Yugoslavya'nın dağılma sürecinde ABD ve Bosna-Hersek krizi
Usa in the process of Yugoslav dissolution and Bosnian crisis
- Tez No: 147238
- Danışmanlar: PROF. DR. HASRET ÇOMAK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Siyasi Tarih Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 144
Özet
Birinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Sırp-Hırvat-Sloven krallığının, Kral Alexandar tarafından adının değiştirilmesi ile tarihte ilk defa güney Slavlannın yurdu anlamına gelen Yugoslavya kelimesi bir devlet adı olarak kullanılmaya başlamıştır. İki büyük Dünya savaşı arasındaki dönem, etnik ve kültürel farklılıklar ve diğer devletlerin Yugoslavya üzerindeki toprak talepleri ile sancılı bir dönem olmuştu, ikinci Dünya Savaşmda mihver devletlerin baskısına dayanamayan Yugoslavya üçlü pakta katılmış ancak bunun hemen ardından gelen hükümet darbesi Hitler' in Yugoslavya'yı işgal etmesi için bir sebep teşkil etmişti. İşgal altodaki Yugoslavya'da bir tarafta Albay Draza Mihajlovic'in organize ettiği ve eski ordu mensubu Suplardan oluşan Çetnik direniş hareketi diğer tarafta ise Josip Broz Tito 'nun başını çektiği Partizan direniş hareketi oluştu. Batılı devletlerin desteğini alan bu iki direniş örgütü zaman zaman Almanlarla zaman zaman da birbirleriyle çatışıyorlardı. Savaşın sonlarına doğru çeşitli nedenlerden dolayı Partizan hareketi öne çıkmış ve savaşm sonunda ülkeyi düşmandan kurtaran bir direniş hareketi olarak prestij kazanmıştı. İşte bu prestiji, kendi karizması ve zekasıyla birleştiren Tito 1980 yılındaki vefatma kadar Yugoslavya' run tartışılmayan lideri olarak hem kendi halkından hem de dünyadan saygı görmüştü. Yugoslavya' nın ABD açısından önemli bir konuma gelmesi büyük ölçüde savaş döneminde ABD'nin önce Çetnik sonra da Partizanlara verdiği destekle başlamıştır. Savaş sonrasındaki kısa dönemde Yugoslavya'nın komünist eğilimleri sebebiyle ilişkiler oldukça düşük bir seviyede devam etmiş, ancak Tito ve Stalin arasındaki anlaşmazlığı, iki kutuplu dünya düzeninde kendisi için büyük bir fırsat olarak gören ABD, bu olaydan sonra Yugoslavya ile ilişkilerini geliştirmeye başlamış ve Sovyetler karşısında bu devletin ayakta tutulması çabalarına girişmişti. Soğuk savaş döneminde ABD'nin tüm çabalarına rağmen iki ülke arasındaki ilişkiler hiçbir zaman en üst seviyede olamamış, ancak ABD'nin ana amacı olan Yugoslavya'nın Sovyet kampına geri dönmesinin engellenmesinde başarılı olunmuştu.V Yugoslavya dağılma sürecine girdiğinde ABD birçok farklı sorunla uğraşmaktaydı. Bush yönetimi Yugoslav krizinde, CIA tarafından yapılan erken uyarılara rağmen, konuya pek ilgi gösterememiş ve krizin bir Avrupa sorunu olduğu dolayısıyla Avrupalı devletlerin çözmesi gerektiği filaini benimsemişti. Ancak kriz gittikçe büyümüş, ve uluslar arası organizasyonların inanılırlığını ve Avrupa'nın güvenliğini etkileyecek bir hal almıştı. Böyle bir durumda, 1993 yılında önceki hükümete yapılan sert eleştirilerle iktidara gelen Bill Clinton, George Bush'un da elini kolunu bağlayan aynı sebeplerden dolayı, aktif bir politika izleyememiş ve bölgede askeri olan Avrupa'nın politikalarım takip etmek durumunda kalmıştı. Özellikle savaşm sonuna doğru BM tarafından ilan edilen güvenli bölgelere yapılan Sup saldırılan uluslar arası kamuoyunda tepkilerin gittikçe artmasına sebep olmuştu. Bununla birlikte ABD kongresinin Başkan Clinton üzerinde kurduğu büyük baskı ve NATO gibi bir kurumun hızlı bir prestij kaybma girmesi, ABD'nin soruna daha aktif bir şekilde müdahale etmesi sonucunu getirmiş ve 1995 yılında, yoğun diplomatik çabalar sonucunda, savaşan taraflar arasında ve çeşitli devlet ve organizasyonların temsilcilerinin huzurunda imzalanan Dayton Barış Anlaşması ile bir büyük kriz sona ermişti. Yapılan anlaşmanın Yugoslavya krizini tam anlamıyla çözüme ulaştırmadığı 1999 yılındaki Kosova olayları ile bir kez daha anlaşılmıştı. Dayton anlaşmasının sonucu Yugoslavya' daki tüm sorunları halletmek değil, çatışmaları sona erdirerek tüm tarafların verdiği ödünlerle bölge insanının acılarım elden geldiğince dindirmekti. Savaşm başından Dayton anlaşmasına kadar geçen zaman hem devletlerin hem de bireylerin pek çok hata yaptığı bir 'yatıştırma' dönemi olarak hatırlanacaktır. Soğuk Savaş sonrası gelen ilk Avrupa krizinde özellikle Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler bölgelerinde ortaya çıkan bu sorunu çözmekte başarılı olamamışlar ve bunun sonucunda da ABD'nin yeni dünya düzenindeki rolü ve süper güç konumu iyice pekişmiştir.
Özet (Çeviri)
The word Yugoslavia - meaning the land of south Slavs - was first used in history as a state name when King Alexander changed the name of the Kingdom of Serbs, Croats and Slovenes, which was founded just after the end of the First World War. The period between the two World Wars had been a difficult period because of the ethnic and cultural differences of constituent republics in addition to the territory claims of some other states. Unable to resist the pressure coming from the Axis powers, Yugoslavia joined the tripartite pact, but the coup d'etat coming shortly after this, proved to be a good excuse for Hitler to invade Yugoslavia. Two resistance movements emerged in Yugoslavia under the Axis occupation; one of them being the Chetniks which was mostly composed of Serb ex-members of the army and organized by Colonel Draza Mihajlovic, and the other one, the Partisans led by Josip Broz Tito. Having taken the support of Allied powers, these two groups occasionally fight each other when they are not fighting the Germans. Through the closing stages of the war the Partisan movement became more and more important and gained prestige as the saviour of Yugoslavia. Combining this prestige with his own charisma and political wit, Tito became the unquestionable ruler of his country and was respected by both his people and the world until his death in 1980. The supporting of the resistance movements Chetniks and Partisans respectively by USA, contributed to the beginning of US interest in Yugoslavia. Throughout the brief period after the war, and mostly because of the communist practices of Yugoslavia, the relations remained between low-profile and inexistence. However, the rift between Tito and Stalin was too good an opportunity to pass on for the USA, so seeing this as an opportunity in a bipolar world, the USA began improving its relations with Yugoslavia and the keeping-afloat of Tito against the communist bloc. Despite the efforts of the USA, relations between the two states never reached the desired level during the cold war period, but the ultimate aim of distancing Yugoslavia from the communist bloc was achieved with success.VII The USA had a lot of issues on the agenda when Yugoslavia entered the dissolution process. Despite the earlier warnings by the CIA, Bush administration paid no sufficient attention to the conflict and preferred to see it as a problem of Europe which had to be left for the Europeans to handle. Unfortunately, the crisis spread so quickly that it became a major problem threatening the credibility of the international organisations and European security. Bill Clinton, who won the elections, thanks partly to the harsh criticism he directed on George Bush, saw that the same factors which tied the former administrations hands were tying his too, preventing him from assuming an active role and making him a follower to the policies of European countries having soldiers in the area. Especially the Serb attacks through the later stages in the war on 'safe areas' declared by the UN, caused severe reactions in public opinion. The pressure of the US Congress on the President coupled by the rapid loss of prestige of an organisation like NATO, resulted in the active intervention of USA and after an intense period of mediation Dayton Peace Agreement was signed by the warring parties to end the big crisis, witnessed by the representatives of various states and organisations. It is once more appreciated, after the Kosovo crisis in 1999, that Dayton Agreement only ended the ongoing crisis in the country. The ultimate result of the agreement was not to find peaceful solutions to all the problems in Yugoslavia. It just served in ending the suffering of the peoples of Yugoslavia by a cessation of hostilities. The period between the beginning of the crisis and Dayton Agreement would be remembered as a period of appeasement in which many mistakes were made by individuals and states. In conclusion, the first crisis in Europe after the Cold War period was marked by the inefficiencies of parties such as EU and UN to end the conflict in their backyards and this resulted in the strengthening of the super power position and the role of USA in the new world order.
Benzer Tezler
- İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da savunma ve güvenlik
The Defence and security in Europe after the Second World War
MUHARREM GÜRKAYNAK
Doktora
Türkçe
2004
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERSİN ONULDURAN
- İslam, İslam devletleri ve Yugoslavya Federasyonu'nun dağılma süreci
Islam, Islamic states and the disintegration of Yugoslavia Federation
SELEN ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2002
Uluslararası İlişkilerAnkara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. İLHAN UZGEL
- Küçük devlet dış politikasında iç ve dış faktörler: Sırbistan dış politikası örneği
Internal and external factors in small state foreign policy: The case of foreign policy of Serbia
UFUK OĞUZ TAŞÇI
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Siyasal BilimlerÇankaya ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA DİDEM EKİNCİ
- Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği'ne tam üyelik süreci ve Yunanistan
The full membership process of Balkan countries to the European Union and Greece
EZGİ TOPÇU
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
BankacılıkDokuz Eylül ÜniversitesiAvrupa Birliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NAZİF MANDACI
- Küresel bir güç olarak Avrupa: Avrupa Birleşik Devletleri modeli
Europe as a global power: model of the United States of Europe
YASEMİN CAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Siyasal BilimlerMarmara ÜniversitesiAvrupa Birliği Siyaseti ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARMAĞAN EMRE ÇAKIR