Jean-Paul Sartre'da bilinç ve yönelimsel özgürlük üzerine fenomenolojik bir inceleme
A phenomenological investigation of consciousness and intentional freedom in Jean-Paul Sartre
- Tez No: 951973
- Danışmanlar: PROF. DR. METİN BAL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Felsefe Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 170
Özet
Jean-Paul Sartre'ın varoluşçu felsefesi 20. yüzyılın ilk yarısında, bir varlık araştırması ve fenomenolojik bir ontoloji olarak karşımıza çıkar. Bu felsefenin, baştan sona, bir bilinç incelemesi olduğu da hemen göze çarpar. Ancak Sartre, felsefesini bir ontoloji olarak kurmadan çok önce, bilincin saf, spontan ve nesneleştirilmemiş halinin incelenmesi idealiyle yola çıkan Edmund Husserl'in fenomenolojisini benimser. Sartre kendi erken dönem düşüncelerini, Husserl'i hem takip ederek hem de eleştirerek belirginleştirir. Kuşkusuz, ondan en çok ilham aldığı noktalardan biri, bilincin her zaman bir şeyin bilinci olması anlamına gelen yönelimsellik fikridir. Sartre yönelimselliği kendine özgü bir şekilde yorumlayarak, bilincin bir içinin, içeriğinin hatta özünün olmadığına, aksine, hafif ve saydam bir varlık olduğuna kanaat getirir. Bu tikel varlığın pek çok yönelim türünü dikkatle inceler. Zamanla bu araştırma, bilinç ile dünya arasında sıradışı bir ilişkiler bütünü serimlemeye başlar: Sartre'a göre bilinç nesneleri takip etmek ya da onlardan koparak kendi dünyasını açığa çıkarmak arasında seçimler yapma özgürlüğü olarak vardır. Bu özgürlüğe ne sahip olunabilirir ne de o, kaybedilebilir. Özgürlük sadece olunur. Bilinç için olmak ve özgür olmak bir ve aynı şeydir. Özgürlüğün temelinde ise, bilincin ta kendisi olan olumlayıcı ve olumsuzlayıcı etkinlikler yatar. Böylelikle dönüşen insan anlayışında bizler, nesneler dünyasından özgürleşir, yalnızca kendi özgürlüğümüze mahkum oluruz. Bu tezin amacı, Sartre'ın iyi tanınan varoluşçuluğunun arkaplanında kolaylıkla gözden kaçabilen bazı temel fenomenolojik düşünce ve kavramları gün yüzüne çıkararak, onun erken dönem felsefesini bütünlüklü bir şekilde yeniden yorumlamaktır. Onun varoluşçuluğunun merkezinde yer alan özgürlük anlayışının, bilincin yönelimselliğinde temellendiği savulur. Sonuç olarak, onun özgürlük anlayışının, hem diğer özgürlük anlayışlardan ayırt edilebilmesi, hem de içeriğindeki fenomenolojinin hak ettiği gibi görünür kılınması amacıyla,“yönelimsel özgürlük”olarak tanımlanması önerilir.
Özet (Çeviri)
Jean-Paul Sartre's existentialist philosophy emerges in the first half of the 20th century, as a pursuit of being and a phenomenological ontology. It becomes immediately apparent that this philosophy is, from beginning to end, an investigation of consciousness. However, long before Sartre constructs his philosophy as an ontology, he adopts Edmund Husserl's phenomenology, which sets out with the ideal of examining consciousness in its pure, spontaneous, and non-reified form. Sartre shapes his early thought by both following and criticizing Husserl. Undoubtedly, one of the ideas from which he draws the most inspiration is the notion of intentionality—meaning that consciousness is always consciousness of something. Sartre interprets intentionality in a unique way, arriving at the conclusion that consciousness has no interior, no content, not even an essence; on the contrary, it is a light and transparent form of being. He carefully examines many types of intentional orientation of this particular being. Over time, this inquiry unfolds a complex network of relationships between consciousness and the world: according to Sartre, consciousness exists as the freedom to choose between following objects or breaking away from them to reveal its own world. This freedom can neither be possessed nor lost. One simply is free. For consciousness, to be and to be free are one and the same. At the root of this freedom lie the affirmative and negating acts that are the very consciousness itself. In this transformed understanding of the human being, we are liberated from the world of objects and condemned solely to our own freedom. The aim of this thesis is to bring to light some fundamental phenomenological ideas and concepts that are often overlooked in the background of Sartre's well-known existentialism, and to reinterpret his early philosophy in a comprehensive manner. It argues that the concept of freedom that is located at the center of his existentialism is grounded on the intentionality of consciousness. As a result, in order to both distinguish his notion of freedom from other understandings of freedom and to make visible the phenomenology it contains, it is proposed that Sartre's view be defined as“intentional freedom”.
Benzer Tezler
- Maurice Merleau-Ponty ve Jean-Paul Sartre'da 'Öteki' kavramının karşılaştırılması
The comparison of the 'Other' conception in Maurice Merleau-Ponty and Jean-Paul Sartre
SİNEM ÇETİNKAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
FelsefeMuş Alparslan ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP KANTARCI BİNGÖL
- Jean Paul Sartre'da bilinç ve hiçlik ilişkisi
The relationship between consciousness and nothingness in Jean Paul Sartre
GAMZE DANIŞ SÜRER
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
FelsefeMardin Artuklu ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YUNUS CENGİZ
- Schopenhauer ve Sartre'da iradenin özgürlüğü problemi
The problem of freedom of will in Schopenhauer and Sartre
CENGİZ MENTEŞ
- Jean Paul Sartre'da özgürlük bilinci
The consciousness of freedom in Jean Paul Sartre'sphilosophy
SERAP BOZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜSEYİN GAZİ TOPDEMİR
- Jean Paul Sartre'da ben'in öteki ile ilişkisi
Relationship between self and other by Jean Paul Sartre
NURTEN OĞUZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
FelsefeVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP KANTARCI BİNGÖL