Böbrek transplantasyonunda kardiyovasküler hastalıklar ve risk faktörleri
Cardiovascular diseases and risk factors in renal transplantation
- Tez No: 118517
- Danışmanlar: DOÇ.DR. SÜHEYLA APAYDIN GÜVEN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Nefroloji, Cardiology, Nephrology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 79
Özet
61 ÖZET Böbrek transplantasyonu hasta yaşam süresini en çok uzatan son dönem böbrek yetmezliğini tedavisidir. Son 20 yıldaki ilerlemelere bağlı olarak enfeksiyon hastalıklarının sıklığı azalırken günümüzde kardiyovasküler hastalıklar en önemli ölüm nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Avrupa' dan elde edilen verilere göre kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm % 36 olarak görülürken bazı çalışmlarada % 50 ye kadar çıkmaktadır. Böbrek transplant hastalarında kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler normal populasyondan daha fazladır. Hipertansiyon, sigara içmek, hiperlipidemi, cinsiyet, yaş, diabetes mellitus, menapoz, fiziksel inaktivite, yüksek kreatinin düzeyi, sol ventrikül hipertrofisi, proteinüri, aile öyküsü, alkol alımı, yüksek paratiroid hormon düzeyi, hiperfosfatemi, uzun hemodiyaliz süresi, immunosupresif tedavi ve kronik allograft nefropatisi böbrek transplantasyonundan sonra ortaya çıkan kardiyovasküler hastalıklara doğrudan veya dolaylı olarak etki eden faktörlerdir. Bu çalışmada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi transplantasyon servisinde 14 yıllık bir sürede (1986-2000 yıllan arasında) böbrek nakli yapılan ve en az bir yıl takip edilen 174 böbrek transplant alıcısında geriye dönük olarak kardiyovasküler hastalık sıklığı araştırıldı. Böbrek transplantasyonundan sonra ortaya çıkan kardiyovasküler hastalıkların için cins, yaş, sigara içmek, transplantasyon öncesi hiperlipidemi, sol ventrikül hipertrofisi, ilk renal replasman tedavisinin süresi, başlangıç immunosupresif tedavisi, hipertansiyon, hiperlipidemi, posttransplant diabetes mellitus (PTDM), kilo alma gibi olası risk etmenleri ve etmenlerin allograft ve hasta sağkalımına etkileri ayrıca değerlendirildi.62 Hastalarda altta yatan hastalık, diyaliz süresi, hipertansiyon, hiperlipidemi, sigara içimi, sol ventrikül hipertrofisi, iskemik kalb hastalığı, kapak hastalığı, serebrovasküler hastalık ve periferik damar hastalığı araştırıldı. Verici kaynağı, yaş ve cinsi kaydedildi. Böbrek transplantasyonundan sonra donor kaynağı, kan basıncı ölçümü, immunosupresif tedavi, hipertansiyon, hiperlipidemi, sigara içimi, proteinüri, post transplant diabetes mellitus, ortalama ve birinci yıl kreatinini, sol ventrikül hipertrofisi, iskemik kalb hastalığı, kapak hastalığı, serebrovasküler hastalık, periferik damar hastalığı ve kronik allogreft nefropati varlığı araştırılarak kaydedildi. Bu veriler bilgisayara kaydedilerek SPSS10.0 programı ile Student t testi, ki- kare testi ile değişkenler karşılaştırıldı. Olası risk faktörlerinin (yaş, ortalama ağırlık, hemodiyaliz süresi, ortalama kreatinin, ortalama sistolik ve diastolik kan basıncı, ortalama ürik asid, ortalama total kolesterol, ortalama trigliserit, ortalama HDL, ortalama LDL) kardiyovasküler hastalık gelişimine etkisi lojistik regresyon analizi, allogreft ve hasta sağkalımları Kaplan-Meier sürvi analizi ve risk faktörleri varlığının allogreft ve hasta sağkalımlarına etkisi log. rank ile hesaplandı. Haziran 1986- Mayıs 2000 tarihleri arasında canlı veya kadavra vericiden böbrek nakli yapılan, başlangıç immunosupresif tedavisi olarak azatiyoprin ve prednizolon (ikili tedavi) veya azatiyoprin, prednizolon ve siklosporin A (üçlü tedavi) verilen 174 alıcı çalışmaya alınmıştır. Ortalama yaş 30.9+9.3; kadın/erkek oranı: 43 / 131; kadavra / canlı donor: 32 / 142; ortalama diyaliz süresi: 20 + 23.8 ay idi. Alıcıların 18 inde (% 10,4) böbrek transplantasyonundan 1-13 yıl sonra (medyan 4 yıl) kardiyovasküler hastalık gelişti. Alıcıların 3 tanesinde birden fazla kardiyovasküler hastalık saptandı.63 Kardiyovasküler (KVH) hastalık gelişen ve gelişmeyen alıcılar karşılaştırıldığında ise KVH gelişenlerin daha yaşlı (38,3±10,8 karşılık 29,5±8,7 p: 0.000) olduğu daha uzun süre hemodiyaliz tedavisi gördüğü (37.5±45,8 karşılık 18±18,7 ay), sol ventrikül hipertrofisi sıklığının daha fazla olduğu (% 50 ye karşılık % 31, p:0.04) görüldü. Ortalama HDL düzeyleri her iki grupta da normal sınırlarda olmakla beraber KVH lı grupta daha düşük değerdeydi (57±10 mg/dl karşılık 68±26 mg/dl). Kırk yaşın üstündeki alıcılara bakıldığında bu grupta kardiyovasküler hastalık 40 yaşın altındakilere göre daha fazla saptandı (%40 karşılık % 6,8, p. 0.001). Kardiyovasküler hastalık saptanan alıcılarda cinsiyet açısından bir fark yoktu. Kardiyovasküler hastalığı olan ve olmayanlar arasında 2, 3 ve 5 yıllık greft sağkalımı farklı bulunmadı ( 5 yıllık sağkalım % 84 e karşılık % 78.3). Kardiyovasküler hastalığı olanlarda mortalite sıklığı olmayanlara göre daha yüksek olarak görüldü ( % 33 e karşılık % 12,8). Sigara içenlerde, böbrek naklinden sonra şişmanlayanlarda, hiperlipidemisi olanlarda, böbrek transplantasyonundan sonra diabetes mellitus gelişenlerde (PTDM) ve proteinürisi olanlarda kardiyovasküler hastalık sıklığı artmamamıştı Alıcıların % 77 si hipertansiyonlu idi. Alıcıların % 23 ünde poliklinik izleme süresince kan basıncı normal sınırlarda bulundu. % 45 inde antihipertansif tedavi ile kontrol altına alınmış kan basıncı yüksekliği saptandı. Yüzde otuz iki alıcıda ise antihipertansif tedaviye rağmen kan basıncının normal sınırlarda tutulamadığı görüldü. Hipertansiyonu olan alıcılarda (% 12), olmayanlara göre (% 3) daha sık KVH geliştiği görülmesine rağmen istatistiksel olarak anlamlı bir fark elde edilemedi (p: 0.2).64 Kan basıncı iyi kontrol edilen alıcılar ile iyi kontrol edilemeyen alıcılar karşılaştırıldığında yaş, hemodiyaliz süresi, ortalama kreatinin değerleri arasında fark bulunamadı, ancak allogreft sağkalımı kötü kan basıncı kontrolü olanlarda azalmış olarak bulundu Şişmanlık, PTDM ve hiperlipidemi allograft sağkalımını etkilememişti. Birinci yıl kreatinin değeri ve ortalama kreatinin değeri 1,5 mg/ di nin altında olan ve olmayan alıcılarda kardiyovasküler hastalık sıklığı değişmemişti. Ortalama kreatinin değeri ve birinci yıl kreatinin değeri 1,5 üzerinde seyreden alıcılarda beklenildiği gibi allograft sağkalım süresi kısalmıştı. Proteinüri olan hastaların allograft sağkalımları incelendiğinde 5 yıllık sağkalımın anlamlı şekilde azaldığı görüldü. Alıcıların 47 si (% 27) başlangıç immunosupresif tedavi olarak ikili tedavi, 127 si (% 73) üçlü tedavi altındaydı. Başlangıç immunosupresif tedaviye göre KVH gelişimi açısından fark bulunmadı. İmmunosupresif tedavinin allograft sağkalımını etkilemediği gösterildi. Sikloporin A içeren tedavi alanlarda hipertansiyon sıktı. Ayrıca kontrolsüz kan basıncını olan alıcıların çoğu üçlü tedavi altındaydı. Siklosporin A içeren üçlü tedaviyi alan alıcılarda hiperlipidemi sıklığı ikili tedaviye göre daha fazlaydı Kardiyovasküler hastalık etkisi gelişmesine etkili olan sürekli değişkenler (yaş, ortalama ağırlık, hemodiyaliz süresi, ortalama kreatinin, ortalama sistolik ve diastolik kan basıncı, ortalama ürik asit, ortalama total kolesterol, ortalama trigliserit, ortalama HDL, ortalama LDL) lojistik regresyon analizi ile değerlendiriliğinde yaş (r.0,3, p:0.02) hemodiyaliz süresi (r:0,4, p:0.001) ve ortalama kreatinin düzeyinin (r.0.4, p:0.007) kardiyovasküler hastalık ile ilişkili olduğu saptandı65 Enfeksiyon ve kardiyovasküler hastalıklar en sık mortalite nedenleri olarak bulundu. Genel olarak tüm alıcılarda allogreft sağkalımına bakıldığında ise 2 yıllık sağkalım % 92,3, 3 yıllık sağkalım % 87,3 ve 5 yıllık sağkalım % 79 olarak bulundu. Sonuç olarak, hemodiyalizde bekleme süresinin kısaltılması ve etkili hemodiyaliz yapılması; böbrek naklinden sonra uygun immunosupresyon, iyi kan basıncı kontrolü gibi kontrol edilebilen ve değiştirilebilen faktörlerin allogreft sağkalımını ve kardiyovasküler morbidite ve mortaliteyi azaltabileceği düşünüldü.
Özet (Çeviri)
66 SUMMARY Because of its superiority in prolonging the survival of patients with end-stage renal failure, renal transplantation has becoming the most preferred modality for renal replacement therapy. Contrary to the past 20 years when infection was the most drawback in renal transplant patients, cardiovascular disease is the most leading cause of death in these patients, nowadays. While in Europe the estimated mortality due to cardiovascular disease in renal transplant patients is 36 %, this figure has been shown elsewhere to be above 50 %. Furthermore; It has been shown that mortality due to cardiovascular disease in renal transplant patients is higher than in general population. Hypertension, smoking, hyperlipidemia, sex, age, obesity, diabetes mellitus, menopause, physical inactivity, high creatinine level, left venticular hypertrophy (LVH), proteinuria, family history, alcohol intake, high parathyroid hormone level, hyperphosphatemia, immunosuppressive therapy, hyperhomocysteinemia, long dialysis period and chronic allograft nephropathy are among the factors believed to play either direct or indirect role in posttransplant cardiovascular disease. In our retrospective study which included 174 renal transplant patients that were followed for a period of 14 years, we not only aimed to investigate the role played by these factors in the development of posttransplant cardiovascular disease but the effects of the resulted cardiovascular disease on patient and graft survival were studied as well. Recipient's pretransplant recorded parameters: History and physical examination, age, sex, weight, primary disease, HD/CAPD period, hypertension, hyperlipidemia, smoking, ischemic heart disease (ECG and / or thalium scintigraphy),67 telecardiography, LVH (ECG and / or echocardiography), valvular heart disease (echocardiography), cerebrovascular disease (cranial CT and MRI), peripheric vascular disease (Doppler USG). Donor's pretransplant recorded parameters: cadaver or living, age, hypertension and sex. Recipient's posttransplant recorded parameters: History and physical examination, primary disease, sex, donor (cadaver / living), age and date of transplantation, weight gain, smoking, immunosuppressive therapy, hypertension, hyperlipidemia, proteinuria, posttransplant diabetes mellitus (PTDM), mean creatinine level at first year, ishemic heart disease (thalium scintigraphy and / or ECG), telecardiography, LVH (ECG and / or echocardiography), valvular heart disease (echocardiography), cerebrovascular disease (cranial CTand MRI), peripheric vascular disease (Doppler USG) and chronic transplant nephropathy, Patients' characteristics and results: Mean age (year): 30.4±9.3; female / male: 43/131; donor (cadaver / living): 32/142; mean HD/CAPD period (month): 20±23.8; 16 % pretransplant hypertriglyceridemia, 19 % pretransplant hypercholesterolemia, 28 % unknown; pretransplant ECG: 57 patients LVH, 6 patients ischemia and 4 patients arrhythmia; pretransplant telecardiography: 44 patients cardiomegaly; pretransplant echocardiograpyhy ( in 20 patients only ): 8 patients LVH, 1 patient low ejection fraction (< 40 %); smoking: 64 patients were smokers, 13 patients were unknown; chronic glomerular nephritis (44 patients) was the most common seen primary disease, however; primary disease was unknown in 58 patients; initial immunosuppressive therapy (number): 47 patients: 2,127 patients 3.18 (10.4 %) of 174 patients found to have posttransplant cardiovascular disease were: 8 patients68 ischemic heart disease, 4 patients heart failure, 2 patients acquired valvular heart disease, 4 patients thromboembolic events and 3 patients occlusive peripheric vascular disease (we found more than one type of cardiovascular disease in three patients). Compared to other patients in the group in an agewise manner, they were older ( 38.3±10.8 against 29.5±8.7 years, p=0.000), spent long time in dialysis (37.54±5.8 against18+18.7 months, p= 0.000), had more incidence of LVH (50% against 31 %, p=0.04), had more mean weight (69±9 against 63. ±812 kg, p=0.03), high mortality rate was observed (33% against 12%, p=0.000), possessed low HDL- C (57±10 against 68±26 mg/dl, p=0.01) and hypertension was more common (50 % against 30 %, p=0.04). No graft survival difference was observed between the two groups. Obese patients had high mean of both diastolic and systolic blood pressure and high fasting blood sugar level. The incidence and severity of hypertension were high in those patients with graft dysfunction (creatinine > 1.5 mg /dl). Hypertension was more common in those patients treated with immunosuppressive therapy which included cyclosporine. We could not observe any difference in hypertension between those patients died of cardiovascular disease and the rest in the group. Posttransplant one year allograft survival was 77%; there was 33 % of allograft dysfunction without any clear reason. During a period of 5 years follow up there was a poor outcome in graft survival (63.9 % against 91.3%, p=0.0001) in those patients with mean creatinine level of >1.5 mg /dl. After a period of 5 years follow up proteinuria was noted to have a negative effect on graft survival (64% against 89%, p=0.002). 8 (27.5 %) of 29 patients which returned back to hemodialysis died. 2'nd, 3'rd and 5'th year total graft survival in all patients were 92.3 %, 87.3 % and 79 % respectively.69 The incidence of posttransplant hyperlipidemia (PTHL) was found to be 44 % and most of the increased cholesterol was total cholesterol. Sex and weight gain were not seen to have influence in hyperlipidemia. High level of lipid was observed in those patients treated with cyclosporine. Nevertheless; hyperlipidemia was not seen to influence chronic rejection. Posttransplant diabetes mellitus (PTDM): We found the incidence of PTDM to be 10.5 %. We could not statistically find any significant predilection of hypertension, sex, proteinuria, PTDM, smoking, obesity and PTHL for posttransplant cardiovascular disease. Besides; patients found to have LVH didn't spend long time in dialysis. Compared with many studies, the low incidence of cardiovascular disease in our study probable is due to the fact that our group consists mostly of nondiabetic young patients. According to TEKHARF study done by Onat et al the prevalence of cardiovascular disease in Turkey is 3.8 % and the highest prevalence is between 60 and 69 year (14.2 %). In our study the highest prevalence was found in those patients who were above 40 years old (40 % against 6.8%, p=0.001). Last but not least, pretransplant control of hypertension, anemia, fluid intake, doing effective dialysis, selection of renal transplantation as a replacement therapy at young age (can be speeded up by providing more cadaver) and posttransplant good immunotherapy selection could reduce LVH and premature atherosclerosis. Accordingly; graft and patient survival could be positively affected.
Benzer Tezler
- Böbrek transplantasyonunda 24 saatlik kan basıncı monitorizasyonu
Ambulatory blood pressure monitoring in renal transplantation
ÖMER BAŞAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Nefrolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SÜHEYLA GÜVEN APAYDIN
- Böbrek transplantasyonunun kan basıncı üzerine etkisinin 24 saatlik kan basıncı monitörizasyonu ile değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
GÜLİZAR MANGA
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2001
Nefrolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYDIN TÜRKMEN
- Böbrek transplantasyonunun arteriyel sertlik ve sol ventrikül hipertrofisine etkisi.
The effects for renal transplantation on arterial stiffness and left ventricular hypertrophy in patients with end-stage renal disease.
REYHAN CALAYOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
NefrolojiAnkara Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KENAN KEVEN
- Renal transplantasyonlu hastalarda epikardiyal yağ dokusu ile serum YKL-40 düzeyinin kardiyovasküler hastalıkla olan ilişkisinin değerlendirilmesi
'evaluation of the relationship of epicardial fat tissue and serum YKL-40 level with cardiovascular disease in patients with renal transplantation'
EBRU ŞEVVAL ÖZTÜFEKÇİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BÜLENT TOKGÖZ
- Böbrek transplantasyonunda iki kalsinörin inhibitörünün karşılaştırılması
Comparison of two calcineurin inhibitors in renal transplantation
SERKAN KUBİLAY KOÇ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
Nefrolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. SÜHEYLA GÜVEN APAYDIN