Görsel sanatlarda yaşam ve ölüm diyalektiği
The dialectic of life and death in visual arts
- Tez No: 885177
- Danışmanlar: DOÇ. DEVABİL KARA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Yeditepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Plastik Sanatlar ve Resim Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 317
Özet
Görsel sanatlarda yaşam ve ölüm diyalektiği, insan deneyiminin temel unsurlarından biri olarak, sanat eserlerinde, yaşamın doğal akışı içinde ölümün kaçınılmaz olduğu ve bununla birlikte yaşamın önemli bir değer olarak vurgulandığı gerçekliğinden beslenir. Sanatçılar, ölümü değişik şekillerde ele alarak, hayatın geçiciliğini ve insanın hayatta kalma çabasını vurgularlar. Ayrıca bir yandan da eserler insanların ölümleriyle yüzleşmelerine imkân tanıyarak, ölümün hayatın doğal bir parçası olduğunu kabullenmelerine yardımcı olur. Ölüm kavramı günümüz modern toplumlarında var olan bir sorun olarak ele alındığında endişe ve korkuya karşılık geldiği görülmektedir. Bir yandan psikolojik anlamda da korku ve endişenin arka planında ölüm ve buna dair duyulan endişeler yer almaktadır. Günümüzde tüm insanlık için kurgulanarak, idealize edilmiş bir toplum içerisinde, sonsuz sayıda çeşitlilik içinde yaşanması ve her şeyin konfor dâhilinde ulaşılabilir durumda olmasına rağmen mutsuzluk, endişe ve dolayısıyla korku içinde yaşanmaktadır. Bu korkunun bir sonucu olarak insanın varlığı karşısında dolaylı olarak hissettiği bu endişeyi, yine insanın hayatta kalma çabası ve yaşam-ölüm diyalektiği içinde düşünmek mümkündür. Ölüm ve yaşam arasında gidip gelen bu ince çizgi üzerinde ilerleyerek, ölüme karşı bir güç göstermek ve yaşamsallığı desteklemek bu sanatsal diyalektiği oluşturmaya imkân tanır. İnsan hayatı kendine özgüdür. Bunu açığa çıkarmak da dirençle mümkündür. İnsanın öleceğini bilerek yaşamaya devam etme trajedisi, içerisinde bir sanatsallık barındırır. Var oluş endişesi insanı nefes almaya, üretmeye, tartışmaya ve yaşam sanatını oluşturmaya teşvik eder. Tarih öncesinden başlayarak günümüze ulaşmış birçok eserin altında yatan bu psikolojinin pratik hayattaki sonucudur. Sanat eserlerinin psikolojik ve felsefi yaptırımlar dışında var olan bir sosyolojik boyutu da bulunmaktadır. Sanatçılar bireysel bunalımları ve hayatları kadar etkilendikleri sosyolojik olay ve felaketler ışığında da üretimler gerçekleştirirler. Bu çalışmada 19. ve 20. yüzyılı kapsayacak biçimde ölüm-yaşam düalizmini içselleştirip sosyolojik bağlamı içerisinde kavrayarak üretimde bulunmuş olan sanatçılar değerlendirilerek bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.
Özet (Çeviri)
The dialectic of life and death in visual arts, as one of the fundamental elements of human experience, draws from the reality that death is inevitable within the natural flow of life, while emphasizing life as a significant value. Artists address death in various ways, highlighting the transience of life and the human struggle for survival. Additionally, their works allow people to confront their mortality, aiding in accepting death as a natural part of life. When the concept of death is viewed as an existing issue in contemporary societies, it is observed to correspond to anxiety and fear. Psychological fears and concerns about death underlie the background of fear and anxiety. Despite living in an idealized society where infinite diversity exists and everything is readily accessible, unhappiness, anxiety, and consequently fear prevail. It is possible to think about this fear indirectly as a result of human existence within the context of the struggle for survival and the dialectic of life and death.Navigating the delicate line between death and life allows for a demonstration of strength against death and supports vitality, thus creating this artistic dialectic. Human life is unique, and revealing it requires resistance. The tragedy of continuing to live knowing one will die contains an element of artistry. The anxiety of existence encourages humans to breathe, create, debate, and form the art of living. This psychology, underlying many works from prehistory to the present, is a practical consequence of art. In addition to psychological and philosophical implications, artworks also possess a sociological dimension. Artists produce works influenced not only by individual crises and lives but also by sociological events and disasters. In this study, artists who have internalized the life-death dualism within a sociological context, spanning the 19th and 20th centuries, are evaluated to reach a conclusion.
Benzer Tezler
- Sanatta kurgu ve gerçeklik bağlamında 1939 Erzincan depremi ve cezaevi müzeleri
1939 Erzincan earthquake and prison museums in the context of fiction and reality in art
ŞERİFE SÜLEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Sahne ve Görüntü SanatlarıDüzce ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
DOÇ. DR. BURHAN YILMAZ
- Çağdaş İngiliz figüratif resminde duyumsanan beden: Francis Bacon, Jenny Saville, Lucien Freud
Perception of human body in contemporary British figurative painting: Francis Bacon, Jenny Saville, Lucien Freud
NAZİF KURŞUNLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Güzel SanatlarDokuz Eylül ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
DOÇ. DR. AHMET FEYZİ KORUR
- Seramik sanat formunda geçirgenlik kavramı
The consept of transmittance in the forms of ceramics
NİLÜFER NAZENDE ÖZKANLI
Sanatta Yeterlik
Türkçe
2021
Güzel SanatlarHacettepe ÜniversitesiSeramik Ana Sanat Dalı
PROF. DR. CANDAN TERVİEL