden birinin çocukla yaşamaması ya da tercih sonucu ortaya çıkabilir. Tek ebeveynler, çocuklarının fiziksel, duygusal, sosyal ve akademik ihtiyaçlarını karşılamak için hem anne hem de baba rolünü üstlenir. Bu durum, ebeveyn üzerinde daha fazla sorumluluk ve yük yaratabilirken, çocuklar için de farklı bir aile dinamiği anlamına gelir. Tek ebeveynli ailelerde, ebeveynin çalışma hayatı ile çocukların ihtiyaçları arasında denge kurması önemlidir. Bu durum zaman zaman ekonomik zorlukları da beraberinde getirebilir. Ancak bu aile yapısı, çocuklar için empati, bağımsızlık ve sorumluluk bilinci gibi güçlü kişilik özelliklerini geliştirme fırsatı da sunabilir. Tek ebeveynler, destek sistemleri oluşturarak (aile büyükleri, arkadaşlar ya da topluluk hizmetleri gibi) karşılaştıkları zorluklarla daha kolay başa çıkabilirler. Toplumda tek ebeveynlik üzerine yapılan araştırmalar, çocukların gelişiminde en önemli faktörün aile yapısından ziyade ebeveynin çocuğa sunduğu sevgi, destek ve rehberlik olduğunu göstermektedir. Bu nedenle tek ebeveynler, çocuklarıyla kaliteli zaman geçirerek, açık iletişim kurarak ve duygusal ihtiyaçlarını gözeterek güçlü bir bağ kurabilirler. Tek ebeveynli ailelerin toplumdaki farkındalığının artması ve bu ailelerin sosyal desteklerle güçlendirilmesi hem ebeveynler hem de çocuklar için daha sağlıklı bir yaşam ortamı sağlayabilir. Bu araştırmanın temel amacı, dil becerilerinin gelişim sürecinde bireysel farklılıkların önemini ortaya koymak ve tek ebeveynli 60-72 aylık çocukların dil gelişimlerini incelemektir. Çalışmada, demografik özelliklerin çocukların dil gelişimlerine olan etkileri detaylı bir şekilde analiz edilerek ebeveynlerin cinsiyeti, çocukların cinsiyeti, kardeş sayısı, doğum sırası, sosyo-ekonomik düzey, ebeveynlerin yaş aralığı ve eğitim düzeyi gibi faktörlerin rolü değerlendirilecektir. Literatürde bu yaş aralığında tek ebeveynli bireyler üzerine yapılan çalışmaların sınırlı olduğu göz önüne alındığında, bu araştırma konuyla ilgili bilgi birikimine katkı sunmayı hedeflemektedir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılarak, dil gelişim testi (TODİL) ve demografik bilgi formu aracılığıyla toplanan veriler frekans, yüzdelik, korelasyon analizleri ile değerlendirilecektir. Araştırma hem akademik hem de pratik açıdan alana katkı sağlamayı ve araştırmacılara, uzmanlara ve ebeveynlere yol gösterici olmayı amaçlamaktadır. Bu çalışma, tek ebeveynli 60-72 aylık çocukların dil gelişiminde çevresel faktörlerin etkisinin olmadığını ortaya koymuş olup, bu durum literatürdeki genel bulgularla çelişmektedir. Çalışma, bu alandaki çeşitliliği artırarak önemli bir katkı sağlamakta olup, örneklem özelinde elde edilen sonuçların, farklı örneklemlerle tekrarlandığında farklı sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sonuç olarak, sosyoekonomik düzeyin dil gelişimi üzerindeki etkilerinin minimize edilmesi için çeşitli stratejiler geliştirilmesi, ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve örneklemlerin çeşitlendirilmesi, gelecekteki araştırmaların kapsamını genişletebilir.
Özet (Çeviri)
Children's receptive and expressive language skills form the foundational elements of language development and play a critical role in their cognitive, social, and emotional growth. Receptive language refers to a child's ability to understand, interpret, and comprehend spoken language in their environment, while expressive language involves the ability to convey thoughts, emotions, and needs through words or other forms of communication. These two skills are interconnected; children first learn words and their meanings (receptive language), and then begin to use them in their communication (expressive language). Especially in early childhood, when these skills develop rapidly, they are of great importance for establishing social relationships, supporting academic success, and enhancing self-expression. These skills can be supported through family communication, storytelling, games, and social interactions, while early interventions such as speech therapy may be effective for children experiencing delays or difficulties. Strong receptive and expressive language skills not only improve children's social adjustment but also contribute to the development of lifelong competencies such as problem-solving and empathy. Single-parenthood refers to the situation where a child or children are raised in a family structure consisting of only one parent. This can result from divorce, separation, death, one parent not living with the child, or by choice. Single parents assume both the maternal and paternal roles to meet their children's physical, emotional, social, and academic needs. This situation can place additional responsibilities and burdens on the parent, while also signifying a different family dynamic for the children. In single-parent families, it is crucial for the parent to strike a balance between their work life and the needs of the children, which may sometimes bring about economic challenges. However, this family structure can also provide children with opportunities to develop strong personality traits, such as empathy, independence, and a sense of responsibility. Single parents can cope with the challenges they face more effectively by building support systems (e.g., family members, friends, or community services). Research on single-parenthood in society shows that the most significant factor in children's development is not the family structure but the love, support, and guidance provided by the parent. Therefore, single parents can establish a strong bond with their children by spending quality time together, maintaining open communication, and attending to their emotional needs. Raising awareness of single-parent families in society and strengthening these families with social support can provide a healthier living environment for both parents and children. The main aim of this study is to highlight the importance of individual differences in the development of language skills and to examine the language development of 60-72 month-old children from single-parent families. The study will analyze in detail the effects of demographic characteristics on children's language development, evaluating the roles of factors such as the parents' gender, children's gender, number of siblings, birth order, socioeconomic level, parents' age range, and educational level. Given that studies on single-parent individuals in this age range are limited in the literature, this research aims to contribute to the existing body of knowledge on the subject. Using a relational screening model, data collected through a language development test (TODİL) and a demographic information form will be analyzed using frequency, percentage, and correlation analyses. The research aims to contribute to the field both academically and practically and to provide guidance to researchers, specialists, and parents. This study revealed that environmental factors have no impact on the language development of 60-72 month-old children from single-parent families, a result that contradicts general findings in the literature. The study makes a significant contribution by increasing diversity in this field, but it should be noted that the results obtained from this specific sample may yield different outcomes when replicated with different samples. Consequently, developing various strategies to minimize the impact of socioeconomic level on language development, raising awareness among parents, and diversifying samples can expand the scope of future research.
Benzer Tezler
- Okul öncesi dönem çocukların oyun becerileri ile ebeveyn-çocuk ilişkileri ve ebeveyn tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi
Investigation of the relationship between preschool children's play skills and parent- child relationships and parental attitudes
DİLEM FİLİZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Eğitim ve ÖğretimHacettepe ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MENEKŞE BOZ
- Erken çocukluk dönemindeki çocukların annelerinin ebeveynlik stres düzeyleri ile çocuklarının benlik algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi
Examining the relationship between mothers' parenting stress levels and their children's self-concepts in early childhood
BÜŞRA TÜKENMEZ KOYUN
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
PsikolojiÜsküdar ÜniversitesiUygulamalı Psikoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SELAMİ VAROL ÜLKER
- 60-72 aylık çocukların, popüler kültür öğeleri ve teknoloji kullanımındaki tercihleri
For children of 60-72 months, popular culture items and preferences in the use of technology
ŞAİZE YAVUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Eğitim ve Öğretimİstanbul Okan ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MESUDE ATAY
- 60-72 aylık çocukların işitsel muhakeme ve işlem becerilerinin ebeveynlerine ait değişkenler açısından incelenmesi
An investigation of 60-72 month-old children's auditory reasoning and processing skills in terms of parental variables
HASAN SELİMOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Eğitim ve ÖğretimSelçuk ÜniversitesiÇocuk Gelişimi ve Ev Yönetimi Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KEZBAN TEPELİ
- 60-72 aylık çocukların görsel algı gelişimleri ile erken okuryazarlık becerileri arasındaki ilişkinin ve oyuncak tercihlerinin incelenmesi
Investigation of the relationship between the visual perception development and early literacy skills of 60-72 month-old children and their toy preferences
BEYZANUR KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Eğitim ve ÖğretimMaltepe ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ HANDAN DOĞAN