Coğrafi bilgi sistemleri ile afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirlik analizi: Esenyurt örneği
Geographic information system-based accessibility analysis of disaster and emergency assembly areas: The case of Esenyurt district
- Tez No: 959205
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ADALET DERVİŞOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Jeodezi ve Fotogrametri, Geodesy and Photogrammetry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Geomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Geomatik Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 169
Özet
Afetler ve acil durumlar beklenmedik şekilde meydana gelen ve geniş çaplı can, mal ve sosyal kayıplar verilmesine neden olan olaylardır. Dünyanın her yerinde tarih boyunca meydana gelen afet ve acil durumların verdiği zararlar bölgedeki nüfus yoğunluğu, plansız ve hızlı kentleşme, dönüşüme uğramamış riskli yapıların varlığı, afet ve acil durum öncesi gerekli tedbirlerin alınmaması gibi nedenlerle verdikleri zararlar artabilir. Afet ve acil durum sonrası müdahale sürecinde, halkın güven içerisinde toplanabileceği alanların belirlenmesi ve bu alanlara erişilebilirliğin kesintisiz bir şekilde sağlanabilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, afet ve acil toplanma alanlarının erişilebilirliği, afet yönetimi konusunun en önemli bileşenlerinden biridir. Doğru şekilde planlanmamış afet ve acil durum toplanma alanları afet sonrasında halkı ve acil durum müdahale ekiplerini hezeyana uğratabilmektedir. Afet ve Acil Durum Toplanma Alanlarının seçiminde zemin durumu, ulaşılabilirlik, tahliye kolaylığı, altyapı olanakları, bölgesel nüfus yoğunluğu ve risk faktörleri gibi birçok ölçüt değerlendirilmektedir. Afet ve acil durum toplanma alanları toplumun güven içerisinde en kısa sürede ulaşabilmesi gereken alanlardır. Bu alanların sayısının yeterli olması kadar, erişim süresi ve ulaşım güzergâhlarının mevcut uygunluğu da oldukça önemlidir. Afet ve acil durum alanlarının erişilebilirliğinde yol kapasitesi, kapanmalar ve alternatif güzergâhlar gibi birçok faktör, erişimde belirleyici rol almaktadır. Bu nedenle, afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirliğinin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile analiz edilmesi ve değerlendirilmesi, bölgenin afet yönetimi stratejilerinin belirlenmesi ve iyileştirilmesine katkı sağlarken, toplum bilincinin oluşturulmasına da yardımcı olmaktadır. İstanbul, Türkiye'nin en yoğun nüfusa sahip olan ilidir. Kuzey Fay Hattı üzerinde yer alan İstanbul başta deprem olmak üzere birçok afet riskini taşıyan megakenttir. Özellikle Marmara Denizi açıklarında gerçekleşebilecek büyük depremin, İstanbul'da ağır kayıplara yol açacağı öngörülmektedir. 1999 yılında yaşanan Gölcük Depremi sonrasında yapılan çalışmalarda, kentte birçok yapının depreme karşı dayanıksız olduğu ortaya çıkmıştır. Şehrin birçok yerinde kentsel dönüşüm çalışmaları hızla sürdürülmesine rağmen kontrolsüz ve plansız büyüme, yapısal güvenliği yetersiz bina fazlalığı deprem riskini arttırmaktadır. Bu nedenle, Afet yönetimi, kentin güvenliğini ve sürdürülebilir gelişimini sağlamada temel bir unsurdur. İstanbul'un afet yönetiminin kurgulanmasında birçok zorlukla karşı karşıya gelindiği görülmektedir. Yoğun nüfus, ulaşım altyapısı ve çarpık kentleşme gibi birçok neden tahliye planlarının etkinliğini azaltabilmektedir. İstanbul'un en hızlı gelişen ve büyüyen ilçelerinden biri olan Esenyurt İlçesi, günümüzde kontrolsüz ve plansız kentleşmenin getirdiği sorunlar ile afetlere karşı kırılgan bir yapıya sahiptir. Esenyurt'un sahip olduğu zemin özellikleri ile yoğun ve yüksek katlı yapılaşması olası bir afet durumunda hasar riskini arttırmakta; mevcut altyapı eksikleri ise afet sonrası müdahale çalışmalarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. İlçede özelikle deprem riski ön planda olmakla birlikte, afet yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi ve afet ve acil durum sonrası toplanma alanlarına erişimin sağlanması toplumun can ve mal güvenliği için kritik bir öneme sahiptir. Bu çalışma, İstanbul'un en yoğun nüfuslu ilçelerinden biri olan Esenyurt İlçesi'nde afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirliğini Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tabanlı analiz yöntemleri kullanılarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Elde edilen bulgular doğrultusunda, afet yönetiminin şehir planlama sürecindeki rolü vurgulanarak, afet durumlarında erişilebilirliğin etkin bir afet yönetimi için kritik bir unsur olduğu ortaya konulacaktır. Ayrıca, çalışmanın sonuçlarının, karar vericilere afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirliğini iyileştirme konusunda rehberlik etmesi hedeflenmektedir. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) mekânsal verinin yönetimi, analizi ve görselleştirilmesi konusunda sunduğu imkanlar sayesinde afet yönetimi ve planlama süreçlerinde oldukça sık ve etkin kullanılan bir yöntemdir. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin afet yönetimindeki önemli avantajları arasında, kurumlar arası veri paylaşımını kolaylaştırması, farklı formata sahip verileri ortak bir standart altında birleştirebilmesi, düzenli olarak güncellenebilir olması sayesinde en yeni bilgilere erişimin kolaylıkla sağlanması ve hızlı analiz çıktılarına üretebilmesi yer almaktadır. Ayrıca Coğrafi Bilgi Sistemleri veriyi harita, tablo ve grafik gibi çeşitli görselleştirme seçenekleri sunması, mekânsal verinin anlaşılır ve etkili bir şekilde aktarılmasına olanak tanımaktadır. Bu çalışma kapsamında Esenyurt İlçesindeki afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirliği, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın ilk aşamasında, analiz için gerekli olan konumsal ve öznitelik verileri temin edilmiştir. Bu veriler arasında yol ağları, mevcut bina yapıları, nüfus bilgileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve AFAD tarafından belirlenen toplanma alanları, deprem sırasında kapanma riski taşıyan yollar ve riskli afet bölgelerine ilişkin veriler yer almaktadır. Söz konusu veriler, ilgili kurum ve kuruluşlardan sağlanarak analiz sürecine entegre edilmiştir. Veri toplama sürecini ardından, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında veri hazırlık aşamaları ArcGIS yazılımının ArcMap arayüzü kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Toplanan tüm veriler ArcCatalog aracılığıyla düzenlenmiş ve analizlere uygun hale getirilmiştir. Yol ağları üzerinde detaylı ağ topolojisi oluşturulmuş ve toplanma alanlarının giriş noktaları, uydu görüntülerinden faydalanılarak doğru ve hassas bir biçimde belirlenmiştir. Ayrıca, bina verileri mahallelerin nüfus yoğunluğu ile ilişkilendirilerek analiz süreçlerine entegre edilmiştir. Network (Ağ) analizi, belirlenmiş noktalar arasındaki ilişkileri ve bağlantıları incelemek için kullanılan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) kökenli analiz yöntemidir. Bu analiz yöntemi, en kısa veya en hızlı rota belirleme, hizmet alanlarının oluşturulması (service area analizi), en yakın tesisin bulunması (closest facility analizi) ve çeşitli lojistik planlama faaliyetlerini içeren ulaşım ağları gibi birbirine bağlı hat veya güzergah sistemleri konulu analizlerde sıkça kullanılmaktadır. Özellikle afet yönetimi çalışmalarında etkin bir şekilde kullanılan Network Analizi, büyük ölçekli acil ve afet durumlarında ulaşım güzergahlarının belirlenmesi, kritik noktalara erişimin sağlanması ve kapanan yollar için alternatif güzergâhların oluşturulması gibi konularda önemli katkılar sunmaktadır. Bu çalışma kapsamında Esenyurt İlçesi için Network (Ağ) Analizi yöntemleri kullanılarak çeşitli erişilebilirlik analizleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler doğrultusunda, mevcut toplanma alanlarına yayaların yürüyerek ulaşabileceği maksimum mesafeler belirlenmiş ve her bir toplanma alanının hizmet kapasitesi tespit edilmiştir. Ayrıca, Esenyurt İlçesi'ndeki riskli bölgelerden toplanma alanlarına ulaşım güzergâhları oluşturulurken, afet sırasında kapanması öngörülen yollar dikkate alınarak alternatif güzergâhlar belirlenmiş ve bu güzergâhların mesafeleri değerlendirilmiştir. Gerçekleştirilen çalışma sonucunda, Esenyurt İlçesi'ndeki toplanma alanlarının dağılımı, kapasite yeterliliği ve afet durumundaki erişim sorunları detaylı olarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda ilçede bulunan mevcut afet ve acil durum toplanma alanlarının erişilebilirliğinde ve kapasitesinde önemli eksiklerin olduğu ortaya konulmuştur. Bu eksikler, olası bir afet veya acil durum anında halkın güvenle erişebileceği güvenli alanların bulunmaması toplumu paniğe ve kaosa sürükleyebilmektedir. Bu durum can ve mal kaybında artışa neden olmakla birlikte tahliye sürecinin etkinliğini düşürebilmektedir. Sonuç olarak, Esenyurt İlçesi'nde mevcut afet ve acil durum toplanma alanlarının mekânsal dağılımı ve erişilebilirlik kapasitesinin, CBS destekli Network analizleri ile belirlenmesi, afet yönetimi planlarının geliştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Analizler, afet senaryolarında erişim sorunlarının azaltılması için toplanma alanlarının sayısının artırılması, kapasitelerinin güçlendirilmesi ve afet riski yüksek bölgelerde alternatif ulaşım güzergâhlarının oluşturulması gerektiğini ortaya koymaktadır. CBS tabanlı bu yöntemler, afet yönetimi karar süreçlerine veri destekli, hızlı ve etkin çözümler sunmakta, kaynakların optimal kullanımı ve afetlere karşı kentsel dayanıklılığın artırılmasına katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, ilgili kamu kurumları ve yerel yönetimlerin, afet toplanma alanlarının planlanması ve iyileştirilmesinde CBS tabanlı erişilebilirlik analizlerini entegre etmeleri, toplumun can ve mal güvenliğinin artırılması ve sürdürülebilir afet yönetimi stratejilerinin oluşturulması açısından hayati önem taşımaktadır.
Özet (Çeviri)
Disasters and emergency situations occur unexpectedly and cause widespread loss of life, property, and social disruption. The damages caused by disasters and emergencies worldwide throughout history may increase due to factors such as population density, unplanned and rapid urbanization, the presence of risky buildings that have not undergone transformation, and the lack of necessary precautions before disasters and emergencies. In the post-disaster and emergency response phase, the identification of safe assembly areas where the public can gather securely and uninterrupted accessibility to these areas are of great importance. In this context, accessibility to disaster and emergency assembly areas is one of the critical components of disaster management. Poorly planned assembly areas can lead to confusion and inefficiency for both the public and emergency response teams after a disaster. In the selection of Disaster and Emergency Assembly Areas, multiple criteria are evaluated, including ground conditions, accessibility, ease of evacuation, infrastructure availability, regional population density, and risk factors. Assembly areas are spaces where the community should be able to reach safely and promptly. In addition to the adequacy of the number of these areas, access time and the suitability of transportation routes are also highly important. Factors such as road capacity, potential closures, and alternative routes play a decisive role in accessibility to these areas. Therefore, analyzing and evaluating the accessibility of disaster and emergency assembly areas using Geographic Information Systems (GIS) contributes to defining and improving regional disaster management strategies and helps raise public awareness. Istanbul, the most populous city in Turkey, is a megacity located on the North Anatolian Fault Line and carries significant disaster risks, primarily earthquakes. It is anticipated that a major earthquake in the Marmara Sea region could cause severe losses in Istanbul. Studies conducted after the 1999 Gölcük Earthquake revealed that many buildings in the city are not earthquake-resistant. Although urban transformation efforts are underway in many parts of the city, uncontrolled and unplanned growth along with a large number of structurally unsafe buildings increases the earthquake risk. Consequently, disaster management is a fundamental component in ensuring the safety and sustainable development of the city. However, several challenges arise in structuring disaster management in Istanbul, including dense population, transportation infrastructure, and irregular urbanization, which reduce the effectiveness of evacuation plans. Esenyurt, one of Istanbul's fastest-growing districts, currently faces vulnerabilities due to uncontrolled and unplanned urbanization. The district's ground characteristics combined with dense and high-rise buildings increase damage risk in case of disaster; existing infrastructure deficiencies adversely affect post-disaster intervention efforts. While earthquake risk is predominant, the development of disaster management strategies and ensuring access to assembly areas post-disaster are critical for public safety. This study aims to assess the accessibility of disaster and emergency assembly areas in Esenyurt District, one of Istanbul's most densely populated districts, using GIS-based analytical methods. Based on the findings, the role of disaster management in urban planning is emphasized, demonstrating that accessibility during disaster situations is a critical factor for effective disaster management. Furthermore, the study aims to guide decision-makers in improving the accessibility of disaster and emergency assembly areas. GIS provides extensive capabilities for the management, analysis, and visualization of spatial data, making it a frequently and effectively used tool in disaster management and planning processes. Key advantages of GIS in disaster management include facilitating inter-agency data sharing, integrating data from different formats under a common standard, enabling access to the most up-to-date information through regular updates, and producing rapid analytical outputs. Additionally, GIS offers diverse visualization options such as maps, tables, and graphs, facilitating the clear and effective communication of spatial data. Within this study, the accessibility of disaster and emergency assembly areas in Esenyurt was analyzed using GIS. In the initial phase, spatial and attribute data necessary for the analysis were collected, including road networks, existing buildings, population data, assembly areas designated by Istanbul Metropolitan Municipality and AFAD, roads prone to closure during earthquakes, and data on hazardous disaster zones. These data were obtained from relevant institutions and integrated into the analysis process. Following data collection, data preparation steps were performed within the GIS environment using ArcGIS software's ArcMap interface. All collected data were organized through ArcCatalog and made suitable for analysis. Detailed network topology was created over the road networks, and entry points to assembly areas were precisely identified using satellite imagery. Additionally, building data were linked with neighborhood population densities and incorporated into analysis workflows. Network analysis, a GIS-based method, is used to examine relationships and connections between defined points. This method is widely applied in analyses related to transportation networks, such as determining the shortest or fastest routes, generating service areas, locating closest facilities, and various logistic planning activities. Network analysis is especially valuable in disaster management for identifying transportation routes during large-scale emergency situations, ensuring access to critical points, and creating alternative routes for roads likely to be closed. In this study, various accessibility analyses were conducted for Esenyurt District using network analysis methods. According to the analyses, maximum walking distances to existing assembly areas were determined, and the service capacity of each assembly area was assessed. Additionally, transportation routes from risk zones to assembly areas were developed, considering roads predicted to close during disasters, and alternative routes were identified and evaluated in terms of distance. The results of the study provided a detailed evaluation of the spatial distribution, capacity adequacy, and access problems to assembly areas in Esenyurt District during disaster scenarios. The analyses revealed significant deficiencies in the accessibility and capacity of existing disaster and emergency assembly areas. These deficiencies indicate the absence of safe assembly points that the public can access securely during emergencies, which may lead to panic and chaos, increasing potential loss of life and property and reducing evacuation efficiency. In conclusion, determining the spatial distribution and accessibility capacity of existing disaster and emergency assembly areas in Esenyurt using GIS-supported network analyses is critically important for improving disaster management plans. The analyses suggest the need to increase the number and capacity of assembly areas and to create alternative transportation routes, especially in high-risk zones, to reduce accessibility problems during disaster scenarios. GIS-based methodologies provide data-driven, rapid, and effective solutions to disaster management decision-making processes, enabling optimal resource allocation and enhancing urban resilience against disasters. Therefore, it is vital for public institutions and local administrations to integrate GIS-based accessibility analyses into the planning and improvement of disaster assembly areas, to enhance public safety and develop sustainable disaster management strategies.
Benzer Tezler
- Afet ve acil durum toplanma alanlarının mekansal uygunluk ve kırılgan gruplar açısından değerlendirilmesi
Evaluation of disaster and emergency assembly areas in terms of spatial suitability and vulnerable groups
ZEHRA ATALAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA AYÇİM TÜRER BAŞKAYA
- Afet ve acil durum toplanma alanları için CBS tabanlı uygun yer seçimi: Sakarya ili Serdivan ilçesi örneği
GIS-based site selection for emergency assembly areas: The case of Serdi̇van district, Sakarya, Turkey
GÜLENNUR ŞANLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Peyzaj MimarlığıSakarya Uygulamalı Bilimler ÜniversitesiPeyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ERGEN
- Afet sonrası geçici yerleşim yerlerinin planlanmasındaki faktörlerin incelenmesi : Karşıyaka örneği
Examining the allocation of post-disaster shelter areas: A case study in Izmir Karsiyaka district
HÜSEYİN MARAL
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Şehircilik ve Bölge PlanlamaGediz ÜniversitesiKentsel Yenileme Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YENAL AKGÜN
- Kentsel ani sel felaketlerine karşı mücadelede yapay zeka tabanlı bir karar destek sistemi
An artificial intelligence-based decision support system for urban flash flood disaster response
İREM KARAKAYA
Doktora
Türkçe
2024
Endüstri ve Endüstri MühendisliğiYıldız Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALEV TAŞKIN
- Afet kriz yönetimine coğrafi bilgi teknolojilerinin katkısı ve hayat kurtaran büfe önerisi
Geographical information technology contribution to disaster crisis management and life saving kiosk proposal
AYŞE GİZ GÜLNERMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÇİĞDEM GÖKSEL