Kanser ve bağışıklık hastalıklarında hedef olan TIPE2 and PAK1 ve pak1 proteinleriyle olan etkileşimlerinin moleküler seviyede ve dinamik olarak incelenmesi
Molecular and Dynamic Investigation of the Interactions of RAC1, a Target in Cancer and Immune Diseases, with TIPE2 and PAK1 Proteins
- Tez No: 946056
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ SALİHA ECE ACUNER ZORLUUYSAL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Biyofizik, Biyoloji, Biyomühendislik, Biophysics, Biology, Bioengineering
- Anahtar Kelimeler: Rac1, PAK1, TIPE2, Moleküler Dinamik Simülasyon, protein-protein etkileşimi, mutasyon etkileri, Rac1, PAK1, TIPE2, molecular dynamics simulations, protein- protein interactions, mutation effects
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Biyomühendislik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 110
Özet
Bu tez çalışması, hücre içi sinyal iletiminde merkezi rol oynayan Rac1 pro- teini ile TIPE2 ve PAK1 gibi kritik düzenleyici proteinler arasındaki etkileşimleri moleküler düzeyde detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Organizmalarda homeostazın sürdürülebilmesi, hücre büyümesi, farklılaşması, hareketi ve ölümü gibi temel biyolojik olayların doğru ve koordineli bir şekilde işlemesi, büyük ölçüde protein-protein etkileşimlerinin sorunsuz işlemesine bağlıdır. Bu etkileşimlerin temel düzenleyicilerinden biri olan küçük GTPaz proteinleri, hücre içi sinyal iletim yol- larının başlıca düğüm noktalarını oluşturur. Rac1 (Ras-related C3 botulinum toxin substrate 1), Ras süper ailesine ait Rho protein ailesinde yer alan bir GTPaz enz- imi olup, GTP'ye bağlandığında aktif, GDP'ye bağlandığında ise inaktif konumda bulunur. Aktif Rac1, çeşitli efektör proteinlerle etkileşime girerek hücre iskeletinin yeniden düzenlenmesi, hücre polaritesi, göçü, proliferasyonu ve apoptozu gibi çok sayıda süreci düzenler. Yapısal olarak, Rac1 proteini beş korunumlu G motifini (G1–G5), Switch I ve Switch II bölgelerini, Insert bölgesini ve hiper değişken bir C-terminal bölgeyi içerir. Özellikle Switch bölgeleri, GTP/GDP bağlanmasına göre konformasyonel değişiklikler göstererek proteinin partnerlerine bağlanma yeteneklerini belirler. Bu bölgelerde meydana gelen mutasyonlar, Rac1'in yapısal kararlılığını ve fonksiyonel etkileşimlerini ciddi biçimde etkileyebilir. Tez kapsamında incelediğimiz mutasyonlar ve kısa bir özeti şu şekildedir; * P29S: Diğer tipik Ras onkojenik mutasyonlarının aksine, bu mutasyon GTPaz aktivitesini korur. GTP hidrolizini yapabilmesine rağmen, GDP'den GTP'ye dönüş hızını önemli ölçüde artırır ve böylece sürekli aktif hale gelir. * F28L: Özellikle sürekli aktif olma özelliğiyle bilinir. Ana nedeni, switch bölgelerindeki esneklik değişikliği sayesinde GTP/GDP değişiminin hızlanmasıdır (hızlı döngü). * Q61L: Sürekli aktif bir mutasyondur ve Rac1'in GTP hidrolizini engelleyerek onu sürekli“açık”konumda tutar. Ancak bu aşırı stabil aktif durum, normal Rac1 sinyal dinamiklerini taklit edemediği için işlevsel bozukluğa yol açar. * Q61R: Kazanım mutasyonudur ve P29S mutasyonuna benzer şekilde Rac1'in GTP bağlama yeteneğini artırarak aktivasyonunu kolaylaştırır. Bu da Rac1'in efektör proteinlerle (örneğin PAK1) etkileşim olasılığını yükseltir ve yapısal değişikliklerle sinyal davranışını etkiler. * T17N: Dominant-negatif mutasyondur. p-loop bölgesinde yer alır ve GTP/GDP bağlanmasını engeller, Rac1'in aktif hale geçmesini engeller. Ayrıca GEF proteinlerine daha güçlü bağlanarak diğer Rac1'lerin aktivasyonunu rekabetçi olarak engeller ve böylece sinyal iletimini baskılar. TIPE2 (Tumor necrosis factor alpha-induced protein 8-like protein 2), TIPE aile- sine ait immün dengeyi sağlayan önemli bir adaptör proteindir. Altı alfa-heliksten oluşan kompakt bir yapı gösteren TIPE2, merkezinde lipid moleküllerle etkileşim kurabilecek geniş bir hidrofobik boşluk taşır. TIPE2, T hücre reseptörleri (TCR) ve Toll-like reseptörler (TLR) gibi immün sinyal yollarını negatif şekilde düzenleyerek, özellikle aşırı immün yanıtların baskılanmasını sağlar. Bu yönüyle otoimmün hastalıkların ve inflamatuvar süreçlerin kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynar. Lit- eratürde TIPE2'nin ekspresyonunun birçok inflamatuvar hastalıkta azaldığı; özellikle lökosit infiltrasyonu, sitokin üretimi ve NF-κB aktivasyonu ile ilişkili olduğu be- lirtilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar, TIPE2'nin çeşitli kanser türlerinde baskılanmış olduğunu ve bu baskılanmanın tümör progresyonuyla ilişkili olabileceğini göstermiştir. Bu nedenle, TIPE2'nin bağışıklık sistemiyle olan ilişkisi kadar tümör mikroçevresi üzerindeki etkileri de araştırılmaktadır. Ayrıca TIPE2'nin apoptotik süreçlerde rol oynayabileceği, hücresel enerji homeostazına katkı sağladığına dair bul- gular da rapor edilmiştir. Ek olarak, TIPE2'nin Rac1 ile olan etkileşimi STRING veri tabanı incelendiğinde, ko-immünopresipitasyon temelli yöntemlerle etkileşimde bulunabileceğine dair veriler elde edilmiştir. Ancak bu etkileşimin detaylı analizi veya etkileşim sonrasındaki yolak regülasyonları konusunda detaylı bir çalışma bu- lunmamaktadır PAK1 (p21-activated kinase 1) proteini ise, Rho GTPaz ailesindeki Rac1 ve Cdc42 gibi küçük GTPaz'ların doğrudan efektörüdür. Kinaz aktivitesine sahip olan PAK1, inaktif formda homodimer bir yapıda bulunur ve otoinhibisyon mekaniz- ması ile kendi aktivitesini baskılar. GTP-bağlı aktif formdaki Rac1'in PAK1'in p21 bağlanma bölgesine (PBD) bağlanması, otoinhibisyon bölgesinin yapısal olarak de- vre dışı bırakılmasına ve kinaz aktivitesinin başlamasına yol açar. PAK1'in aktive ol- ması, hücre iskeletinin yeniden düzenlenmesinden hücre göçüne, polarite oluşumundan hücre döngüsü ilerlemesine kadar birçok biyolojik olayda kritik rol oynar. Ayrıca PAK1'in MAPK sinyal yolu, PI3K/Akt yolu ve Wnt sinyal yolağı gibi çok sayıda önemli hücresel yolağı da etkileyebildiği bilinmektedir. PAK1'in anormal aktivasy- onu ise metastatik tümörlerde artış göstermekte ve bu nedenle PAK1 kanser biyolo- jisinde hem bir belirteç hem de potansiyel hedef protein olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, Rac1, TIPE2 ve PAK1 üçlüsünün etkileşimleri yalnızca moleküler düzeyde sınırlı kalmayıp, hücre düzeyinde çok yönlü bir etki ağı oluşturmaktadır. Örneğin, Rac1'in immün sistem üzerindeki etkileri TIPE2 üzerinden negatif geri besleme ile düzenlenirken, hücre iskeletini yeniden yapılandıran PAK1 ile olan ilişkisi hücre hareketliliği ve metastazda belirleyici olabilir. Rac1'in PAK1 ile etkileşiminin bozulması, kanser hücrelerinin yönlendirilmiş göçünde aksamalara veya alternatif invazyon yollarının aktifleşmesine neden olabilir. Aynı zamanda bu etkileşimlerin bozulması immün sistemin kontrolsüz tepkisine yol açarak otoimmün hastalıkların şiddetlenmesine neden olabilir. Bu nedenle Rac1'in, mutasyonlara bağlı olarak bu iki proteinle olan etkileşimlerini kaybetmesi çok çeşitli hastalıkların temelinde yer alabilecek bir mekanizmayı temsil eder. Yapılan bu çalışma, hem TIPE2'nin hem de PAK1'in Rac1 aracılığıyla ortak bir düzenleme ekseninde buluştuğunu ortaya koyarak, bu eksenin patofizyolojik önemi konusunda yeni sorular doğurmuştur. Bu sorular, ilerleyen dönemde deneysel ve klinik araştırmalarla yanıtlanması gereken önemli araştırma başlıklarını oluşturabilir. Bu moleküler ilişki ağının çözümlenmesi, özellikle hedefe yönelik tedavi strateji- lerinin geliştirilmesinde büyük bir potansiyel taşımaktadır. Mevcut bulgular doğrultusunda, Rac1'in mutant formlarına karşı geliştirilecek küçük moleküller ya da peptidomimetik inhibitörler, Rac1-TIPE2-PAK1 eksenini yeniden düzenleyerek hastalıkların seyrini değiştirebilir. Bununla birlikte, TIPE2 ve PAK1'in ekspresyon düzeylerinin hastalıkların tanı ve prognozunda biyobelirteç olarak kullanılıp kullanılamayacağı da araştırılmaya değerdir. Bu tür moleküler hedeflerin belirlenmesi, özellikle kişiselleştirilmiş tıbbın gelişimi açısından önem taşımaktadır. Sonuç olarak, bu çalışmada elde edilen yapısal ve dinamik veriler, temel biyolojiyi aydınlatmanın yanı sıra translasyonel araştırmalar için sağlam bir temel oluşturma potansiyeline sahiptir. Bu tez çalışmasında, moleküler dinamik simülasyonları ile Rac1, TIPE2 ve PAK1 arasındaki etkileşimler ve bu etkileşimlerin Rac1 mutasyonlarına bağlı olarak nasıl değiştiği ayrıntılı biçimde analiz edilmiştir. Bu analiz için özellikle Rac1 TIPE2 ve PAK1'in deneysel kristal yapıları Protein Veri Bankası (PDB)'ndan elde edilmiş olup yapıların üzerindeki protein olmayan hetero atom ve benzeri istenmeyen moleküllerin çıkartılması için Pymol ve manuel yöntemler tercih edilmiştir. Özellikle Rac1'ın tek başına yapısının olmadıgı mutant tipler için wild tip (doğal yapı) üzerinden Pymol ile in silico mutasyonlar gerçekleştirilmiştir. Yapılar hazırlandıktan sonra eksik yan zincir veya numaralandırmadaki hata- lar giderilip moleküler kenetlenme aşamasına geçilmiştir. PAK1-Rac1 ve TIPE2- Rac1 kompleks tahminleri için birbirinden ayrı adımlar izlenmiştir. PAK1 ile olan etkileşimin ortaya çıkartılmasıda ilk olarak PAK1'in Rac1 ile aynı ailedeki başka proteinlerle olan deneysel yapıları incelenmiş ve etkileşimlerden bağlanma bölgesi bilgisi elde edilmiştir. Bu elde edilen bilgi kullanılan moleküler kenetlenme pro- gramı HADDOCK'a girdi olarak verilmiş ve bu bağlanma arayüzü çerçevesinde kenetlenmiş pozlar elde edilmiştir. PAK1 ile kenetlenme Rac1'in wild tipi başta ol- mak üzere F28L, P29S, Q61L, Q61R ve T17N mutant yapıları için tekrarlanmıştır. Elde edilen kenetlenme pozları ise HADDOCK sunucusundan gelen skorlara göre sıralanmış ve en iyi skoru veren yapılar, çalışmanın devamındaki moleküler dinamik simülasyon analizlerinde kullanılmak üzere seçilmiştir. TIPE2 ve Rac1 kenetlen- mesi içinse Rosetta paketi içerisindeki kenetlenme yazılımı tercih edilmiştir. Bu tercihimizin ana sebebi kör docking çalışması gerçekleştirecek olmamızdır. Rosetta Docking paketi ile İki protein birbirleri etrafında bizim verdiğimiz eşik değerleri içerisinde kalmak koşulu ile rotasyon ve konum değişiklikleri gerçekleştirir ve en her bir konum için skor tahminleri gerçekleştirir. Haddock üzerinde ise bu işlem çok daha kompleks olmakta ve kullanıcı tarafından en bilgiler istenmektedir. Bu yüzden terchimiz tamamen kör docking gerçekleştirebilen Rosette tarafında olmuştur. Bu aşamda TIPE2 ve Rac1'in yapılarının alternatif konumları Rosetta Relax kul- lanılarak üretilmiş olup bu alternatif yapılar ile Rac1'in GTP ve GDP'li komplek- sleri çapraz olarak kenetlenme işlemine tabi tutulmuş ve her bir kenetlenme işlemi için 10.000'er model elde edilmiştir. Bu aşamada 3 alternatif yapı içi kendi içlerinde kombinasyonları elde edilmiş ve bu kombinasyonlarının docking'i gerçekleştirilmiştir. Kombinasyonundan 9 farklı set elde edilmiş ve her bir set için 10.000 yapılı docking işlemi gerçekleştirilmiştir. Toplamda 90.000 yapı kombinasyonlardan gelirken ek bir docking seti ise Wild yapıların docking'den gelmiş ve toplamda 100.000 yapı elde edilmiştir. Bu işlem GTP'li yapılar ve GDP'li yapılar için ayrı ayrı gerçekleştirilmiş olup bütün docking aşamalarının sonunda 200.000 yapı elde edilmiştir. Bu elde edilen yapılar ile doğrudan simülasyona gidilemeyeceği için aralarında en uygun yapının tercih edilmesi aşaması başlamıştır. Bu aşamada Hawdock sunucusu kullanılarak her bir set içerisinde seçilen en iyi bağlanma arayüzü ve toplam skor- larına sahip yapıların MM/GBSA enerjileri analiz edilmiş ve bu verilere dayanılarak Rac1 ve TIPE2 için MD simülasyonlarında kullanılacak başlangıç pozisyonları elde edilmiştir. Yapı hazırlama ve kenetlenme çalışmaları sonrası Rac1'ın mutasyonlu ve doğal yapıları ile birlikte modellenen PAK1 ve TIPE2 komplekslerinin MD simülasyonu aşamasına geçilmiştir. Bu aşamada Amber simülasyon motoru tercih edilmiş olup, simülasyona başlamadan her bir yapı çeşitli kademelerden oluşan minimizasyon ve eşitleme aşamalarından geçirilmiştir. Daha sonrasında ise 3 tekrarlı 1000 nanosaniye- lik simülasyonların gerçekleştirilebilmesi için hidrojen kütle yeniden dağıtımı denilen bir teknik uygulanmış ve protein üzerindeki hidrojenlerin kütleleri değiştirilmiştir. Bu sayede 2 femtosaniyelik adım boyutu 2 katına çıkartılmış ve 1000 nanosaniye- lik simülasyonların hesaplama maliyeti düşürülmüştür. Bu hazırlık aşamalarından sonra simülasyonlar koşturulmaya başlanmıştır. Moleküler Dinamik (MD) simülasyonları, proteinlerin kompleks yapısındaki kon- formasyonel değişimlerini, bağlanma bölgelerini ve dinamik hareketlerini yüksek za- man çözünürlüğünde ortaya koymuştur. Rac1'in Switch I ve II bölgelerindeki mu- tasyonların, hem proteinin yapısal kararlılığını hem de TIPE2 ve PAK1 ile olan bağlanma afinitesini nasıl etkilendiği sayısal olarak ortaya konmuştur. Ayrıca, GDP/GTP ve Mg2+ gibi kofaktörlerin Rac1'in etkileşimlerindeki rolü ve bu bağlamda işlevselliğinin nasıl değiştiği de detaylı şekilde incelenmiştir. RMSD, RMSF gibi yapısal dinamik analiz metrikleri, mutasyonların protein hareketliliği ve esnekliği üzerindeki etkilerini nicel olarak göstermiştir. Ek olarak tez kapsamında gerçekleştirilen simülasyonların genel bir özeti tablo 1 'de gösterilmektedir. Elde edilen önemli bulgular ise Rac1-PAK1 ve Rac1-TIPE2 olarak iki başlıkta incelenebilir. Rac1-PAK1 etkileşimi: * F28L Mutasyonu: GDP-bağlı durumda olan mutant Rac1'in PAK1'e olan bağlanma enerjisinde doğal yapısına göre artış gözlemlenmiştir. Bu durum, Switch I bölgesindeki artan esneklikle birlikte değerlendirilmiştir. Genellikle inaktif form olarak bilinen GDP-bağlı Rac1'in, F28L mutasyonu sonucunda PAK1'e bağlanma eğiliminin artabileceği düşünülmektedir. * Q61L Mutasyonu: GDP-bağlı formdaki mutant Rac1'in PAK1 ile etkileşiminin güçlendiği görülmüştür. Literatürde“aktive edici”mutasyon olarak tanımlanan Q61L, bağlanma enerjisindeki artış sayesinde PAK1 etkileşimini desteklemekte; bu da hücre içi sinyal iletimini sürdürebilir ve hücresel proliferasyon ya da hareketliliğin artmasına neden olabilir. * Q61R Mutasyonu: Hem GDP- hem de GTP-bağlı formlardaki mutant Rac1'in bağlanma enerjisinde düşüş kaydedilmiştir. Bu düşüş, PAK1 ile zayıflamış bir etkileşime işaret etmektedir. Ayrıca Switch I bölgesinde artan esneklik, bağlanma yüzeyindeki yapısal çeşitliliği artırarak kararlı bir etkileşimi en- gelleyebilir. Bu onkojenik mutasyonun Rac1-PAK1 etkileşimini zayıflatarak hücresel sinyal yollarında bozulmalara yol açabileceği öne sürülmektedir. * Switch I Bölgesi Esnekliği: Switch I bölgesindeki esneklik, PAK1'e bağlanmada kritik bir rol oynamaktadır. Yüksek esneklik genellikle bağlanma afinitesinin azalmasıyla ilişkilidirken, düşük esneklik ve daha stabil konformasyonlar daha güçlü bağlanmayı desteklemektedir (Özellikle Q61R mutantı için bu geçerli iken, istisnai olarak F28L de artan esneklikle birlikte PAK1 bağlantıda iy- ileşme görülmüştür). * Nükleotid Bağlanma Durumu: GTP veya GDP'ye bağlı olma durumu, mutasyonların etkisini büyük ölçüde belirlemektedir. Örneğin, F28L mutasy- onu özellikle GDP bağlıyken etkileşimi artırırken, GTP bağlı halde bu etkileşim azalmaktadır. Q61L mutasyonu ise özellikle GDP bağlı durumda etkileşimde artış gösterirken, Q61R mutasyonu nükleotid bağlılığına bakılmaksızın etk- ileşimi zayıflatmakta ve bu durum hücresel sinyal iletiminde farklı sonuçlara yol açmaktadır. Rac1-TIPE2 etkileşimi: Yapılan her 3 tekrar simülasyonun (3 run Rac1(GTP)-TIPE2 ve 3 run Rac1(GDP)- TIPE2 olmak üzere) 2 tanesinde iki protein arasında kopma gözlemlenmiş ancak bu kopmalardan birisinde alternatif bir bağlanma konumu ortaya konmuştur. Ancak entropi katkıları da hesaba katıldığında, altı simülasyonun tamamı pozitif bağlanma enerjisi göstermiştir; bu da termodinamik açıdan bağlanmanın elverişsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Bu yüzdenden bağlantı konusunda tam bir yorumda bulun- manın zor olacağı görülmüştür. Ancak TIPE2'nin ortasında yer alan büyük cep bölgesi değerlendirildiğinde buraya bağlanabilecek bir küçük molekül ya da peptid parçasının TIPE2'nin stabilitesini değiştirerek Rac1 ile olan etkileşimi düzenleyebileceği yorumunda bulunulmuştur. Sonuç olarak ise Rac1'in üzerinde gerçekleşen mutasyonların PAK1 ile olan etk- ileşimini ciddi bir şekilde etkileme potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmiş ve değişimler moleküler seviyede incelenmiştir. Bu sonuçların, mutasyonlu Rac1 yapılarını hedef alan ilaç moleküllerinin geliştirilmesine katkısı olacağı düşünülmektedir. Rac1 ile TIPE2 arasındaki etkileşimin ortaya konabilmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu tespit edilmiş; gelecek çalışmalarda özellikle TIPE2 veya Rac1 üzerinde gerçekleştirilecek modifikasyonlar ya da ikincil/üçüncül proteinlerin bağlanması yoluyla bu etkileşimin daha kararlı bir şekilde kurulup kurulamayacağının detaylı biçimde incelenmesi önerilmektedir.
Özet (Çeviri)
Intracellular signal transduction and protein-protein interactions are crucial for the proper functioning of biological systems, regulating key processes such as metabolism, environmental response, and cell cycle control. Disruptions or mutations in these proteins or their interactions can lead to various pathological conditions, including cancer and immune dysfunctions. In this context, Rac1 is a small GTPase involved in regulating the cytoskeleton; Pak1 is a serine/threonine kinase activated by Rac1 that controls cell motility, polarity, and proliferation; TIPE2 is a regulatory protein that suppresses the immune response by balancing cell signaling pathways to keep inflammation under control. Notably, TIPE2 acts as an inhibitor of both inflam- mation and cancer In this study, the interactions between Rac1 (Ras-related C3 botulinum toxin substrate 1), TIPE2 (Tumor necrosis factor alpha-induced protein 8-like protein 2), and PAK1 (p21-activated kinase 1) were investigated, along with the effects of Rac1 mutations on these interactions. Molecular dynamics simulations were employed to analyze the impacts of mu- tations on protein structural dynamics and binding mechanisms. Metrics such as RMSD and RMSF provided insight into protein flexibility and conformational changes. Binding energies and structural analyses revealed that mutations in Rac1 differentially modulate its interactions with PAK1 and TIPE2 depending on the nucleotide-bound state. Specifically, the F28L mutation increased the binding affinity to PAK1 in the GDP-bound form, likely due to increased flexibility in the Switch I region. In con- trast, the Q61R mutation weakened Rac1-PAK1 interactions in both GDP- and GTP-bound forms, accompanied by increased Switch I flexibility, potentially dis- rupting cellular signaling. Simulations involving Rac1 and TIPE2 showed structural displacements under certain conditions, with one GTP-bound run indicating promising conformations. However, entropy calculations suggested thermodynamically unfavorable binding across all parallel runs. Overall, the study highlights the critical role of Switch I flexibility and the bound nucleotide in regulating Rac1 interactions, providing insights into the functional consequences of Rac1 mutations in cellular signaling pathways.
Benzer Tezler
- Unrevealing the structural mechanisms of Bcl-2: From functional modulation to complex formation with Beclin 1 and Bag-1
Bcl-2'nin yapısal mekanizmalarının aydınlatılması: Fonksiyonel modülasyondan Beclin 1 ve Bag-1 ile kompleks oluşumuna doğru
MİRAY TÜRK
Doktora
İngilizce
2025
Biyofizikİstanbul Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GİZEM DİNLER DOĞANAY
- Variant detection in inflammatory diseases
İnflamatuvar hastalıklarda varyant belirlenmesi
GİZEM ALKURT
Doktora
İngilizce
2024
Biyolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GİZEM DİNLER DOĞANAY
- Assessment of the effects of melatonin on the funtional deficits induced by cellular stress in obese donor derived mesenchymal STEM cells
Melatonin'in obez donor mezenkimal kök hücrelerinde hücresel strese bağlı olarak oluşan fonksiyon bozuklukları üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
ECE GİZEM POLAT
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
BiyolojiHacettepe ÜniversitesiKök Hücre Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATİMA SUSANNA FAUSTINA AERTS KAYA
- Yeni MBD2 inhibitör adaylarının in vitro sitotoksik etkilerinin araştırılması
Investigating the in vitro cytotoxic effects of new MBD2 inhibitor candidates
KASIM KAĞAN KOCA
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
BiyolojiGebze Teknik ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. UYGAR HALİS TAZEBAY
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZİHNİ ONUR ÇALIŞKANER
- hsa-miR-497 as a modulator of the expression in the presence or absence of CHRNA5 in breast cancer
mir-497 meme kanserinde, CHRNA5 ile alakalı, önemli bir regülatör mü?
BAŞAK ÖZGÜRSOY
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
Biyolojiİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEN KONU KARAKAYALI