20. yüzyıldaki Sovyet kadını ve Türk kadını imgesi: Aleksandra Kollontay'ın Vasilisa Marigina eseri ve Halide Edip Adıvar'ın Vurun Kahpeye eseri karşılaştırması
In the 20th century the image of soviet and turkish women: A comparison of Aleksandra Kollontay's 'Vasilisa Marygina' and Halide Edip Adıvar's 'Vurun Kahpeye (Hit the Whore)'
- Tez No: 962486
- Danışmanlar: PROF. DR. BEYHAN ASMA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Karşılaştırmalı Edebiyat, Sosyoloji, Comparative Literature, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Halide Edip Adıvar, vurun kahpeye, Aleksandra Kollontay, Vasilisa Malıgina, Türk kadını, Sovyet Kadını, kadın imgesi, Halide Edip Adıvar, Shoot the Whore, Aleksandra Kollontay, Vasilisa Malıgina, Turkish woman, Soviet woman, woman image
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Erciyes Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Rus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Rus Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 74
Özet
Bu çalışma, 20. yüzyılın başlarında iki farklı ideolojik sistemde kaleme alınmış olan Aleksandra Kollontay'ın Vasilisa Maligina ve Halide Edip Adıvar'ın Vurun Kahpeye adlı eserlerini karşılaştırmalı olarak inceleyerek, kadın kimliğinin toplumsal, siyasal ve kültürel bağlamlarda nasıl temsillendirildiğini tartışmaktadır. Her iki anlatı, kadın karakterleri merkezine almasına rağmen, bu merkezî konumlandırma kadınları özgürleştiren bir temsile değil; ideolojik söylemlerin taşıyıcısı hâline getiren bir yapılandırmaya işaret etmektedir. Araştırmada, kadın kimliğinin edebi sahnelenişi feminist kuramlar, özellikle Judith Butler'ın toplumsal cinsiyetin performatif doğasına ilişkin kuramı çerçevesinde ele alınmış; kadın bedeninin, duygularının ve toplumsal rollerinin nasıl kurumsal iktidarlarca şekillendirildiği ortaya konmuştur. Çalışmada, Vasilisa karakteri sosyalist devrimin ideolojik öznesi olarak yapılandırılmış; bireysel arzularını parti sadakati uğruna bastıran bir“kadro kadın”profiline dönüştürülmüştür. Aliye ise ulus-devlet modernleşmesinin ahlaki ve pedagojik sembolü olarak çizilmiş; bireyselliği değil, milletin terbiye edici sesi olma işlevi ön plana çıkarılmıştır. Her iki karakterde de kadınlık, söylemsel normlar aracılığıyla biçimlendirilmiş, özneleşme süreci sınırlandırılmış ve görünürdeki özgürlük temsilleri, iktidarın ideolojik çerçevesiyle koşullanmıştır. Metin çözümlemeleri sonucunda ulaşılan bulgular, kadının kamusal görünürlüğünün, özgürlükle eşanlamlı olmadığını; aksine bu görünürlüğün çoğu zaman iktidarın değerler sistemine hizmet eden temsillere dönüştürüldüğünü göstermektedir.“Yeni kadın”ideali hem devrimci hem de ulusalcı söylemlerde, kadına atfedilen görevlerin değişmesine rağmen, kadın kimliğinin özerk ve çok katmanlı gelişimine imkân tanımamıştır. Araştırma, kadın temsillerinin edebi metinlerde nasıl ideolojik olarak kurgulandığını tarihsel, kültürel ve kuramsal düzlemde tartışarak, feminist edebiyat eleştirisine disiplinler arası bir katkı sunmakta; toplumsal cinsiyet çalışmalarına karşılaştırmalı bir yaklaşım kazandırmaktadır.
Özet (Çeviri)
This study examines how female identity is represented within social, political, and cultural contexts through a comparative analysis of Aleksandra Kollontay's Vasilisa Maligina and Halide Edip Adıvar's Vurun Kahpeye, written in different ideological systems in the early 20th century. While both narratives center on female protagonists, this centrality does not indicate liberation but rather an instrumentalization of women as ideological symbols. Drawing on feminist theories, particularly Judith Butler's concept of the performative nature of gender, the study explores how women's bodies, emotions, and roles are shaped by institutional power. Vasilisa is portrayed as a“cadre woman,”sacrificing personal desires for revolutionary loyalty. Aliye is constructed as the moral and pedagogical emblem of nation-building, prioritizing national virtue over individuality. In both, femininity is produced through discursive norms; subjectivity is limited, and freedom is contingent on ideological conformity. Findings show that public visibility of women is not equivalent to autonomy. Instead, visibility often transforms into representations aligned with dominant value systems. Despite differing ideological contexts—socialist versus nationalist—both texts impose structured roles on women, restricting pluralistic and autonomous expressions of identity. This research contributes to feminist literary criticism by offering a historically and theoretically grounded, comparative perspective on how women's representations function ideologically. It also expands gender studies discourse by showing how literary narratives not only reflect but actively reproduce sociopolitical power dynamics through gendered constructs.
Benzer Tezler
- Siyasi olaylarla 1917-1945 dönemi Türk-Sovyet ilişkileri
Başlık çevirisi yok
A.TUNCAY ÇOBANOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
1988
Siyasal Bilimlerİstanbul ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. KEMAL MELEK
- Ankara'daki üniversitelerde yüksek öğrenim gören Azerbaycan uyruklu öğrencilerin kimlik algıları
Identity perceptions of the Azerbaijan national students receiving higher education at universities in Ankara
RAHEB MOHAMMADİ GHANBARLOU
- Unraveling transnational strategies in Turkish-Russian relations: exploring its 21st Century significance through historical legacies
Türk-Rus ilişkilerinde ulusötesi stratejilerin çözümlenmesi: 21. Yüzyıldaki önemini tarihsel miraslar üzerinden keşfetmek
TUĞAY KEŞT
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Uluslararası İlişkilerUniversità degli Studi di PadovaAvrupa Çalışmaları Ana Bilim Dalı
PROF. GIOVANNI CADIOLI