Geri Dön

Yangın sonrası uygulanan farklı rehabilitasyon çalışmalarının erozyon süreçleri, su kalitesi ve toprak özellikleri üzerine olan etkileri: 2021 Manavgat yangın sahası örneği

Effects of different post-fire rehabilitation practices on erosion processes, water quality, and soil properties: The case of the 2021 Manavgat fire area

  1. Tez No: 963700
  2. Yazar: SEÇKİN ÇAKMAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TUNCER DEMİR, DR. HÜSEYİN YILMAZ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Coğrafya, Geography
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Coğrafya Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 305

Özet

Türkiye ormanlarının yaklaşık %64'ü yüksek yangın riski altındadır. 2017–2021 yılları arasında toplam 189.443 hektar ormanlık alan yanmış olup, özellikle 2021 yılı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük orman yangınlarıyla kayıtlara geçmiştir. Yangın sonrası bozulan ekosistemlerin eski işlevlerini yeniden kazanabilmesi için ilk olarak üretim faaliyetleri (salvage logging) yürütülmekte, ardından doğal gençleştirme, yapay gençleştirme ya da doğal haline bırakma gibi çeşitli rehabilitasyon yaklaşımları uygulanmaktadır. Ancak bu rehabilitasyon çalışmalarının toprak özellikleri, sediman taşınımı, hidrolojik dinamikler ve ekosistem işleyişi üzerindeki etkileri henüz yeterince araştırılmamıştır. Bu çalışmada, orman yangını sonrası yürütülen üretim faaliyetleri ile farklı rehabilitasyon uygulamalarının, mikro havza ölçeğinde toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerine, yüzeysel akışa, sediman taşınımına, taşınan bitki besin maddelerine ve yüzey sularının su kalitesi parametrelerine etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, 2021 yılında gerçekleşen Manavgat Orman Yangını sahasında benzer jeomorfolojik ve klimatolojik özelliklere sahip üç yangın geçirmiş mikro havza (Havza 1, Havza 2 ve Havza 3) ile bir kontrol sahası seçilmiştir. 2022 Ekim–2023 Mayıs döneminde, yangın geçirmiş bu üç havzada eş zamanlı olarak ağır iş makineleriyle ağaç kesimi, sürütme, nakliye işlemleri gerçekleştirilmiş ve yeni orman yolları açılmıştır. 2023 Mayıs itibarıyla Havza 1 doğal haline bırakılmış (YADD-H1), Havza 2'de doğal gençleştirme (tohumlama ve dal serme, YADG-H2), Havza 3'te ise yapay gençleştirme (sürüm ve fidan dikimi, YAYG-H3) uygulanmıştır. Yangın sonrası üretim ve rehabilitasyon dönemlerinde her havzadan ve kontrol sahasından düzenli aralıklarla toprak örneklemesi yapılmış; yağışlı dönemlerde ise yüzeysel akış miktarı, taşınan sediman miktarı, su ve sediman içeriğindeki bitki besin maddeleri ile su kalitesi parametreleri belirlenmiştir. Üretim faaliyetleri döneminde, Havza 1'de yer alan ve orman yolu ile akarsu arasında gelişmiş vejetasyonla kaplı riperyan zonun, taşınan sediman ve besin maddesi miktarlarını belirgin şekilde azalttığı belirlenmiştir. Rehabilitasyon döneminde, YADG-H2'de artan infiltrasyon hızına bağlı olarak ikinci yıl yüzeysel akış, sediman taşınımı ve bitki besin kayıplarında azalma; su kalitesi parametrelerinde ise iyileşme kaydedilmiştir. YAYG-H3'te ise ilk yıl infiltrasyonun artması nedeniyle yüzeysel akış ve sediman taşınımı sınırlı kalmışken, ikinci yıl infiltrasyon hızının düşmesi ve gelişen rill ile gully oluşumları nedeniyle sediman ve besin maddesi taşınımı katlanarak artmış; buna bağlı olarak da su kalitesinde bozulma meydana gelmiştir. YADD-H1'de ise yıllar arasında yüzeysel akış, sediman taşınımı ve su kalitesi bakımından anlamlı bir iyileşme gözlenmemiştir. Sonuç olarak, üretim faaliyetleri döneminde riperyan zonun varlığı sediman ve bitki besin taşınımını azaltıcı bir etki göstermiştir. Rehabilitasyon uygulamaları açısından değerlendirildiğinde ise doğal gençleştirme yöntemi (YADG-H2), ikinci yıl itibarıyla toprak özellikleri, sediman taşınımı, besin maddesi kaybı ve su kalitesi bakımından en olumlu sonuçları ortaya koyarken; yapay gençleştirme yöntemi (YAYG-H3) ise aynı dönem itibarıyla bu parametreler açısından en olumsuz sonuçları göstermiştir.

Özet (Çeviri)

Approximately 64% of Turkey's forested areas are classified as high-risk zones for wildfires. Between 2017 and 2021, wildfires burned a total of 189.443 hectares, with 2021 marking the most extensive fire season in the country's history. Following such events, salvage logging is commonly conducted to prepare the site for ecological rehabilitation. Subsequently, various restoration strategies are applied, including natural regeneration, artificial regeneration, or passive recovery. However, the ecological impacts of these post-fire practices remain insufficiently studied. This study investigates the effects of salvage logging and different rehabilitation treatments on soil properties, surface runoff, sediment and nutrient transport, and water quality at the micro-watershed scale. The study area is located in the Manavgat region, severely affected by the 2021 wildfire. Three burned micro-watersheds (Watersheds 1, 2, and 3), with similar geomorphological and climatic characteristics, and an unburned control watershed were selected. From October 2022 to May 2023, salvage logging operations—tree felling, skidding, transport, and forest road construction—were conducted simultaneously in all burned watersheds. In May 2023, rehabilitation methods were implemented: Watershed 1 was left to regenerate naturally (YADD-H1), Watershed 2 underwent seeding and mulching (YADG-H2), and Watershed 3 was treated with contour tilling and afforestation (YAYG-H3). During both the salvage logging and rehabilitation period, soil samples were collected periodically from each watershed. Additionally, runoff, sediment yield, nutrient concentrations (in water and sediment), and water quality parameters were monitored during rainy seasons. In the salvage logging phase, the presence of a vegetated riparian zone in Watershed 1 significantly reduced sediment and nutrient transport compared to the other two watersheds. During the rehabilitation period, YADG-H2 showed improved infiltration in the second year, leading to decreased runoff, sediment transport, and nutrient losses, along with improved water quality. In contrast, although YAYG-H3 initially exhibited low runoff and sediment yield, a decline in infiltration during the second year and the development of rills and gullies resulted in sharply increased sediment and nutrient transport and water quality degradation. No substantial changes in runoff, sediment yield, or water quality were observed in YADD-H1. In conclusion, riparian vegetation effectively reduced sediment and nutrient export during salvage logging. Among the rehabilitation methods, YADG-H2 yielded the most favorable outcomes by the second year. In contrast, YAYG-H3 produced the least favorable results due to increased erosion and declining infiltration.

Benzer Tezler

  1. Karabük yöresinde yangın sonrası restorasyon uygulamalarının değerlendirilmesi

    Evalution of post-fire restoration practices in Karabük region

    SALİH ŞAHİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Ormancılık ve Orman MühendisliğiBartın Üniversitesi

    Orman Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİL BARIŞ ÖZEL

  2. The effects of low-intensity resistance training with blood flow restriction versus traditional resistance exercise on gait performance in stroke

    İnmede kan akışı kısıtlamalı düşük yoğunlukta direnç egzersizlerinin geleneksel direnç egzersizlerine karşı yürüyüş performansı üzerine etkileri

    ISHTIAQ AHMED

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Fizyoterapi ve Rehabilitasyonİstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa

    Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RÜSTEM MUSTAFAOĞLU

  3. Design and implementation of robotic devices for physical therapy of distal upper extremity

    Uzak üst uzuvların fizyoterapisi amaçlı robot tasarım ve uygulaması

    İSMAİL HAKAN ERTAŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2010

    Elektrik ve Elektronik MühendisliğiSabancı Üniversitesi

    Mekatronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. VOLKAN PATOĞLU

  4. Dirençli diyabetik nöropatik ağrıda puls elektromanyetik alan tedavisi etkinliği

    Efficacy of pulsed electromagnetic field therapy in refractory diabetic neuropathic pain

    PERVİN FEYZİOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonTrakya Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERDA ÖZDEMİR

  5. Kentsel arkeolojik alanlarda afet risklerine karşı acil durum hazırlık süreçlerinin tanımlanması, Küçükyalı Arkeopark örneği

    Definition of emergency preparation processes against disaster risks in urban archeological areas, case of Kucukyali archeopark

    GÖKÇE KUZEY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NURAN ZEREN GÜLERSOY