Türk Devletleri Teşkilatının Türk Birliğine dönüşme imkânının incelenmesi
An analysis of the feasibility of transforming the Organization of Turkic States into a Turkic Union
- Tez No: 962634
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ZELKİF POLAT
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Siyasal Bilimler, Uluslararası İlişkiler, Political Science, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Afyon Kocatepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 537
Özet
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), tarihsel, kültürel ve dilsel bağları asırlara dayanan Türk topluluklarını, günümüzün değişen uluslararası koşullarında ortak bir kurumsal yapı altında bir araya getiren en önemli girişimlerden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık 11 milyon kilometrekareye yayılan ve 260 milyonu aşkın nüfusa sahip Türk dünyası, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan geniş bir coğrafyada, geçmişten günümüze çeşitli siyasal, ekonomik ve toplumsal dönüşümlere sahne olmuştur. Sovyetler Birliği'nin dağılması ile bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri, 1990'lı yıllardan itibaren artan bir hızla, karşılıklı iş birliği ve bütünleşme arayışlarını kurumsal platformlara taşımışlardır. Bu sürecin bir ürünü olarak, 1992'de başlayan Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirveleri, 2009 yılında Nahçıvan Anlaşması ile kalıcı ve örgütlü bir yapı olan Türk Konseyi'ni, daha sonra ise 2021'de Türk Devletleri Teşkilatı'nı doğurmuştur. Günümüzde TDT, üye ve gözlemci ülkeleriyle yaklaşık 180 milyonluk bir nüfusu ve 5 milyon kilometrekareyi bulan bir alanı kapsamakta, siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliğini önceleyen bir vizyonla faaliyetlerini sürdürmektedir. Teşkilat, tam anlamıyla bir siyasi birlikten ziyade, ortak kimlik ve tarihsel mirastan beslenen, esnek ama giderek kurumsallaşan bir entegrasyon platformu olarak öne çıkmaktadır. Ortak dil, din ve kültür, TDT'nin yalnızca bir uluslararası örgüt değil; aynı zamanda bir“kimlik topluluğu”olarak şekillenmesine de zemin hazırlamaktadır. Bu noktada, Avrupa Birliği'nin“farklılıkta birlik”yaklaşımının aksine, TDT'de“aynılıkta birlik”olarak adlandırdığımız model ön plana çıkmakta, ortak dil ve tarih unsurları entegrasyon sürecinde başat bir rol üstlenmektedir. Çalışmanın ana amacı, TDT'nin bütünleşme süreçlerini, uluslararası ilişkiler disiplinindeki klasik ve çağdaş entegrasyon kuramları çerçevesinde analiz etmek ve elde edilen bulguları stratejik önerilerle bütünleştirmektir. Bu bağlamda, kurumsal gelişim, ekonomik entegrasyon, savunma ve güvenlik iş birliği, kültürel ve toplumsal yakınlaşma ile kimlik inşası, çalışmanın temel inceleme başlıklarını oluşturmaktadır. Ayrıca, SWOT (GZFT) analiziyle TDT'nin mevcut güçlü ve zayıf yönleri, karşı karşıya olduğu fırsatlar ve tehditler kapsamlı biçimde değerlendirilmiştir. Güçlü yönler arasında, Türkiye'nin savunma sanayi ve teknolojideki gelişmişliği, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan'ın enerji ve doğal kaynak zenginlikleri, kültürel-tarihsel ortaklık, bölgesel liderlik ve diaspora kapasitesi öne çıkarken; zayıf yönler arasında kurumsallaşma eksikliği, ulaşım altyapısındaki bütünsellik yetersizliği, ticaret kapasitesinin düşüklüğü ve siyasi-iktisadi uyumsuzluklar yer almaktadır. Çalışmada ayrıca, Kuşak ve Yol Girişimi gibi uluslararası projelerle artan jeopolitik fırsatlar ve Çin, Rusya, İran gibi aktörlerin baskıları ile etnik çatışmalar, sınır sorunları ve güvenlik tehditleri gibi dışsal riskler de bütünleşme sürecine etki eden başlıca unsurlar olarak ele alınmıştır. Tezde, TDT'nin çok boyutlu entegrasyon süreci, uluslararası ilişkiler teorileri perspektifinden incelenmektedir. Federalizm, konfederalizm, kurumsalcılık, karşılıklı bağımlılık, iletişim (transactional) teorileri, bölgeselcilik, devletlerarasıcılık, liberal bütünleşme, fonksiyonalizm, neo-fonksiyonalizm ve sosyal inşacılık gibi yaklaşımlar, TDT'nin gelişim çizgisiyle karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiş; bunun yanında, fonksiyonalist ve konstrüktivist dinamiklerin sentezlendiği özgün bir model olarak“işlevsel-inşacılık”(fonksiyonalist-konstrüktivizm) yaklaşımı önerilmiştir. Bu model, teknik iş birliğinin toplumsal yakınlaşmaya, toplumsal-kültürel yakınlaşmanın da yeni teknik ve siyasi adımlara zemin hazırladığı döngüsel bir bütünleşme dinamiği tanımlamaktadır. Böylece, TDT'nin entegrasyon deneyimi, klasik teorilerin ötesine geçen, esnek ve kendine özgü bir kuramsal bakış açısı sunmaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular, TDT'nin entegrasyonunun yalnızca teknik-ekonomik iş birlikleriyle sınırlı kalmadığını, aynı zamanda ortak kimlik ve kültürel değerler üzerinden de güçlendiğini göstermektedir. Son on yıllık dönemde, Türk dünyasının“tarihsel romantizmden”pragmatik ve akılcı entegrasyona doğru önemli bir dönüşüm yaşadığı; eğer mevcut zayıflıklar giderilip fırsatlar doğru şekilde değerlendirilirse, uzun vadede TDT'nin Türk Birliği'ne evrilme potansiyeli taşıdığı öne sürülmektedir. 2040 Vizyonu gibi stratejik belgeler de bu entegrasyonun hem fonksiyonel (ulaştırma, enerji, dijitalleşme) hem de normatif (ortak alfabe, diaspora, kültürel iş birliği) hedefler üzerinden ilerlediğini göstermektedir. Öte yandan, kurumlar arası düzenli temas ve ortak normların filizlenmesiyle TDT'nin bir örgüt kültürü ve kimliği geliştirmeye başladığı, ekonomik ve beşerî bağların güçlenmesiyle çatışma olasılıklarının azaldığı, Türk toplulukları arasında karşılıklı güven ve dayanışma ruhunun pekiştiği analiz edilmiştir. Sonuç olarak bu çalışma; TDT örneğinde, fonksiyonel ve kimlik temelli entegrasyonun eş zamanlı ve birbirini destekleyen bir süreç olarak ilerlediğini ortaya koymakta; klasik bütünleşme teorilerinin ötesine geçen, özgün bir“işlevsel-inşacılık”modeli önermektedir. TDT'nin gelecekte Türk Birliği'ne evrilme potansiyeli, kurumsal reformlar, ekonomik entegrasyon, kültürel yakınlaşma ve uluslararası meşruiyetin güçlendirilmesiyle bağlantılı olarak değerlendirilmektedir. Elde edilen analizler ışığında hem akademik literatüre hem de politika yapıcılarına yönelik kapsamlı öneriler sunulmuş, TDT'nin küresel düzeyde etkili bir aktör olabilmesi için atılması gereken adımlar detaylandırılmıştır.
Özet (Çeviri)
The Organization of Turkic States (OTS) emerges as one of the most significant initiatives that brings together Turkic communities—whose historical, cultural, and linguistic ties span centuries—under a common institutional framework amidst the evolving conditions of today's international system. The Turkic world, extending across nearly 11 million square kilometers and encompassing a population exceeding 260 million, has witnessed various political, economic, and social transformations from the past to the present in a vast geography stretching from the Adriatic Sea to the Great Wall of China. Following the dissolution of the Soviet Union, the newly independent Turkic republics, from the 1990s onward, increasingly transferred their pursuit of mutual cooperation and integration to institutional platforms. As a result of this process, the Summits of Heads of State of Turkic Speaking Countries, which began in 1992, led to the establishment of the Turkic Council as a permanent and organized entity through the Nakhchivan Agreement in 2009, and subsequently, to the founding of the Organization of Turkic States in 2021.C Today, the OTS, with its member and observer states, covers a population of approximately 180 million and an area of about 5 million square kilometers, operating with a vision that prioritizes political, economic, and cultural cooperation. The organization stands out as a flexible yet increasingly institutionalized platform for integration, nourished by a shared identity and historical legacy, rather than as a fully-fledged political union. The common language, religion, and culture form the basis not only for the OTS's role as an international organization but also for its evolution into a“community of identity.”At this point, in contrast to the European Union's model of“unity in diversity,”the OTS embodies a model we can term“unity in similarity,”wherein common language and historical elements play a dominant role in the integration process. The main objective of this study is to analyze the integration processes of the OTS within the framework of both classical and contemporary integration theories in the discipline of international relations, and to integrate the findings with strategic recommendations. In this context, institutional development, economic integration, defense and security cooperation, cultural and societal rapprochement, and identity formation constitute the main areas of examination. Furthermore, a comprehensive SWOT analysis evaluates the current strengths and weaknesses of the OTS, as well as the opportunities and threats it faces. Among the strengths are Turkey's advanced defense industry and technological development, the energy and natural resource wealth of Azerbaijan, Kazakhstan, and Turkmenistan, cultural-historical partnership, regional leadership, and diaspora capacity. Weaknesses include a lack of institutionalization, insufficient integration in transport infrastructure, low trade capacity, and political-economic incompatibilities. The study also addresses external factors affecting the integration process, such as the geopolitical opportunities presented by international projects like the Belt and Road Initiative, as well as external risks stemming from the pressures of actors such as China, Russia, and Iran, along with ethnic conflicts, border issues, and security threats. The thesis examines the multidimensional integration process of the OTS from the perspective of international relations theories. Approaches such as federalism, confederalism, institutionalism, interdependence, transactional theories, regionalism, intergovernmentalism, liberal integration, functionalism, neo-functionalism, and social constructivism are comparatively evaluated in relation to the OTS's trajectory. In addition, the study proposes an original model—termed“functional-constructivism”—that synthesizes functionalist and constructivist dynamics. This model describes a cyclical integration dynamic, where technical cooperation fosters societal rapprochement, and societal-cultural convergence, in turn, paves the way for new technical and political steps. Thus, the OTS's integration experience offers a flexible and sui generis theoretical perspective that transcends classical theories. The findings of the study demonstrate that OTS integration is not limited to technical and economic cooperation but is also strengthened by shared identity and cultural values. Over the past decade, the Turkic world has undergone a significant transformation from“historical romanticism”to pragmatic and rational integration. If current weaknesses are addressed and opportunities are effectively leveraged, it is argued that the OTS holds the potential to evolve into a Turkic Union in the long term. Strategic documents such as the“Vision 2040”show that this integration is progressing through both functional (transportation, energy, digitalization) and normative (common alphabet, diaspora, cultural cooperation) objectives. Moreover, the study finds that with regular inter-institutional contact and the emergence of common norms, the OTS has begun to develop an organizational culture and identity; that the strengthening of economic and human ties has reduced the likelihood of conflict; and that mutual trust and solidarity among Turkic communities have been consolidated. In conclusion, this study reveals that, in the case of the OTS, functional and identity-based integration proceed simultaneously and in a mutually reinforcing manner. It proposes an original“functional-constructivist”model that goes beyond classical integration theories. The OTS's potential to evolve into a Turkic Union in the future is assessed as being contingent upon institutional reforms, economic integration, cultural rapprochement, and the strengthening of international legitimacy. In light of the analyses presented, the study offers comprehensive recommendations for both the academic literature and policymakers, detailing the necessary steps for the OTS to become an effective global actor.
Benzer Tezler
- Türk Devletleri Teşkilatı'nın kuruluş süreci
Establishment process of the Organization of Turkish States
ONUR KÜÇÜKDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerGebze Teknik ÜniversitesiStrateji Bilimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KURTULUŞ DEMİRKOL
- Türk Devletleri Teşkilatı'nın ortak gelecek vizyonu
The common future of the Organization of Turkic States
ILVINA NAILEVNA AKHMETSHINA
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Uluslararası İlişkilerAnkara Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiŞarkiyat Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SALİH YILMAZ
- Türk devletleri teşkilatı: Türk dünyası ülkelerinin iş birliği ve uluslararası ilişkilerdeki etkisi
Organization of turkic states: Cooperation among Turkic world count-ries and their impact on international relations
ZEKERİYA ÇALIŞKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiUluslararası Politik Ekonomi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAKAN KARAASLAN
- Türk Devletleri Teşkilatı: Kültürel bağlamda bir inceleme
Organization of Turkic States: A rewiew in cultural context
ONUR ERTUĞRUL TAŞDEMİR
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerÇağ ÜniversitesiUluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KHALADDIN IBRAHIMLI
- Билим, илим жана маданият тармагындагы Кыргызстан менен Түркиянын кызматташтыгы (1992-2012 жж.)
Kırgız Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında eğitim, bilim ve kültürel ilişkiler (1992-2012)
KADRİ AĞGÜN
Doktora
Kırgızca
2016
TarihKyrgyz State University named after I ArabaevTarih Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TÖLÖBEK ABDRAHMANOV