Geri Dön

Rekabet hukuku bağlamında iş gücü piyasaları

Labour markets in the context of competition law

  1. Tez No: 962993
  2. Yazar: TUĞÇE KAYA
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KORAY DEMİR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Rekabet hukuku, iş gücü piyasaları, teşebbüsler ve teşebbüs birlikleri, ücret tespiti anlaşmaları, çalışan ayartmama anlaşmaları, Competition law, labor markets, undertakings and associations of undertakings, wage-fixing agreements, no-poaching agreements
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Türk-Alman Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 147

Özet

Rekabet hukuku geleneksel olarak mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti düzenlemeyi amaçlamaktadır. Ancak teknolojinin gelişmesi ve nitelikli iş gücüne duyulan ihtiyaç, rekabet hukukunun son zamanlarda iş gücü piyasaları içerisindeki varlığının ve öneminin giderek artırmasına yol açmıştır. Teşebbüslerin çalışanları istihdam etmek için iş gücü piyasalarında giriştikleri bu rekabet, özellikle çalışanların ücretleri, çalışma koşulları ve kariyer olanakları üzerinde önemli etkilere sahiptir. Rekabet hukukunun piyasada etkinliği sağlama ve tüketici refahını koruma amaçlarına ulaşması iş gücü piyasalarında da rekabetin sağlıklı sürdürülmesine bağlıdır. Bu durum, yalnızca ekonomik verimlilik açısından değil sosyal adalet bakımından da büyük önem taşımaktadır. Edinilen deneyimler, teşebbüslerin bazı anlaşma, uygulama veya kararlar yoluyla iş gücü piyasalarında rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı şekilde hareket etme eğilimi gösterdiklerini ortaya koymaktadır. İş gücü piyasalarında dengesizliklere yol açan söz konusu uygulamalar çalışanların pazarlık güçlerinin azalmasına ve ücretlerin düşmesine sebebiyet piyasada tekelci bir yapı oluşturmaktadır. Bu anlamda, rekabet hukukunun iş gücü piyasaları içerisindeki yeri ve öneminin anlaşılması, bir bakıma rekabeti bozan anlaşma ve uygulamaların ortaya konulmasıyla mümkün olmaktadır. Anti-rekabetçi anlaşma ve uygulamalar iş gücü piyasalarında çeşitli görünümler sunabilmektedir. Bunların ilki az sayıda işverenin belirli bir coğrafi bölgede baskın konumda bulunması anlamına gelen ve monopson olarak nitelendirilen piyasa yapısıdır. Monopson, bir yandan çalışanların pazarlık gücünü zayıflatırken diğer yandan da çalışan ücretlerinin baskılanması sonucunu doğurmaktadır. İş gücü piyasalarında rekabeti bozan bir diğer yapı kartellerdir. Klasik rekabet hukukunda fiyat tespiti, üretim kısıtlaması veya pazar paylaşımı gibi amaçlarla işverenler arasında yapılan hukuka aykırı anlaşmaları ifade eden bu kavram, iş gücü piyasaları bağlamında ise işverenlerin, ücretler, yan haklar, iş koşulları veya çalışan devri gibi konularda açıkça sınırlı anlaşmalara varmaları anlamına gelmektedir. Bu yapı, klasik ürün piyasası kartellerine benzer şekilde iş gücüne ilişkin arz-talep dengesini bozmaktadır. Özellikle büyük teşebbüsler arasındaki kartellerin piyasada ücretlerin düşmesine, inovasyonun ve rekabetçi istihdamın ortadan kalkmasına ve çalışanların alternatif istihdam fırsatlarına ulaşmalarının engellenmesine yol açtığı bilinmektedir. İş gücü piyasalarında en sık karşılaşılan kartel türleri, öğretide centilmenlik anlaşmaları olarak da bilinen ücret tespiti ve çalışan ayartmama anlaşmaları ve çalışma koşullarına ilişkin anlaşmalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğrudan veya dolaylı olarak, çalışanlara ödenecek ücretlerin ve/veya sağlanacak diğer her türlü mali hakkın, belirli bir seviyede yahut aralık içerisinde tespit edilmesi konusunda teşebbüsler arasında yapılan ücret sabitleme anlaşmaları ile bir teşebbüsün bir başka teşebbüsün çalışanlarına iş teklif etmemesine veya bu çalışanları işe almamasına yönelik doğrudan veya dolaylı şekilde yapılan çalışan ayartmama anlaşmaları birçok hukuk sisteminde per se rekabet ihlali olarak kabul edilmektedir. ABD'de başlayan ve Avrupa Birliği ile diğer rekabet hukuku çevrelerini etkisi altına alan güncel gelişmeler rekabet hukukunun iş gücü piyasalarındaki varlığını ve gerekliliğini teyit etmiştir. Hâlihazırda rekabet hukukunun iş gücü piyasalarında uygulanabilirliği ile ilgili kayda değer bir itiraz bulunmadığını belirtmek mümkündür. Güncel durum ise rekabet hukuku bağlamında iş gücü piyasalarına ilişkin uygulamaların güçlenerek artacağını göstermektedir.

Özet (Çeviri)

Traditionally, competition law aims to regulate competition in goods and services markets. However, with the advancement of technology and the growing demand for skilled labor, competition law has increasingly gained presence and significance in labor markets. The competition that undertakings engage in within labor markets to recruit employees has significant effects, particularly on wages, working conditions, and career opportunities. Achieving the goals of competition law -ensuring market efficiency and protecting consumer welfare- also depends on maintaining healthy competition in labor markets. This is crucial not only for economic efficiency but also for social justice. Experience has shown that undertakings tend to act in ways that prevent, distort, or restrict competition in labor markets through certain agreements, practices, or decisions. These practices, which cause imbalances in labor markets, result in a monopolistic market structure by weakening workers' bargaining power and causing wages to decline. In this respect, understanding the role and importance of competition law in labor markets is closely tied to identifying the anti-competitive agreements and practices that take place. Anti-competitive agreements and practices can manifest in various forms in labor markets. One of the most prominent is a market structure known as monopsony, where a small number of employers hold a dominant position in a specific geographic area. Monopsony weakens workers' bargaining power and leads to wage suppression. Another structure that distorts competition in labor markets is the cartel. In classical competition law, cartels refer to unlawful agreements among employers for purposes such as price fixing, output restriction, or market allocation. In the labor market context, this concept refers to explicit agreements between employers to limit wages, fringe benefits, working conditions, or employee mobility. Similar to product market cartels, these arrangements disrupt the supply-demand balance in the labor market. Cartels, especially those between large enterprises, are known to reduce wages, hinder innovation and competitive hiring, and prevent workers from accessing alternative employment opportunities. The most common types of labor market cartels are wage-fixing agreements and no-poaching agreements—also known in academic literature as“gentlemen's agreements”—along with ancillary restraints and agreements on working conditions. Wage-fixing agreements are those between undertakings to determine the wages or any other financial benefits to be paid to employees, either directly or indirectly, at a specific level or within a certain range. No-poaching agreements, on the other hand, involve direct or indirect arrangements not to offer employment to, or hire, another undertaking's employees. Such agreements are considered per se violations of competition law in many legal systems. Recent developments—originating in the United States and influencing the European Union and other competition law jurisdictions—have confirmed the presence and necessity of competition law in labor markets. Currently, there are no significant objections to the applicability of competition law in labor markets. The present trajectory indicates that enforcement of competition law in labor markets will continue to expand and intensify.

Benzer Tezler

  1. Les aspects communs et différents des droit de la concurrence Américain et Européen

    Avrupa Birliği rekabet hukuku ile Amerikan rekabet hukukunun ortak ve farklı yanları

    ALİ CENK KESKİN

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2003

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE IŞIL ERGÜVENÇ

  2. Türkiye'de su hakkı

    The right to water in Turkey

    YILDIZ AKEL ÜNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BÜLBÜL

  3. Contribution a la recherche d'un cadre juridique pour un droit international de laconcurrence plus efficace

    Daha etkin bir uluslararası rekabet için hukuki çerçeve arayışı

    ALİ CENK KESKİN

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2009

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. JEAN MARC SOREL

    PROF. DR. HALİL ERCÜMENT ERDEM

  4. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen idari para cezalarının Kabahatler Kanunu ışığında incelenmesi (Türk Ceza Kanunu karşılaştırması ile)

    Analysis of the administrative fines settled within 4054 numbered Law Regarding The Protection of The Competition in the light of Misdemeanor Law

    ASIM KAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    HukukÇankaya Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. EMEL BADUR

  5. The structure of the food supply chain in Turkey from the perspective of food regime and examining the market roles of modern period food regime actors in the framework of Competition Law

    Gıda rejimi perspektifinden Türkiye'de gıda tedarik zincirinin yapısı ve modern dönem gıda rejimi aktörlerinin piyasa rollerinin Rekabet Hukuku çerçevesinde incelenmesi

    FATMA ABAZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    EkonomiHacettepe Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGÜR TEOMAN