Kadın cezaevi popülasyonunda adam öldürme suçu işlemiş kadınların suç motivasyonlarının ve MMPI profillerinin araştırılması
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 138382
- Danışmanlar: PROF. DR. VEDAT ŞAR
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Adli Tıp, Forensic Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2003
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Adli Tıp Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 239
Özet
188 VII. ÖZET Bu araştırma, Bakırköy Çocuk ve Kadın Tutukevi'nde kalan, kasten adam öldürme suçu işlemiş, ulaşılabilecek tüm kadın hükümlü/tutuklunun, suç motivasyonları (sosyo-demogfafik özellikleri, eş ilişkileri, kriminolojik özellikleri, stres faktörleri) ile SCL-90-R, Kontrol Odağı Ölçeği ve MMPI kişilik profillerini incelemek amacıyla düzenlenmiştir.“İlişkisel Tarama Modeli”şeklinde yürütülen araştırmanın uygulamaları, Nisan 2002 ile Aralık 2002 tarihleri arasında 8 aylık bir süreci kapsayacak şekilde yapılmıştır. Çalışma grubunu 45 kadın tutuklu/hükümlü oluşturmaktadır. Kontrollü bir çalışma yapmak amacıyla yaş, cinsiyet, eğitim, medeni durum gibi sosyo- demografik özellikler açısından eşleştirilmiş, belirtilen suçu işlememiş, kriminal öyküsü ve major psikiyatrik sorunu olmayan 45 kadın da kontrol grubunu oluşturmaktadır. Önce iki grubun sosyo-demografik özellikleri, eş ilişkileri, stres faktörleri ve test/ölçeklerden elde edilen ortalamaların dökümü yapılmış, daha sonra çalışma ve kontrol grubundan elde edilen değerler karşılaştınlmıştır. Bunun için Independent-Samples T testi kullanılmış, ortalamaların karşılaştırılmasının mümkün olmadığı değişkenlerde ise P-test kullanılmıştır. MMPI bireysel profillerinin her alt test için elde edilen sonuçlarının karşılaştırılmasında Ki kare kullanılmıştır. Araştırmada altı tane hipotez test edilmiş ve tümünün geçerliliği desteklenmiştir. Cinayet işleyen kadınların sosyo- demografik özellikleri, eş ilişkileri, kriminolojik özellikleri, stres faktörleri yönünden son derece anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Birinci hipotez;“Şiddet suçu işleyen kadınların şiddete maruz kalma sıklığı daha fazla olmalıdır”.Eşin kaba kuvvet kullanımı açısından cinayet işleyen kadınların oranı daha yüksektir. (%51.1'-%ll.l).Aynca eşini doktora/hastaneye başvuracak189 derecede hırpalaması açısından da sonuçlar, cinayet işleyen kadınlar lehinedir. İkinci hipotez;“Şiddet suçu işleyen kadınların çocukluk çağı kötüye kullanım ve/veya ihmali olasılığı daha yüksektir”. Bu araştırmada, 0-15 yaş ve 16 yaş ve üstü fiziksel kötüye kullanım ve/veya ihmali çalışma grubu lehine yüksektir. Fiziksel şiddete tanık olma açısından cinayet işleyen kadınlar daha yüksek değerler elde etmişlerdir. 16 yaş ve üstünde aile içi tecavüz öyküsü cinayet işleyen kadınlarda anlamlı olarak yüksektir. Çocuklukta kötü muameleye maruz kalan ve kötüye kullanıma uğrayan kişilere çevre kötü bir model olmakta, çevrenin tehlikeli olduğuna dair bir inanç doğurarak, çocuğun gerçekliği bozuk algılamasına yol açmaktadır. Üçüncü hipotez;“Şiddet suçu işlemiş kadınların yaşam boyu intihar düşünce ve girişimi daha yüksek orandadır”hipotezi de doğrulanmaktadır. Dördüncü hipotez;“Şiddet suçu işlemiş kadınlar SCL-90- R'da daha yüksek puanlar elde ederler”. Somatizasyon, kişilerarası duyarlılık, depresyon, anksiyete, psikotik bulgular, fobik anksiyete, paranoid düşünceler ve Global Severity Index(GSI) ve Positive Symptom Index (PSI) puanlan anlamlı ölçüde yüksektir. GSI'nın 1.37 olarak saptanması, şiddet suçu işleyen kadınlarda psikiyatrik semptomatoloji açısından psikopatolojik durumun varlığım göstermektedir. Beşinci hipotez;“Şiddet suçu işlemiş kadınlar Denetim Odağı Ölçeği'ne göre dış kontrol odaklıdırlar”. Bir kişilik boyutu olarak ele alman ve incelenen bu özellik yönünden grupların anlamlı olarak birbirinden ayrıldıkları ve çalışma grubunun daha yüksek değerler elde ettiği yani dışsal denetimli oldukları bu araştırma bulgularıyla desteklenmektedir. Altıncı hipotez;“ Şiddet suçu işlemiş kadınlar MMPPda daha patolojik profillere sahip olmalıdırlar”hipotezi de doğrulanmaktadır. Ortalama grup profilleri bireysel profillerin bazı özelliklerini gizleyebilirler. Bu nedenle, bu grupları oluşturan kişilerin MMPI alt test özelliklerini ve kişilik özelliklerini çok yönlü yordayabilmek için grup ve bireysel MMPI bulguları birlikte değerlendirildi. Buna göre; Pa, Sc, Pt, Pp, D alt testlerinde bir190 yığılma söz konusudur. Cinayet işleyen kadınların hem ortalama grup profilleri hem de bireysel profil özellikleri açısından kontrol grubuyla istatistiksel olarak kıyaslandığında yüksek anlamlılık düzeyinde kendilerine özgü bir profil örüntüsü gösterdikleri ve bu profil örüntüsünün ciddi psikopatoloji gösteren kişilik yapılarına uygun olduğu söylenebilir. Pa alt testi en yüksek sıklıkla yükselen alt testtir. Bu kişilerin düşünce sürecinde bozukluklar, gerçekle bağlantı zayıflığı ve bozuk kişiler arası ilişkiler vardır. Sosyal açıdan içe çekilmiş ya da izoledirler, davranış açısından bu kişiler yordanamaz. Kronik sorunlarına karşın savunucu oldukları, klinik olarak referans fikirleri, duygusal labilite ve kaygı gösterdikleri, impulsif, manipülatif, otoriteyle çatışma içinde oldukları, genel bir yabancılaşma yaşadıkları, ilişkilerinde çekingen, derin duygusal ilişkilerden kaçınan, şizoid bir yaşam biçimini sürdüren, açık paranoid özellikleri olan, hostiliteyi ifade etmede zorluk yaşayan, iletişim zorlukları ve ego zayıflığı olan kişilerdir. Sonuçlar, ilgili literatürün ışığında tartışılmıştır.
Özet (Çeviri)
191 SUMMARY This study was designed in order to investigate the criminal motivation (sociodemographic characteristics, spouse relationships, criminal characteristics, stress factors) as well as SCL-90-R, Locus of Control Scale and MMPI personality profiles of all women under arrest / convicts who could be reached and who had committed a crime of homicide on purpose, therefore residing at Bakırköy Children and Women' s j ail. The applications of the study which was carried as a 'Relational Scanning Model' was performed between April 2002 and December 2002 so as to last 8 months. This study group was composed of 45 women under arrest /convicts. For the purpose of carrying a controlled trial, a control group was formed, in which 45 women not having committed the above stated crime and with no criminal history or major psychiatric disorder, were matched according to sociodemographic characteristics such as age, gender, educational level and marital status. First, the averages of sociodemographic characteristics, spouse relationships, stress factors and tests / scales were obtained for the two groups and then the values of the study group were compared with those of the control group. For this purpose, the Independent Samples t test was used; for those variables for which the comparison of averages was not possible, a P-test was used. In the comparison of results for each subscale of individual MMPI profiles a chi square was used. In this study, six hypotheses were tested and all of them were accepted.The study of sociodemographic characteristics, spouse relations, criminal characteristics, stress factors and personality characteristics yielded extremely meaningful results. The first hypothesis was: 'Women who had committed a violent crime should have been exposed to violence more192 frequently'. Physical agression by spouse was more frequent in women having commited homicide (51.1 % - 1 1.1 %). In addition, the ratio for female homicide offenders is more prominent, as far as physical agression by spouse to the degree of obliging physician / hospital consultation is concerned. The second hypothesis was: 'In female violent crime offenders, the probability of childhood abuse and/or neglect is higher'. In this study, the ratios of physical abuse and neglect between ages 0-15 and over 16 are higher in the study group. Female homicide offenders gave higher results for witnessing physical violence. A history of rape in the family over 16 years of age is more common in female homicide offenders. For people exposed to abusive behaviour in childhood, the environment being a bad model, creates a belief that the environment is dangerous and this distorts the child's perception of reality. The third hypothesis is: 'Life-long suicidal thoughts and suicide attempts are more common in female violent crime offenders'. And this hypothesis is again verified. The fourth hypothesis is: 'Female violent crime offenders score higher on the SCL-90-R'. The scores for somatization, interpersonal sensitivity, depression, anxiety, psychotic findings, phobic anxiety, paranoid ideation and Global Severity Index (GSI) and Positive Symptom Index (PSI) are meaningfully high. The finding that GSI is as high as 1.37 shows us that a psychopathological state is present with consideration of psychiatric symptomatology in female violent crime offenders. The fifth hypothesis is: 'Female violent crime offenders have an external locus of control according to Locus of Control Scale'. This study supports that the two groups are meaningfully distinct and that in the study group higher scores were obtained showing external locus of control which is a personality dimension and a characteristic. The sixth hypothesis is: "Violent crime offenders should bear a more pathological profile on the MMPF and this is also verified. The average group profiles can mask some of the individual profiles.193 For this reason, the MMPI findings- both individual and as a group, were evaluated together in order to study MMPI subtest and personality characteristics of people in these groups. Accordingly, an accumulation is seen on the subtests Pa, Sc, Pt, Pp and D. It can be said that female homicide offenders show a specific profile design and that this profile design suits personality forms with severe psychopathology. Pa subscale is the subscale which rises most frequently. These people have a disordered thought process, a weak connection to reality and problematic interpersonal relations. They are socially withdrawn or isolated; their behaviour cannot be predicted. They can be said to be defensive in spite of their chronic problems; bearing clinical ideas of reference, showing emotional lability and anxiety; they are impulsive, manipulative, are in conflict with authority and live in alienation in general. They are avoidant, lead a schizoid way of life and avoid profound emotional relationships, have fluid paranoid characteristics, they have difficulty in the expression of hostility and in communication ; they have ego weakness. The results are discussed in the light of relevant literature.
Benzer Tezler
- Adana Kadın Kapalı Cezaevindeki hüküm giymiş kadınlar arası ilişkiler
Social relations among Women inmates in Adana Closed Prison
SANEM KULAK GÖKÇE
- Female offender's attitudes towards gender and violence and their violence experiences: Sincan Women's Prison
Kadın mahkumların toplumsal cinsiyet ve şiddete yönelik tutumları ve şiddet deneyimleri: Sincan Kadın Cezaevi
GAYE BARIŞ
Doktora
İngilizce
2015
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ŞEN
- Türkiye'de kadın cezaevlerinde kalmak zorunda olan hükümlü/tutuklu çocuklarının hakları: Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu örneği
The rights of the children of the convicts/prisoners obliged to stay in women's prisons in Turkey: The case study of Bakırköy Women's Closed Penitentiary Institution
MEHMET ALİ İLHAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Kamu Yönetimiİstanbul ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEDA İREM ÇAKIRCA
- Kendi kendine meme muayenesi ile ilgili verilen planlı eğitimin kadınların sağlık inançları ve algılanan sağlık durumlarına etkisi
Effects of planned education, given about breast self-examination on health belief and perceived health conditions
ÖZLEM DURAN
Doktora
Türkçe
2008
Halk SağlığıCumhuriyet ÜniversitesiHalk Sağlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERİT KOÇOĞLU
- Kadın hükümlüler:Cezaevi yaşantısı ve tahliye sonrası gereksinimler
Female convicts: Prison life and post-release needs
SEMRA SARUÇ
Doktora
Türkçe
2013
Sosyal HizmetlerHacettepe ÜniversitesiSosyal Hizmet Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUNAY İL