Geri Dön

Karotis arter stentleme işlemi sonrasında stent malapozisyonunun periprosedürel, hastane içi ve uzun dönem klinik sonlanımları öngörmedeki rolü

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 956104
  2. Yazar: AHMET CEM NİZAM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. YUSUF EMRE GÜREL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kardiyoloji Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 76

Özet

Amaç: Karotis arter hastalığı, iskemik inmenin en sık nedenlerinden biri olup, serebral perfüzyonun bozulmasına bağlı ciddi morbidite ve mortaliteye yol açabilmektedir. Giderek artan yaşlı nüfus ve vasküler risk faktörlerinin yaygınlığı, karotis arter darlıklarının tanı ve tedavisinin önemini artırmaktadır. Cerrahi endarterektomiye alternatif olarak gelişen karotis arter stentleme (KAS), özellikle cerrahi riski yüksek hastalarda etkili bir revaskülarizasyon yöntemi haline gelmiştir. Ancak KAS işlemi, teknik zorluklara ve embolik komplikasyonlara açık bir müdahale olup, işlemin başarısını etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerden biri olan stent malapozisyonu, basitçe stentin damar duvarına tam olarak oturmaması durumudur. Bu çalışmanın amacı, KAS işlemi sonrasında dijital subtraksiyon anjiyografi (DSA) ile tespit edilen stent malapozisyonunun, işlem sonrası ortaya çıkabilecek periprosedürel, hastane içi ve uzun dönem klinik sonlanımları öngörmedeki rolünü değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Prospektif olarak planlanan bu tek merkezli çalışmada, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'na başvuran ve karotis arter hastalığı nedeniyle revaskülarizasyon kararı alınan toplam 51 hasta değerlendirilmiştir. Son 6 ay içinde semptomatik ve ipsilateral %50'den fazla darlık saptanmış ya da asemptomatik ve %60'tan fazla darlık saptanmış, cerrahi için yüksek riskli kabul edilen hastalara karotis arter stentleme işlemi uygulanmıştır. İşlem sonunda çekilen DSA pozlarında stentin damar duvarı ile ilişkisi incelenmiş; stent ile arter duvarı arasında kontrast dolumu izlenen izlenen olgular malapozisyon(+) (Grup 1), kontrast dolumu izlenmeyenler ise malapozisyon(-) (Grup 2) olarak tanımlanmıştır. İki farklı projeksiyonda DSA görüntüleri üzerinde malapoze alanın sınırları uygun bir yazılım kullanılarak çizilmek suretiyle stent malapozisyon alanı hesaplanmıştır. Tüm hastalar işlem sonrasında nöroloji kliniğince değerlendirilmiş; gerek duyulan hastalarda difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DWI-MRG) ile yeni oluşan serebral iskemik lezyonlar incelenmiştir. Hastalar 3., 6., 12. ve 18. ay kontrollerinde yeni nörolojik ve vasküler olaylar açısından değerlendirilmiş ve mortalite verileri kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 51 hastanın yaş ortalaması 68,4±8,8 yıl olup, çoğunluğu (%86) erkekti. Stent malapozisyonu saptanan grup 30 hasta (%58,8), malapozisyon saptanmayan grup ise 21 hasta (%41,2) olarak belirlendi. İki grup arasında yaş, cinsiyet, temel demografik özellikler ve kardiyovasküler risk faktörleri açısından anlamlı fark saptanmadı. KAS sonrası erken dönemde yapılan DWI-MRG görüntülemede, malapozisyon grubunda yeni iskemik beyin lezyonu sıklığı anlamlı olarak daha yüksek bulundu (malapozisyon(+): %53,3; malapozisyon(-): %19; p=0,014). Ayrıca, birden fazla yeni lezyon izlenme sıklığı da malapozisyon saptanan hastalarda istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksekti (p=0,031). Periprosedürel en sık komplikasyon geçici hipotansiyon (n=15, %29,4) olup; bradikardi (n=1, %2), hiperperfüzyon sendromu (n=1, %2) ve kontrast nefropatisi (n=1, %2) sıklığı her iki grupta oldukça azdı (sırasıyla p=0,607, p=0,398, p=0,398, p=0,398). Periprosedürel ve hastane içi majör inme, miyokard enfarktüsü ya da ölüm izlenmedi. 18 aylık takip süresi boyunca, 6. ay kontrolünde 3 hasta, 12. ay kontrolünde 1 hasta, 18. ay kontrolünde 1 hastada ölüm izlendi. 12. ay kontrolünde 1 hastada çekilen kontrol MR'da nonipsilateral yeni lezyon izlendi. 3. ay kontrolünde 5 hasta, 12. ay kontrolünde 2 hastaya tekrar DSA uygulanması gerekti, ancak hiçbirinde ciddi restenoz veya tromboz saptanmadı. Sonuç: Karotis arter stentleme sonrası stent malapozisyonunun varlığı, yeni iskemik lezyon gelişimi ile vasküler risk faktörlerinden bağımsız olarak ilişkilidir. Stent malapozisyon alanı da yeni iskemik lezyon gelişen hastalarda daha fazla olma trendi göstermiştir. Stent malapozisyonu varlığı ve malapozisyon alanının işlem sonrası dönemde kantitatif olarak değerlendirilmesi, yüksek riskli olguların belirlenmesine faydalı olabilir.

Özet (Çeviri)

Aim: Carotid artery disease is one of the most common causes of ischemic stroke and can lead to serious morbidity and mortality due to impaired cerebral perfusion. The increasing elderly population and the prevalence of vascular risk factors increase the importance of diagnosis and treatment of carotid artery stenosis. Carotid artery stenting (CAS), an alternative to surgical endarterectomy, has become an effective revascularization method, especially in patients at high surgical risk. However, CAS is an intervention that is prone to technical difficulties and embolic complications, and there are several factors that affect the success of the procedure. One of these factors, stent malapposition, is simply a condition in which the stent does not fit properly in the vessel wall. The aim of this study was to evaluate the effect of stent malapposition area measured by digital subtraction angiography (DSA) after CAS procedure in predicting periprocedural, in-hospital and long-term clinical outcomes. Materials and Methods: In this prospective, single-center study, a total of 51 patients admitted to the Department of Cardiology, Faculty of Medicine, Marmara University, who underwent revascularization for carotid artery disease were evaluated. Carotid artery stenting was performed in patients who were symptomatic (ipsilateral stenosis exceeding 50%) or asymptomatic with more than 60% stenosis in the last 6 months and considered high risk for surgery. The DSA images obtained after the intervention were analyzed to determine whether the stent was fully seated in the vessel wall; patients with malapposition between the stent and the arterial wall were defined as malapposition(+) (Group 1) and those without malapposition were defined as malapposition(-) (Group 2). Stent malapposition area (mm²) was calculated in two different projections using digital measurement software on DSA. All patients were evaluated by the neurology clinic after the procedure and new cerebral ischemic lesions were examined by diffusion-weighted magnetic resonance imaging (DWI-MRI) when necessary. Patients were followed up for neurological events (e.g. stroke, transient ischemic attack) at 3rd, 6th, 12th and 18th month follow-up visits and data were recorded. In statistical analyses, Pearson chi-square test was used to compare categorical variables, and Student t test or Mann-Whitney U test was used to analyze continuous variables according to distribution. p

Benzer Tezler

  1. Diagnostik karotis anjiyografi uygulanan hastaların sessiz iskemik inme oluşumu açısından değerlendirilmesi

    Silent cerebral ischemia due to diagnostic carotid angiografi

    DİLARA MERMİ DİBEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    NörolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET FEVZİ ÖZTEKİN

  2. Karotis arter stentleme işlemi sonrası ortaya çıkan iskemik lezyonların difüzyon ağırlıklı MRG ile değerlendirilmesi

    Evaluation of ischemic lesions with diffusion-weighted MR imaging after the carotid artery stenting

    MURAT BEYHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpGaziosmanpaşa Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BERAT ACU

  3. Karotis arter stenozlarında endovasküler tedavi, stentleme ve geç takip sonuçları

    Endovascular treatment, stenting and late follow up in carotid artery stenosis

    ELİF ALTUNAY AKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Radyoloji ve Nükleer TıpAnkara Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SADIK BİLGİÇ

  4. Supraaortik multiple stenozlarda eş zamanlı balon anjioplasti ve stent implantasyonu

    Simultaneous baloon anjioplasty and stent implantation in supraaortic multiple stenosis

    AYLİN GÜNEŞLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EROL AKGÜL

  5. Semptomatik ve asemptomatik karotis stenozlarında inflamatuar markerların stentleme öncesi ve sonrası etkileri

    Başlık çevirisi yok

    MESUT CİLLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    NörolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UFUK ŞENER