Geri Dön

Görsel sanatlarda oyunsallık rönesans-dada-sürrealizim

Games in visual art renaissance-dada-surrealizm

  1. Tez No: 97176
  2. Yazar: NAZAN AZERİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ERGİN İNAN
  4. Tez Türü: Sanatta Yeterlik
  5. Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2000
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Marmara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Resim Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 157

Özet

İnsan, düşünmeye başladığı anda, psikolojisini dış dünyaya yansıtmış, kendi iç gerçeklerini, iç güdülerini sayısız kişilikler biçiminde çoğaltarak, insan ve hayvan biçimsel olarak açıklamıştır. Bu imgeleştirmeler, oyundaki çocuğun zihin işleyişiyle aynı oyuncu yansıtmalardır.Bu arketipler, insanın iç gerçeklerinin, içgüdülerinin imgeleri, simgeleridir. Her sanat türünün kendi anlatım biçimlerince temsil edilen insanın iç gerçekleri, görsel yapıtlarda da görsel imge ve simgelerle ifade edilir. İmge ve simgeler, bu açıdan göründüklerinden çok daha fazla şeyi içerirler. Görsel sanatlar, imgeleştirmeler yoluyla, çağının ruhu, eğilimi ve problemleriyle yoğundan insanın iç hissedişini, duyumunu, duygu ve düşüncelerini, evren algısını da görsel olarak dile getirir. İnsanın ikinci evreni olan insani evren, ancak temsiliyetler düzleminde yaşanabilir ve düzene sokulabilir. Her simge de soyut olanla arasında bir zihin oyunu içermektedir. İmge ve simgeler yalnızca sanata ilişkin de değildir. Herşey imge ve simge taşıyıcı olabilir ve bakan açısından da içgüdüyü ayaklandırır, harekete geçirir. Kendi içselMğini dışa yansıtarak kişileştirme, insan zihninin çok önemli bir ifade biçimi olmakla birlikte oyunsal bir işlevdir. İnsan için“asıl hayat”, ne sadece onun maskesiz dolaştığı doğal evreni olabilir; ne de sadece bilinç varlığı olabilir. İhsan diğer canlılar gibi doğal bir varlıktır ama ondan daha fazla bir şeydir. Doğayla yetinemez, ona yenilikler getirmek zorundadır. Bu süreçte doğal eğilimleriyle bilinç varlığını, bu iki yanını bütünleştirmek, uyuma sokmak ister. Bu da insanın ahlaksal boyutunu oluşturur. Ancak akıl yoluyla insan doğal olanı dönüştürür, ahlak varlığı olarak aklıyla ve emeğiyle kültürü yaratır. Çağın sorunları özneye yansır.İnsan, çeşitli gerçeklik kavrayışı -oyunu- dönemlerinde, çağının insana yansıyan sorunlarım kendi alternatif ewenlerimh oyun alanında çözmüş, acılarını sağaltmıştir. Bu açıdan, yaşama oyunu içindeki en önemli gerçeklik de sanattır. Bir oyun olarak sanat, ona bu adın verilmediği dönemlerden beri, varohışsaldır. İnsan sanat yoluyla, imgeleştirmeler, yansıtmalar ve içselleştirmeler oyunuyla, sürekli tekrarlanan buoyunla; sanabil alternatif evren taşanım kurgulayan oyununda, insanın bütünlük isteğini temsili olarak yeniden arar ve kurar. Görsel yapıt bir içsel durumu sonsuzlaştınr ve ancak görülmekle tamamlanır ve her görülüşünde, sanatçının kurduğu oyun bakarım zihninde ve içselHğinde tekrarlanmış olur, bakan kişiyi, bulunduğu zaman ve mekandan koparıp, gündelik akışın dışına taşır. İnsanı, içinde yaşadığı günlük hayatin sıkıntılarından kurtarır; yaşama gücü ve yaşama felsefesi geliştirmesine yardım eder. Sanatın bu açıdan saf olması; Sebillerin de ifadelendirdiği biçimde, tıpkı bilimin de olması gerektiği gibi,“rastgele el atışlara karşı bağışıklık”geliştirmesi gerekir.“Saf oluş, ”oyunun kuralı“dır. Sanatçı da çocuğun oyun oynarken yaptığı gibi, kendi iç ve dış gerçeklerinden yeni varoluş biçimleri yaratır. İnsanın evren algısı tek yanlılığın denetimine girdiğinde, değer düşümüne uğradığında, onu sanatın oyun kurucu alanında bozup, yeniden kurar. Oyunla onu yeniden uyuma, düzene sokmaya çalışır. Sanatçı da, oyun kurucu çocuk gibi hem ciddiyetle oyununa kendisini kaptırır, hem de dışarıda değişmesini istediği başka bir dünya olduğunun farkındadır. Bir sanatçı somut bir resim yapar ve evreni temsil eder. Bu açıdan sanat, resim, hem kendisi, hem de kendisinden çok daha fazla bir şeydir.Hem kendisini ortaya koyar, hem de kendisini aşan bir şey yapar. İnsanın içgüdüsel varlığı, içinde yalnız yaşama içgüdüsünü değil, denge ve uyum arayışım da barındırır. İnsan sanat aracılığıyla bu gerginliği de çözümlemektedir. Sanat aracılığıyla, gerginlik sanatın temsili düzleminde paylaşılıp sağaltilırken, yaşama gücü kazanılır ve yaşama felsefesi gejttştirilir. Bir dönem için kurulan denge, sonsuza kadar süremez eskir; ve onu yemden düzene sokmak gerekir. Bu gerginlik yoğunlaştıkça, sanatçı da onu sanat aracmğryla bozup yeniden kurmaktadır. Toplumsal loruma noktalarım oluşturan ortamlar, sanatta çok sert reddedişlere yol açmıştır. Kimse çağının dışma çıkamayacağı için, sanatçının içinde yansıyan iç hissediş, çağının eğilimidir. Ama o, bu hissedişi biçime yansıtır; görünür, tanınır, oynanabilir kılar. Sanatın, oyuna da içkin olan ritm ve armoni ile, estetikle ilişkismi: salt tuval yüzeyindeki biçimin ”güzel“ görünmesinde görmemek gerekir. VISanatın estetikle ilişkisini, insanın doğal eğilimlerini aklıyla uyumlu biçime getirilmesindeki çabada; oluş ve yok oluş arasındaki ritmi, yüzey üzerindeki, ya da malzemedeki görüntünün simgeselliğinde, yeniden uyuma sokma çabasında görmek gerekir. Her yıkım ve yeniden doğuş duygusu, eskataloji-kozmogoni döngüsü, sanatın temsili düzleminde yemden bozulup kurulur, oynanır. Rönesans, hıristiyan dünya ve insan tasarımını yıkmış; insan ve ”bu dünya“ merkezli sonsuz evren algısını görselleştirerek yeniden kurmuş; bir ”mükemmellik oyunu“nda yeniden biçimlemiştir. Dada hareketi de yaşadığı yıkım duygusuyla çırpınıp, oyunbozanı temsil ederken, yine potlach'a, oyun Öğesine başvurmuştur. Sanatçı, her zaman bu yıkım ve yeniden doğuş döngüsünde, bu yap-boz oyununda, bu varoluşsal oyunda, acılarım sağaltmış; temsili olarak evrenler kurup yıkmış; bu oyunla evrenleri görsel kılarak ”gerçek“ de kılmıştır. Agon ve potlach, bu yıkım-yeniden doğuş oyunu içinde ele alındığında kaçınılmazdır. Huizinga, malzemenin getirdiği zorluğun, plastik sanatlarda, oyunun haz alma duygusunu azaltacağım ve onu oyun niteliklerinden uzaklaştıracağım söylese de; zorluk, bu varoluşsal zorunlulukta aşılır. Rönesans ve dada hareketinde de böyle olmuştur.Rönesans sanatçısı, bu yarışta şartlar onu gerektirdiği için, teknik ustalığını geliştirmişken; dadacılar, teknik ustalık zorunluluğunun üstünden atlamıştır. Kaldı ki, ”ilkeli sanatta usta kılan şey onun bilinçaltının sesine kulak vermesidir.“ Sonuçta sanat dediğimiz oyun, insana ”erdem“ini, ”onuAınu yüceltmenin ve yıkıldığında da, acısını sağaltmanın ve uyumu yeniden kurmanın hazzını duyumsatır. Bu çerçevede de sanat oyunun insana haz veren yanıyla ilişkidedir. Ne kadar geriye gidersek gidelim, insan aklı ve emeğiyle kültürü yaratırken, en önemli gerçeklik sanattır. Schiller'in de söylediği gibi, sanatın en büyük özelliği de herkes için oyun olmasıdır. vn

Özet (Çeviri)

As man learned to think, he reflected his psyche to the outer world and defined his inner realities and instincts as unliving objects and human and animal forms. Such symbolizations are as playful and represantational as a child's mind is during a game. These archetypes are the symbols, inner realities and instincts of man. Man's inner realities, that are represented by each art form's own means, are represented by visual images in visual arts. Images and symbols contain much more than they seem to. Visual arts, with means of images, expresses man's perceptions, inner sensations, emotions and thoughts shaped by bis age's spirit, tendancies and problems. Man's second universe, the universe of reason, can only be lived and put in order in the dimension of representations. Each symbol contains a mind game with the abstract. Symbols and representations don't exist just within art either. Anything can be a symbol and mobilize the instincts of the viewer Personification is a playful function as well as a very important form of expression. Man is a creature of nature just as other living things but he is something more than them too. He can't settle for what the nature gives him, and has to bring innovations. In this process he wants to supplement his natural tendancies and reason. This makes up man's moral dimension. He transforms the natural only with reason, creates the culture with his mind and work. Dilemmas of the age reflects upon the subject. In various ages of reality perception -games-, he resolved these dilemmas in the playground of alternative realities. The most important of these realities is art. In this sense, art -even since ages that it wasn't named so- is of utmost importance for existence. In art's game of designing an alternative universe, man fulfills his wish for vmwholeness by seeking and composing its representation. Visual opus eternalizes an inner state and is completed only when it is seen. Each time it is seen, the game that the artist set, is replayed in the mind of the beholder, disassociating him from time and space of daily routine. It releases man from troubles of daily life and improves his life philosophy. Art just as science, should be pure and“immune to being randomly laid hands on”as Schiller stated. Being“pure”is the“rule of the game”. Just as a child does while playing, artist creates new sorts of existence from his internal and external realities. When his perception of the universe is one sided and devaluated man undoes and rebuilds it in art's playground. He tries to put things in order again. Artist gets himself caught up in his game seriously but he also realizes that there is a world out there that he wants to be changed. An artist makes a concrete picture and represents the universe. Art is what it is and also more. It puts itself forward and does something beyond itself. Man's instinctive being doesn't only contain his survival instinct but also his search for balance and hormony. He resolves this tension with the medium of art. Tension is socialized and shared in art's representational dimension. In this game, man regains will to live and is able to improve his life philosophy by releasing his pain. Balance set for an age doesn't last forever, and things have to be put in order again. As this tension intensifies artist destroys the ruined harmony and recomposes it. Circumstances that constitute social breakpoints, has been experienced in art through harsh rejections. Since no one can depart his age, the sensations that reflect upon the inner-self of the artist is the tendancy of his age. However he reflects this sensation upon forms, making it visible, recognizable and playable. Art's relationship with rhytm and harmony, which are characteristics of games as well, and aesthetics shouldn't be seen just as whether the figure on the painting looks beautiful or not. Art's relationship with aesthetics should be sought for in the rhytm between existence and decay, the effort to rebuild the ruined balance, and the symbolism of the image. EXWhilst Dada struggles with the feeling of destruction it experiences and represents the spoil-sport, consulting potlach and game. In this pattern of destruction and rebirth, in this puzzle, in this existential game, artist always releases his pain, builds and destroys representational universes, and renders these universes real by visualising them. Agon and potlach is inevitable when seen in the context of this destruction-rebirth game. Even though Huizdnga says that the hardship that the material brings will decrease the gameful pleasure in visual arts and remove it from its game characteristics, this hardship will be overcome by existential obligatory. It has been so in Reinnesseince and and Dada movements. The Reinnesseince artists developed his technical mastership because it was required to do so, While Dada has jumped over it. After all,“ what makes the primitive masterful at art is that he listens to the voice of his unconscious”. In conclusion, the game that we call art allows man to experience the pleasure of exalting his virtue and honour, and when they are ruined, the pleasure of rebuilding it and releasing the pain. In this sense art is in relationship with the pleasure giving side of the games. No matter how far back we go in time, the most important reality for man while creating culture is art. And as Schiller says the most important characteristic of art is that it's a game.

Benzer Tezler

  1. Gençlik müzik festivallerinin oyunbilimsel değerlendirmesi: Oyunbazlar, aylaklar, curcunabazlar

    Ludological assessment of youth music festivals: Tricksters, triflers, frolickers

    RAMAZAN KAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    AntropolojiHacettepe Üniversitesi

    Antropoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. METİN ÖZBEK

  2. Görsel sanatlarda üstten görünüm eğilimleri

    The Tendencies of bird's eye views in art

    CANAN ÜNAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Güzel SanatlarHacettepe Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    PROF. HASAN PEKMEZCİ

  3. Görsel sanatlarda aynanın narsizm ve benlik ile ilişkisi

    The relation of mirror with narcissism and individuality in visual arts

    EKREM ÖZGÜN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Güzel SanatlarAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    PROF. MEHMET YILMAZ

  4. Görsel sanatlarda perde imgesi

    Curtain image in visual art

    MERVE KORKMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Güzel SanatlarDüzce Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    DOÇ. DR. BURHAN YILMAZ

  5. Görsel sanatlarda nesneleşen hayvan imgesinin sanatsal temsili

    Artistic representation of the animal image objectified in visual arts

    EYÜP GÜNAYDIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Güzel SanatlarÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Bilim Dalı

    DOÇ. NURAY AKKOL