Geri Dön

Erken intrauterin gebelik kaybı öyküsü olan ikinci trimester gebelerde cinsel istek ve anksiyetenin değerlendirilmesi

Evaluation of sexual desire and anxiety in second trimester pregnant women with a history of early intrauterine pregnancy loss

  1. Tez No: 943991
  2. Yazar: BÜŞRA ÜNAL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. AYŞEGÜL BESTEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği (ACYÖ), Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ), Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADÖ), Cinsel işlev bozuklukları, Gebelikte cinsellik, Spontan abortus, Arizona Sexual Experience Scale (ASEX), Golombok-Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS), Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS), Sexual dysfunctions, Sexuality in pregnancy, Spontaneous abortion
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı, spontan abortus öyküsü bulunan gebelerin, şu anki mevcut gebelikleri sırasında psikolojik durumlarını ve cinsel işlevlerini değerlendirmek; abortus deneyiminin anksiyete, depresyon ve cinsel işlev üzerine olan etkilerini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 14–28. gebelik haftaları arasında olan, önceki gebeliğinde ilk trimesterde spontan abortus öyküsü bulunan 100 gebe ve abortus öyküsü bulunmayan 100 gebe olmak üzere toplam 200 gönüllü katılımcı dâhil edilmiştir. Katılımcıların sosyodemografik ve obstetrik özellikleri sorgulanmış; psikolojik değerlendirme için Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HADÖ), cinsel işlevlerin değerlendirilmesi için ise Golombok-Rust Cinsel Doyum Ölçeği (GRCDÖ) ve Arizona Cinsel Yaşam Ölçeği (ACYÖ) kullanılmıştır. Elde edilen veriler, abortus öyküsü olan ve olmayan gruplar arasında istatistiksel olarak karşılaştırılmıştır. Ayrıca gebelik haftası, eğitim düzeyi, yaş ve abortus sayısı gibi değişkenlerle ölçek puanları arasındaki ilişkiler korelasyon analizleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Spontan abortus öyküsü olan gebelerin HADÖ-Anksiyete, HADÖ-Depresyon, ACYÖ ve GRCDÖ'nün tüm alt boyut puanları, abortus öyküsü bulunmayan gebelere göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p=0,0001). Gebelik haftası ilerledikçe, abortus öyküsü olan grupta anksiyete, depresyon ve bazı cinsel işlev alt boyutlarında iyileşme eğilimi gözlenmiştir. Ayrıca çoklu abortus öyküsüne sahip katılımcıların, tek abortus geçirmiş olanlara kıyasla cinsel ilişki sıklığı alt boyutunda anlamlı düzeyde daha olumsuz puanlar aldığı belirlenmiştir (p=0,011). Eğitim düzeyi düştükçe cinsel iletişim puanlarının da bozulduğu saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamız, spontan abortus öyküsünün sadece fiziksel değil, psikolojik ve cinsel işlevler üzerinde de belirgin etkiler yaratabileceğini ortaya koymuştur. Özellikle birden fazla gebelik kaybı yaşamış kadınlarda, mevcut gebelik süresince cinsel yakınlıktan kaçınma ve psikolojik sıkıntı düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Spontan abortusun, sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal ölçekte ele alınması gereken bir halk sağlığı sorunu olduğu düşünülmektedir. Sağlık çalışanlarının da bu konuda daha kapsamlı değerlendirme yapması önemlidir. Bu nedenle, abortus öyküsü olan kadınların bir sonraki gebeliklerine psikolojik açıdan hazırlanması ve gebelik süresince psikososyal açıdan desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.

Özet (Çeviri)

Aim: The aim of this study is to evaluate the psychological status and sexual functioning of pregnant women with a history of spontaneous abortion during their current pregnancy, and to determine the effects of the spontaneous abortion experience on anxiety, depression, and sexual function. Materials and Methods: A total of 200 voluntary participants were included in the study, consisting of 100 pregnant women between the 14th and 28th weeks of gestation who had a history of spontaneous abortion during the first trimester of a previous pregnancy, and 100 pregnant women without such a history. The sociodemographic and obstetric characteristics of the participants were recorded. The Hospital Anxiety and Depression Scale (HADS) was used to assess psychological status, while the Golombok-Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS) and the Arizona Sexual Experience Scale (ASEX) were utilized to evaluate sexual functioning. The data obtained were statistically compared between the groups with and without a history of abortion. Additionally, correlations between scale scores and variables such as gestational age, education level, age, and number of abortions were evaluated using correlation analyses. Results: The scores of HADS-Anxiety, HADS-Depression, ASEX, and all subscales of the GRISS were found to be significantly higher in pregnant women with a history of spontaneous abortion compared to those without such a history (p = 0.0001). As gestational age progressed, improvements were observed in anxiety, depression, and certain subdomains of sexual function in the group with a history of spontaneous abortion. Additionally, participants with multiple spontaneous abortions had significantly poorer scores in the subscale of sexual intercourse frequency compared to those with a single abortion (p = 0.011). It was also established that sexual communication scores deteriorated as the level of education decreased. Conclusion: Our study revealed that a history of spontaneous abortion can have significant effects not only physically, but also on psychological well-being and sexual functioning. In particular, women who had experienced multiple pregnancy losses exhibited higher levels of psychological distress and greater avoidance of sexual intimacy during their current pregnancies. Spontaneous abortion should be considered not only a personal experience but also a public health issue that warrants attention at the societal level. It is important that healthcare professionals conduct more comprehensive assessments in this regard. Therefore, it is essential to ensure that women with a history of abortion are psychologically prepared for subsequent pregnancies and are provided with psychosocial support throughout the gestational period.

Benzer Tezler

  1. Ektopik gebelikte ikinci doz metotreksata ihtiyaç duyma kriterlerinin belirlenmesi

    Başlık çevirisi yok

    GÖKÇE HANDE EKEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE FİLİZ YAVUZ

  2. İnsan brusellozunun gebelik kaybı ile ilişkisinin araştırılması

    Evaluation of the relation of human brucellosis with miscariage

    AYŞE ÖZLEM METE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon HastalıklarıGaziantep Üniversitesi

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA NAMIDURU

  3. Rekürrent spontan abortuslarda (RSA) serviko-vajinal sıvıda tayin edilen interleukin-6 ve tümör nekrozis faktör-alfa düzeylerinin gebeliğin prognozundaki önemi

    The Importance of inteleukin-6 and tumor necrosis factor-alpha levels in servico-vaginal swabe, on prognosis of pregnancy

    MÜBERRA NAMLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LÜGEN CENGİZ

  4. İntrauterin gelişme geriliği olan fetusların kardiyak fonksiyonlarının doku doppleri ile incelenmesi

    Investigation fetal cardiac functions with tissue doppler in intrauterine growth restriction

    RABİA MERVE ERBIYIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ GEDİKBAŞI

    UZMAN BAŞAK KAYA