Turancı hareketler: Macaristan ve Türkiye (1910-1944)
Turanianist movements: Hungary and Turkey (1910-1944)
- Tez No: 126338
- Danışmanlar: PROF.DR. SİNA AKŞİN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Tarih, Public Administration, Political Science, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 496
Özet
Aynı kavram üzerinde yükselen Macar ve Türk Turancı hareketleri arasında bir takım farklar belirlenebileceği gibi, her hareketin kendi içerisinde de farklı dönemlerde farklı eğilimler ve aynı önemlerde bir dizi ayrılık üzerine inşa edilmiş farklı örgütler ortaya çıkmıştır. Macar ve incelenen bütün dönemlerdeki Türk Turana hareketi arasındaki temel ayrılık, kültürel ya da siyasal düzeyde birliği hedeflenen halkların birbirinden temelde farklı olarak düşünülmesidir. Macar Turancıları, Macaristan'dan Japonya'ya kadar uzanan bir coğrafyada dilbilimcilerin Fin-Ugor ve Türk- Tatar olarak sınıflandırdıkları dilleri konuşan halkların birlikteliğini kendilerine temel hedef olarak koyarken; Türk Turancıları yalnızca Türk halklar olarak değerlendirilen gruplarla ilgilenmişlerdir. Her iki ülkedeki panturancı hareket için“ırk”olgusu temel önemde olmuşsa da, ırka yapılan vurgu, Turancılığı sahiplenen grupların ihtiyaçları doğrultusunda“kapsayıcı”bir ırkçılık anlayışı ile“kan”a dayalı dışlayıcı bir ırkçılık arasında farklılıklar göstermiştir. Bu açıdan dışlama yerine kapsamayı tercih eden Macar turancılığının 1910-1944 yıllan arasındaki temel çizgisini oluşturan turan Cemiyeti ile Osmanlı dönemi Turancılığının benzer özellikler gösterdiği görülmektedir. 1930'lu yıllarda Turan Cemiyeti'nin yanı sıra ortaya çıkan Macaristan2daki Turancı gruplarda ırka yapılan vurgunun artması ve yine aynı yıllarda Türkiye'de“kan”ırkçılığına dair grupların belirmesinde Almanya'da Nazizmin iktidara gelmesinin büyük payı olmuştur.Her iki ülkede ortaya çıkan Turancılık hareketlerinin kendilerini meşrulaştırma yolu da büyük ölçüde Rus korkusu/düşmanlığı olmuştur. Rus Çarlığı'nın yıkılmasının ardından da bu korku devam etmiş; her iki hareket de komünizm karşıtlığım Rus karşıtlığı ile birleştirmekte zorlanmamışlardır. Osmanlı dönemi hariç, her iki ülkedeki hareket de otoriter yönetimlerden yana tavır almışlardır. Varolan siyasal rejime daha sağdan eleştiriler getirilen Turanlı Monoteistler haricinde, Macar Turan hareketi tararından iki Dünya Savaşı arası dönemde Macaristan'da varolan muhafazakar yönetime karşı herhangi bir itiraz yapılmazken bu nedenle ortaya çıkmış olan Türk Turancı harekende otoriter, hatta totoliter bir siyasal modeli benimsemiştir. Pan-milliyetçi hareketlerin emperyalist niteliği Macar Turan hareketinde son derece açıktır. Türk Turancı hareketinin söyleminde ise yayılmacı/emperyalist yan birlik içerisinde halklardan ziyade, birlik dışına yöneltilmiş görünmektedir. Ancak bu olgu birlik içerisine dönük emperyalist niyetlerin olmadığı anlamına da gelmemektedir. Sonuçta her iki pan hareket de, diğer pan-hareketler gibi, bugüne kadar gerçekleşme olanağı bulamamışlardır.
Özet (Çeviri)
Both the Hungarian and the Turkish Turanian movements emerged as heterogeneous formations themselves, having different forms and representative groups at the same time, but they also changed with the elapse of time. The essential difference between Hungarian Turanianists and their Turkish counterparts is that the people they wished to unite culturally or perhaps, politically, were essentially different. While the ultimate goal of Hungarian Turanianists was to unite the peoples living in the vast terrains that extended from Hungary to Japan and being classified as Finno-Ugric, Turk or Tatar, Turkish Turanianists were exclusively concerned with peoples considered Turkish. Although both movements put a strong emphasise on race, there were essential differences in the assimilatory understanding of Turanianism of some representatives vis-â-vis the strongly blood orientated discriminatory attitudes of others. From this aspect there is a remarkable similarity between the assimilatory programme of the most important Hungarian pan- Turanianist movement, the Hungarian Turanian Society of 1910-1944 and Ottoman Turanianism; while German Nazism played a key role in the increasing racism of both later Hungarian Turanian groups emerging in the 1930s and the contemporaneous movements in Turkey. Russophobia was seminal in the efforts of both Hungarian and Turkish Turanianism to attain legitimacy. This anti-Russian sentiment, however, continued well into the times following the collapse of tsarism, as the leading Turanianists did not hesitate to merge their anti-Communism with anti-Russian views. Except for Ottoman Turkists, both movements favoured authoritarian political systems. The Conservative, irredentist Hungarian political framework between the two world wars provided a highly favourable atmosphere to Hungarian Turanianism, which naturally proved to be a strong supporter of the regime, with the odd exception provided by the so-called Turanian Monotheists, who were adamant extreme conservative critics of the system. Their Turkish contemporaries went even further in endorsing totalitarian political ideals. The general imperialistic character of pan-movements is evident in the case of Hungarian Turanianism, while this feature was generally directed towards the peoples that would not be included in the unity projects by the Turkish Turanianists. Nevertheless it can not be told that in the Turkish Turanianism there was no imperialistic aims towards the peoples included in the unity projects. There were also differences as to the understanding of the nature of unity to be reached among the different 'Turanian' peoples. Ottoman Turkists having entertained cultural and for a short time political unity as well, the Turanian Turkists of the Republican period were clearly dreaming about political unity. Hungarian Turanianists however, were thinking in neither linguistic nor cultural terms, their ideal being a Commonwealth-like solidarity of the 'Turanian' people. Similarly to other pan-movements, neither movement has been able to realise its vision.
Benzer Tezler
- II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de milliyetçilik akımları
Nationalistic tendency in Turkey during the Second World War
MİTHAT ATABAY
Doktora
Türkçe
1999
Türk İnkılap TarihiAnkara ÜniversitesiTürkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEJAT KAYMAZ
- Cihad Fethi Tevetoğlu ve Cumhuriyet Senatosu faaliyetleri
Cihad Fethi Tevetoğlu and his activities in the Republic Senate
SAİME KIRT AKTAY
- Memduh Şevket Esendal'ın toplumsal ve siyasal görüşleri
Memduh Şevket Esendal's social and political views
TABİP GÜLBAY
Doktora
Türkçe
2008
Kamu YönetimiAnkara ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
PROF. DR. MEHMET ALİ AĞAOĞULLARI
- Kemalizmin ulusçu ideolojisi bağlamında 1930-1944 dönemi ırkçı-turancı hareketin düşünsel yapısı.
The ıdeological structure of the racist-turanist movement in the period 1930-1944 in the context of Kemalizm's nationalitist ideology
ALİ ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2005
Tarihİstanbul ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. IŞIL ÇAKAN
- İkinci dünya savaşı yıllarında çıkan yurt ve dünya dergisinde ekonomi tartışmaları
The economic debates in yurt ve dünya journal published during the second world war
BARIŞ ÇATAL