Hafif ve orta şiddetteki KOAH hastalarında uzun etkili beta-2 agonistlerden formoterolün kardiak etkileri
Cardiac effects of formoterol long active Beta-2 agonist in patients with mild and moderate COPD
- Tez No: 118554
- Danışmanlar: DR. BURHAN BEDİR, DR. İSKENDER DİK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2002
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: SSK İstanbul Eğitim Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
ÖZET KOAH'da astım gibi hava yolu obstrüksiyonu ile karakterizedir ve her ikisinde de kronik persistant bir inflamatuar proçes vardır. Yapılan araştırmalar ile klinik tanısı KOAH olan hastaların %30'da hava yolu obstrüksiyonunun reversibl olduğu ve bronşlardaki tıkanıklığın reversibilitesi temel alınarak KOAH ve astımın birbirinden ayırt edilemeyeceği gösterilmiştir. KOAH'ta reversibilitenin derecesine bağlı olarak bronkodilatatörlere yanıtla oluşan akım hızlarındaki değişimler astıma göre daha azdır. Ancak KOAH'ta bronkodilatatör tedavi ile spirometrik ölçümlerde belirgin bir değişiklik gözlenmeksizin sübjektif semptomlarda düzelme ve maksimum egzersiz kapasitesinde artışlar saptanabilir. KOAH'ta sınırlı reversibiliteye karşın tedavide bronkodilatatör ilaçların kullanımı esastır. KOAH'a bağlı solunum yetmezliği olan hastalarda kardiak aritmiler mutattır. Bu hastalarda birçok neden aritmojenik olabilir. Bunlar; hipoksemi, hiperkapni, asit-baz dengesizliği ve &2-agonist kullanımıdır. B2-agonistlerle yapılan tedavilerde kardiak yan etkilerin gözlendiği birçok raporda yer almıştır. Daha önceden kardiyak aritmisi ve hipoksemisi (PaO250%'deki KOAH hastalarında formoterolün kardiyak açıdan yan etkilerini araştırmak için 24-stabil KOAH hastasını çalışmaya aldık. Çalışmadan bir hafta önce tüm oral bronkodilatatör ilaçlar kesildi. Kısa etkili inhaler bronkodilatatör ilaçlar en az 12 saat önce, uzun etkili inhaler bronkodilatatör ilaçlar ise en az 24 saat önce kesildi. Hastaların hiçbirisine tüm çalışma esnasında solunumu rahatlatmak için kurtarıcı tedavi verilmedi. Hastalar hastaneye yatırılarak gözlem altına alındı. Her hastaya çalışmaya başlamadan önce solunum fonksiyon testi yapıldı. Hastaya 3 gün boyunca; sırasıyla 1. gün plasebo formoterol, 2. gün 12 ugr inhaler formoterol ve 3. gün 2x1 dozunda toplam 24 ugr inhaler formoterol uygulandı. Hastalara birinci günden başlamak kaydıyla her gün arter kan gazı analizi yapıldı. Ayrıca hastalara bu üç gün boyunca her gün için ayrı olmak üzere ilaç uygulandıktan sonra hemen 24 saatlik ritim holter takibi yapıldı. Bu 3 gün boyunca elde edilen holter EKG kayıtlarının sonuçlan kendi aralarında kıyaslandı. Hastalara yine birinci günün başında, birinci günün sonunda, ikinci günün sonunda ve üçüncü günün sonunda olmak üzere Na+ ve K+ takibi yapıldı. Çalışma sonunda 12 ve 24 ugr inhaler formoterolün, plaseboya göre kıyaslandığında doz artışına bağlı olarak serum potasyum düzeyinde anlamlı derecede azalma yapmasına rağmen, plaseboya göre; 12 ugr formoterol ile 24 ugr formoterol kıyaslandığında her iki dozda da atrial erken atım ve total aritmi sayısında (atrial erken atım + ventriküler erken atım) anlamlı bir değişiklik yapmazken ventriküler erken atım sayısında anlamlı derecede azalma tespit edildi. 59Plasebo verildiği güne göre 12 pgr formoterol verildiği gün Pa02'de anlamlı değişiklik olmazken, plasebo verildiği güne göre 24 pgr formoterol verildiği gün Pa02 düzeyinde anlamlı bir düşme olmuştur. Yine 24 pgr formoterol verildiği gün 12 pgr formoterol verildiği güne göre Pa02 düzeyinde anlamlı bir düşme oldu (p>0,05). Ancak 24 ugr formoterol verildikten sonra 12 pgr formoterol verildiği güne kıyasla ventriküler erken atım, atrial erken atım ve toplam aritmi sayısında istatistiksel açıdan anlamlı bir değişme olmamıştır (P>0,05). 24 pgr formoterol verildikten sonra 12 pgr formoterol verilmesine göre serum K+ düzeyinde istatistiksel açıdan anlamlı derecede düşme olmasına rağmen aritmi sayısında anlamlı bir değişiklik yapmamıştır. Bulduğumuz sonuca göre hafif ve orta şiddetteki, ciddi hipoksemisi olmayan, kardiyak açıdan stabil KOAH hastalarında 12 pgr ile 24 pgr formoterol kullanımının istatistiksel açıdan serum K* düzeyini doza bağlı olarak azaltmalarına karşın, kardiyak aritmileri arttırmadığını tespit ettik. Aksine ventriküler aritmi sayısında plaseboya kıyasla istatistiksel açıdan anlamlı bir azalma tespit edildi. Bu bulgularımız ışığında hafif ve orta şiddetteki, ağır hipoksemisi olmayan, kardiak açıdan stabil KOAH hastalarında 12 pgr formoterol ile 24 pgr formoterolün,doza bağımlı olarak serum potasyum düzeyinde anlamlı düşmeye neden olmasına rağmen kardiyak açıdan güvenilir olduğunu düşünmekteyiz. 60
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Koah hastalarında QUT ile spinal kemik mineral yoğunluğunun değerlendirilmesi
The evaluation of bone mineral density in patients chroc obstructive pulmonary disease with QUT
MURAT ALTUNAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ BALCI
- Kronik obstruktif akciğer hastalığı ( KOAH) olan hastalarda pulmoner rehabilitasyon programının yaşam kalitesi, c-reaktif protein (CRP) ve solunum fonksiyonlarına etkinliği
The effects of pulmonary rehabilitation on quality of life, serum CRP levels and pulmonary function tests in patients with COPD
ŞULE ÇİLEKAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Göğüs HastalıklarıSelçuk ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİKRET KANAT
- Kronik obstrüktif akciğer hastalığı alevlenmesinde solunum kaslarının sonografik olarak incelenmesi ve alevlenmenin klinik şiddeti ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Sonographic examination of respiratory muscles at chronic obstructive lung disease exacerbation and evaluation of the relationship wi̇th the clinical severi̇ty of exacerbati̇on
SEMİHA AKBULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Radyoloji ve Nükleer TıpBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZELİHA COŞGUN
- KOAH akut alevlenmelerinde entegre pulmoner indeks (EPI) değerinin klinik ciddiyet ile korelasyonu
Correlation of integrated pulmonary index (EPI) value with clinical severity in copd acute exacerbations
FATMA NUR KARAARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLŞAH ÇIKRIKÇI IŞIK
- OSAS'lı hastalarda PAPP-a düzeyleri ve OSAS şiddeti ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Evaluation of the PAPP-A levels in OSAS patients and relationship between its severity
ALİ CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Göğüs HastalıklarıAbant İzzet Baysal ÜniversitesiGöğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEHRA YAŞAR