Geri Dön

Erken evre serviks kanserinde lenfovasküler aralık tutulumunun prognostik önemi

The prognostic significance of lymphovascular space invasion in early stage cervix cancer

  1. Tez No: 141744
  2. Yazar: EBRU ÖZTÜRK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MACİT ARVAS
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2004
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

43 ÖZET Amaç: Erken evre serviks kanserinde LVA tutulumunun diğer kliniko-patolojik prognostik faktörler ile ilişkisi irdelenerek, hastalıksız yaşam ve sağkalım sürelerine etkisini araştırmak ve LVA tutulumunun prognostik faktör olup olmadığını belirleyerek cerrahi sonrası tedavinin şekillenmesindeki rolünü tartışmaktır. Materyal metod: İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Jinekolojik Onkoloji Bilim Dah'nda, 1995-2002 yılları arasında erken evre serviks kanser tanısı ile cerahi tedavi edilen 60 olgu çalışma kapsamına alındı. Her bir olguya ait veri hasta kayıt dosyalarından ve patoloji raporlarından elde edildi ve her bir olguya ait doku blokları patoloji arşivinden çıkartıldı. Olguların parafin doku bloklarından en az 5 kesit yapıldı. Kesitlerden biri hemotoksilen-eosin ile boyanarak histolojik tip tayini ve grade'leme yeniden yapıldı, LVAİ varlığı belirlendi. Daha sonra CD31 ile immunohistokimyasal boyama yapılarak kesitlerin tümünde lenfo-vasküler aralıklar sayıldı. Olgulara ait klinik ve patolojik veriler istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Değerlendirmeye alınan 60 olgunun %95'ine Tip II ve III histerektomi yapılmıştır. 48 hastada tümör tipinin skuamoz kanser olduğu saptandı. Serviks kanseri doku blokları LVAİ yönünden değerlendirildiğinde, olguların %77'sinde LVAİ saptandı. Buna karşılık CD 31 ile yapılan immunohistokimyasal boyama sonucunda olguların %82'sinde LVAİ saptandı. Altmış olgunun 27(%45)'sine postoperatif adjuvan radyoterapi uygulandı. LVAİ invazyonu ile nodal yayılım, parametriyal tutulum, cerrahi sınır pozitifliği, tümör büyüklüğü ve stromal invazyon derinliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanamadı. Tüm klinikopatolojik prognostik faktörlerin hastalıksız yaşam ve sağkalım üzerine etkileri incelendiğinde, sadece stromal invazyon derinliğinin anlamlı olduğu görüldü. (p:0, 0007 ve p:0,0003 sırasıyla) LVAİ ile hastalıksız yaşam ve sağkalım arasında anlamlı bir ilişki saptanamadı (p:0,6250 ve p:0,7182 sırasıyla). Fakat, LVAİ yoğunluk parametrelerinden LVAİ oranının hastalıksız yaşam ve sağkalım sürelerini anlamlı oarak etkilediği görüldü(p: 0.02, p: 0.065 sırasıyla). Aynı şekilde toplam LVAİ sayısının da hastalıksız yaşam sürelerini anlamlı olarak etkilediği belirlendi(p: 0.037)44 Sonuç: Çalışmanın sonuçlarına dayanılarak erken evre serviks kanserinde lenfovasküler aralık tutulumunun ek bir prognostik anlam taşımadığı ve cerrahi sonrası tedavinin belirlenmesinde yerinin olmadığı gösterilmiştir. Ancak LVAİ ilgili bazı parametrelerin prognostik öneminin olduğu belirlenmiştir.

Özet (Çeviri)

45 ABSTRACT Objective : To investigate the efficacy of LVSI on overall survival and disease free survival by identifying the relationship between the LVSI and the other clinicopathological factors and to discuss the role of LVSI on adjuvant therapy by evaluating the prognostic significance of LVSI. Material and Methods : This study included 60 patients with early stage cervical carcinoma treated with surgery at Istanbul University, Cerrahpaşa School of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology, and Division of Gynecologic Oncology between 1995 - 2002. For each patients, informations were provided from department database and pathology reports. The stored paraffin embedded tumor blocks for each patients were collected from pathology archieve. A minimum of 5 slices were obtained from each block. One of the slices was stained with hemotoxylen-eosin for reassessment of hystological typing and grading and also for assessment of LVSI. And then all slices were stained with immunohistochemically with CD31 and the amount of LVSI was counted. All clinical and pathological parameters were compared statistically. Results :95% of all patients underwent to type II and III Hysterectomy. In 48 patients, tumors were classified as squamous cell carcinoma. LVSI was positive in 77% of all patients evaluating the tumor blocks. However LVSI was positive in 82% of all patients evaluating the tumor blocks stained with immunohistochemically with CD31. Postoperative radiotherapy was performed to 27(45%) of 60 patients. There was not any statistically significant relationship between LVSI and nodal invasion, parametrial invasion, positive surgical margine, tumor size and depth of stromal invasion. When evaluated the efficacy of all clinicopathologic prognostic factors on disease free survival and overall survival, only depth of stromal invasion was seen as significant (p:0,0007 and p:0,0003 respectively). There was not any statistically significant relationship between LVSI and disease free survival and overall survival (p:0,6250 and p:0,7182 respectively). However, It was seen significant relationship between the rate of the LVSI which is one of the parameters of LVSI density and disease free survival and overall survival (p:0,02 and p:0,065 respectively). And also there was a46 statistically significant relationship between the number of total LVSI and the disease free survival(p:0,037). Conclusion : According to the results obtained, LVSI does not seem to confer additional prognostic information and to play a role in defining postoperative therapy in early stage cervical carcinoma. However the prognostic significance of some parameters related to LVSI is determined.

Benzer Tezler

  1. Endometrium kanserinde prognostik faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of prognostic factors in endometrial cancer

    ALPER FELEKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kadın Hastalıkları ve DoğumTrakya Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NİYAZİ CENK SAYIN

  2. Erken evre serviks kanserinde prognostik faktörler

    Başlık çevirisi yok

    ARİF YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    OnkolojiAkdeniz Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TAYUP ŞİMŞEK

  3. Erken evre serviks kanseri hastalarında lenf nodu tutulumu için risk faktörleri

    Risk factors for lymph node involvement in early stage cervical cancer patients

    UMUT ERKÖK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    DOÇ. BÜLENT ÖZDAL

  4. Erken evre invazivserviks kanserinde cerrahi tedavi sonrası sağkalım ve hastalıksız yaşam süresi üzerine etkili faktörler

    The Factors that effects survival and disease free survival period in early stages of invasive cervical carcinoma

    MEHMET BİLGE ÇETİNKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DERİN KÖSEBAY

  5. COK-2 ekspresyonunun CIN III ve erken evre skuamöz hücreli servikal kanserlerde karşılaştırılması ve klinikopatolojik değişkenlerle korelasyonu

    Comparison of COX-2 expression in CIN III and early stage squamous cell cervical carcinoma and correlation with clinicopathological parameters

    POLAT DURSUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Kadın Hastalıkları ve DoğumHacettepe Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. KUNTER YÜCE