Geri Dön

Sezaryen skar defektinin cinsel fonksiyon ve yaşam kalitesine etkisi

The impact of cesarean scar defect on sexual function and quality of life

  1. Tez No: 957583
  2. Yazar: İREM ACAR ERMİŞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SUNA KABİL KUCUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 121

Özet

ÖZET Amaç: Sezaryen oranlarındaki dramatik artışa bağlı olarak son yıllarda sezaryen skar defekti (SSD) görülme insidansı oldukça artmıştır. SSD varlığı ile sezeryan skar gebeliği, plasental invazyon anomalileri, postmenstrual kanama, disparoni ve sekonder infertilite ilişkili bulunmuştur. Çalışmamızda literatürde henüz değerlendirilmemiş olan SSD' nin varlığı ve sonografik özelliklerinin kadın cinsel fonksiyonu ve hayat kalitesine etkisi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 01.05.2025- 01.07.2025 tarihlerinde Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı jinekoloji polikliniklerine genel jinekolojik kontrol için başvuran ve öncesinde sezaryen ile doğum yapmış 18-45 yaş arasındaki 178 kadın katılmıştır. Katılımcılar genel bilgilerinin ve yazılı onamlarının alınması ardından çalışmaya dahil edilerek uygun siklus günüde modifiye Delphi yöntemi kullanılarak SSD boyut ölçümleri aynı klinisyen tarafından yapılmıştır. Sonrasında Kadın Cinsel İşlev Ölçeği , SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği anketleri ile değerlendirilmiştir. Bulgular: SSD derinliği artışıyla menoraji sıklığının anlamlı olarak arttığı gözlenmiştir (p=0,040). Niş- eksternal os arası mesafe klinik özelliklerle değerlendirildiğinde postmenstürel lekelenme ve dismenorenin olduğu gruplarda niş- eksternal os arası mesafenin anlamlı olarak daha uzun olduğu görülmüştür (p=0,021, p=0,036). SSD hacmi ile hem postmenstürel lekelenme (p=0,047) hem de menoraji (p2 mm olan (İstmoseli olan) grupta niş-eksternal os arası mesafe, postmenstürel lekelenme olan grupta anlamlı olarak uzun bulunmuştur (p=0,034). SSD derinliği >2 mm olan (İstmoseli olan) grupta niş-eksternal os arası mesafe, disparoni olan grupta anlamlı olarak uzun bulunmuştur (p=0,038). Postmenstruel lekelenme varlığında RMT/AMT oranı daha düşük saptanmıştır ve fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p = 0,044). SSD varlığının cinsel fonksiyona etkisine bakıldığında SSD olan grup ile kontrol grubunun FSFI skorları benzer olduğu fakat, semptomatik SSD varlığının kadınların FSFI toplam skorunda anlamlı bir azalma saptanmıştır (p=0,021). Niş ile eksternal os arası mesafe ve FSFI memnuniyet alt ölçeği arasında negatif yönlü anlamlı ilişki saptanmıştır (p=0,041). Disparonisi olan kadınlarda FSFI puanlarında anlamlı azalma görülmüştür (p

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Objective: Due to the dramatic rise in cesarean delivery rates in recent years, the incidence of cesarean scar defects (CSDs) has markedly increased. The presence of CSD has been associated with various clinical conditions, including cesarean scar pregnancy, abnormal placental invasion, postmenstrual bleeding, dyspareunia, and secondary infertility. This study investigates the impact of CSD presence and its sonographic characteristics on female sexual function and quality of life—an area not yet explored in the existing literature. Material and Methods: Between May 1 and July 1, 2025, a total of 178 women aged 18–45 years who had previously delivered via cesarean section and attended general gynecological examinations at the Gynecology Outpatient Clinics of Marmara University Pendik Training and Research Hospital, Department of Obstetrics and Gynecology, were enrolled in the study. After collecting general demographic information and obtaining written informed consent, participants were included in the study. SSD (subseptate defect) measurements were performed by the same clinician on an appropriate cycle day using a modified Delphi method. Subsequently, assessments were conducted using the Female Sexual Function Index (FSFI), the Short Form-36 (SF-36) Quality of Life Questionnaire, and the Beck Depression Inventory. Results: A significant increase in the frequency of menorrhagia was observed with greater SSD (subseptate defect) depth (p=0.040). When evaluating the distance between the niche and external os in relation to clinical characteristics, it was found to be significantly longer in groups with postmenstrual spotting and dysmenorrhea (p=0.021, p=0.036). A positive and significant correlation was detected between SSD volume and both postmenstrual spotting (p=0.047) and menorrhagia (p2 mm (indicative of isthmocele), the niche–external os distance was significantly longer in those with postmenstrual spotting (p=0.034) and dyspareunia (p=0.038). In cases of postmenstrual spotting, the RMT/AMT (anterior myometrial thickness) ratio was found to be lower, and this difference was statistically significant (p=0.044). In terms of sexual function, the FSFI (Female Sexual Function Index) scores were similar between the SSD and control groups. However, a statistically significant decrease in total FSFI scores was observed in women with symptomatic SSD (p=0.021). There was also a significant negative correlation between the niche–external os distance and FSFI satisfaction subscale scores (p=0.041). Women with dyspareunia showed significantly reduced FSFI scores (p

Benzer Tezler

  1. Primer sezaryen olgularında uterin skar defektinin 3d transvajinal sonografi ve sonohisterografi ile değerlendirilmesi

    Evaluation of uterine scar defect in primary cesarean section cases with 3d transvaginal sonography and sonohysterography

    TUĞBA YEŞİLYURT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RECEP ERİN

  2. Postmenstrüriyel lekelenme şikayeti olan sezaryen skar defekti mevcut hastaların operatif histeroskopi ile tedavisinin ultrasonografik ve klinik olarak sonuçları

    Clinical and ultrasonographic results of treatment with operative hysteroscopy in patients with cesarean scar defects and complaints of postmenstrual spotting

    CEREN ZEYNEP KARAEVLİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN ELİF TOZKIR

  3. Sezaryen operasyonlarında kullanılan farklı uterin insizyon kapatma yöntemlerin postoperatif sezaryen insizyon skar kalınlığı ve istmosel oluşumu açısından karşılaştırılması

    Comparison of different uterine incision closure methods used in cesarean section in terms of postoperative cesarean incision scar thickness and istmosel formation

    ANIL İNCEDERE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve DoğumDokuz Eylül Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER ERBİL DOĞAN

  4. Sezaryen doğum sırasında uterin defektin cerrahi olarak tek veya çift kat kapatılmasının istmosel gelişimi üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of surgical single or double layer closure of uterus during cesarean birth on the development of isthmocele

    CEREN SANCAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumEge Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SERDAR ÖZŞENER

  5. Uterusun sezaryen sütür tekniklerinin istmosel oluşumu üzerine etkisi

    Effect of uterine cesarean suture techniques on the formation of isthmocele

    SHAMSI MEHDIYEV

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL ÇEPNİ