Geri Dön

Teknolojik gelişmelerin mimarlığı yönlendirici etkileri konusunda bir araştırma

A Study on the effects of technological progress on architecture

  1. Tez No: 104055
  2. Yazar: TAYLAN EKİCİ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EROL KULAKSIZOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2001
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

TEKNOLOJİK GELİŞMENİN MİMARLIĞI YÖNLENDİRİCİ ETKİLERİ KONUSUNDA BİR ARAŞTIRMA ÖZET İnsanlar yer yüzünde var olduğu ilk zamanlardan itibaren, yaşam şartlarım iyileştirmeye yönelik arayışlar içinde olmuşlardır. Bu özellik, insanların diğer türlerden farklı olarak düşünen bir varlık olmasından kaynaklanır. İnsanoğlu her zaman elindeki bilgiyi analiz edip işleme yeteneği ile daha iyi yaşamak için gerekli olan koşulları kendisi için yaratır. Bu koşullan yaratmak için kullandığı yöntemlerin, tekniklerin, işlemlerin ve donatımların hepsi teknolojiyi oluşturur. Eldeki verilerin ve bilgilerin, mal veya hizmet üretiminde kullanılması ve bu faaliyetlerin etkin biçimde gerçekleştirilmesi teknolojinin görevidir. Bu bağlamda teknoloji, insanlık tarihinin en eski kavramlarından biridir. Mimarlık ise, insanların barınma gereksinimlerini karşılamak için insanların sosyalleşmesinden sonra oluşan bir kavramdır. Teknoloji ile mimarlık arasında doğrudan ve zaman içinde gelişen bir ilişki vardır. Her yapı, bu ilişki çerçevesinde inşa edildiği devrin mimarisini, teknolojisini ve sosyal şartlarını gösterir. Dolayısıyla çağlar boyunca gelişen yeni yapım tekniklerine, malzemelere ve sosyal yapıya bağlı olarak mimarlıkta gelişmiştir. Teknoloji kullanımı, sosyalleşme ile doğru orantılı olarak artmıştır. İnsanların toplu olarak yaşamaya başlaması, şehirlerin kurulması, teknoloji kullanımını arttıran ve mimarlığı geliştiren en önemli faktörlerden biridir. M.Ö 750.000 yıllarına ait olan Fransa'daki L Escale'deki ateş ocağı insanların sosyalleşmesinin en eski kanıtı olarak insanlık tarihinin dönüm noktasıdır. Daha sonraları insanların yerleşik hayata geçerek kurdukları yerleşim birimleri, mimarlığın ilk örneklerini de içinde barındırmaktadır. Mısırlıların, Sümerlerin piramitleri, Yunanlıların ve Romalıların yaptıkları tapınaklar kurdukları şehirlerden günümüze kalanların hepsi bizlere o zamanki yapım teknikleri ve mimarlık hakkında ip uçları vermiş ve günümüzün mimarlığının nasıl oluştuğunu anlamamıza yardım etmiştir. Günümüz mimarlığının şekillenmesi, hiç kuşkusuz çok uzun süreden beri süregelmekte olan teknolojik ve kültürel bir birikimin sonucudur. Ancak 18. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere'de başlayan endüstriyel devrim günümüz dünyasının şekillenmesinde önemli olduğu kadar mimarlığın gelişim sürecine de etkisi büyüktür. VİİEndüstriyel devrim ile birlikte tüm Avrupa'da bir çok yenilik ortaya çıktı. Yeni üretim teknikleri, o zaman kadar tarıma dayalı Avrupa ekonomisinde büyük değişimler yarattı, üretim ve tüketim kavramları değişti. Köyden kente doğru göç eden nüfus sayılan gittikçe artan fabrikalar, sanayi tesisleri ve dükkanlarda istihdam edildi. 50 yıl gibi kısa bir süre içerisinde ortaya çıkan bu nüfusun ihtiyaçlarını o zamana kadar süregelen mimarlık ve şehircilik anlayışı karşılamaktan çok uzaktı. Yeni enerji kaynaklarının bulunması buna bağlı olarak demir, çelik gibi yeni malzemelerin ve yeni yapım tekniklerin ortaya çıkmasıyla birlikte tasarımcılar artan kentsel nüfus için konutlar, alışveriş merkezleri, iş merkezleri ve demiryolu ulaşımı için tren garları gibi daha önceki yüzyıllarda hiç yapılmamış yapılar tasarlamaya başladılar. Çelik, cam gibi yeni malzemeler ve yeni üretim teloüklerinin kullanıldığı 19. yüzyılın ortalarında; Paris ve Londra uluslararası fuarları için yapılan Eiffel Kulesi ve Crystal Palace gibi yapılar aslında o zamanki mimarların, mühendislerin yeni malzemelerle neler yapabileceklerinin bir denemesi oldu ve bu yapılar 19. Yüzyıl mimarisinin en çok ses getiren yapılan oldular. 20. yüzyılın başlarından itibaren hızla gelişen teknolojiyle değişen mimariyi anlayışı gören mimarlar geleceğin mimarlığım tasarlamaya yönelik arayışlar içerisine girdiler. İtalyan mimar Sant' Elia'nın günümüzün şehirlerim tasarladığı Citta Nuova'sı, Tony Garnier'in Endüstriyel Şehri, konstruktivistlerin mimari fantazileri, Archigram grubunun tasarımlan hepsi bu arayışların bir ürünüydü. Günümüzde bir teknolojik devrim yaşıyoruz, bunun doğal bir sonucu olarak insanların mekanı, yapıyı algılayışları ve mimarinin yorumlanması eskiye göre değişiyor. Bir yandan artan şehir nüfuslarına karşın azalan araziler, mimarları daha yüksek binalar tasarlamaya veya yeni çözümler bulmaya itiyor, hatta insanları denizlerin üzerine kurdukları mega-strüktürlerde yaşamaya zorluyor, diğer taraftan insanoğlu üzerinde yaşadığımız gezegenin sınırlarını aşarak başka gezegenlerde koloniler kurmanın hayallerini kuruyor. Sonuç olarak teknolojinin hızlı gelişme sürecinin bizi bir yüzyıl sonra nereye götüreceğinin tahmin etmek çok zordur, ama yakın gelecek içinde mimarların günümüzün yapı ve mekan anlayışları dışına çıkılıp yeni çevreler ve yeni koşullar içinde çok farklı mimari çözümler, mimari anlayışlar oluşturulabilmeleri çok uzak bir ihtimal değildir. Vİİİ

Özet (Çeviri)

A STUDY ON THE EFFECTS OF TECHNOLOGICAL PROGRESS ON ARCHITECTURE SUMMARY Since humans have existed on earth, they have tried to improve their living conditions. This has come from the fact that humans think, and analyze the information at hand, to create conditions for better living. The techniques, tools, and methods of achieving such conditions all sum up to technology. The task of technology is to use data and information at hand to produce goods or services efficiently. So technology can be accepted as one of the oldest terms in human history. Architecture has formed after humans socialized, to meet needs for shelter. There is a direct relationship between technology and architecture. This relationship improves with time. Each building shows the architecture, technology, and social status it was constructed in. As a result, due to new construction techniques, materials, and changes in social status, architecture has evolved through centuries. The use of technology has directly increased with increased socialization among humans. The founding of cities is one of the significant factors improving both technology and architecture. The fireplace dated about 750,000 BC in L'Escale, France, is the oldest proof of human socializing, and therefore a milestone in history. Remains of temples and cities built by Egyptians, Romans, or Greeks provide hints of older techniques and architecture, and help us understand how contemporary architecture was formed. Contemporary architecture was undoubtedly formed through an accumulation of culture and technological know-how over very long periods. However, the industrial revolution that started at the end of the 18. century in Great Britain, has helped shape architecture as it has also shaped today's world. With the industrial revolution, new production techniques changed the strongly agriculture-based economy of Europe, and it also changed the notions of production and consumption. The population increasingly moved from rural areas to cities, and were employed at increasing numbers of factories, workshops, and shops. The architecture and city planning of those times were far away from meeting these needs formed within such a short time as 50 years. With the discovery of new sources of energy, new materials like steel and iron were started to be used in new construction techniques used by the designers IXto meet the needs of the increasing urban population. Shopping and business centers, train stations, and new housing styles never built before were designed. In the middle of the 19. century, when new materials like steel and glass, and new manufacturing techniques were used, buildings at international expositions like The Eiffel Tower and Crystal Palace, were experiments with the new materials. These were the most distinctive works of 19. century architecture. At the beginning of the 20. century, architects saw the change in architectural understanding with improvements in technology, and started a search for the architecture of the future. CittaNuova of the Italian architect Sant' Elia, the industrial city of Tony Gamier, architectural phantasies of the constructivists, and designs of the Archigram group were all products of this search. Today, we are experiencing a revolution of technology, and naturally, the perception of space and buildings changes. On one hand, increasing urban population on decreasing space pushes architects towards designing higher buildings, and coming up with new solutions like mega-structures built on the surface of the water. On the other hand, mankind dreams of building colonies on other planets. As a result, it is difficult to guess where the fast pace of technological change will take us in a century. However, it is not far fetched when we expect that in the near future, architecture will develop totally new solutions outside of the current understanding of buildings and space.

Benzer Tezler

  1. Peyzaj ve toprak ilişkisinin geçmiş analizi, günümüz görüntüsü ve gelecek öngörüsü üzerinden incelenmesi

    Investigation of landscape and soil through past analysis, present perspectives and future predictions

    RENGİN HAKSAL AKKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLŞEN AYTAÇ

  2. Mimari görselleştirme pratiğine eleştirel bir yaklaşım

    A critical approach to the practice of architectural visualization

    REŞAD ŞÜKRÜ ÇOBAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ARZU ERDEM

  3. Rengin tat algısı üzerindeki etkisinin mekan tasarımında kullanılması

    The influence of color on taste perception and usage in the design of space

    FEYZA NUR DİŞKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İç Mimari ve DekorasyonMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DİDEM BEDÜK TUNCEL

  4. İnşaat sektöründe insan kaynakları planlaması modeli

    Human resource planning model in construction sector

    BARIŞ DAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YILDIZ SEY