Geri Dön

Pediatrik dirsek kırıklarında dirseğin morfolojik özellikleri kırığa yatkınlık açısından haber verici olabilir mi?

Can the morphological features of the elbow be predictive of frakture susceptibility in pediatric elbow fractures?

  1. Tez No: 819097
  2. Yazar: NURİ KORAY ÜLGEN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÖZGÜR DOĞAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 87

Özet

Giriş ve Amaç: Suprakondiler humerus kırıkları (SKHK) çocukluk çağında ön kol kırıklarını takiben ikinci en sık görülen ve nörolojik ve vasküler yaralanmaların eşlik edebileceği önemli kırıklardır. Uygun şekilde tedavi edilmelerine rağmen uzun dönem takiplerinde dirsek eklem hareket açıklığında kısıtlılıklar ve açısal deformiteler görülebilmektedir. Bu nedenle SKHK'nın oluş mekanizmalarının tam olarak anlaşılması, kırığa yatkınlık sağlayan anatomik varyasyonların belirlenmesi ve eğer mümkün ise kırıkların oluşumunun önlenmesi veya azaltılması elzemdir. Çalışmamızın amacı SKHK gelişen olguların dirsek radyografik açısal ölçümleri üzerinden kırığa yatkınlığa sebep olabilecek morfolojik farklılıkların varlığının araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde Haziran 2019 - Aralık 2022 tarihleri arasında tanı, tedavi ve takipleri gerçekleştirilen 130 suprakondiler humerus kırığı olan hasta çalışmaya dahil edildi. Retrospektif olarak hastaların demografik verileri ve radyografik görüntülemeleri hastane otomasyon sistemi üzerinden değerlendirildi. Hastaların yaş, cinsiyet, kırık taraf, yaralanma mekanizması, gerçekleşen mevsim ve Gartland kırık tipi bilgileri not edildi. Radyografiler üzerinden kırık deplasmanı ve yönü radyolojik bulgularla not edildi. Karşı dirsek Bauman açısı (BA), humeroulnar açısı (HUA), humerus metafiz-diafiz açısı (HMDA), humerus şaft kondiler açısı (HSCA), lateral kapitellohumeral açısı (LCHA) ve tarafımızca ilk defa tanımlanan humerus eklem çizgisi açısı ölçüldü. Anterior koronoid çizgi ve anterior humeral çizgi (AHL) ilişkisi incelendi. Bu veriler cerrahi tedavi uygulanan grupta redüksiyon kalitesini değerlendirmek için kullanıldı. Karşılaştırma yapmak için SKHK olan hastaların karşısında iki ayrı kontrol grubu oluşturuldu. Sağlıklı popülasyon olarak yaşları hasta grubuna benzer olan 100 çocuğun dirsek grafisi üzerinden açısal ölçümler gerçekleştirildi. Çocukluk çağının diğer sık görülen kırığı olan distal radius kırığı geçirmiş 40 hastanın dirsek radyografisi üzerinden aynı açısal ölçümler gerçekleştirildi. Üç grup BA, HUA, HMDA, HSCA, LCHA ve humerus eklem çizgisi açısı üzerinden karşılaştırıldı. İstatistiksel analizler için SPSS® Programı versiyon 26.0.0.0 kullanıldı. Bulgular: Suprakondiler humerus kırığı bulunan hastaların %60,8'i erkekti ve kırık taraf %64,6 soldu. Bahar ve yaz aylarında sıklığı artmış olup yaş ortalaması 5,8 yıl olarak saptandı. %3,1 oranında ön kol kırığı eşlik ediyordu. %3,1'i fleksiyon tipi kırık kalanı ekstansiyon tipi kırıktı. Ekstansiyon tipi kırıkların %18,5'i Gartland tip 1, %31,5'i tip 2 ,%46,9'u tip 3 kırık olarak belirlendi. Cerrahi olarak tedavi edilen hastaların %25'inde koronal deplasman saptanmadı. %44,3 posterolaterale, %26,1 posteromediale deplase oldukları belirlendi. Koronal deplasmanı olmayan hastalarda açık redüksiyon ihtiyacı anlamlı olarak azdı (p=0,047). BA ve HMDA redüksiyon kalitesini belirlemek için anlamlı bulundu (sırası ile p=0,160 ve p=0,077). HSCA ve LCHA redüksiyon kalitesini belirlemede başarısızdı (sırası ile p=0,002 ve p

Özet (Çeviri)

Background and Objective: Supracondylar humeral fractures (SCHF) are the second most common fractures in childhood, following forearm fractures, and may be associated with neurological and vascular injuries. Even when they are treated appropriately, limitations in the range of motion of the elbow joint and angular deformities can be seen in long-term follow-ups. For this reason, it is essential to fully understand the formation mechanisms of SCHF, to identify the anatomical variations that predispose to fracture, and to prevent or reduce the occurrence of fractures, if possible. The aim of our study was to investigate the presence of morphological differences that may lead to fracture susceptibility by using elbow radiographic angular measurements in patients with SCHF. Materials and Method: 130 patients with supracondylar humerus fractures diagnosed, treated and followed up in our clinic between June 2019 and December 2022 were included in the study. Demographic data and radiographic imaging of the patients were evaluated retrospectively through the hospital automation system. Patients' age, gender, fracture site, mechanism of injury, season and Gartland fracture type were noted. Fracture displacement and direction were noted with radiological findings on radiographs. The opposite elbow Bauman angle (BA), humeroulnar angle (HUA), humerus metaphyseal-diaphyseal angle (HMDA), humerus shaft condylar angle (HSCA), lateral capitellohumeral angle (LCHA), and humeral joint line angle, which was defined for the first time by us, were measured. The relationship between anterior coronoid line and anterior humeral line (AHL) was examined. These data were used to evaluate the reduction quality in the surgically treated group. For comparison, two separate control groups were formed against patients with SCHF. Angular measurements were performed on the elbow X-rays of 100 children whose ages were similar to the patient group as a healthy population. The same angular measurements were performed on the elbow radiography of 40 patients who had distal radius fracture, another common childhood fracture. Three groups were compared on BA, HUA, HMDA, HSCA, LCHA and humeral joint line angle. SPSS® Program version 26.0.0.0 was used for statistical analysis. Results: Of the patients with supracondylar humerus fractures, 60.8% were male and 64.6% of the fractured side was left. Its frequency increased in spring and summer, and the mean age was 5.8 years. It was accompanied by forearm fractures in 3.1%. 3.1% of them were flexion type fractures and the rest were extension type fractures. 18.5% of the extension type fractures were Gartland type 1, 31.5% were type 2, 46.9% were type 3 fractures. Coronal displacement was not detected in 25% of the surgically treated patients. It was determined that they were displaced posterolaterally in 44.3% and posteromedially in 26.1%. The need for open reduction was significantly less in patients without coronal displacement (p=0.047). BA and HMDA were found to be significant to determine the reduction quality (p=0.160 and p=0.077, respectively). HSCA and LCHA failed to determine reduction quality (p=0.002 and p

Benzer Tezler

  1. Opere edilmiş çocuk suprakondiler humerus kırıklarının orta-uzun dönem sonuçları

    MID-LONG term results of surgically treated pediatric humerus supracondyler fractures

    YAVUZ GEÇER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Ortopedi ve TravmatolojiDüzce Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZAFER ORHAN

  2. Çocuk humerus lateral kondil kırıklarının cerrahi tedavisinde klinik ve radyolojik sonuçları etkileyen parametrelerin değerlendirilmesi

    Evaluation of the parameters affecting the clinical and radiological results in the surgical treatment of lateral humeral condyle

    TAYFUN AMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NECDET SAĞLAM

    DR. İSMAİL TÜRKMEN

  3. Pediatrik suprakondiler humerus kırıklarında cerrahi insizyonla tedavi sonuçları ve komplikasyonlar arasındaki ilişkinin klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi

    Clinical and radiological evaluation of the relationship between surgical incision and treatment outcomes and complications in pediatric supracondylar humerus fractures

    FEVZİ SAĞLAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bakanlığı

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HALİL İBRAHİM BEKLER

  4. Pediatrik humerus alt uç kırıklarında radyolojik rotasyon ölçümü kırık paterninden etkilenir mi? (Metodolojik çalışma)

    Is radiologic rotation measurement affected by the fracture pattern in pediatric supracondylar humeral fracture? (Methodological study)

    YAVUZ ŞAHBAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Ortopedi ve TravmatolojiMarmara Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AHMET HAMDİ AKGÜLLE

  5. Pediatrik suprakondiler humerus kırıklarında kapalı perkütan pinleme metodlarıyla opere edilen hastalarda klinik ve radyolojik sonuçlarımız

    Our clinical and radiological results in patients operated with closed percutane pining methods in pediatric supracondilar humerus fractures

    SADDAM Y.M. MALI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Ortopedi ve TravmatolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ABDULLAH ÖZDEMİR