Geri Dön

Türk bankacılık sektörünün aktif kalitesi 2000 yılı istikrar programı

Asset quality of Turkish banking sector and stabilisation program in 2000

  1. Tez No: 100438
  2. Yazar: NEZİH TUNALITOSUNOĞLU
  3. Danışmanlar: Y.DOÇ.DR. TİMUR HAN GÜR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Bankacılık, Ekonomi, Banking, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2001
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 114

Özet

ÖZET Türkiye ekonomisi uzun süreden beri devam eden yüksek enflasyonun etkisi altındadır. Başta kamu açıkları olmak üzere enflasyona neden olan yapısal bozuklukların, yaşanan enflasyon nedeniyle de giderek artması, enflasyonun atalet kazanmasına yol açmış ve bu süreç bir kısır döngü halini almıştır. Bu nedenle, 2000 yılı başında uygulamaya konan istikrar programı, enflasyonu düşürmek olan temel amacının yanısıra, bu kısır döngünün kırılmasını hedefleyen yapısal reformları da içermekteydi. Uluslararası Para Fonu'nun diğer ülkelerde edindiği tecrübeler ışığında hazırlanmış olan bu istikrar programının en önemli yönünü, döviz kurlarındaki artışın kamu otoritesi tarafından önceden ilan edilerek baskı altına alınması suretiyle enflasyonist beklentilerin kırılması oluşturmaktaydı. Ancak döviz kurunun“çıpa”olarak kullanılması nedeniyle literatürde“döviz kuruna dayalı istikrar programı”olarak adlandırılan bu politikaların Türkiye'deki uygulama sonuçları, bu programları uygulayan diğer ülke örneklerinden farklı olmamış, istikrar programı ekonomide canlanma ve durgunluk aşamalarının ardından ödemeler dengesi krizi ve devalüasyonla son bulmuştur. Programın başarısızlıkla sonuçlanması, bankacılık sektöründe aktif kalitesinin yetersizliğinden kaynaklanan yapısal bozuklukları daha da artırmış, bu yapısal bozukluklar, programın başarısını engelleyen nedenlerin başında gelmiştir. Bu durum, yukarıda sözü edilen kısır döngünün, bankacılık sektöründeki uyarlaması olarak da nitelendirilebilir. Döviz kuruna dayalı istikrar programı ile bankacılık sektörü arasında karşılıklı olumsuz etkileşime neden olan aktif kalitesindeki yetersizlikler, krediler portföyü, devlet iç borçlanma senetleri portföyü ve döviz pozisyonu olmak üzere üç ana başlık altında toplanmaktadır. İstikrar programının uygulandığı dönemde, bankacılık sektöründe bu faktörlerin yol açtığı yapısal bozukluklar nedeniyle yaşanan krizi tetikleyen ikiönemli gelişme üzerinde durulması gerekmektedir. Birincisi; döviz kurlarındaki artışın baskı altına alınmasının doğal bir sonucu olarak faiz oranlan üzerindeki risk priminin düşmesi, faiz oranlarında önemli düşüşlerin yaşanmasına, hatta“negatif reel faiz”sürecinin yaşanmasına neden olmuştur. İkinci olarak ; Türk Lirası'nın aşırı değerlenmesi nedeniyle oluşan faiz-kur arbitrajından yaralanmak amacıyla 2000 yılının başında gelen sıcak sermayenin, uygulanan kur politikasına bağlı olarak öngörülenden daha fazla artan cari açığı dikkate alarak, kısa sürede, yılın sonlarına doğru yön değiştirip ülkeyi terk etmesi piyasalarda dövize karşı aşırı bir talebin doğmasına neden olmuştur. Türk bankacılık sektörünün, bu gelişmelerin yarattığı tahribatı bünyesinde eritebilecek sağlıklı bir yapıya sahip olmaması,“sektörün kırılganlığı”olarak nitelendirilmektedir. Yaşanan gelişmeler, 2000 yılı başında uygulamaya konan istikrar programının içeriğinde, cari açıktaki gelişmeye duyarlı bir kur çıpası ayarlamasına ve kısa vadeli sermaye hareketlerine bazı kısıtlamalar getirilmesine ilişkin tedbirlere yer verilmiş olması durumunda, banakacılık sektörünün kırılganlığının azaltılabileceğini ve bu suretle de programın daha başarılı olabileceğini ortaya koymuştur. Bunun beraberinde, bankacılık sektöründe uluslararası alanda geçerli kriterler dikkate alınarak getirilen ve bu nedenle“şablon”olarak nitelendirilebilecek uygulamalar paralelinde, Türk bankacılık sektörünün bizzat kendisine ait zaafların daha iyi analiz edilerek, mevcut sorunların giderilmesine yönelik uzun vadeli spesifik tedbirlere de yer verilmiş olması durumunda, sektörün aktif kalitesinin iyileştirilebileceği ve bu sayede de programın başarısızlıkla sonuçlanmasında etkili olan bir faktörün giderilmesinde önemli bir adım atılmış olabilecekti.

Özet (Çeviri)

Ill SUMMARY Turkish economy has been experiencing the consequences of high level of inflation for a long period of time. The structural deficiencies, the most important of which has been the public deficits, has gradually increased as a result of the inflation and this situation has led the inflation to be more inertial and this process has became a dilemma. Consequently, the stabilization program, which was put into effect in the beginning of 2000, included the realization of the structural reforms in order to dissolve this dilemma as parallel to its basic aim of decreasing the level of inflation. The most important aspect of this program, which was formed by IMF under its experiences in other emerging market economies, was breaking the inflationary expectations by publicly announcing the pre-determined increasing rate of foreign exchange rates. However, the consequences of this type of programs in Turkey, which are named as“exchange rate based stabilization programs”resulting from their use of the foreign exchange rate as an anchor, was not different from other countries; after a period of economic growth and a decline thereafter, the stabilization program ended with a balance of payment crises and devaluation. The failure of the program further increased the structural deficiencies of the banking sector stemming from the inadequacy of the asset quality and these structural deficiencies were amongst the hindering factors of the success of the programme. This situation can be regarded as the reflection of the above mentioned dilemma to the banking sector. The inadequacy of the asset quality of the banking system which led to the negative interaction between the exchange rate based stabilization programme and the asset quality concept of Turkish banking sector can be classified under three main topics; loan portfolio, government bills/bonds portfolio and the foreign exchange position.IV Two important occurrences have to be mentioned which triggered the crises caused by the structural inefficiencies of the banking sector in relation with these factors during the implementation period of the stabilization program. Firstly, the decreasing level of risk premium resulting from the pressure on the rate of increase in foreign exchange rates naturally caused the interest rates to fall, even to negative real interest rates levels. Secondly; the short-term capital flowing in since the beginning of 2000 in order to benefit from the interest rate-exchange rate arbitrage opportunities created by the overvaluation of Turkish Lira, changed its direction and escaped through the end of the year taking into account unexpectedly widening of current account deficit and this led to an excessive demand to the foreign exchange in the markets. The lack of structural ability of Turkish banking sector for managing the destructive consequences of these developments can be regarded as“vulnerability of the sector”. Recent developments led to the opinion that in the case the stabilization program had been included a more sensitive exchange rate anchor to the developments in the current account deficit and some precautions in relation with the restrictions to the short term capital movements, the vulnerability of the banking sector would be reduced and by this way the program would be more successful. Nevertheless, it is thought that the asset quality of the sector would have been increased and by this way a considerable progress would have been achieved for the success of the program by eliminating one of the factors leading to the failure of it, in the case the specific deficiencies of Turkish banking sector had been better analyzed as parallel to the internationally accepted banking criteria which can be specified as a model and long-term specific measures had been taken for solving the existing problems.

Benzer Tezler

  1. Yabancı sermayenin Türk bankacılık sektörünün mali performansı üzerindeki etkileri

    The effects of foreign capital on the financial performance of the Turkish banking sector

    SİNAN ŞAHİN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    BankacılıkMarmara Üniversitesi

    Bankacılık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TİĞİNÇE OKTAR

  2. A stress testıng framework for the Turkısh bankıng sector: an augmented approach

    Türk bankacılık sektörü için bir stres testi çerçevesi: Bir genişletilmiş yaklaşım

    BAHADIR ÇAKMAK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    BankacılıkOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NADİR ÖCAL

  3. Karşılaştırmalı rasyo analizi yöntemiyle ekonomik krizlerin banka bilançolarına etkisinin incelenmesi

    Research of the effect of economic crises on the bank balance sheets usind the comparative ratio analysis method

    MURAT ÖZBEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    İşletmeİstanbul Teknik Üniversitesi

    İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. OKTAY TAŞ

  4. Risk yönetimi ve Türk bankacılık sektöründe bir uygulama

    Risk management and an application on Turkish banking sector

    MURAT ATAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    BankacılıkGazi Üniversitesi

    Ekonometri Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NİHAT BOZDAĞ

  5. Türk bankacılık sektöründe risk analizi ve mali bünye bozulmalarına (iflasa) karşı erken uyarı modeli geliştirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    CİHAN TANRIÖVEN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    İşletmeGazi Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET AKSOY