Öznelliğin inşa sürecinde 'Beden' in Merleau-Ponty ve foucault bağlamında algı ve iktidar etkileşimi odağında incelenmesi
An examination of the construction of subjectivity through the body: The interaction of perception and power in the context of Merleau-Ponty and foucault
- Tez No: 961849
- Danışmanlar: PROF. DR. SENEM KURTAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Felsefe, Philosophy
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gaziantep Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 186
Özet
Bu çalışma, öznelliğin inşa sürecinde“beden”in oynadığı merkezi rolü, Merleau-Ponty'nin fenomenolojik beden felsefesi ile Foucault'nun iktidar söylemleri bağlamında disipliner beden anlayışı ekseninde ele almaktadır. Modern felsefe tarihinde öznenin merkezileşmesine paralel olarak bedenin ikincilleştirilmesi sorunu, özne-beden ayrımına dayanan metafizik bir mirasın sonucu olarak görülmüştür. Merleau-Ponty, bu mirasa karşı çıkarak bedeni yalnızca bir nesne ya da taşıyıcı olarak değil, aynı zamanda algılayan, anlam kuran ve dünya ile doğrudan ilişki kuran bir varlık olarak tanımlar. Onun fenomenolojik yaklaşımı, bedeni özne ve nesne ikiliğinin ötesinde, anlamın doğduğu ontolojik zemin olarak yeniden konumlandırır. Algının yalnızca zihinsel bir süreç değil, tensel bir yönelim ve dünyayla iç içe geçmiş bir karşılaşma olduğunu ileri sürer. Foucault ise bedeni, iktidarın doğrudan işlediği bir alan olarak ele alır. Beden, söylem ve disiplin mekanizmaları aracılığıyla şekillendirilir, denetlenir ve toplumsal normlara uygun hale getirilir. Bu bağlamda beden, yalnızca biyolojik bir varlık değil, aynı zamanda tarihsel olarak inşa edilmiş bir politik nesnedir. İktidarın bilgiyle kurduğu ilişkide, özne de beden aracılığıyla şekillenir; böylece birey, hem bilgi üreten hem de bilgiye tabi olan bir varlık hâline gelir. Bu tezde, Merleau-Ponty'nin bedeni ontolojik bir açıklık ve fenomenal deneyim olarak kavrayan yaklaşımı ile Foucault'nun bedeni iktidar ilişkilerinin kesişim noktası olarak gören yaklaşımı arasında hem ayrımlar hem de örtüşmeler gösterilmiştir. Merleau-Ponty, öznelliği bedensel yönelim ve algı yoluyla anlamla bütünleştirirken, Foucault öznelliği tarihsel söylemler ve iktidar pratikleri içerisinde kavrar. Her iki düşünürün beden anlayışları, çağdaş felsefede özne ve beden ilişkisini yeniden düşünmek adına önemli olanaklar sunar.
Özet (Çeviri)
This study examines the central role of the“body”in the construction of subjectivity through the lens of Merleau-Ponty's phenomenological philosophy of the body and Foucault's conception of the disciplinary body within the framework of power discourses. In the history of modern philosophy, the marginalization of the body alongside the centralization of the subject is seen as the result of a metaphysical legacy grounded in the subject-body dichotomy. Merleau-Ponty challenges this legacy by defining the body not merely as an object or carrier but as a being that perceives, creates meaning, and establishes a direct relationship with the world. His phenomenological approach repositions the body beyond the subject-object dualism, presenting it as the ontological ground where meaning emerges. He argues that perception is not merely a mental process, but a corporeal orientation and an encounter deeply intertwined with the world. Foucault, on the other hand, conceptualizes the body as a domain directly operated on by power. The body is shaped, regulated, and normalized through discursive and disciplinary mechanisms. In this context, the body is not only a biological entity but also a historically constructed political object. Within the relationship between power and knowledge, the subject is shaped through the body, thereby becoming a being that both produces knowledge and is subjected to it. This thesis reveals both the distinctions and overlaps between Merleau-Ponty's approach, which understands the body as an ontological openness and field of phenomenal experience, and Foucault's view of the body as the intersection of power relations. While Merleau-Ponty integrates subjectivity with meaning through bodily orientation and perception, Foucault conceives subjectivity within historical discourses and power practices. The bodily theories of both thinkers offer significant possibilities for rethinking the relationship between subject and body in contemporary philosophy.
Benzer Tezler
- Francis Bacon resminde imaj, görüntü ve temsiliyet
Image and representation in Francis Bacon's paintings
ERSAN ÇAĞATAY
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Güzel SanatlarMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
PROF. YALÇIN KARAYAĞIZ
- Use of augmented reality technologies in cultural heritage sites; Virtu(Re)Al Yenikapı
Arttırılmış gerçeklik teknolojilerinin kültürel miras alanlarında kullanımı; Yenikapı örneği
SİBEL YASEMİN ÖZGAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2012
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiBilişim Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YÜKSEL DEMİR
- Une etude sur le concept de negation dans le cadre de la critique Hegelinne de l'ironie romantique
Hegel'in romantik ironi eleştirisi çerçevesinde olumsuzlama kavramı üzerine bir inceleme
SEMA ÖZTEKİN
Yüksek Lisans
Fransızca
2024
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ UMUT ÖKSÜZAN
- İlişkisel mekansal pratikler ile mimarlığın görmezden geldiklerini düşünmek: İstanbul arkeoloji müzeleri üzerine bir deneme
Thinking about what architecture ignores through relational spatial practices: An attempt at the İstanbul archaeological museums
ESRA YÜKSEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SIDIKA ASLIHAN ŞENEL
- Subjectivité chez Hegel
Hegel'de Öznellik
CANSU AKARSU
Doktora
Fransızca
2024
FelsefeGalatasaray ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET TÜRKER ARMANER