Çocukluk çağı gartland Tip 3 suprakondiler humerus kırıklarında farklı cerrahi yaklaşımların uzun dönemde fonksiyonel sonuçlara etkisi
The effect of various surgical approaches on long-term functional outcomes in pediatric gartland Type 3 supracondylar humerus fractures
- Tez No: 946405
- Danışmanlar: PROF. DR. CEM NURİ AKTEKİN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
- Anahtar Kelimeler: Suprakondiler humerus kırıkları, açık redüksiyon, kapalı redüksiyon, perkütan telleme, Supracondylar humeral fractures, open reduction, closed reduction and percutaneous pinning
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 116
Özet
Giriş ve Amaç: Modern cerrahi yaklaşımda, çocukluk çağı suprakondiler humerus kırıkları için altın standart ve ilk seçenek tedavi yöntemi, kapalı redüksiyon ve perkütan telleme yöntemidir. Bununla birlikte ciddi deplasmanı olan kırıklarda kapalı redüksiyon her zaman başarılı olmamaktadır. Kapalı redüksiyonun başarısız olduğu durumlarda açık redüksiyon uygulanır. Açık redüksiyon farklı cerrahi yaklaşımlarla (anterior, posterior, medial, lateral) uygulanabilir. Damar yaralanması durumunda anterior yaklaşım kullanılarak nörovasküler yapıların eksplore edilmesi ve redüksiyonun sağlanması, literatürde kabul görmüş olmasına rağmen, başarısız kapalı redüksiyon durumunda hangi açık redüksiyon yönteminin kullanılması gerektiği ile ilgili görüş birliği bulunmamaktadır. Çalışmamızın amacı, kapalı redüksiyon ve farklı açık redüksiyon yöntemleri uygulanan Gartland tip 3 suprakondiler humerus kırıklarında fonksiyonel sonuçların uzun dönemde karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 2007-2012 yılları arasında kliniğimizde Gartland tip 3 suprakondiler humerus kırığı tanısı ile cerrahi müdahale uygulanmış 70 hasta incelendi. Hastalar son kontrole çağrılarak detaylı anamnez alındı ve kayıtlar oluşturuldu. Hastalar uygulanan cerrahi yönteme göre beş gruba ayrıldı. Hastalarda klinik olarak; taşıma açısı, eklem hareket açıklığı ve triseps gücü, radyolojik olarak; Baumann açısı, humerokapitellar açı ölçümü uygulandı. Sonuçlar, Flynn kozmetik ve fonksiyonel derecelendirmesine göre gruplar arasında karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmamızda gruplar arasında (kapalı redüksiyon, medial-lateral-posterior-posterior+triseps kaldırma açık redüksiyon grupları) kırık yaşı, operasyona kadar geçen süre, takip süresi, atel süresi, tel çıkarılma zamanı, deplasmanın yönü, taşıma açısındaki değişim, Baumann açısındaki değişim, humerokapitellar açıdaki değişim, fleksiyon kaybı ve Flynn kozmetik skoru değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi. Ekstansiyon kaybı, ROM kaybı, triseps kuvvet kaybı ve Flyyn fonksiyon skoru değerlendirildiğinde en kötü sonuçlar posterior açık redüksiyon ve posterior açık redüksiyon + triseps kaldırma grubunda izlendi. En iyi sonuçlar kapalı redüksiyon grubundan sonra medial açık redüksiyon grubunda izlendi. Tartışma ve Sonuç: Literatürde açık redüksiyon uygulanırken hangi yöntemin kullanılacağı konusunda görüş birliği olmamasına rağmen, bizim çalışmamızda medial ve lateral açık redüksiyon yöntemleri posterior açık redüksiyon yöntemlerine göre sonuçlar bakımından daha başarılı görünmektedir. Medial açık redüksiyon istatistiksel olarak anlamlı olmasa da lateral açık redüksiyon grubuna göre daha iyi sonuçlara yol açmıştır. Medial açık redüksiyon ulnar sinir eksplorasyonuna ve medial kolonun daha iyi değerlendirilebilmesine izin vermektedir. Ayrıca birçok yazar tarafından daha kozmetik olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızın sonuçlarına ve yukarıdaki bilgilere dayanılarak başarısız kapalı redüksiyon durumunda medial açık redüksiyonun diğer açık redüksiyon yöntemlerine göre daha uygun bir yöntem olduğu sonucuna varılmıştır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Objectives: losed reduction and percutaneous pinning method has been the gold standard for modern surgical approach and the treatment of choice for supracondylar humeral fractures. Unfortunately closed reduction is not always successful especially in serious displaced fractures. In cases where closed reduction fails, open reduction is applied. Open reduction with different surgical approaches (anterior, posterior, medial, lateral) have been used in the literature. In case of a vascular injury, an anterior approach is employed in order to explore the neurovascular structures and reduce the fracture.However, in cases of unsuccessful closed reduction a consensus has not been achieved about which open reduction method should be used. The aim of our study is to compare functional results of Gartland type 3 supracondylar humerus fractures treated with closed and different open reduction methods in the long run. Materials and Methods: Seventy Gartland type 3 supracondylar humerus fractures treated surgically between 2007 and 2012 in our clinic were evaluated. The patients were called for a final evaluation. Detailed history records were created for each patient. The patients were divided into 5 groups by surgery methods. They were evaluated for carrying angle, range of motion, triceps strength clinically, and Baumann angle, humerocapitellar angle radiologically. Flyyn cosmetic and functional score results were compared between surgical groups. Results: In our study there was no statistically significant difference between groups (closed reduction, medial-lateral-posterior-posterior+triceps cutting open reduction groups) by age, the time until surgery, follow-up, splint time, pin removal time, change in carrying angle, change in Baumann angle, change in humerocapitellar angle, loss of flexion and Flynn cosmetic scores. There was statistically significant difference by loss of extension, loss of ROM, loss of triceps strength and Flynn functional scores between groups.The worst results were observed in posterior open reduction and triceps cutting groups and the best results were observed with medial open reduction group after closed reduction group. Discussion and Conclusion: In our study medial and lateral open reduction groups demonstrated better functional results however there is no consensus concerning the best open reduction method for supracondylar humeral fractures in the literature. Despite statistical insignificance, medial open reduction group showed better functional results than lateral open reduction group. Ulnar nerve can be explored and medial colon impaction can be visualised better with medial open reduction. In addition, it is thought that medial approach is more cosmetic than other approaches. According to our results and because the reasons above,we concluded that medial open reduction is the treatment of choice for open reduction.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağı deplase suprakondiler humerus kırıklarının medial girişimle cerrahi tedavisi
Başlık çevirisi yok
ÖMER MUHARREM YAĞCIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1996
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık BakanlığıOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FAİK ALTINTAŞ
- Çocukluk çağı kronik ishallerinde etyolojiye yönelik araştırma
Başlık çevirisi yok
REHA ARTAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1988
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Çocukluk çağı dadı dirseği olgularında redüksiyon için uygulanan hiperpronasyon ve supinasyon – fleksiyon manevralarının başarı ve ağrı düzeylerinin karşılaştırılması
Comparison of success and pain levels of supination-flexion and hyperpronation maneuvers in childhood nursemaid's elbow cases
YAHYA KEMAL GÜNAYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Ortopedi ve TravmatolojiSağlık BakanlığıAcil Tıp Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİGEN ÇOŞKUN
- Çocukluk çağı nüks akut lösemi hastalarında tüm genom analizleri
Whole genome analysis in relapsed childhood acute leukemia
YÜCEL ERBİLGİN
- Çocukluk çağı obezitesinde anneksin A5 gen polimorfizmlerinin rolü
The role of annexin A5 gene polymorphisms in childhood obesity
EMEL ENSARİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Tıbbi BiyolojiGaziosmanpaşa ÜniversitesiTıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HACI ÖMER ATEŞ