Geri Dön

Multiple myeloma hastalarında böbrek yetersizliği sıklığı ve klinik seyre etkileri

The Prevalance of the renal failure in multiple myeloma patients and affects to the clinic course

  1. Tez No: 118493
  2. Yazar: MURAT TANER GÜLŞEN
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. SEVGİ KALAYOĞLU BEŞIŞIK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Hematoloji, Nefroloji, Onkoloji, Hematology, Nephrology, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 33

Özet

Böbrek yetersizliği olan grupta ise 3 yıllık genel sağkalım süresinin daha kısa olduğu (%59'a karşılık %79) belirlendi. 7. ÖZET Plazma hücresi ile ilgili hastalıklarda böbrek tutulumu asemptomatik proteinüri, nefrotik sendrom ve akut ya da kronik olabilen böbrek yetersizliğini kapsamaktadır. Multipl myeloma (MM) genellikle tam ya da tam olmayan monoklonal immunglobulin üretiminde bulunan klonal plazma hücrelerinin çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Paraprotein varlığı, kemik iliği yetersizliği, osteolitik ya da yaygın osteoporoz ya da her ikisinin birlikte varlığı, nadiren de osteosklerotik kemik lezyonları, hiperkalsemi, böbrek hastalığı ve hiperviskozite sendromu hastalığın başlıca bulgularını oluşturmaktadır. MM'da tanı anında veya tanıdan hemen sonra değişik derecelerde böbrek işlev bozukluğu olguların yarısından fazlasında olmak üzere görülmektedir. Böbrek işlevinde bozulma çoğu olguda dehidratasyon, infeksiyon, hiperkalsemi ve ilaçların nefrotoksik etkilerinin birlikte etkimesi sonucu gerçekleşmektedir Literatürde böbrek yetersizliği ve MM birlikteliğini kapsayan çeşitli yönlerle iyi değerlendirilmiş fazla sayıda çalışma yoktur. Bu bilgilere dayanarak MM tanısı konmuş hastaların tanı konduğu sırada MM ile ilgili bilgilerin belirlenmesi ile birlikte böbrek işlev bozukluğu varlığı, diyaliz gereksinimi ye böbrek işlev bozukluğunun geri dönüşümlü olup olmadığının belirlenmesi, hastalığın tedaviye yanıtı ve yanıtın özellikle böbrek işlev bozukluğu olan hastalarla böbrek işlev bozukluğu olmayan hasta gruplarının yanıtı ile karşılaştırılması, tanı sırasında böbrek işlev bozukluğu varlığının genel sağkalıma etkisinin araştırılması amaç edinildi. Çalışmaya İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalında değişik bilim dallarına farklı ön tanılarla yatırılmış multipl myeloma tanısı konmuş hastalar dahil edildi. Çalışmada hastaların klinik ve laboratuar bulguları, ilk tedaviye yanıt durumu ve sağkalım süreleri retrospektif olarak değerlendirildi Tedavi altında ya da yanıt elde edilmiş iken hastalarda progresyon ya da nüks zamanı belirlendi. 28Toplam sağkalım süresi açısından, takipleri sürmekte olan hastaların tanı konduğu günden son görülme tarihine kadar ya da ölüm tarihine kadar geçen süre belirlendi. Takipten çıkan hastaların ise son muayene tarihleri yazılarak toplam takip edilme süreleri kaydedildi. Hastalara MM tanısı konulduğu günden itibaren vefat ettiği ya da halen takip edildiği güne dek geçen süreler yaşam analizi, karşılaştırma testleri ve sıklık hesaplama testleri (Ki-kare, t-testi, Kaplan-Meier ve cox regresyon testleri) kullanılarak değerlendirildi. Literatür ile uyumlu olarak hastalar sıklıkla ileri yaş grubunda (ortanca yaş: 58, 35-85 yaşları arasında) olup hastalık erkeklerde daha sık (%60) idi. MM tanısı konduğu sırada böbrek yetersizliği birlikteliği hemen hemen hastaların yarısına yakın sıklıkta (%42.8) saptandı. Beklenen bir bulgu olarak en sık rastlanılan paraprotein tipi IgG (%70.3) ikinci sıklıkta IgA (%27.5) oldu. Hafif zincir olarak X hafif zinciri k hafif zincirine göre daha sık saptandı (%59'a karşılık %41). Böbrek yetersizliği olan hastalarda paraprotein tipi sıklığı böbrek yetersizliği olmayan hastalarla karşılaştırıldığında farklı bulunmadı. Tanı konduğu sırada böbrek yetersizliği olan hastalar da dahil olmak üzere hastaların çoğunluğu (%68) ileri evrede idi. Kemik lezyonu açısından karşılaştırıldığında böbrek yetersizliği olan ve olmayan hastalar arasında fark olmadığı belirlendi. Anemi derecesi böbrek yetersizliği olan grupta daha ağır bulundu. Başlıca kötü prognostik faktör olan serum LDH düzeyinde yükselme ile ilişkili olarak iki grup arasında fark yoktu. Böbrek biyopsisi preperatlarında literatür ile uyumlu olarak hastaların çoğunda (%91) silindir nefropatisi tespit edildi. Tedavi tipi olarak en sık melfalan-prednizolon protokolünün seçildiği belirlendi. Her iki grupta tam yanıt oranının %20, kısmi yanıt oranının % 50 olduğu saptandı. Böbrek yetersizliği olan grupta genel yanıt oranı daha az bulundu; bu grupta hastaların hemen yarısında hemodiyaliz gereksinimi oldu. Hemodiyaliz gereksiniminin sürekliliği retrospektif toplanan verilerin yetersizliği nedeni ile netleştirilemedi. Genel sağkalım süresi 3 yıl için %69 olarak bulundu. Bu süre kadınlarda ve böbrek yetersizliği olan grupta daha kısa bulundu. 29

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Kronik böbrek yetmezliği hastalarında hemodiyaliz girişi için oluşturulan kalıcı damar yollarının açık kalma sürelerinin belirlenmesi ve bu süreye etkisi olan faktörlerin araştırılması

    Determining the surveys of long term intravenous access that are formed for hemodialysis at the chronic renal failure patients and searching factorcs that affect these surveys

    ÖZDEM KAVRAZ TOMAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NefrolojiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞÜKRÜ ULUSOY

  2. Multipl myelom hastalarında floresan in situ hibridizasyon yöntemi ile delesyon 13 sıklığının belirlenmesi

    Detection of 13th chromosome deletion frequency by fluorescent in situ hybridization method in patients with multiple myeloma

    YUSUF COŞKUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    HematolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. GÜVEN ÇETİN

  3. Yeni tanılı multipl myelom hastalarında gelişen nefropatinin podositüri ile ilişkisi ve tedaviye yanıtının değerlendirilmesi

    The relationship between nephropathy which is developped in newly diagnosed multiple myeloma patients and podocyturia and evaluation of it's response to treatment

    TOLGA KUZU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    NefrolojiÇukurova Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAİME PAYDAŞ

  4. Multipl miyelomlu hastalarda böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi

    The assessment of renal function in patients with multiple myeloma

    OSMAN ERİNÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MELİHA NALÇACI

  5. Multiple myeloma etyopatogenezinde Hepatit C virüsü

    Multiple myeloma etiopathogynezis Hepatitis C viruses

    SERPİL BÜLBÜL SAĞLAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Hematolojiİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVGİ KALAYOĞLU BEŞIŞIK