Delil ve istidlalin mantıki yapısı-İlk dönem sunni kelam örneği
Logical structure of evidence and inference-with special referance to the early Islamic ortodox theology
- Tez No: 100189
- Danışmanlar: PROF. DR. M. SAİT YAZICIOĞLU
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Din, Religion
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2001
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kelam Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 261
Özet
Tezim giriş ve sonuç hariç üç bölümden oluşmaktadır. Girişte araştırmanın konusu, amacı, önemi ve yöntemi ortaya konmuştur. Birinci bölümde, İslam Kelamının epistemolojik yapısı üzerinde durulmuş, İslam Kelamında önemli bir konuma sahip olan bilgi kuramı tartışılmıştır. Bilgi, kelami argümanın temeli olduğundan öncelikle bilginin türleri ve mahiyeti üzerine bir tartışmaya girmek doğaldır. Sonra müslüman kelamcılann bilgiyi zorunlu ve kazanılmış olmak üzere ikiye ayırdıklarını ortaya koydum. Böyle bir ayrımın kelami akıl yürütme ve argümantasyon ile olan ilişkisini açıkladım. Özellikle kazanılmış bilgi, Tann hakkındaki bilginin temelidir. Çünkü kişi görünen dünya aracılığıyla Tann hakkındaki bilgiyi elde edebilir ve bu bilgi kazanılmış bir bilgidir. İkinci bölümde, delilin epistemolojik, mantıki ve pragmatik kullanımını analiz ettim. Teknik olmayan anlamıyla delil, doğru yöne yönelten herhangi bir şey için kullanılır. Teknik bir terim olarak ise delil, bu dünyaya kasıtlı olarak yerleştirilmiş bir göstergeyi ifade eder ki, o gösterdiği şey ile bir ilişkiye sahiptir. Gösteren ile gösterilen arasında bir ilişki bulunmalıdır. Gerçekte bu ilişki nazarın da nedenidir. Biri, gösterenden hareketle gösterilenin bilgisine ulaşabilir ve ben kelamcılann gösteren ile gösterilen arasındaki mantiki gerektirme ilişkisinin nasıl açıkladıklannı gösterdim. Bu mantıki gerektirme aynı zamanda teolojik argümantasyon türlerinin de temelini oluşturur. Üçüncü bölümde istidlalin kıyas formunu ele aldım. İslam Kelamında istidlalin bu kıyas formu istidlal bi'ş-şâhid ale'l-gaib olarak adlandınlır. Diğer bir ifadeyle görünen dünyaya dayanarak Tann hakkında bir sonuca varmak anlamına gelir. Bu, müslüman kelamcılann Tann'nın varlığının ve onun sıfatlanılın gerçekliğini rasyonel olarak kanıtlamak için kullandıklan belirgin bir argümantasyonm biçimidir. Bu argümantasyon tümevarım, analoji ve hulf kıyasa dayanır. Çünkü genelde bu yöntemin kategorik olmayan tasım formlandan, analojiye ve tümevanma dayadığına ve temelde hulf kıyasın kullanıldığına dikkat çektik. Kategorik olmayan tasım formlannın kullanılmasının nedeni, Tann hakkındaki iddialanmızın görünen dünya aracılığıyla doğmlanabileceğini iddia etmeleridir. Aynı bölümde, Farabi'nin istidlal bi 'ş-şahid ale 1-gaib yönteminin mekanizmasını yeniden yapılandırması ve Gazali'nin bu yönteme yönelik eleştirileri üzerinde durduk. Farabi'ye göre bu argüman asla zorunluluk ifade etmeyip yalnızca olası bir doğruluk sağlar. Çünkü onun öncülleri kesinlik ifade etmeyen önenneler üzerine kurulur. Daha sonra Farabi ve Gazali'nin eleştirileri ve bunlann mantiki temellerinin tartıştık. Böylece metodolojik olarak ilk dönem İslam kelamcılannın 254sonraki dönem kelamcılardan ayrıldığı ölçütlerin geçerli olup olmadığını ortaya koydum. Bu bölümün sonunda kelami yöntemin mantıki yapısı ve kelami düşüncenin tarihi gelişimi boyunca içerdiği zorluklan tartıştım. Sonuç olarak bu tezde şu sonuçlara ulaşıldı: Erken Dönem İslam Kelamında Tann'nın varlığının rasyonel kanıtlan olduğu ve bunlann hem rasyonel hem de mantıki olarak doğrulanabileceği savunulur. Görüldüğü gibi İlk Dönem İslam Kelamı kendisini rasyonel bir şekilde ortaya koyar. Ancak o, felsefeden hem bilginin hem de yöntemin araçlannı açıklamada aynlır. Gerçekte o, tikel olanı yani görünen dünyada ferdi olarak varolanlan önceler, bunlann bilgisini elde etmeye çalışır ve Tann hakkındaki iddialanmızı bu bilgi üzerine temellendirir. Bunun nedeni bu yöntemin mantıki yapısının, tümevanm, analoji ve hulf kıyası gibi kategorik olmayan tasım fonnlannı içermesidir. İlk Dönem İslam Kelamı önceleri Bakıllani ve daha sonra bilhassa Cuveyni ile mantık ve onun yöntemiyle yakınlaşmıştır. İlk defa Gazali'nin kelamcılann argümanlanyla Aristocu mantık kuramını birbirine yaklaştırdığını söylemek doğru değildir. Gerçekte Farabi'nin çalışması, bu argümanlarla Aristocu mantık arasındaki yakınlaşmanın ilk açıklamalannı içerir. İn'ikâsü'ledille'ye gelince,“yani her ne zaman delil yoksa, medlul de yoktur ilkesi”söz konusu olduğunda, her ner kadar İbn Haldun bunun ilk dönem kelamcılannca kabul edildiğini söylese de onlar bunu kabul etmemişlerdir. Aksine onlar delil ve medlul ilişkisinde tardı kabul etmişler fakat aksi kabul etmemişlerdir. Gördük ki, İlk Dönem Kelamı Tann'nın rasyonel olarak bilinebileceğini ve hem olgu hem de mantıki anlamda bu bilginin doğrulanabileceğim iddia ederler. Bu nedenle onun rasyonel teolojinin temel özelliklerini içerdiği söylenebilir. D.Hume ve Kant tarafından rasyonel teolojiye yöneltilen birtakım eleştiriler nedeniyle tartışmanın ana noktasını da rasyonel teolojinin İslam kelamında savunulup savunulamayacağı sorunu oluşturur. Bugün için klasik İslam kelamının savunulması ancak modem bilim felsefesinin rasyonaliteye yönelik eleştirileri ile hesaplaşmasıyla mümkündür.
Özet (Çeviri)
With Special referance to the Early Islamic Ortodox Theology- Ph. D. Thesis Submitted to the the Institute of Social Sciences of Ankara University. Presenter: Hilmi Demir Supervisor: Mustafa Sait Yazıcıoğlu, Professor of Theology at Ankara University. My thesis consists of three chapters excluding introduction and general conclusion. In the introduction, I presented the subject of research, its objective, its importance and its methods. In the first chapter, I dealth with the epistemological structure of Islamic Theology. I discussed the theory of knowledge that takes an important place in Islamic Theology. Since knowledge is the foundation of theological argument, it is natural to discuss at first the essence and kinds of knowledge. Then I put forward the muslim theologians who divided the knowledge into two parts as necessary knowledge and acquired knowledge. I stated that this division is relevant to thelogical reasoning and argumentation. Particularly acquired knowledge is foundation about God's knowledge. Because one can learn about God's knowledge through the observable world. In the second chapter, I analysed the epistemolgical, logical and pragmatical usage of evidence or indication (claltl). In non-technical meaning this word is used for something which guides someone into right direction. As a technical term, it is used for an indication intentionally placed in this world, which has a conneciton with sometingelse it indicates. There must be a connetcion between the indication and the thing indicated. The connection is, in fact, the cause of reflection. One infers the thing or the fact indicated from the indication and this action is called istidlal. İstidlal is possible only in case there is a connection between them. And I stated how the thelogians explain logical implication in connection between evidence/indication( dalil) and evidenced/indicated object (madlul). And this logical implication is also foundation for kinds of theological argumentation. In the third chapter, I examined the syllogistic mode of inference in the Islamic Thelogy. This syllogistic mode of inference is called istidlal bi'ş-şahid ale'1-gaib, that is to 251draw a conclusion regarding the imperciple (God) on the basis of the observable world. This is a typical argumentation by which the muslim theologians tried to prove a rational demonstration of God's existence and of the reality of His attributes. And this argumentation is based on induction, analogy and indirect syllogism (cjiyas td-khulf). Because I noticed that this method, in general, had depended on non-categorical syllogism forms, analogy and induction and mainly had used the indirect syllogism. The reason for the usage of non-categorical syllogism forms is their claim that our propositions on God can be verified through observable world. In the same chapter, 1 also talked about al-Farabi's reconstruction of the mechanism of istidlal bi'ş-şahid ale'l-gaib and al-Gazali's eritişim about it. According to al-Farabi, this argument will never produce a necessary, but only a plausible truth, because its premises are founded on dubitable propositions. Afterwards I discussed al-Farabi's and al-Gazali's criticisms and their logical bases. Thus, I put forward whether the validity of the criterions which methodically Early Islamic Theology had differed from the Later Islamic Theology. In the end of this chapter, I discussed the logical structure of theological method and its difficulties involved during the historical developments of the theological thought. So in this thesis, a number of results are attained: It is defended in the Early Islamic Theology that there are the rational proof of God's existance and it can be verified both rationally and logically. As has been seen, Early Islamic Theology has represented itself in a rational way but it has been seperated from Philosophy both in explaining means of knowledge and method. In fact it precedes the singular that is something which exists individually in the observal world and tries to obtain its information and bases our assertions about God on this information. For this reason logical structure of its method consists of non-categorical syllogism forms, induction, analogy and hulf kıyas. Early Islamic Theology has been drawn nearer with Logic and its methods especially by al-Bakillani and then increasingly by Cuveyni. It is not true to say that al-Ghazali is the first who have associated the arguments of the theologians with Aristotelian logical theory. Indeed, al-Farabi's work may contain the earliest statements associating the arguments with Aristotelian logic. As for in 'ikâsu'1-edille that is, whenever there is not evidence, there is not evidenced object. Although Ibn Khaldun said that this principle accepted by Early Theologians, in fact it doesn't accepted by them. On the contrary, they 252accepted co-existence between cleliland medlul but they do not accept co-exlusion between them. I saw that Early Islamic Theology had calimed that God can be konwn rationally and this knowledge can be verified both in factual and logical sense. Thus it can be said that it contains the main characteristics of a rational theology. For some important criticisms about rational theology had been made by D. Hume and Kant, the main point of discussion is whether such a rational theology is possible in Islamic Theology. Today it is only possible to defend Classical Islamic Theology provided that it settles account with criticisms directed by modern philosophy of science towards rationality.
Benzer Tezler
- Eş'arîlerde akıl kavramı -Teftâzânî örneği-
The concept of the intellect in ash'arite thought: The case of al-Taftazani
MUHAMMED CİRU
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
DinŞırnak ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HAMDİ GÜNDOĞAR
- العقل عند متكلمي الماتريدية.. دراسة تحليلية
Matüridi kelamcılarında akıl / El-aklü ınde mütekellimil-Matüridiyye – dirase tahliliyye / The mind of the Matrids of the speakers of Matrids an analytical study
SAAD MOHAMMED HASAN
Yüksek Lisans
Arapça
2020
DinFırat ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELİM ÖZARSLAN
- İbn sina mantığında tümevarım
Induction in İbn Sina?s logic
REBUH TEPE
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
FelsefeErciyes ÜniversitesiFelsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET KAMİL CİHAN
- منهج العلامة ناصر سبحاني في تفسير القرآن الكريم
Menhecu'l-Allame Nâsır Subhânî fî Tefsîri'l-Kur'ani'l-Kerîm Allame Nasır Sübhanî'nin Kur'an tefsirindeki metodu
MOHAMMAD AHMADI
Yüksek Lisans
Arapça
2020
DinYalova ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ OTHMAN SAEED HOURAN
- Tarihselci metodoloji ekseninde nübüvvetin delillendirilmesinin imkânı
The possibility of proving the prophethood on the axis of historicist methodology
NEVFEL TİLKAT
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
DinHitit ÜniversitesiTemel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSMAİL BULUT