Orta serebral arter anevrizmalarının anatomik lokalizasyonlarına göre endovasküler tedavi etkinliğinin ve güvenliğinin değerlendirilmesi
Evaluation of the efficacy and safety of endovascular treatment of middle cerebral artery aneurysms according to their anatomical localisation
- Tez No: 955123
- Danışmanlar: PROF. DR. ERGÜN DAĞLIOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
- Anahtar Kelimeler: Orta Serebral Arter (MCA), Anevrizma, Parent Arter, Subaraknoid Kanama, Rüptür, Endovasküler Tedavi, Middle Cerebral Artery (MCA), Aneurysm, Parent Artery, Subarachnoid Haemorrhage, Rupture, Endovascular Treatment
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 83
Özet
Amaç: Orta Serebral Arter (MCA) anevrizmaları intrakraniyal anevrizmaların içinde görülen en sık ikinci lokalizasyondadır. MCA anevrizmaları damarların genişlemesi ve zayıflaması sonucu oluşan oluşan takip ve tedavi süreçleri önemli olan, rüptürü veya komplikasyonu mortal ve morbit seyreden vasküler bir bozukluktur. MCA anevrizmaları öncesinde sıklıkla cerrahi olarak tedavi edilirken son dönemlerde endovasküler tedavi yöntemi giderek artan sayıda kullanılmaktadır. Gelişen teknolojiye bağlı görüntüleme yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde anevrizma tanısındaki kolaylık ve endovasküler imkân, tekniklerin gelişimiyle endovasküler tedavi güvenilirliği ve etkinliği araştırılmaktadır. Anevrizma, parent arterin duvarından gelişmektedir. Bu araştırmada Mortal ve morbit seyreden rüptürü öngörebilmek ve rüptür olmadan hastayı endovasküler olarak tedavi edebilmek için anevrizma ve parent arter arasındaki boyutsal ilişkiyi inceleyerek rüptür riski ile bağlantısını ortaya koymayı amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ocak 2022-Aralık 2022 tarihleri arasında Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği'ne başvuran ve tanı alarak tedavi edilen hastaların klinik verileri ve radyolojik verileri retrospektif olarak incelendi. Hastaların cinsiyet, yaş, sigara kullanımı, hipertansiyon (HT), subaraknoid kanama (SAK) varlığı, MCA anevrizması lokalizasyonu, parent arter çapları, anevrizma boyutları Workstation Programı ile ölçüldü. Hastaların kontrol Digital Subtraction Angiografileri (DSA) yapılarak nüks varlığı Raymond Roy Oklüzyon Sınıflandırmasına göre yapıldı. Hastaların preoperatif ve postoperatif birinci, altıncı ve on ikinci ay Modifiye Rankin Skorlaması (mRS) yapıldı ve mortalite belirlendi. Bulgular: Çalışmamızda 100 hasta incelendi. Bu hastalardan 77'si kadın, 23'ü erkektir. Tedavi edilen en genç hasta 22 yaşında iken en yaşlı hasta 81 yaşında olup medyan yaş ise 61'di. Hastaların yaş ortalaması (58.55 ± 12.22) şeklindeydi. Sigara kullanan hasta sayısı 32 (%32)'dir, 58 (%58) hasta sigara kullanmamakta, 8 (%8) hasta kullanıp bırakmıştır (1 yıldan uzun süredir sigara içmeyen). HT oldukça yaygın olup 63 (%63) hasta hipertansiyon hastası ve medikal tedavi almaktadır. Hastanede kalış süresi 1-16 gün, ortalama 4,15 gündür. Rüptüre olmayan anevrizmalarda yatış süresi ortalama 3,91±1,59 gün, rüptüre anevrizmalarda 5,53±3,7 gündür. Lokalizasyon olarak daha çok sağ hemisfer taraflı anevrizma görülmekte olup 54 (%54) hastanın sağ hemisfer anevrizmasıdır. 95 (%95) hastanın anevrizma tipi sakküler tip olup 1 tanesi fusiform, 4 tanesi ise tiplendirilememiştir. Toplamda 21 (%21) hastada SAK tablosu görülmekte olup bunlardan 15 (%71) tanesi MCA anevrizmasına bağlı SAK'tır. 6(%29) hasta diğer lokalizasyonlardaki anevrizmalara bağlı SAK tablosudur. Hastaların 71(%71)'inde tek anevrizma bulunurken 29(%29)'unda çoklu anevrizma (2 veya 3'lü anevrizma) bulunmaktadır. Çoklu anevrizmalar ise lokalizasyona göre 15(%51)'i ICA'da,12(%41)'si MCA'da,9(%31)'u AcoM/ACA anevrizmalarıdır. Anevrizma lokalizasyonları incelendiğinde M1 anevrizması 19 (%19) hasta, MCA bifurkasyon anevrizması 78 (%78) hasta, M2-3 anevrizma 2(%2) hasta, MCA trifukasyon anevrizması 1 (%1) hasta olduğu görülmüştür. Anevrizmaların; 6 (%6)'sı koilleme, 71 (%71)'i stent+koil, 22 (%22)'si akım yönlendirici,1 (%1)'i akım yönlendirici+stent ile tedavi edilmiştir. Parent arterlerin proksimal çap ortalamaları 3,8 ± 0,9 mm, distal çap ortalamaları 2,7 ± 0,7 mm ,anevrizmaların genişlik ortalamaları 7,4 ± 3,8 mm, yükseklik ortalamaları 7,6 ± 3,9 mm , ortalama çapı 7,5 ± 3,6 mm, anevrizmaların boyun genişlikleri ortalaması 4,4 ± 1,8 mm'dir. Hastalar işlem sonrası ve kontrol DSA ile Raymond Roy Oklüzyon Sınıflandırmasına göre değerlendirilmiş, işlem sonrası görülen DSA görüntülemede 5(%5) hasta komplet obliterasyon, 80 (%80) hastada rezidü boyun ve 15 (%15) hastada rezidü anevrizma saptanmış, takip süresi 3-30 ay olup ortalama 10,4 ± 5,6 aydır. 15 rezidü anevrizma hastasının takiplerinde 5 (%33) inde rezidü anevrizma devam etmekte olup tekrar tedavi edilmiş 10 (%67) hastada komplet obliterasyon gözlemlenmiştir. 1 hastada peroperatif perforasyon gözlemlenmiş olup aynı seansta tedavi edilmiş. 6 hastada Vazospazm görülmüş aynı seansta intraarteriyel nimotop yapılmış, 1 hastada FD yerleştirilirken açılma problemi yaşanmış, 1 hastada trombüs oluşmuş aynı seansta tedavi edilmiş 1 hastada distale emboli atmış aynı seansta tedavi edilmiştir. 2 hastada ilk 1 ay morbiditelere bağlı komplikasyon gerçekleşmiştir. Hastalar Modifiye Rankin Skoru ile takip edilmiş ve 2 hasta takiplerinde exitus olmuştur. Sonuç: Çalışmamız retrospektif tek merkezli bir 100 hasta ile yapılmıştır. Parent arter ile anevrizma boyutları arasındaki ilişki incelenmiştir. Sadece anevrizma boyutuna göre karar vermek yerine anevrizma morfolojisi ön planda tutulmuş ve uygun endovasküler tedavi yöntemleri ile hastalar tedavi edilmiştir. Endovasküler tedavinin etkinliği ve güvenliği literatür eşliğinde değerlendirilmiştir. Gelişen teknoloji, görüntüleme yöntemlerinin geliştirilmesi küçük boyutta anevrizmaların tespitini kolaylaştırmıştır. İmkanların artması ile anevrizma rüptürü gelişmeden, mortalite ve morbiditeye engel olmak için endovasküler tedavi yöntemleri uygulanarak hastaların hem yaşam konforunu artırmak hem de rüptür riskini en aza indirmek amaçlanmıştır. Ayrıca çalışmamızın gelecek çalışmalara ışık tutarak daha geniş serilerde ve morfolojik parametreleri artırarak yeni çalışmalara öncü olması düşüncesindeyiz.
Özet (Çeviri)
Aim: Middle Cerebral Artery (MCA) aneurysms are the 2nd most common localisation of intracranial aneurysms. MCA aneurysms are a vascular disorder that occurs as a result of the expansion and weakening of the vessels and whose follow-up and treatment processes are important and whose rupture or complication is mortal and morbid. MCA aneurysms have been treated surgically and have been treated endovascularly in recent years. The reliability and efficacy of endovascular treatment are being investigated with the ease of aneurysm diagnosis and the development of endovascular facilities and techniques thanks to the advances in imaging methods due to developing technology. The aneurysm develops from the wall of the parent artery. We aimed to reveal the risk of rupture by examining the relationship between the aneurysm and the parent artery in order to predict rupture, which is mortal and morbid, and to treat the patient endovascularly without rupture. Materials and Methods: The clinical and radiological data of the patients who were admitted to the Department of Neurosurgery of Ankara Bilkent City Hospital between January 2022 and December 2022 and who were diagnosed and treated were retrospectively analysed. Gender, age, smoking, HT, presence of subarachnoid haemorrhage (SAH), MCA aneurysm localisation, parent artery diameters and aneurysm sizes of the patients were measured with Workstation Program. Control Digital Subtraction Angiography (DSA) was performed and the presence of recurrence was determined according to Raymond Roy Occlusion Classification. Preoperative and postoperative 1,6,12 months Modified Rankin Scoring (mRS) was performed and mortalities were determined. Results: In our study, 100 patients were analysed. Among these patients, 77 (77%) were female and 23 (23%) were male. The youngest patient was 22 years old and the oldest patient was 81 years old with a median age of 61 years. The mean age of the patients was (58.55 ± 12.22). The number of patients who smoke is 32(32%). 58(58%) patients do not smoke, 8 (8%) patients have quit smoking (not smoking for more than 1 year). HT is quite common and 63(63%) patients have hypertension and receive medical treatment. The duration of hospital stay is 1-16 days, average 4.15 days. The mean length of hospitalisation was 3.91±1.59 days for unruptured aneurysms and 5.53±3.7 days for ruptured aneurysms. Localisation is mostly right hemisphere aneurysm and 54(54%) patients have right hemisphere aneurysm. In 95(95%) patients, the aneurysm type was saccular type, 1 was fusiform and 4 could not be typed. 21(21%) patients had SAH and 15(71%) of them had SAH due to MCA aneurysm. 6(29%) patients had SAH due to aneurysms in other localisations. 71(71%) patients had a single aneurysm, while 29 (29%) patients had multiple aneurysms (2 or 3 aneurysms). 15(51%) patients had ICA aneurysms, 12(41%) patients had MCA aneurysms and 9(31%) patients had AcoM/ACA aneurysms. When the aneurysm localisations were examined, M1 aneurysm was seen in 19 (19%) patients, MCA bifurcation aneurysm in 78(78%) patients, M2-3 aneurysm in 2(2%) patients, MCA trifurcation aneurysm in 1(1%) patient.6(6%) of the aneurysms were treated with coiling, 71(71%) with stent + coil, 22(22%) with flow diverter, 1(1%) with flow diverter + stent. The mean proximal diameter of the parent arteries was 3.8 ± 0.9 mm and the mean distal diameter was 2.7 ± 0.7 mm. The mean width of the aneurysms was 7.4 ± 3.8 mm, the mean height was 7.6 ± 3.9 mm and the mean diameter was 7.5 ± 3.6 mm. The mean neck width of the aneurysms was 4.4 ± 1.8 mm. The patients were evaluated according to the Modified Raymond Roy classification by post-procedure and control DSA. 5(5%) patients had complete obliteration, 80(80%) patients had residual neck and 15(15%) patients had residual aneurysm in the post-procedure DSA imaging, the follow-up period was 3-30 months with a mean of 10.4 ± 5.6 months. In the follow-up of 15 residual aneurysm patients, residual aneurysm persisted in 5(33%) patients and was treated again and complete obliteration was observed in 10(67%) patients.1 patient had peroperative perforation and was treated in the same session. 6 Vasospasm was observed in 6 patients and intraarterial nimotop was performed in the same session, 2 patients had an opening problem during FD placement, 1 patient had thrombus formation and was treated in the same session, 1 patient had distal embolism and was treated in the same session. 2 patients had complications related to morbidities in the first 1 month. Patients were followed up with Modified Rankin Score and 2 patients were exitus during follow-up. Conclusion: Our retrospective single-centre study was conducted in 100 patients. The relationship between the parent artery and the size of the aneurysm was examined. Instead of making a decision based on the size of the aneurysm, the morphology of the aneurysm was prioritised and patients were treated with appropriate endovascular treatment methods. The efficacy and safety of endovascular treatment were evaluated in the light of the literature. Developing technology and improving imaging methods have facilitated the detection of small aneurysms. With the increase in the possibilities, it is aimed to increase the comfort of life of the patients and to minimise the risk of rupture by applying endovascular treatment methods to prevent mortality and morbidity before aneurysm rupture develops. In addition, we think that our study will shed light on future studies and lead to new studies in larger series and by increasing morphological parameters.
Benzer Tezler
- Serebral anevrizmaların intraanevrizmal akım yönlendirici cihaz ile endovasküler tedavisi
Endovascular treatment of cerebral aneurysms with intraaneurysmal flow diverter devices
ASLI ERZURUMDAĞ GÖR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Radyoloji ve Nükleer TıpErciyes ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HALİL DÖNMEZ
- Koyil ile embolizasyona uygun olmayan veya koyil embolizasyonu başarısız olan fuziform/geniş boyunlu intrakraniyal anevrizmaların Pipeline akım çevirme cihazı ile endovasküler tedavisi
Endovascular treatment of fusiform/wide neck aneurysms inappropriate for coil embolization or unsuccessfully treated with coil embolization, using Pipeline flow diverting device
ÇİĞDEM ÖZER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpHacettepe ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SARUHAN ÇEKİRGE
- Pterional kraniotomide temporal kas diseksiyon tiplerinin cerrahi özgürlük ve cerrahi yönelime olan etkisi
The effect of different temporal muscle disseksion techniques on surgical freedom while performing pterional craniotomy
SİAVASH HAŞİMOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
NöroşirürjiAnkara ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İHSAN DOĞAN
- Investigation of hemorheologic effects of flow diverting stent implantation in cerebral aneurysms
Beyin anevrizmalarına yerleştirilen akım değiştirici stentin hemoreolojik etkilerinin incelenmesi
OSMAN ERGİN
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Makine MühendisliğiYeditepe ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ BAHADIR OLCAY
PROF. DR. İSMAİL ORAN
- Serebral ön dolaşım anevrizmalarının akım çevirme cihazları ile endovasküler tedavisi
Endovascular treatment of intracranial aneurysms with flow diverters arising from anterior circulation
EZEL YALTIRIK BİLGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Radyoloji ve Nükleer TıpGazi ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET BARAN ÖNAL