Gazetecilik ve demokrasi ilişkisi bağlamında Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmaları: Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan dönemi haberlerine ilişkin bir çerçeveleme analizi
Presidental system debates in Turkey within the context of journalism and democracy: A framing analysis of news during the Turgut Özal and Recep Tayyip Erdoğan period
- Tez No: 966082
- Danışmanlar: DOÇ. DR. YURDAGÜL BEZİRGAN ARAR
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Gazetecilik, Journalism
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gazetecilik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Genel Gazetecilik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 388
Özet
Bu çalışma, Türkiye'de başkanlık sistemi tartışmalarının haber medyasında nasıl çerçevelendiğini anlamayı amaçlayan, karşılaştırmalı ve haber çerçeveleme analizidir. Turgut Özal (1983–1993) ve Recep Tayyip Erdoğan (2002–2017) dönemlerini kapsayan araştırmada temel odak, siyasal aktörlerin başkanlık sistemi arzusundan doğan tartışamaların medya aracılığıyla nasıl inşa edildiği ve temsil edildiğidir. Bu doğrultuda, çalışma yalnızca çerçeveleme pratiklerini betimlemeyi değil, aynı zamanda bu pratiklerin medya sistemi ve gazetecilik normları bağlamındaki anlamını açığa çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın teorik çerçevesi, gazetecilik ve siyasal iletişim disiplinlerinin kesişiminde konumlanan“siyasal gazetecilik”fenomeni etrafında, üç sacayağı üzerine inşa edilmiştir. İlk olarak, normatif perspektif temel alınmış; gazeteciliğin demokratik rejimlerde kamuoyunu bilgilendirme, iktidarı denetleme ve temsili demokrasinin boşluklarını doldurma işlevleri vurgulanmıştır. Bu perspektif, gazeteciliği“demokratik bir güç”olarak konumlandırmakta ve mesleğin tarihsel olarak üstlendiği idealleri inceleme zemini olarak kabul etmektedir. İkinci olarak, medya sisteminin yapısal-işlevsel ve kurumsal özelliklerine odaklanan Hallin ve Mancini'nin karşılaştırmalı medya sistemleri teorisi benimsenmiş; Türkiye'nin medya düzeni“kutuplaşmış çoğulcu model”içinde konumlandırılmıştır. Bu bağlamda, medya sisteminin karakteristiklerinin, haber içeriklerinin çerçevesel biçimlenişini yapısal olarak etkilediği varsayılmıştır. Dolayısıyla, çerçeve tercihlerinin yalnızca editoryal kararlardan değil, medya sisteminin yapısal-sistemik koşullarından da beslendiği kabul edilmiştir. Üçüncü olarak ise, haberin hem üretiminde hem de içerik düzeyinde nasıl yapılandığını anlamaya ve çözümlemeye imkan veren haber çerçeveleme yaklaşımı kullanılmıştır. Çerçeveleme yaklaşımı aynı zamanda teori ve metodoloji arasında bir köprü rolü üstlenmiştir. Bu kapsamda analiz süreci Linström ve Willemien'in yedi aşamalı modeline uygun olarak kurgulanmış, Van Gorp'un tümdengelimsel-tümevarımsal çifte stratejisiyle pekiştirilmiştir. Entman'ın işlevsel çerçeve tanımı ile Van Gorp'un kültürel yapılandırmacı yaklaşımı bir araya getirilerek, çerçeve analizinin hem içeriksel (yüzeydeki kategori) hem de söylemsel (derin yapıda yer alan anlam kodları ve metaforlar) düzeyde gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Böylece, başkanlık sistemi etrafında inşa edilen çerçeveler yalnızca kategori düzeyinde sınıflandırılmamış; aynı zamanda bu çerçeveleri oluşturan kültürel aygıtlar, metaforlar, anlatılar ve değerler üzerinden de çözümlenmiştir. Araştırma tasarımı, nitel araştırma ilkelerine uygun olarak yapılandırılmış; veri seti, Özal dönemine ilişkin olarak Cumhuriyet, Milliyet ve Tercüman; Erdoğan dönemine ilişkin olarak Cumhuriyet, Hürriyet ve Yeni Şafak gazetelerinde yayımlanan toplam 949 içerikten oluşmuştur. Kodlama süreci, Boydstun vd.'nin (2014) önerdiği 14 çerçeve kategorisine dayanmış; her içerik birincil bir çerçeveyle eşleştirilmiş, tonu (pozitif, negatif, nötr) ve çerçeve araçları da ayrı ayrı tanımlanmıştır. Bulgular, her iki dönemde de“Siyasal Çerçeve”ile“Siyasa Önerisi ve Değerlendirmesi”çerçevelerinin baskın olduğunu ortaya koymuştur. Özal'ın başbakanlık döneminde siyasal liderlik ve rekabet odaklı çerçeveler öne çıkarken; cumhurbaşkanlığı döneminde anayasal yetkiler ve hukuki meşruiyet tartışmaları görünürlük kazanmıştır. Erdoğan'ın başbakanlık döneminde çerçeve çeşitliliği artmış,“Kültürel Kimlik”ve“Kamuoyu”çerçeveleri daha sık kullanılmıştır. Cumhurbaşkanlığı dönemindeyse,“Milli irade”,“istikrar”ve“yerli-milli sistem”gibi olumlayıcı söylemler baskın hale gelmiş; teknik veya yapısal çerçeveler ise marjinalleşmiştir. Gazete bazında incelendiğinde, Cumhuriyet gazetesi her iki dönemde de yüksek oranda negatif tonla parlamenter sistemin hukuki meşruiyetini savunan bir tutum sergilemiştir. Tercüman gazetesi çekimsel bir pozisyonu ifade ederken, Milliyet ve Hürriyet gazeteleri dönemsel dalgalanmalara sahiptir. Yeni Şafak ise Erdoğan döneminde başkanlık sistemini olumlayan bir çerçeve yapısı üretmiş ve savunucu-misyoner bir gazetecilik pratiğiyle siyasal paralellik örüntülerinden“basın parti paralelliği”örüntülerine kayan bir görünüm arz etmiştir. Araştırma, siyasal paralellik temelinde çerçeve tercihleri ile gazetecilik normları arasındaki gerilimi açığa çıkarmakta; medya sistemindeki yapısal bağımlılıkların içerik tonunu belirlemede etkili olduğunu göstermektedir. Bulgular, çerçeveleme pratiklerinin yalnızca bilgi verme değil, daha ziyade sembolik mücadele sahası olarak işlediğini; böylece gazeteciliğin müzakereci işlevinin siyasal kutuplaşma ortamında yapısal açıdan aşınma riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak çalışma, çerçeveleme tercihleriyle medya sistemi yapısı ve siyasal normlar arasındaki ilişkinin anlamlı bir etkileşim içerisinde olduğunu göstermektedir. Siyasal paralelliğin yükseldiği ortamlarda gazeteciliğin müzakereci işlevi zayıflamakta; çerçeveleme pratikleri, kamusal tartışma alanını daraltan sembolik mücadelelere dönüşmektedir. Bu durum, Türkiye medya sisteminin yapısal sorunlarının yalnızca içerik düzeyinde değil, demokratik iletişim normları açısından da sistemik açmazlarla malul olduğunu ortaya koymaktadır.
Özet (Çeviri)
This study is a comparative news framing analysis aiming to understand how debates on the presidential system in Turkey were framed in the news media. Focusing on the periods of Turgut Özal (1983–1993) and Recep Tayyip Erdoğan (2002–2017), the central question of the research is how the controversies arising from political actors' aspirations for a presidential system were constructed and represented through the media. Accordingly, the study not only seeks to describe framing practices but also aims to uncover their meanings within the context of the media system and journalistic norms. The theoretical framework of the study is constructed around the phenomenon of“political journalism,”which lies at the intersection of journalism and political communication. It is built upon three main pillar. First, a normative perspective was adopted, emphasizing journalism's functions in democratic regimes such as informing the public, holding power to account, and filling the gaps of representative democracy. This perspective conceptualizes journalism as a“democratic force”and accepts the profession's historically assumed ideals—such as the watchdog role, the fourth estate, objectivity, and the public interest—as a legitimate ground for analysis. Second, Hallin and Mancini's comparative media systems theory, which focuses on the structural-functional and institutional features of media systems, was employed. In this context, the Turkish media landscape is positioned within the framework of the“polarized pluralist model.”It is assumed that the structural characteristics of the media system have a significant impact on how news content is framed. Thus, framing preferences are not solely determined by editorial decisions but are also shaped by the structural and systemic conditions of the media environment. Third, the study draws on the news framing approach, which provides a methodological and theoretical lens for analyzing how news is constructed both in terms of production and content. The framing approach also serves as a bridge between theory and methodology. The analysis process was designed in accordance with Linström and Willemien's seven-stage model and reinforced by Van Gorp's dual inductive–deductive strategy. Combining Entman's functional definition of framing with Van Gorp's cultural-constructivist approach enabled the analysis to operate on both a content level (surface categories) and a discursive level (underlying meaning codes and metaphors). Thus, the frames constructed around the presidential system were not only classified at the categorical level but also analyzed through the cultural devices, metaphors, narratives, and values that constituted them. The research was designed in accordance with qualitative research principles. The dataset consists of a total of 949 news and opinion pieces published in Cumhuriyet, Milliyet, and Tercüman during the Özal period, and in Cumhuriyet, Hürriyet, and Yeni Şafak during the Erdoğan period. The coding process was based on the 14 frame categories proposed by Boydstun et al. (2014); each item was matched with a primary frame, and its tone (positive, negative, neutral) and framing devices were identified separately. The findings indicate that the“Political Strategy”and“Policy Prescription and Evaluation”frames were dominant in both periods. During Özal's premiership, frames focusing on political leadership and competition were prominent, while his presidency was characterized by debates on constitutional authority and legal legitimacy. During Erdoğan's premiership, frame diversity increased, and“Cultural Identity”and“Public Opinion”frames were used more frequently. In his presidency, affirmative discourses such as“national will,”“stability,”and“domestic-national system”became dominant, while technical or structural frames were marginalized. At the newspaper level, Cumhuriyet consistently adopted a stance that defended the legal legitimacy of the parliamentary system with a strong negative tone in both periods. While Tercüman maintained a reserved position, Milliyet and Hürriyet displayed periodical fluctuations. Yeni Şafak, on the other hand, produced frames in favor of the presidential system during Erdoğan's term, exhibiting a shift from patterns of political parallelism to“press-party parallelism”through a partisan and missionary style of journalism. The study reveals a tension between frame preferences shaped by political parallelism and normative journalism principles. It also shows that structural dependencies within the media system significantly influence the tone of media content. The findings demonstrate that framing practices function not only as tools for conveying information but also as arenas of symbolic struggle. As such, journalism's deliberative role faces a structural risk of erosion in politically polarized environments. In conclusion, the study shows that there is a meaningful interaction between framing preferences, media system structures, and political norms. In environments where political parallelism is on the rise, journalism's deliberative function weakens, and framing practices evolve into symbolic struggles that constrain the space for public debate. This indicates that the structural problems of the Turkish media system are not only content-based but also reflect deeper systemic deadlocks in terms of democratic communication norms.
Benzer Tezler
- Darbe dönemlerinde Türk medyası: 27 Mayıs, 12 Eylül ve 15 Temmuz örnekleminde medya–demokrasi ilişkisi
Turkish media in coup periods: The relationship between media and democracy in the May 27, September 12 and July 15
MUSTAFA AKBAYIR
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
GazetecilikAkdeniz ÜniversitesiGazetecilik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA ŞEKER
- Sol, liberalizm ve demokrasi. Türk aydınlarının dönüşümü (1980-2008)
Left, liberalism and democracy. The transformations of Turkish intellectuals (1980-2008)
UTKU URAZ AYDIN
Doktora
Türkçe
2009
GazetecilikMarmara Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİCHEL BOZDEMİR
- Medya-demokrasi ilişkisi: Yerel basın ve Basın İlan Kurumu
The media-democracy relation: Local press and Press Advertising Agency
YEŞİM YAKIŞIR
- Medya ve terör ilişkisi bağlamında medyada terörizm propagandası
The propaganda of terrorism in media in the context of media and terror relations
SAMAT SULEYEV
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Gazetecilikİstanbul ÜniversitesiGenel Gazetecilik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. Uğur GÜNDÜZ
- 15 Temmuz Darbe Girişiminin yerel basında sunumu: Diyarbakır örneği
Presentation of the July 15 Coup Attempt in local media: The case of Diyarbakir
AYŞE İLGEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
GazetecilikAtatürk ÜniversitesiGazetecilik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAKAN TEMİZTÜRK