Türk ulusal eğitim sisteminde öteki ve ötekileştirme
Other and approaching to the other in the Turkish national educational system
- Tez No: 144249
- Danışmanlar: DOÇ.DR. SUAVİ AYDIN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Eğitim ve Öğretim, Siyasal Bilimler, Education and Training, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Antropoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 513
Özet
Son yıllarda öteki kavramı sosyal bilimlerde sıkça kullanılır olmuştur. Bu kavram,“ben”ve“biz”dışında kalanları, uzak olanları ve çoğunlukla da olumsuz değerler yüklenenleri karşılamak üzere kullanılmaktadır. Bununla beraber öteki bazen özenileni de işaret etmektedir. Doğulu için Batılı, son zamanlarda Batılı için egzotik Doğulu (Yerli) özenilen ötekidir. Ötekinin varlığı aynı zamanda bir kimlik sorunudur. Bu, hem“ben”in ve“biz”in, hem de ötekinin bir kimlik inşa etmesi anlamına gelmektedir. Özellikle ulusal ve etnik kimliklerin oluşturulmasmda ötekiye genellikle olumsuz bir değer atfetme sıkça görülen bir vakıadır. Bu bağlamda ulus veya ulus-devlet için tehlikeli olarak addedilen ötekilerin“icat”edildiği görülür. Bunlar iç ya da dış ötekiler olabilirler ve homojen bir ulus-devletin oluşturulması İçin gündemde tutulabilirler. Ulusun ve ulus-devletin inşasında sıkça başvurulan bazı olgular, kavramlar, disiplinler vardır: Tarihî köken miti, dil birliği, ırk birliği, mitoloji, folklor bunlar arasındadır. Birçok ulus milliyetçiliğinde olduğu gibi Türk milliyetçiliğinin oluşturulmasında da bu kavramlara ve olgulara baş vurulmuş ve gerek politik yaşamda gerek eğitim alanında bu kavramlar yoğun olarak kullanılmıştır. Milliyetçiliğin Türkler arasında ortaya çıkışının Tanzimat'tan sonraya denk geldiği genel kabul görmektedir. Bunda Balkanlarda başlayan ayrılıkçı milliyetçilik hareketlerinin önemli rolü bulunmaktadır. Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinde yükselen değer olan milliyetçilik, Cumhuriyet döneminde üst noktaya ulaşmıştır. Bu dönemden itibaren, içerde ve dışarıda Türkiye ve Türkler için tehlike oluşturan, Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmayı hedeflediği varsayılan düşmanların varlığına sıkça vurgu yapılmaya başlanmıştır. Bunun sonucu olarak da zaten bizden olmayanı ötekileştirmeye mütemayil olan milliyetçilik, içeride ve dışarıda öteki yaratmış, etnik bakımdan gayritürk, dinsel bakımdan gayrimüslim olan etnik ve dinsel gruplar üzerinde baskılar yoğunlaştmlmıştır. Türkiye (Anadolu), gerek Osmanlı döneminde gerek Cumhuriyet döneminde birçok farklı kültürün bir arada yaşadığı, heterojen bir coğrafya olmuştur. Ancak İkinci Meşrutiyet' ten sonra, milliyetçilik akımı güçlenmeye başlamış ve homojen bir devlet oluşturmak amacıyla çeşitli çabalara girilmiştir. Cumhuriyet döneminde, ikinci Dünya Savaşı öncesi Nazi Almanya'sının da etkisiyle ırkçılığa varan uygulamalara başvurulmuştur. Bu süreç içinde içerideki farklı etnik ve dinsel gruplar üzerinde çeşitli baskılar kurulmuştur. Gayrimüslimlere Lozan Antlaşması'yla tanınan haklar fiilen kısıtlanmış, farklı etnik ve dinsel grupların kendi kültürlerini yaşatmalarına olanak verilmemiş, bu tür talepleri dillendirenler çeşitli baskılara maruz bırakılmışlardır. Devletin çeşitli kurumlan, cumhurbaşkanından, başbakana ve milletvekiline kadar devletin üst düzey yöneticileri de farklı oldukları konusunu az çok gündeme getiren grupların ötekileştirilmelerinde bazen dolaylı olarak bazen doğrudan büyük rol oynamışlardır. Türkiye'de eğitim sistemi ve eğitim kurumlan gayrimüslimlerin, gayritürklerin ve Hanefi olmayan Müslüman inanç gruplanmn ötekileştirilmesinde etkin birer araç olarak kullanılmışlardır. Cumhuriyet öncesinde formal eğitim haklarını kullanmada önemli sorunlarla karşılaşmayan Rum, Ermeni ve Yahudi gayrimüslim azınlıklann okul sayısı Cumhuriyet döneminde sınırlandırılmış, mevcut olan okullann nifak yuvası olduklan lanse edilmiştir. Büyük bir nüfusa sahip olan ve Lozan'da“Türklerin kardeşi”ve“asli unsur”olarak kabul edilen Kürtlerin varlığı fiili anlamda kabul edilmemiş ve Kürtler etnik ve kültürel bir varlık olarak görülmemiş, ulusal eğitim sisteminin hiçbir aşamasında yer almamışlardır. Öte yandan Hanefi inancına dayalı olan eğitim sisteminde Alevi inancına da herhangi bu yer verilmemiştir; laiklik ilkesinin benimsenmesinden sonra bile Hanefilik merkezli eğitim ve öğretime devam edilmiştir, Aleviler de yok sayılmıştır. Türk ulusal eğitim sisteminde ötekileştirme, eğitim kuramlarında ve ders kitaplannda da görülmektedir. Özellikle Cumhuriyet dönemi ders kitaplannda gayrimüslimler genellikle olumsuz yargılarla ele alınmıştır. Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler ders kitaplarında ya doğrudan ya da dolaylı ifadelerle tehlikeli unsurlar olarak gösterilmişlerdir. Din bilgisi, tarih ve edebiyat ders kitaplannda, gayrimüslim azınlıklan düşmanlaştıran, ötekileştiren metinlere ve bilgilere yer verilmiştir. Kısaca, Türk ulusal eğitim sistemi, gayrimüslimleri, gayritürkleri Hanefi olmayanlan ya olumsuzlayarak ya da yokmuş gibi görerek ötekileştirmiştir, denebilir.
Özet (Çeviri)
In recent years the concept of“other”has been used more often. This concept used to refer to the remnants from“F and ”We“, to the people that are far away and more often to the people that ascribed pejorative values. However the ”other“ marks the envied. For Eastern people the Western people and in recent times for Western people the exotic Eastern people are the envied other. The existence of the other is also an identity issue. This means a process of making an identity both for 'T' and ”We“ and also for the other. Ascribing pejorative values to the others, especially in the process of making of a national or ethnic identity, is a case that can be seen frequently. In this context the ”invention“ of the others that are ascribed dangerous for the nation or for the nation-state can be observed. Those can be internal or external others and in order to build a homogeneous nation-state can be put on the agenda. There are certain facts, concepts and patterns in the process of building nation or nation-state. These include the myth of historical origin, language and race unity, mythology, folklore. In building the Turkish nationalism, as in many nationalism, these concepts and facts were resorted and used densely both in political life and education field. The emergence of nationalism between Turkish people dated after the Administrative Reform of The Ottoman State [Tanzimat] generally acknowledged. In this emergence the secessionist nationalisms in the Balkan region had an important role. Nationalism, the rising tendency of the First and the Second Constitutional Monarchy periods of the Ottoman State [Meşrutiyet] reached its peak in the Republican Era of the Turkish State. From this era, existence of the enemies assumed to produce risk for Turkey and Turks or aimed to destroy Turkish Republic both inside and outside Turkey, began to emphasize. Thus, nationalism which is inclined to exclude the people other than us, created ”othef's both inside and outside the country, oppression of the non-Turkish and non-Muslim ethnic and religious groups condensed. Turkey (Anatolia), both in Ottoman and Republican Era, is a heterogeneous geography that several different cultures go on living together. But after the Second Constitutional Monarchy, the nationalism tendency began to strengthen and different efforts made to build a homogenous nation-state. In republican Era, with the effect of the Nazi Germany before the Second World War, practices applied that reaches to racism. In this process, various coercion was applied over the different ethic and religious groups inside Turkey. Rights given to the non-Muslims with the Lausanne Treaty were restricted, the reproduction of the culture of the different ethnic and religious groups was not allowed, and the one who uttered these coercions were repressed. Various institutions of the State, from president to prime minister and to the deputies of the parliament the administrators of the State played a role, with or without intention, in the exclusion of the groups that utter their differences. Turkish education system and the educational institutions were used as an effective instrument in the exclusion of the non-Muslims, non-Turkish people and Muslims that do not belong to the Hanefi Sect. Before the Republican Era, non- Muslim minorities (Greek, Armenian and Jewish) that did not face with the issue of using their rights concerning the formal education, in Republican Era the number of their schools were restricted and existing schools are marked as cradle of discord. Kurdish People, that has a big population, and in Lausanne acknowledged as the“brother of the Turks”and“main element”, were not seen as an ethnical and cultural entity and did not participate in any level of the national education system. On the other hand in the education system that bends on the creed of the Hanefi Sect, no place given to the Alevi creed and even after the adoption of the laicism principle, education centered on Hanefiism goes on. Also Alevis are pretended not to see. In Turkish education system exclusion of others, can be observed in educational institutions and text books. Especially in the Republican Era, text books the non-Muslims generally mentioned with pejorative biases. The Rums, Armenians and the Jews are represented as risky elements in the text books with direct or indirect utterances. In religious, historical and literature text books give place to information that render religious minorities as enemies and exclude them. Briefly, it can be said that, the national education system of Turkey either by despising or by pretending not to see the non-Muslims, non-Turks and one that do not belong to Hanefi Sect made them“other”.
Benzer Tezler
- Türk basınında düzensiz göçün görsel temsili: Taliban yönetimi sonrası Afgan göçü
Visual representation of irregular migration in the Turkish press: Afghan migration after the Taliban regime
ZİNDAN ÇAKICI
Doktora
Türkçe
2024
GazetecilikGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. EMİNE NAZLI AYTUNA
- Robert Kolej'de öğrenim gören Türk öğrenciler üzerine prosopografik bir çalışma (1863-1971)
A prosopographical study on Turkish students at Robert College (1863-1971)
ELİF EVRİM ŞENCAN GÜRTUNCA
Doktora
Türkçe
2017
Eğitim ve ÖğretimHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA ACUN
- Dijital paranın ulusal ve uluslararası para sistemine etkisi
The effect of digital money on the national and international monetary system
SELİN SOĞUKOĞLU KORKMAZ
Doktora
Türkçe
2024
BankacılıkAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiBankacılık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET GÜNAL
- Türk tiyatrosunda soyutlama kavramı ve Aziz Nesin'in soyutlamaya dayanan oyunları
The concept of abstraction in the Turkish theatre and Aziz Nesin's plays on abstraction
SEMA GÖKTAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
1995
Sahne ve Görüntü SanatlarıDokuz Eylül ÜniversitesiSahne ve Görüntü Sanatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EFDAL SEVİNÇLİ