Geçirilmiş radius distal uç kırığı sonrası kötü kaynama gelişen hastalarda düzeltici osteotominin cerrahi sonrası takiplerde distal radioulnar eklem (DRUE) instabilitesi üzerine etkisi
Effect of corrective osteotomy on distal radioulnar joint (DRUJ) instability during postoperative follow-up in patients with malunion after previous distal radius fracture
- Tez No: 946167
- Danışmanlar: DOÇ. DR. OSMAN ORMAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
- Anahtar Kelimeler: Distal radioulnar eklem, instabilite, kötü kaynama, deformite, düzeltici osteotomi, Distal radioulnar joint, instability, malunion, deformity, corrective osteotomy
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
Amaç: Distal radius kırıklarının tedavi edilmemesi ya da yetersiz tedavi edilmesi sonucunda gelişen kötü kaynama, sık karşılaşılan ancak istenmeyen bir komplikasyondur. Bu hastalarda el bileği eklem hareket açıklığında kısıtlılık, ağrı, kavrama gücünde azalma ve günlük yaşam aktivitelerinde zorluk gibi çeşitli fonksiyonel kayıplar gözlemlenebilir. Radyolojik parametreler ve klinik bulgular birlikte değerlendirilerek deformite düzeltici cerrahiye karar verilebilir. Düzeltici osteotomi, el bileği anatomisinin yeniden sağlanmasına olanak tanıyarak hem klinik hem de fonksiyonel iyileşmeye katkı sunmaktadır. Distal radius kötü kaynamasına bağlı olarak el bileği biyomekaniğinde meydana gelen bozulmalar, distal radioulnar eklem (DRUE) instabilitesi riskini artırmaktadır. Literatürde, kronik DRUE instabilitesinin yönetiminde öncelikle kemik deformitesinin düzeltilmesi gerektiği belirtilmekte; bazı çalışmalarda ise bu cerrahiye Triangular Fibrocartilage Complex (TFCC) tamiri veya yumuşak doku rekonstrüksiyonlarının eklenmesi önerilmektedir. Bu çalışmada, deformite düzeltici osteotomi öncesinde mevcut olan DRUE instabilitesinin yalnızca bu cerrahi müdahale ile ne ölçüde düzeldiği incelenmiş ve söz konusu ilişkinin açıklanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: El cerrahisi kliniğimizde, Ocak 2011 ile Eylül 2024 tarihleri arasında posttravmatik distal radius kötü kaynaması nedeniyle düzeltici osteotomi uygulanan hastalar arasından, çalışma dahil edilme kriterlerini karşılayan 31 olgu retrospektif olarak incelenmiştir. Ameliyat öncesi ve sonrası distal radioulnar eklem (DRUE) instabilitesinin değerlendirilmesinde klinik muayene bulguları olarak; dorsopalmar stres testi (ballotman), piyano tuşu bulgusu, baskı testi ve ulnar fovea hassasiyeti gibi testler kullanılmıştır. Radyolojik değerlendirmede; posteroanterior (PA) el bileği grafilerinde DRUE aralığının genişliği ve ulnar varyans ölçümleri, lateral grafilerde ise kötü kaynamanın yönü ve açısal deformitesi, ayrıca distal ulnanın dorsal ya da volar deplasman mesafesi gibi parametreler analiz edilmiştir. Ağrı düzeyini ve fonksiyonel durumu objektif olarak değerlendirebilmek amacıyla Vizüel Analog Skala (VAS) ve MAYO el bileği skoru kullanılmış; el bileği eklem hareket açıklığı ise gonyometre yardımıyla ölçülmüştür. Bulgular: Sosyodemografik açıdan çalışmaya katılan toplam 31 hastanın 18'i erkek (%58,1'i), 13'ü (%41,9'u) kadındır. Hastaların yaş ortalaması 41,87±16,37'tür(13-85 yaş arası). Hastaların yaralanma sonrası deformite düzeltici cerrahiye kadar bekleme süreleri ortalaması 28,48±45,05 aydır (3-180 ay arası). Olguların cerrahi öncesine göre cerrahi sonrası VAS skorlarındaki ortalama 2,94±1,61 birimlik düşüş istatistiksel olarak anlamlı saptanmıştır (p=0,001; p0,05). Sonuç: Distal radius kırığı sonrası kötü kaynama durumunun değerlendirilmesinde yalnızca radyolojik deformiteler değil, hastanın klinik bulguları ve fonksiyonel kayıpları da dikkate alınmalıdır. Bu çalışmada, semptomatik olgularda uygulanan deformite düzeltici osteotomilerin hem klinik şikâyetlerde hem de fonksiyonel parametrelerde anlamlı iyileşmeler sağladığı bulunmuştur. Cerrahi öncesi ve cerrahi sonrası dönemde ölçülen VAS ve MAYO skorlarındaki iyileşmeler, cerrahinin yaşam kalitesi üzerine olumlu etkilerini göstermektedir. Ayrıca, cerrahi öncesi DRUE instabilitesi saptanan hastalarda; sadece deformite düzeltici osteotomiyle cerrahi sonrası sağlanan stabilite, istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Fizik muayene testlerinin, özellikle ballotman testi ve piyano tuşu bulgusunun, DRUE instabilitesinin tanısında yüksek duyarlılığa ve özgüllüğe sahip olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, deformite düzeltici cerrahide özellikle yüksek dereceli açısal düzeltmelerin eklem biyomekaniğini olumsuz etkileyebileceğine dair önemli bulgular saptanmıştır.
Özet (Çeviri)
Aim: Malunion resulting from untreated or inadequately treated distal radius fractures is a common but undesirable complication. In such patients, functional impairments including limitation in wrist range of motion, pain, reduced grip strength, and difficulty in daily activities may be observed. The decision for deformity-correcting surgery can be made through a combined assessment of radiological parameters and clinical findings. Corrective osteotomy contributes to both clinical and functional recovery by restoring wrist anatomy. Biomechanical disturbances of the wrist caused by distal radius malunion increase the risk of distal radioulnar joint (DRUJ) instability. In the literature, it is emphasized that correction of bony deformity should be prioritized in the management of chronic DRUJ instability. Some studies further recommend the addition of triangular fibrocartilage complex (TFCC) repair or soft tissue reconstructions to this procedure. This study aimed to evaluate the extent to which pre-existing DRUJ instability improves solely through corrective osteotomy and to elucidate the relationship between deformity correction and DRUJ stability. Materials and Methods: A retrospective analysis was conducted on 31 cases who met the inclusion criteria and underwent corrective osteotomy for post-traumatic distal radius malunion in our hand surgery clinic between January 2011 and September 2024. Clinical examination tests including the dorsopalmar stress test (ballottement), piano key sign, press test, and ulnar fovea tenderness were used to assess distal radioulnar joint (DRUJ) instability pre- and postoperatively. Radiological evaluation included analysis of DRUJ space width and ulnar variance on posteroanterior (PA) wrist radiographs, as well as the direction and angular deformity of the malunion and the degree of dorsal or volar displacement of the distal ulna on lateral radiographs. Pain and functional status were objectively assessed using the Visual Analog Scale (VAS) and the MAYO wrist score. Wrist range of motion was measured using a goniometer. Results: Of the 31 patients included in the study, 18 were male (58.1%) and 13 were female (41.9%) in terms of sociodemographic characteristics. The mean age of the patients was 41.87 ± 16.37 years (range: 13–85 years). The average time from injury to deformity-correcting surgery was 28.48 ± 45.05 months (range: 3–180 months). The mean decrease of 2.94 ± 1.61 points in postoperative VAS scores compared to preoperative scores was found to be statistically significant (p=0.001; p0.05). Conclusion: In the evaluation of distal radius malunion, not only radiological deformities but also the patient's clinical findings and functional losses should be taken into consideration. In this study, deformity-correcting osteotomies performed in symptomatic cases resulted in significant improvements in both clinical complaints and functional parameters. Improvements in VAS and MAYO scores measured before and after surgery demonstrate the positive impact of the surgical procedure on quality of life. Furthermore, in patients with preoperative DRUJ instability, stabilization achieved solely through deformity-correcting osteotomy was found to be statistically significant. Physical examination tests, particularly the ballotment test and the piano key sign, were shown to have high sensitivity and specificity in the diagnosis of DRUJ instability. However, significant findings also suggest that high-degree angular corrections in deformity-correcting surgery may adversely affect joint biomechanics.
Benzer Tezler
- Pediatrik dirsek kırıklarında dirseğin morfolojik özellikleri kırığa yatkınlık açısından haber verici olabilir mi?
Can the morphological features of the elbow be predictive of frakture susceptibility in pediatric elbow fractures?
NURİ KORAY ÜLGEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZGÜR DOĞAN
- Radius distal uç parçalı eklemiçi kırıklarının tedavisinde metakarparadial eksternal fiksasyon yöntemi ve sonuçları
Başlık çevirisi yok
GÖNENÇ KAPICIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1991
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık BakanlığıOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÜNAL KUZGUN
- Siltli ve killi zeminlerin tekrarlı yükler altındaki davranışı
The cyclic behavior of silty and clayey soils under cyclic loads
MEHMET BARIŞ CAN ÜLKER
Yüksek Lisans
Türkçe
2004
İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiZemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYFER ERKEN
- Contact metamorphism in the cover series of the Menderes massif, southern part of Turgutlu, Manisa
Turgutlu-Manisa güneyinde yeralan Menderes masifi örtü serilerindeki kontakt metamorfizma
GÖNÜL KAYA
- Asemptomatik primer hiperparatiroidi vakalarında hastalık seyrini belirleyen faktörler
The factors that determine the course of the disease in asymptomatic primary hyperparathyroidism cases
SEMRA AYTÜRK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBaşkent Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NESLİHAN BAŞÇIL TÜTÜNCÜ