Rekürren laringeal sinir diseksiyonu uygulanan tiroidektomilerde videolaringostroboskopi kullanılarak morbidite araştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 99376
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2000
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 69
Özet
ÖZET Ocak 1998-Ocak 1999 tarihleri arasında Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı' na yatan ve tiroidektomi uygulanan daha önce boyun ameliyatı geçilmemiş, boyun bölgesine radyasyon almamış, ameliyatım malign hastalıklar nedeniyle olmayan ve videolaringostroboskopi cihazına uyum sağlayabilen hastalardan seçilen 61 hasta prospektif olarak değerlendirilerek Rekürren laringeal sinir diseksiyonu yapılan ve yapılmayan olgularda oluşan morbiditeler karşılaştırıldı. RLN morbiditesi tespiti için VLS cihazı kullanıldı.Hastaların preoperatif ve postoperatif VLS'si yapılarak kord vokaller ve çıkanlabilen entiz (İ) ve en pes (O) sesi frekansları ölçüldü.Her hasta için postoperatif değerler kendi preoperatif değeriyle karşılaştırılarak sonuçlar tartışıldı. Hastalarda toplam 104 RAS den 84'üne sinir diseksiyonu uygulandı, 20'sine diseksiyon uygulanmadı. Sonuçta diseksiyon uygulanan 84 RAS'de 5 (%5.95) geçici RLN paralizisi görülürken; diseksiyon uygulanmayan 20 RAS'de RLN paralizisi görülmedi(%0). İstatistik çalışma sonucunda diseksiyon uygulanan ve uygulanmayan gruplar arasında RLN paralizisi yönünden anlamlı istatistiksel fark bulunmadı. Hastaların ölçülen ses frekansları değerlendirildiğinde çıkanlabilen en tiz (1) sesi frekansında preoperatif döneme göre RLN paralizi gelişen grupta ortalama 185 mHz. lik bir düşüş görülürken RLN paralizisi gelişmeyen grupta 56.16 mHz. lik düşüş görüldü ve RLN paralizili grupta frekans düşüşü istatistiksel olarak anamlı bulundu. Buna rağmen paralizili hastalardan birinde preoperatif ve postoperatif ölçülen (1) sesi frekansı paralizi gelişmesine rağmen 350 mHz. olarak kalmış ve tiz ses frekansı paraliziden etkilenmemiştir. Yine bir hastada ise beklenen ortalama frekans düşüşü 185 mHz. olmasına rağmen sadece 90 MHz. lik bir düşüş olmuştur. Bazı hastalarda da tam tersine kord vokal paralizisi olmadığı halde tiz ses frekansında büyük düşüşler 59gözlenmiştir.Buna dayanarak postoperatif dönemde sadece sesini kontrol ederek hastanın kordvokalleri ve RLN paralizisinin değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Troidektomi uygulanan bu hastalardan toplam 8 'inde hipokalsemi gelişmiş bunlardan 7 'si iki ay içinde gerilemiş ve biri bir yıldan uzun süredir devam ettiği için kalıcı hipokalsemi olarak kabul edilmiştir. Serimizdeki 61 hastanın 50 sine sinir diseksiyonu yapılmış 1 1 hastaya ise yapılmamıştır. Hipokalsemi görülen hastalardan T sine diseksiyon yapılmış 1 4ine diseksiyon yapılmamıştır. İstatistiksel değerlendirmede sinir diseksiyonunun Hipoparatiroidi oluşumu üzerine istatistiksel anlamlı bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Sonuç olarak RLN paralizisi ve hipoparatiroidi gibi tiroidektominin majör komplikasyonlan olan morbiditelerin RLN diseksiyonu uygulamasıyla artmadığı aksine bu morbiditelerin azaltılması için standart bir prosedür olarak RLN diseksiyonunun uygulanmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Gerçek morbidite tespiti için mutlak preoperatif ve postoperatif laringoskopi yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. 60
Özet (Çeviri)
SUMMARY This study was carried out at Gülhane Military Medical Academy between January 1998 and January 1999. Patients who were admitted to the Department of Surgery were included. Patients who have undergone any kind of neck operations and received radiation targeting the neck or patients who had to be operated because of malignant disease were excluded. Sixty-one patients selected from the patient group who were suitable for videolaryngoscopy (VLS) were evaluated prospectively and the morbidity in the groups with or without dissection of recurrent laryngeal nerve (RLN) was compared. VLS was used to determine the morbidity following dissection of RLN. VLS was performed pre- and post-operatively to evaluate the vocal cords and to measure the highest (I) and lowest (O) frequencies. Pre- and post-operative data were compared and discussed for each patient. Eighty-four nerve dissections were performed in 104 cases of“nerve at risk”(NAR). In 84 cases with RLN dissection, there were five cases of temporary RLN paralysis. In 20 cases of NAR without dissection, there was no case of RLN paralysis. No statistically significant difference was found between the groups with and without dissection. When the voice frequencies measured were evaluated, in the groups of with and without RLN paralysis, the highest frequency (I) decreased 185 and 56.16MHz, respectively, which was found to be statistically significant In one of the patients with paralysis, the highest frequency (I) was not affected as being 350MHz pre- and post-operatively. In another patient, a decrease of 90 MHz was observed, although the expected decrease was 185 MHz. In some patients without vocal cord paralysis, a significant decrease was observed at high frequency voices. As a result of these findings, it was concluded that RLN paralysis could not be evaluated by clinical voice quality. In the patients who were undergone thyroidectomy eight patients were found to be hypocalcemia seven of whom were undergone nerve dissection. Calcium levels returned to normal in seven cases. One of these cases were accepted as permanent Jrypocalcemia, since hypocalcemia was observed even after one year. 61In this study, 50 nerve dissections were performed out of 61 patients and nerve dissection did not show any significant effect on the incidence of hypoparathyroidy following thyroidectomy. In conclusion, RLN paralysis and hypoparathyroidy which are the major complications of thyroidectomy did not increase because of RLN dissection in our study. It is also concluded that pre- and post-operative laryngoscopy is necessary to assess morbidity.
Benzer Tezler
- Tiroidektomilerden sonra gelişen hipoparatiroidi ve rekürren laringeal sinir paralizilerinin değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
KAYHAN ÇAĞLAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık BakanlığıGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Tiroidektomi sonrası rekürren sinir felci ve hipoparatiroidi gelişimini etkileyen faktörler
Predictive factors for recurrent laryngeal nerve palsy and hypoparathyroidism after thyroid surgery
İSMAİL BORUCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Genel Cerrahiİstanbul ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YEŞİM ERBİL
- Tiroid cerrahisi uygulanan hastalarda nodül boyutunun ve nodül yerleşiminin intraoperatif nöromonitörizasyon parametreleri ve postoperatif vokal fonksiyon üzerine etkisi
The effect of nodule size and nodule location on intraoperative neuromonitoring parameters and postoperative vocal function in patients undergoing thyroid surgery
MEHMET KULUS
- Tiroid cerrahisinde berry ligamanı seviyesinde yapılan rekürren laringeal sinir explorasyonunun sinir hasarını önlemedeki etkisi
The effect of recurrent laryngeal nerve exploration at the level of Berry's ligaman during the thyroid surgery in in preventing the injury of the nerve
ALİ ÇİFTÇİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Genel CerrahiYüzüncü Yıl ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. EROL KİSLİ
- Minimal invaziv video yardımlı tiroidektomi ile standart açık tiroidektominin postoperatif komplikasyonlar ve yaşam kalitesi açısından karşılaştırılması
Comparison of minimally invasive video-assisted thyroidectomy and standard open thyroidectomy in terms of postoperative complications and quality of life
KADİR AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kulak Burun ve BoğazErciyes ÜniversitesiKulak Burun Boğaz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İMDAT YÜCE