Akciğer kanserli hastalarda fibrinojen, von willebrand faktör, d-dimer, protrombin fragmant 1+2'nin prognostik önemi ve diğer prognostik faktörler ile ilişkisi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 107748
- Danışmanlar: PROF. DR. AHMET ÖZET
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Onkoloji, Oncology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2006
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
Curcumin (diferuoyl methane) ana vatanı Hindistan olan Curcuma Longa isimli bitkinin köklerinden elde edilmektedir. Gıda boyası olma özelliği ile tanınan curcuminin antioksidan ve antienflamatuar özellikleri de vardır. Pek çok araştırmacı tarafından kanserde kemopreventif özelliğini gösteren çalışmalar yayınlanmıştır. Siyalik asit, tüm vücutta yaygın olarak bulunan glikolipidlerin, glikoproteinlerin, türev oligo ve polisakkaridlerin yapısında yer alan bir aminoşekerdir. Hidrofılik yapıda ve güçlü asidik özelliktedir. Siyalik asitin enzimatik hidrolizini katalizleyen siyalidazlar lizozomda yer alan hidrolitik enzimlerdir. Siyalidaz ve siyalik asit bir çok kanser tipinde artar. Kemoterapinin etkinliğinin takibinde ve cerrahi sonrası nüksün izlenmesinde hassas parametrelerdir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deney Hayvanları Araştırma ve Üretim Laboratuvarında üretilen 45 adet Balb/C türü erkek fareler iki deney ve bir kontrol grubu olmak üzere 15'lik bireyler halinde üç gruba ayrıldı. Birinci deney grubunu oluşturan farelere intraperitoneal olarak Erlich Asit tümörü pasajı yapıldı. Bu farelere sakrifikasyon gününe kadar, taze olarak hazırlanan curcumin günlük 75 mg/kg'dan verildi. İkinci deney grubunu oluşturan farelere yine intraperitoneal olarak Erlich Asit tümörü pasajı yapıldı ve bu farelere sadece susam yağı yedirildi. Kontrol grubunu oluşturan farelere ise intraperitoneal olarak 0.5 cc serum fizyolojik verildi. Kontrol grubundaki farelere ise yine sadece susam yağı yedirildi. Çalışmamızda EAT oluşturulan her 2 grupta total serum siyalik asit ve siyalidaz düzeylerini başlangıçtaki değerlere göre anlamlı olarak arttığını bulduk. Curcumin ile beslenen EAT'li grupta total serum siyalik asit ve siyalidaz akti vitesini sadece susam yağı ile beslenen kanserli farelere oranla anlamlı olarak düşük bulduk. Curcumin ile beslenen EAT'li grupta periton mayideki siyalidaz aktivitesi ve siyalik asit seviyelerini de anlamlı olarak düşük bulduk. Curcumin ile beslenen kanserli grupta yaşam süresi ortalama 7.8 gün uzadığını gördük. Sonuç olarak; Çalışmamızda EAT'li farelerde serum ve doku siyalik asit ile siyalidaz düzeylerindeki değişiklikler sonucu, curcuminin etkin bir kemopreventif molekül olduğunu gösterdik. 60
Özet (Çeviri)
Curcurnin (diferuoyl methane), rhizome of the plant Curcuma Longa is commonly called turmeric. It has been used for centuries as a spice and coloring agent in India. Recently anti-oxidant and anti-inflammatory properties have been discovered by investigators. Many animal studies have shown that curcurnin is an effective deterrent to chemically induced neoplasia by several structurally unrelated carcinogens, suggesting that it could have been an effective dietary chemo-preventive agent in human being. Sialic acids are terminal sugar components of the oligosaccharide chains of glycoproteins and glycolipids, many of which are important components of cell membranes. Acidic structure and hydrophilic nature of the sialic acids represent significant properties. Sialidases catalyze the enzymatic hydrolyses of sialic acids, are localized in lizozomes. The sialidase activity and the sialic acid serum and tissue levels both increase in neoplasia. Diagnosis of certain neoplasia and chemotherapy follow-up are sensitively monitored by sialic acid levels. 45 Balb/C male mice were seperated into three groups equally. EAT were passaged to first and second groups. First group fed with 75 mg/kg daily curcurnin until the sacrification date. Second group fed with sesame oil, and third group was the control group without tumour. Both of the EAT injected groups had significantly elevated sialic acid and sialidase levels. But the curcurnin fed group had significantly lower sialic acid and sialidase levels comparing to non-curcumin fed EAT group. Curcurnin fed tumour bearing mice lived 7.8 day longer according to other EAT group. Conclusion; We claimed and proved that curcurnin is an effective anti-carcinogenic agent due to decreased levels of, well-known cancer markers, both serum and tissue sialic acid levels and sialidase activity in EAT bearing mice. 61
Benzer Tezler
- Akciğer kanserli hastalarda beta-fibrinojen -455 G/A ve anjiyotensin dönüştürücü enzim I/D gen polimorfizmlerinin incelenmesi
The investigation of beta-fibrinogen -455G/Aand angiotensin converting enzyme I/D gene polymorphisms in patients with lung cancer
HAMİT HAKAN ALP
Doktora
Türkçe
2012
BiyokimyaAtatürk ÜniversitesiTıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
PROF. DR. F. ZUHAL UMUDUM
- Küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarında kilo kaybında adipokinlerin rolü ve sistemik inflamasyonla ilişkisi
The role of adipokines in weight loss and their relation with systemic inflammation in non-small cell lung cancer patients
ŞULE TAŞ GÜLEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Göğüs HastalıklarıAdnan Menderes ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİSUN KARADAĞ
- Solid tümörlü hastaların kanında görülen koagülasyon anormallikleri
Coagulation abnormalities in the wood of patients with solid tumors
DİLEK OBA
- Akciğer kanserli olgularda tromboz ve profilaktik varfarin tedavisinin etkinliği
Thrombosis in patients with lung cancer the effectiveness of warfarin prophylaxis
ABDULLAH ÇİFTÇİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
Göğüs HastalıklarıTrakya ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ. GÜNDENİZ ALTIAY
- Akciğer kanserli hastalarda fibulin-2 geninin araştırılması
The investigation of fibulin-2 gene in patients with lung cancer
MUKADDES AVŞAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Genetikİstanbul ÜniversitesiTemel Onkoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HÜLYA YAZICI