Geri Dön

Yugoslavya'da yayınlanan Türkçe yayınlar

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 12268
  2. Yazar: KERİM KARAGÖZ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. TAYFUN AKGÜNER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Gazetecilik, Journalism
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1991
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

SONUÇ VE ÖZET ikinci Balkan Savaşı 'nın sona ermesi aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu 'nun o dönemde Sırp Hırvat Sloven Krallığı olan bugünkü Yugoslavya topraklarını tamamen terk etmiş olması da demekti. Bu durum o zamana kadar egemen ulus statüsünde bulunan Türk ahalinin Yugoslavya da azınlık pozisyonuna düşmesine neden olmuştur. Azınlık pozisyonuna düşmek hayatlarını o topraklarında sürdürmek durumunda kalan Türkler için toplumsal, siyasi, ekono mik ve kültürel, eğitim - öğretim alanlarında son derece zor şartların ve sınırlı imkânların devreye girmesi anlamına gelmek tedir. Yenik düşen Osmanlı İmparatorluğu mensubu imajının zayıf lamasıyla birlikte Yugoslavya 'daki Türk azınlığın daha çok ekonomik açıdan bir ölçüde rahatlamasına ragmen, sayı itibariyle hiçte küçük bir topluluk olmamakla birlikte önemli bir gelişim gösterememiştir. Bu da herşeyden önce egemen ulusların yararlan dıkları bir sürü haktan mahrum kalmasından ileri gelmektedir. O dönemde Türkiye Cumhuriyeti 'nin henüz yeni kurulmuş olması, kendi sorunlarıyla uğraşmaktan dış Türklerle ve onların karşılaştıkları haksızlık ve baskılarla ilgilenecek durumda olmaması, pek doğal ki Krallık Yugoslavya 'sındaki Türklerin durumunun böyle sürüp gitmesinde başlıca etkenlerden biri olmuştur. Hatta Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyetin' de yürürlüğe koyduğu devrimlerin Yugoslavya Türklerine yansıması ' na da izin verilmemiş, bu devrimlerin en önemlisi ve kültürel bağların kopmamasında başlıca etkenlerden biri sayılan yeni Türk alfabesinin bile eski Osmanlıca'nın yerini alması önlenmiştir. Buna ragmen Yugoslavya Türkleri kendi ulusal kimliklerini aşırı bir erozyondan koruyabilmek amacıyla şartların ve imkânların sınırlı olması halinde bile kimi önemli sayılabile cek faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu faaliyetler arasında kuşku suz ki basın ve yayın alanındaki girişimleri son derece önemli bir yer almaktadır, öğle ki Yugoslavya Krallığı 'nın İkinci Dünya 37Savaşı ' na girdiği 1941' yılma kadar özellikle gazete yayımlama girişimlerinin hiç de az olmadığı görülmektedir. Herşeyden önce örgütlenebilecek bir aydın kitlesinin olmayışı ve maddi im kânsızlıklar yüzünden sürekli yayımlanamayan bu gazeteler Yugos lavya Türklerinin bu alanda daha önemli sayılabilecek bir varlık gösterebilmelerine gereken zemini yaratamamıştır. Fakat, bir ulusun ulusal kimliğinin korunmasında basının ne denli önemli bir rol oynadığı bilincinin aşılanmasını sağlamıştır. Bunu, daha uzun bir süre yaşatılamamalarına rağmen, o dönemde birçok gazetenin ardarda çıkmış olması iyice kanıtlamaktadır. Krallık Yugoslavya' sı döneminde bu alanda daha büyük bir varlık gösterememenin temelinde pek tabii ki 1924 ve 1936 göçlerinin de olumsuz etkisi olmuştur. İkinci Dünya Savaşı 'nın neredeyse bitimine kadar Türkiye'nin savaşa katılan taraflar karşısında kesin bir tavır koymamış olması, Yugoslavya Türklerine de önemli ölçüde yansımıştır. Bu belirsizlik içinde savaş yıllarında Yugoslavya'da Türkçe basın da en durgun dönemini yaşamıştır. Ancak Nazi Almanya ve müttefikle rinin artık önlenemeyecek bir şekilde bütün cephelerde savaşı kaybeden taraf durumuna düşmesi sonucu Yugoslavya 'daki faşist yanlısı grupların da bu kaderi paylaşmak zorunda kalmasıyla zaferin Yosip Broz Tito önderliğinde yürütülen Halk Kurtuluş Savaşı 'nm zafere ulaşması, Yugoslavya'da yaşayan bütün mağdur olmuş uluslar için yeni bir umut kaynağıydı. Bu da herşeyden önce Yugoslavya Kominist Partisi 'nin ulusallık sorununa adil bir çözüm vaat etmesinden ileri gelmekteydi. Partinin bu siyasetinin genel hatlarıyla uygulanması daha savaş sona ermeden başlamıştır. Bu politikanın ilk ürünü de basın olmuştur. Uluslar arasında eşitli ğin sağlanmasına basından yola çıkarak başlamak pek doğal ki bir rastlantı değil, toplumun her kesimine daha etkili olacak bir propaganda mekanizmasının oluşturulması amacının sonucudur. Buna rağmen eskiye kıyasla son derece önemli, ileriye doğru atılmış bir adımdır. Böylelikle İkinci Dünya Savaşı 'nın henüz sona ermediği 1944 yılının 23 aralık günü Yugoslavya'da ilk resmi Türkçe gazete yayın hayatına girmiştir. Hem de ilk resmi Make- 38donca yayınlanan“ Nova Makedoniya ”gazetesinden kısa bir süre sonra gazetenin adı“ Birlik ”tir ve bunun rastlantı olmadığı gibi, Türkler arasında birliğe değil yurt çapında kurulacak birliğe davet ettiği açıktır. Politik olarak ilk yıllarda müslüman Türk azınlığı gazetesi olarak yayınlanmış, daha sonraları Makedonya Halk Cephesi* nin organı olarak yayın hayatını sürdürmüştür. Yugoslavya Türklerine tanınan bir hak olmakla birlikte politika ve propaganda aracı Atatürk devrimlerine saygı anlamına da gelmektedir. Çünkü harf devrimi“ Birlik Gazetesi ”nin yayımlanmaya başlamasıyla resmen tanınmış sayılmaktadır.“ Birlik Gazetesi ”nde dönem donem değişik yayın politika larının, buna bağlı olarak da propagandaların yürütül düğüne tanık olmaktayız. Bu bir yandan devletin resmi politikasından kay naklanırken, diğer yandan da gazetenin başında bulunan şahısların uyguladıkları otosansür dozundan da kaynaklanmaktadır. Yugoslavya'nın Sovyetler Birliği 'nden, dolayısıyla da doğu blokundan kopmasına neden olan Tito - Stalin anlaşmazlığının son haddine ulaştığı 1948 ve bu anlaşmazlığın resmen açıklanması için gereken sürenin dayandığı 1949 yılına kadarki dönemde“ Birlik Gazetesi ”nde katı bir sansür uygulandığı kesindir. Bu dönemde resmi devlet politikasının dışına çıkmak sadece“Birlik Gazetesi”için değil, Yugoslavya'da yayımlanan tüm diğer gazeteler için de imkânsızdır. Bu dönemde onbeş günlük bir gazete olarak varlığını sürdüren, oysa bazen üç haftada bir, bazen de“ Yücel Teşkilatı Davası ”nin sürdüğü 20 - 25 ocak 1948 tarihleri arasında günlük yayımlanan“ Birlik Gazetesi ”tamamen yeni rejimin propagandası nı yapmıştır, örneğin, Türk ahalinin şiddetle karşı çıkmasına ragmen, kooperatifçiliğin Türkler tarafından seve seve kabul edilen bir uygulama olarak gösterildiği, Yücel Teşkilatı Davası öncesi ve sonrasında herhangi bir yorumun getirilmemesi, bir süre Moşa Piyade'nin başını çektiği Türkiye aleyhtarı politikanın gazete sayfalarında yürütülmesi bunun birkaç kanıtıdır. Türkiye ile ilişkilerin düzelmeye başladığı, oysa aynı zamanda önceki haksız politika ve baskılar sonucu yaratılan 39huzursuzluk nedeniyle Türkiye'ye göç etme arzusunun son haddini bulduğu ve göçün kitlevi bir şekilde sürdüğü yıllarda eski katı sansür politikasının biraz da olsa yumuşamasına rağmen, otosansü rün son derece katı olduğuna tanık olmaktayız. Bulgaristan Türklerine yapılan baskılardan söz edilirken, Yugoslavya Türkle rinin Türkiye'ye göçü ön plana çıkmamıştır. Son kitlevi göç kuşkusuz ki“ Birlik Gazetesi ”için olduğu gibi yayınlanmaya başlayan“ Pioner ”ve“ Tomurcuk ”dergilerinde olduğu gibi, başlatılan kitap yayıncılığına da son derece olumsuz etkide bulunmuştur. Zor şartlar altında yetişmiş olan sayıca sınırlı aydın kitlesinin çoğunluğunun o yıllarda göç etmesine ragmen“ Birlik Gazetesi ”de, çocuk dergileri de, kitaplar da yayın lanmaya devam etti. Aşağı yukarı yirmi yıl“ Birlik ”in başında bulunan ve bu görevini katı bir otosansür uygulayarak koruyan Şükrü Ramo'nun yerine Fahri Kaya'nın geçmesiyle artık haftalık gazete olarak yayınlanan“ Birlik ”te yeni, daha demokratik bir havanın estiği görülmektedir. Doğal olarak bunda Yugoslavya'daki genel politik hayatta görülen demokratik eğilimlerin payı büyük tür ; Ancak Fahri Kaya'nın“ Birlik ”Baş ve Sorumlu Yazarı olarak otosansürde daha ılımlı olması da“ Birlik ”in çehresinin önemli ölçüde değişmesine katkıda bulunmuştur. Buna o dönemde gazetede çalışan ve ulusal bilincinin güçlenmesi sonucu yazıla rıyla sansür ve otosansürü delmeye gayret sarfeden yazarların da katkıları olmuştur. Fahri Kaya'nın Baş ve Sorumlu yazarlık döneminin en önemli ürünü kuşkusuz ki Aylık“ Sesler Dergisi”nin yayın hayatına başlamasıdır. Türk halkının özellikle eğitim - öğretim, toplum ve kültür sorunlarını daha yakından takip edip, gazete sayfalarına yansıtma dönemi gazetenin başına Necati Zeker iya'nın getirildiği 1969 yılına rastlamaktadır. Kitap yayıncılığı da o dönemde“Birlik”çatısı altına alınmış, o zamana kadar görülmemiş sayıda kitap yayınlanmıştır. Bu, Yugoslavya Türklerinin Edebiyatı 'nın gelişi kalabalık bir yazar kuşağının ortaya çıkıp yetişmesini de son derece etkilemiştir. Aynı yıl içinde bu sefer pristine de“ Tan Gazetesi ”yayın 40hayatına girmiştir. Bu Türklerin basın organlarının sayısının artışı açısından önemli bir gelişme olarak görülebilir. Ancak ne yazık ki aynı zamanda Yugoslavya Türklerinin, Makedonya ve Kosova Türkleri olarak iki cepheye bölünmeleri gibi olumsuz bir sonucu da peşinden getirmiştir. 1970 yılında iki gazete de bir kez daha sansür olayına yenik düşecektir. Bu seferki olay, Kosova'da ve Batı Makedonya'da yaşayan Türklere yapılan Arnavut baskısıdır, önceki iki gazetede Arnavutların özümseme politikalarını eleştiren yazılarla olayın üstüne gitmeye kalkacak, oysa devletin koyduğu sansür nedeniyle konuyu kısa sürede kapatacaklardır. Dönemin siyasi şartları göz önünde bulundurulduğunda gazetelerin bu konuda diretmeleri hayali değildir. Ancak insan faktörünün zayıflığı direnme ile sansür arasında sansürün geçilmesine neden olmuştur. Sonuç, 1970 sayım larında Türk ahalinin sayısının bir önceki sayımlara kıyasla yüzde otuz civarında azalmasıdır. Toplumda azınlıkların lehine olan gelişmeler sonucu olarak 1971 yılından itibaren“ Birlik Gazetesi ”haftada üç kez yayım lanmaya başlamıştır. Ancak Necati Zekeriya'nın yönetici olarak hatalı davranışları sonucu görevinden alınması ardından“ Birlik Gazetesi ”ve yayınlarında bir durgunluk dönemi başlamıştır. Buna karşılık olarak“ Tan Gazetesi ”süratli bir gelişimin evresi içine girmiştir, önce 1973 yılında“ Çevren Dergisi ”ni, ardın dan da 1979 yılında“ Kus ”çocuk dergisini yayınlamaya başlamış tır. Ayrıca“ Tan”Yayınları dahilinde kitap yaymcılığınada geçmiştir.“ Birlik Gazetesi ”nin yeni bir gelişim içine girişi 1980 yılma rastlamaktadır. 1975 - 1979 yılları arasında gereksiz ve baskısız bir otosansür sonucu kende işlevini önemli ölçüde yitiren“ Birlik Gazetesi ”Vefki Hasan' in gazetenin başına gelmesi ile kısa sürede toplanmayı başardı. Hatta o zamana kadar bir tabu olarak görülen konuların deşilmesine gittiği göze çarpmaktadır. Gazetenin bu tavrı zaman zaman bazı siyasi çevre leri rahatsız etmiştir. Hatta içten tahrip etme yolu bile denen miştir. Gazetenin izlediği politikayı savunan yazar kadrosu bu 41oyuna gelmemeyi başarmıştır. Fakat Vefki Hasan 'm görev süresinin sona ermesi bir görev süresi daha seçilmesi esnekliğinin bulunma sına ragmen bu göreve bir daha seçilmemesi başlatılan adımın ileriye götürülmesini engellemiş, Yugoslavya'da demokrasinin Sorumlu Yazar Drita Karahasan sansür uygulamasını yeniden başlat mıştır. 1990 yılından itibaren“ Birlik ”te neredeyse her konuda rahat yazılmasını bu yüzden kesinlikle Birlik Gazetesi“ nin yöneticisine mâl etmek çok yanlış bir değerlendirme olurdu. ”Birlik“ sayfalarında esen bu demokratik hava tamamıyla Yugos- lavya'daki demokrasi havalarının şimdilik sonuna kadar açık olmasından kaynaklanmaktadır. Bunu şu günlerde neredeyse duran kitap yayıncılığı, bir ara son derece düzenli çıkmayı sürdüren Sesler Dergisi nin bir yıldan bu yana çift sayı pratiğine geçmesine karşın büyük bir gecikme göstermesi de bir ölçüde kanıtlamaya yetmektedir. ”Tan Gazetesi " ne gelince kuruluşundan bu yana sürekli olarak Kosova'da Arnavutların yürüttükleri politikaları destekle mek zorunda kalmıştır. Ancak 1981 sonrası ortaya çıkan Kosova olaylarını Sırpların sert tepkisi ardından bu politikaların Türklere olan zararlarını sayfalarında yansıtabilecek duruma gelmiştir. Bütün bu belirttiğimiz meselelere ragmen, Yugoslavya'da, özellikle Balkan ülkelerinde yaşayan Türkler göz önünde bulundu rulduğunda, son derece önemli ve değerli bir Türkçe basın - yayın etkinliğinin halen sürdürüldüğü kesindir. Bu etkinlik 45 yılı aşkın bir süre içinde Yugoslav Türklerinin ulusal benliklerini korumalarına, ulusal kültürlerini yaşatıp geliştirmelerine pahası bici lemeyecek katkıda bulunmuştur. 42

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Anatomy of Bosnian war songs: Narrative analyses of wartime songs in Bosnia and Herzegovina 1992-1995

    Bosna savaş şarkılarının anatomisi: 1992-1995 yılları arasında Bosna Hersek savaş şarkılarının anlatımsal analizi

    KAAN SANCAKTAR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Müzikİstanbul Teknik Üniversitesi

    Müzikoloji ve Müzik Teorisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OZAN BAYSAL

  2. Makedonya Türk çocuk edebiyatında değerler eğitimi Tomurcuk dergisi örneği

    Values education in Macedonian Turkish children literature: The case of Tomurcuk magazine

    REFİDE SHAINI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimSakarya Üniversitesi

    Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET ÖZDEMİR

  3. Eski Yugoslavya'da yapılan Türkoloji çalışmalarının analitik bibliyografyası

    An analytical bibliography of the Turkology works in the former Yugoslavia

    ANA KILIÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    BibliyografyaEge Üniversitesi

    Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİKRET TÜRKMEN

  4. Balkanlarda Osmanlı sonrası Türk basınının seyri: Üsküp Köprü Dergisi üzerine bir inceleme

    The course of Turkish press after the Ottoman Empire in Balkans: An analysis on the Skopje Köprü Journal

    EDANUR GÖRMEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GazetecilikAtatürk Üniversitesi

    Gazetecilik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLHANIM KARAOĞLU

  5. Yoğurt yapımında süttozundan yararlanma olanakları

    Başlık çevirisi yok

    NESLİHAN İŞGÜDER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1986

    Gıda MühendisliğiEge Üniversitesi

    Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ÜÇÜNCÜ