Geri Dön

Yenidoğanın idrar yolu enfeksiyonlarında klinik seyrin ve uzun dönem sonuçların retrospektif değerlendirmesi

Retrospective evaluation of clinical course and long-term outcomes in neonatal urinary tract infections

  1. Tez No: 955721
  2. Yazar: UYGAR KOCAMAZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ALPER SOYLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

Amaç: Yenidoğanlarda idrar yolu enfeksiyonu (İYE), diğer yaş gruplarından farklı olarak daha yüksek sıklıkta görülmekte ve sıklıkla bakteriyemi ya da altta yatan üriner sistem anomalileriyle birlikte seyreder. Bu enfeksiyonlar, renal parankimal skar ve kronik böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Term bebeklerde etken sıklıkla E. coli iken, preterm bebeklerde daha çok nazokomiyal patojenler sorumludur. Tanıda idrar kültürü altın standarttır; görüntüleme yöntemleri ise altta yatan anomalilerin belirlenmesinde önemlidir. Bu çalışmada; hastane ve toplum kökenli İYE tanısı alan yenidoğanların demografik özellikleri, klinik bulguları, etken mikroorganizmaları, altta yatan anomalileri, tedavi yanıtı ve prognozları ile taburculuk sonrası gelişebilecek komplikasyonlar ve böbrek hasarı değerlendirilmektedir. Hastalar ve Yöntem: Bu retrospektif çalışma, Ocak 2015–Aralık 2023 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde İYE tanısıyla yatırılarak tedavi edilen 0–28 günlük 110 yenidoğanı kapsamaktadır. İYE tanısı, mesane kateterizasyonu ile alınan idrar örneğinde ≥10.000 CFU/ml tek mikroorganizma u ̈remesi ve piyüri varlığı ile konulmuştur; önceden antibiyotik kullanmış olgularda ise sadece piyüri varlığı yeterli kabul edilmiştir. Hastalar; gestasyon yaşı, doğum özellikleri, başvuru semptomları, laboratuvar değerleri, kültür sonuçları, antibiyotik duyarlılıkları, görüntüleme bulguları, uygulanan tedaviler ve takip verileri açısından değerlendirilmiştir. Preterm doğum ≤37 hafta olarak kabul edilmiştir. CRP >0.5 mg/dL, piyüri ve hematüri mikroskobik kriterlere göre tanımlanmıştır. VUR evrelemesi düşük (evre 1–3) ve yüksek (evre 4 5) olarak yapılmıştır. SFU kriterleri kullanılarak üriner sistem anomalileri sınıflandırılmıştır. Hastaların büyük kısmı taburculuk sonrası poliklinikte izlenmiş; ulaşılmayan hastalar için e-Nabız ve telefon anketleri kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan 110 yenidoğanın %69,1'i erkek ve %74,5'i termdi. En sık görülen risk faktörleri antibiyotik kullanımı ve hastaneye yatış öyküsüydü. Başvuru semptomları arasında en yaygın olanları kötü beslenme, ateş ve sarılık olup, 8 %39,1'inde genel durum kötüydü. Kan testlerinde %60,9 lökositoz, %53,6 CRP yüksekliği saptandı. İdrar analizinde %61,1 piyüri, %11,2 nitrit pozitifliği izlendi. Kültürlerde en sık izole edilen mikroorganizmalar E. coli (%31,8) ve Klebsiella (%30,0) idi. Antibiyotik direnci en çok Klebsiella türlerinde, ampisilin ve amoksisilin-klavulanata karşı gözlendi. Görüntüleme bulgularında hastaların %37,2'sinde hidronefroz, %26,9'unda DMSA ile renal skar, %33,8'inde VUR saptandı. Hastane kaynaklı İYE'lerde preterm doğum oranı ve antibiyotik direnci anlamlı şekilde daha yüksekti. E. coli dışı mikroorganizmalar, hastane enfeksiyonlarında baskındı. USG'de saptanan anomaliler ile lökositoz, antenatal USG bulguları ve tedavi genişletilmesi arasında anlamlı ilişkiler vardı. VUR'lu hastalarda inflamasyon belirteçleri (CRP, prokalsitonin) ve nötrofil düzeyleri daha yüksekti. Yüksek evre VUR, nitrit pozitifliği, ileri evre hidronefroz ve tekrarlayan İYE ile anlamlı ilişkiliydi. Tekrarlayan İYE için anlamlı risk faktörleri arasında piyüri, antenatal USG anomalisi ve VUR varlığı yer aldı. Sonuçlar: Bu çalışmada, yenidoğan döneminde idrar yolu enfeksiyonu (İYE) geçiren hastalarda klinik, laboratuvar, radyolojik ve mikrobiyolojik özellikler ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Erkek cinsiyet, term doğum ve sezaryen öyküsü, I ̇YE'li hastalarda belirgin özelliklerdir. E. coli en sık etken mikroorganizma olmakla birlikte, hastane kaynaklı enfeksiyonlarda Klebsiella gibi dirençli bakteriler daha sık izlenmiştir. Piyüri ve lökositoz gibi inflamatuvar parametreler hem enfeksiyonun tanısında hem de altta yatan anomalilerin öngörülmesinde anlamlı bulunmuştur. USG ve DMSA gibi görüntüleme yöntemleriyle saptanan anomaliler, VUR ve renal skar gelişimi açısından önemli prediktörlerdir. Antibiyotik direnci, özellikle hastane kaynaklı olgularda daha belirgin olup tedavi stratejilerini doğrudan etkilemektedir. Yüksek evre VUR, antenatal USG anomalisi ve ileri evre hidronefroz gibi bulgular, daha ağır enfeksiyon seyrine ve tekrarlayan İYE gelişimine zemin hazırlamaktadır. Özellikle antenatal dönemde saptanan üriner sistem anomalileri, doğum sonrası yakın izlem açısından kritik öneme sahiptir.

Özet (Çeviri)

Objective: Urinary tract infections (UTIs) in newborns occur at a higher rate than in other age groups and are often accompanied by bacteremia or underlying urinary tract anomalies. These infections can lead to serious complications such as renal parenchymal scarring and chronic renal failure. In term infants, the causative agent is most commonly E. coli, while in preterm infants, nosocomial pathogens are more frequently responsible. Urinalysis is the gold standard for diagnosis, while imaging methods are important for identifying underlying anomalies. This study evaluates the demographic characteristics, clinical findings, causative microorganisms, underlying anomalies, treatment response, and prognosis of newborns diagnosed with hospital- and community-acquired UTIs, as well as complications and kidney damage that may develop after discharge. Patients and Methods: This retrospective study included 110 newborns aged 0–28 days who were hospitalized and treated for UTI at Dokuz Eylül University Faculty of Medicine between January 2015 and December 2023. The diagnosis of UTI was based on the presence of ≥10,000 CFU/ml of a single microorganism and pyuria in a urine sample obtained by bladder catheterization; in cases where antibiotics had been used previously, the presence of pyuria alone was considered sufficient. Patients were evaluated in terms of gestational age, birth characteristics, presenting symptoms, laboratory values, culture results, antibiotic sensitivities, imaging findings, treatments administered, and follow-up data. Preterm birth was defined as ≤37 weeks. CRP>0,5 mg/dL, pyuria, and hematuria were defined according to microscopic criteria. VUR staging was performed as low (stages 1–3) and high (stages 4–5). Urinary tract anomalies were classified using SFU criteria. Most patients were followed up in the outpatient clinic after discharge; e-Nabız and telephone surveys were used for patients who could not be reached. Results: Of the 110 newborns included in the study, 69.1% were male and 74.5% were term. The most common risk factors were antibiotic use and a history of hospitalization. The most common presenting symptoms were poor feeding, fever, 10 and jaundice, with 39.1% having a poor general condition. Blood tests revealed leukocytosis in 60.9% and elevated CRP in 53.6%. Urinalysis showed pyuria in 61.1% and nitrite positivity in 11.2%. The most commonly isolated microorganisms in cultures were E. coli (31.8%) and Klebsiella (30.0%). Antibiotic resistance was most commonly observed in Klebsiella species, against ampicillin and amoxicillin clavulanate. Imaging findings revealed hydronephrosis in 37.2% of patients, renal scarring with DMSA in 26.9%, and VUR in 33.8%. The rate of preterm birth and antibiotic resistance were significantly higher in hospital-acquired UTIs. Non-E. coli microorganisms were predominant in hospital infections. There were significant associations between anomalies detected on ultrasound, leukocytosis, antenatal ultrasound findings, and treatment extension. Inflammation markers (CRP, procalcitonin) and neutrophil levels were higher in patients with VUR. High-grade VUR, nitrite positivity, advanced hydronephrosis, and recurrent UTI were significantly associated. Significant risk factors for recurrent UTI included pyuria, antenatal ultrasound anomaly, and the presence of VUR. Conclusion: In this study, clinical, laboratory, radiological, and microbiological characteristics were evaluated in detail in patients who had urinary tract infections (UTIs) during the neonatal period. Male gender, term birth, and cesarean section history were prominent characteristics in patients with UTI. E. coli was the most common causative microorganism, although resistant bacteria such as Klebsiella were more frequently observed in hospital-acquired infections. Inflammatory parameters such as pyuria and leukocytosis were found to be significant both in the diagnosis of infection and in predicting underlying anomalies. Anomalies detected by imaging methods such as ultrasound and DMSA are important predictors of VUR and renal scar development. Antibiotic resistance is more pronounced, especially in hospital-acquired cases, and directly affects treatment strategies. Findings such as high-grade VUR, antenatal ultrasound abnormalities, and advanced hydronephrosis predispose to more severe infection and recurrent UTI. Urinary tract abnormalities detected during the antenatal period are of critical importance for close follow-up after birth.

Benzer Tezler

  1. Alt solunum yolu enfeksiyonu tanılı hastaların klinik ve laboratuvar bulguları ile prognoz öngörülebilir mi?

    Can prognosis be predicted with clinical and laboratory findings in patients with lower respiratory infection?

    DENİZ GÜNEŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ESEN DEMİR

  2. Yenidoğanın toplum kaynaklı idrar yolu enfeksiyonlarında genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz pozitifliği

    Extended spectrum beta-lactamase positiveness in community acquired urinary tract infections of the newborn

    GİZEM KAYMAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜLİN GÖKMEN YILDIRIM

  3. Çocukluk dönemi idrar yolu enfeksiyonlarında trombosit indekslerinin yeri

    Evaluation of Laboratory and Clinical Findings of Urinary Tract Infections and the Situation of Platelet Indices in Urinary Tract Infections in Childhood

    HALİL DEĞİRMENCİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıFatih Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SADİ TÜRKAY

  4. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde preterm ve term bebeklerde genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz salgılayan gram negatif mikroorganizma enfeksiyonları

    ESBL producing gram negative bacteria infections among term and preterm newborns in neonatal intensive care unit

    ÖZGÜR ÖZÇEREZCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBaşkent Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı Bölümü

    PROF. DR. İSMAİL ZAFER ECEVİT

  5. Yenidoğan dönemi idrar yolu enfeksiyonlarının değerlendirilmesi

    Evaluation of newborn urinary tract infections

    GÜL DEMET KAYA ÖZÇORA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Tıp Eğitimi Ana Bilim Dalı

    UZMAN SULTAN KAVUNCUOĞLU