Geri Dön

1945 sonrasında Avrupa güvenliği yapılanmaları ve Türkiye'nin rolü

European Security structurals and Turkish role after 1945

  1. Tez No: 133768
  2. Yazar: İRFAN MESUT KÖROĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OSMAN METİN ÖZTÜRK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2003
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 187

Özet

ÖZET Bilinen tarih, genellikle savaşların ve barışların, başka bir deyişle insanoğlunun zaten içgüdüsel olarak verdiği doğayla mücadelesinin dışında, birbirine yönelmiş güvenlik sorunlarının tarihidir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren hızlanan teknoloji ile ulaşım, haberleşme ve endüstriyel alanda ortaya çıkan büyük gelişmeler, güvenlik sorununun boyutlarını genişletmiş, çeşitlendirmiş ve her zamankinden çok daha karmaşık hale getirmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan kutuplaşmış dünyada amansızca verilen küresel güç mücadeleleri, ideolojik yayılma, teknolojik yarış, silahlanma/silahsızlanma gibi ana boyutlara sahip olmuştur. Soğuk Savaş olarak adlandırılan bu dönem, 1990'dan sonra Komünist Bloktaki çözülme ile tarihe karışmış, Batı Bloku Soğuk Savaştan galip olarak çıkmış, ancak yeni durum, daha güvenli bir dünya yerine, tehdidin çeşitlendiği, kolayca tanınamayan riskler ve belirsizliklerle dolu istikrarsız bir ortam sunmuştur. Bu tarihten önceki güvenlik ihtiyaçlarına yönelik olarak dizayn edilmiş güvenlik yapılanmalar, 1990 sonrasında ortaya çıkan ihtiyaçları çözmekte yetersiz kalmıştır. Dağılan SSCB ve Yugoslavya topraklarında yeni devletler kurulmuş, jeopolitikte önemli değişiklikler meydana gelmiş, ortaya çıkan yeni siyasi oluşumlar etnik ve dinsel ayrımcılığa, sınır/toprak anlaşmazlıklarına bağlı uzun yıllar devam edecek çatışmalara ve insan hakları ihlallerine neden olmuştur. Balkanlar ve Kafkasya'da yoğunlaşan bölgesel çatışmalar Türk dış politikasını da etkilemiş ve tarihsel bağlardan kaynaklanan sorumluluk duygularını uyandırmıştır. Hazar Bölgesi enerji havzaları, İsrail ile ilişkiler ve ABD'nin buna verdiği önem, Karadeniz bölgesinde ekonomik işbirliği yönündeki etkinliği, 172Orta Asya ve Kafkasya'da yeni kurulan devletlerin bağımsızlık ve demokrasi mücadelelerine yaptığı destek ile sahip olduğu güçlü ve modern ordu, Türkiye'nin“bölgesel güç”olma konumunu güçlendirmiştir. Çok uluslu şirketlerle birlikte büyüyen küreselleşme dalgasının olumsuz etkileri, gerek ulusal ve gerekse uluslararası boyutlarda tüm dünyayı sarsmış, Doğu - Batı arasındaki gerilim Kuzey-Güney ekseninde ortaya çıkan iki kuşak arasına taşımıştır. Türkiye coğrafi, ekonomik, kültürel ve tarihsel olarak bu iki kuşağın kesiştiği noktadaki konumu nedeniyle büyük risk altında bulunmaktadır. Birbirine entegre olmuş Kuzeydeki gelişmiş ülkelerle, azgelişmiş ve genellikle Müslüman nüfusun yaşadığı Güneydeki ülkeler arasında açılan refah farkı, Kuzeye ve onun hegemon gücü olduğu düşünülen ABD'ye yönelen radikal akımları güçlendirmiştir. 1 1 Eylül saldırıları, Güneyin Kuzeye yönelttiği bir protesto eylemi niteliği taşımasının yanı sıra uluslararası terörizmin geldiği aşamanın anlaşılması açısından da dikkat çekicidir. 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya çıkan gelişmeler ve terörizme yönelen uluslararası tepkiler ise bir anlamda küreselleşmeye destek mahiyetinde algılanmaya müsaittir. 1990 öncesi ve sonrasında, Türkiye'nin jeopolitiğindeki farklılaşmaya paralel olarak Avrupa'nın Türkiye'ye verdiği önemde azalma olmuş, bu da Batı ile ilişkileri değişmiştir. ABD ise değişen ve bir bakıma bozulan Avrupa ile ilişkilerde dengeleyici bir rol üstlenmiştir. ABD, Türkiye ile kurduğu“stratejik ortaklık”çerçevesinde gerek Avrupa ve gerekse Ortadoğu ile Hazar- Kafkas bölgesindeki etkinliğini güçlendirme amacı gütmektedir. Avrupa'nın ortasında işlenen yoğun insan hakları ihlallerinin ve krizlerin hareketlendirdiği yeni güvenlik oluşumları NATO, AB ve AGSP ekseninde ele alınmaktadır. Türkiye bu yapılanmalar içinde yer alabilmek veya en azından bölgesel güvenliği açısından önemli olabilecek konulardaki 173karar alma sürecinden dışlanmamak için yoğun diplomatik girişimlerde bulunmaktadır. Avrupa kamuoyunda Türkiye'nin birliğe katılması konusundaki genel hoşnutsuzluğun yanı sıra, AB'ye giriş ile gerçekleşecek olan paylaşılan egemenlik, açık sınırlar, adalet ve ortak değerler ile sorunların uluslararası işbirliği içinde çözümü gibi kavramlar; Türkiye'de ulusal egemenlik, ulusal güvenlik ve ulusal bütünlük açısından tehdit olarak algılanmaktadır. Gelinen noktada Türkiye, mevcut sorunlarını çözebilmeyi AB içinde yer almaya bağlamıştır, ancak AB içinde yer alırken bölgesel planda şekillendirmeye çalıştığı politikalarını ve ulusal çıkarlarını ne kadar muhafaza edebileceğini çok iyi değerlendirmek durumundadır 174

Özet (Çeviri)

ABSTRACT The known history is in general terms the history of wars and peace, in other words, the security problems which human beings encounter against each other apart from those which are made against the nature. The rapid development of technology, transportation, communication and the big changes in the field of industry since the end of 19th century have increased the dimensions of the security problems, diversified and complicated them more than ever. Security now had the dimensions of vicious global power struggles, ideological expansionism, technological race and militarization/ demilitarization in the polarized world which had been emerged after the Second World War. This period, named the Cold War, had been disappeared in the history following the disintegration of the Soviet Block after 1990. The Western Block had won the race but the newly emerging world provided, instead of a safer world, a situation in which the threat is diverse and the risks and the uncertainties cannot easily defined. The security arrangements, which had been designed to meet the needs of the previous period, have failed to solve the problems that have emerged after 1990. The new States were established on the territories of disintegrated Soviet Union and the Yugoslav Federation, significant changes had taken place in the geopolitics, the new political formations caused conflicts which are based on cultural and religious differences, boundary/territory problems, and human rights violations, which will probably continue for many years. The regional conflicts, which are concentrated on the Balkans and the 175Caucasus, had effected the Turkish foreign policy and had flourished the feeling of responsibility that comes from the common historical bond. The factors such as the energy resources of the Caspian Region, the relations with Israel -supported by the USA, activities to establish an economic cooperation in the Black Sea Region and the support to the struggles towards independence and democracy of the newly established States in the Central Asia and the Caucasus and the strong military power had fortified Turkey's position as a“regional power”. The adverse effects of the globalization which was increased with multinational corporations shakes the world either regionally or globally. The tension between the East and the West had transformed to the two belts according to North and South axis. Turkey is under a considerable risk since it is geographically, economically, culturally and historically located at the crossroad where the two belts met. The increasing prosperity gab between the integrated and developed countries in the North and the underdeveloped and mostly Muslim countries in the South has strengthen radical trends and created threats towards the North and the USA which is the believed to be main hegemonic power of North. The attacks at 11th September represented a protest action of the South to the North and at the same time called attention to the level that international terrorism has reached. Developments and international reaction against terrorism after 1 1th September attacks could be taken as a support to globalization. Before 1990 and afterwards, there has been a gradual decrease in the importance that the West had given to Turkey as a result of the changing 176geopolitical importance of Turkey and this had changed the relations with the West. The USA has undertaken a balancing role to compensate the deteriorating relations. The USA aims to develop her influence in Europe, the Middle East and Caspian-Caucasus region by establishing a“strategic partnership”with Turkey. New security formations which had been initiated by intense human rights violations and crises in the center of Europe, considered within the axes of NATO, EU and ESDI and Turkey excerpts enormous efforts to take a role in this structure or at least not to be excluded from the decision making process concerning the regional security matters. Alongside with the discomfort in European public opinion over Turkey's prospective integration into the EU, the concepts such as sharing sovereignty, opening borders, justice, common values and settling international disputes through international cooperation are perceived as threats to national sovereignty, security and unity in Turkey. At the point reached, Turkey linked the settlement of her disputes with joining the EU. But Turkey has to judge carefully how to protect her regional policies and national interests when she will become a part of EU. 177

Benzer Tezler

  1. Contribution a la recherche d'un cadre juridique pour un droit international de laconcurrence plus efficace

    Daha etkin bir uluslararası rekabet için hukuki çerçeve arayışı

    ALİ CENK KESKİN

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2009

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. JEAN MARC SOREL

    PROF. DR. HALİL ERCÜMENT ERDEM

  2. Orta Doğu'daki siyasi ve askeri gelişmelerin Türk-Amerikan ilişkilerine yansıması (1945-1960)

    The reflection of the political and military developments in the Middle East on the Turkish-American relations (1945-1960)

    TİBET İNAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    TarihAtatürk Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM ETHEM ATNUR

  3. BM Güvenlik Konseyinin uluslararası barış ve güvenlik için uyguladığı yöntemler

    Methods of UN Security Council appliance for international peace and safety

    İLYAS KUTLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Uluslararası İlişkilerKocaeli Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İRFAN KAYA ÜLGER

  4. İ. İnönü Dönemi Türk dış politikası (1938-1950)

    Turkish foreign policy during the I. Inönü Period (1938-1950)

    SADIK ERDAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1993

    TarihHacettepe Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ABDURRAHMAN ÇAYCI

  5. Yalta Konferansı ve konferans sonrasında Avrupa'nın durumu

    Yalta Conference and the situation of Europa after the conference

    NİHAN EYÜBOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    TarihAnkara Üniversitesi

    Tarih Bölümü

    PROF. DR. KURTULUŞ KAYALI