Fahri Celalettin Göktulga'nın öykülerinde anomi ve geçmişe kaçış
Anomie and escaping into the past in Fahri Celalettin Göktulga's stories
- Tez No: 137654
- Danışmanlar: PROF. DR. TALAT SAİT HALMAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Modernleşme, Geleneksel Değerler”, Anomi, Geçmişe Kaçış, Modernisation, Traditional Values”, Anomie, Escaping into the Past. VI
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 103
Özet
ÖZET Fahri Celâlettin Göktulga (1895-1975), H. Meşrutiyet' le (1908) başlayıp tek partili siyasal yaşamın sonuna kadar süren bir geçiş döneminin öykücüsüdür. Asıl mesleği psikiyatristlik olan Göktulga' nın,“geleneksel değerler”le Batı'dan gelen“yeni değerler”arasında bocalayan Osmanlı toplumunun yaşadığı“anomf'yi, kadın- erkek ilişkileri çerçevesinde yansıttığı ve özellikle ”insan psikolojisi“ üzerine odaklandığı görülmektedir. Cumhuriyet döneminin ilk kuşak öykücüleri arasında, insan psikolojisine Göktulga'nın yetkinliği ve ısrarıyla eğilen başka bir öykücüye rastlamak zordur. Ne var ki, Türk öykücülüğünde Ömer Seyfettin'le Memduh Şevket Esendal'ı birbirine bağlayan ”halka“ olarak değerlendirebileceğimiz Göktulga, edebiyatımızda hakettiği ilgiyi görememiş yazarlardan biridir. Öykülerinde, insanın psikolojik çatışmalarım ve mizacını ortaya çıkarmaya yönelik çabası, Göktulga'yı, çoğu kez ilişkilendirildiği Memduh Şevket Esendal öykücülüğünden ayırır ve Rus öykücü Anton Çehov'a yaklaştırır. Yaşamı boyunca yaklaşık seksen öykü ve yüzlerce köşe yazısı kaleme almış olan Göktulga, psikiyatrist ve öykücü kimliklerini birbirinden ayırmak için özel bir çaba sarfetmiştir. Nitekim, yazarın kurduğu öykü evreninin, psikiyatrist kimliğinden çok sanatçı kimliğiyle şekillendiği söylenebilir. Göktulga'nın erkek bakış açısıyla kaleme aldığı öykülerinde, ”geleneksel değerler“in temsilcisi olan erkek öykü kişilerinin, ”yeni değerler“in temsilcisi olan kadın öykü kişileriyle daha çok kamusal uzamlarda karşılaşmaları sonucunda yaşanan ”tuhaflıklar“ ve ”beklenmedik sonlar“ anlatılır. Böylelikle, modernleşme süreciyle birlikte toplumun yaşadığı kollektif şizofreni bireysel düzlemde dile getirilmiş olur. ”Öteki"nin, yani kadının kamusal uzamdaki meydan okuyucu varlığıyla toplumdaki egemen konumlan sarsılan erkek öykü kişileri ise, çözümü geçmişe kaçmakta bulurlar.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Fahri Celâlettin Göktulga (1895-1975) is a short story writer of a transitional period that started in the II. Meşrutiyet period (Constitutional Monarchy, 1908) and lasted until the end of the one-party era (1950). Göktulga, whose major profession was psychiatry, projected the“anomie”experienced by the Ottoman society which hesitated between“traditional values”and“new values”coming from the West in the framework of male-female relations and focused especially on“human psychology”. It is nearly impossible to encounter another Turkish short story writer who is interested in human psychology as professionally and insistently as Göktulga among the first generation of short story writers of the Republican era. However, Göktulga, who can be seen as the“ring”that connects Ömer Seyfettin to Memduh Şevket Esendal in Turkish short story, is one of the writers who were not sufficiently appreciated in Turkish literature. Göktulga' s effort to reveal psychological struggles and moods sets his stories apart from Memduh Şevket Esendal' s, which were in many ways similar to Göktulga's stories. Göktulga's stories bear resemblances to the Russian Anton Chekhov's work. Göktulga, who wrote about eighty short stories and hundreds of short columns during his life, did his best to discriminate between his identities as psychiatrist and short story writer. As a matter of fact, his short story universe was shaped by his artistic identity more than the psychiatrist one. In Göktulga's short stories, which were written from a masculine point of view, there are“strange twists”and“unexpected ends”, experienced when male protagonists as representatives of“traditional values”are confronted in public by female protagonists as representatives of“new values”. In this way, the collective schizophrenia experienced by the society during the modernisation process is expressed on an individual plane. As for the males, whose dominant positions are shaken by the threatening existence of women -“the other”- in the public area, find solutions by escaping into the past.
Benzer Tezler
- Fahri Celal'in öykücülüğü
Fahri Celal's narration
SEMA ÇETİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2000
Türk Dili ve EdebiyatıÇukurova ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA APAYDIN
- Yenileşme dönemi hikayeciliğimizde eğitsel açıdan çocuğun sosyalleşmesine yönelik ifadelerin tespiti
The detection of expressions on the socialization of the child from educational perspective in our innovation period storytelling
BİLGE SANCAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Eğitim ve ÖğretimAğrı İbrahim Çeçen ÜniversitesiTürkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ METİN ERKAL
- Bipolar affektif bozukluk hastalarında işlevselliğin, çocukluk travmaları, bağlanma biçimleri, işlevsel olmayan tutumlar ve affektif mizaçlarla ilişkisi
The relationship between functioning, childhood traumas, attachment styles, dysfunctional attitudes and affective temperaments in bipolar affective disorder patients
CELALEDDİN KARTAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
PsikiyatriAtatürk ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ESAT FAHRİ AYDIN
- Anadolu Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali'nin mimari eserleri
Architectural buildings of the Sahip Ata Fahr'al-din Ali the viziers of the Anatolian Seljuks
ALPTEKİN YAVAŞ