Koroner anjiyografik inceleme yapılan bir grup hastada küçük, yoğun LDL pozitifliği düzeyinin belirlenmesi
Determination of small, dense LDL positivity levels in a group of patients who were evaluated by coronary angiography
- Tez No: 156868
- Danışmanlar: PROF.DR. LEVENT KARACA
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Biyokimya, Biochemistry
- Anahtar Kelimeler: LDL fenotipi, gradyent elektroforez, ateroskleroz 48, LDL phenotype, Gradient electrophoresis, Atherosclerosis 49
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Biyokimya Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 60
Özet
ÖZET Düşük dansiteli lipoprotein (LDL) yoğunluk, boyut ve lipid içeriği bakımından plazmada heterojen bir dağılım gösterir. Yüksek trigliserit ve düşük HDL düzeyleri, trunkal obesite, insülin rezistansı ve hipertansiyonla tanımlanan metabolik sendromda 'küçük, yoğun LDL fenotipi' bir komponent olarak gözükmektedir. LDL'si küçük, yoğun olan bireylerde koroner kalp hastalığı prevalansınm daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Poliakrilamid gradyent jel elektroforezi ile LDL partikülleri boyutlarına göre ayrılmakta, hakim olan LDL tipi bant oluşturmaktadır. Bu çalışma, kardiyoloji polikliniğinde değerlendirilerek anjiyografik incelemeye alınan bir grup hastaya ait plazmalarda denaturasyon olmaksızın poliakrilamid gradyent jel elektroforezi metodu ile LDL fenotipini belirlemek ve koroner damarlarında aterosklerotik patoloji olan hasta grubunda, olamayanlara kıyasla plazma küçük, yoğun LDL pozitifliğinin düzeylerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Literatürde yer alan farklı jel gradyentleri kıyaslandığında %3-7,5'lik jel uygulama bakımından üstün bulunmuş, %3-7,5'lik poliakrilamid jel gradyentinde 59 hastaya ait plazma örnekleri, 125 Volt'ta 24 saat süre ile dikey elektroforez sisteminde yürütülmüş, yürütme sonrası j eller Oil Red O, lipid boyasıyla boyanmış, tarayıcıdan geçirilerek bilgisayar ortamında oluşan bantların durumu değerlendirilmiştir. 59 hastanın 28 tanesinde büyük LDL, 12 tanesinde orta LDL, 16 tanesinde küçük LDL saptanmış, 3 hastaya ait LDL bandı karakterize edilememiştir. Hastalardan 20 tanesi anjiyografik inceleme sonucunda normal damarlara sahipken, 36 tanesinde en az bir damarda tıkanıklık tespit edilmiştir. Damarları tıkalı grupta %30,5 oranında küçük LDL saptanmış, kontrol grubundaki küçük LDL pozitifliği %25 olarak bulunmuştur. Büyük LDL'ye kıyasla istatistiksel anlamlı fark göstermese de küçük LDL pozitifliği olan hastalarda %68,8 oranında damar tıkanıklığı ortaya çıkmıştır. Diğer yandan küçük LDL fenotipli olgularda ortalama trigliserit düzeylerinin büyük ve orta tipe kıyasla anlamlı yüksekliği, küçük LDL oluşumunda hipertrigliseridemik etki hipotezini destekler niteliktedir. Türk hastalarda gradyent jel elektroforezi ile LDL fenotipi ve boyut analizinin yapıldığı çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın, kısıtlı vaka sayısına rağmen bölümümüzde yeni bir metodun kullanılması ve LDL alt tipleriyle anjiyografik tıkanıklık ilişkisini araştırması bakımından orijinal olduğu söylenebilir. Özellikle serum trigliseritleri yüksek seyreden olguların KKH riski yönünden değerlendirilmesinde küçük yoğun LDL pozitifliğinin saptanması yararlı olabilir.
Özet (Çeviri)
SUMMARY Low density lipoprotein shows a heterogeneous distribution of density, size and lipid content in the plasma. Small dense LDL phenotype seems to be a component of the metabolic syndrome characterized with high triglyceride and low HDL levels, truncal obesity, insulin resistance and hypertension. There are some studies concluding that individuals with small dense LDL show a high prevalance of coronary heart disease. LDL particles can be seperated according to size by polyacrylamide gradient gel electrophoresis, and dominant LDL type forms a band. This study has been conducted to detect LDL phenotype and to determine the positivity of small dense LDL by use of non-denaturing polyacrylamide gradient gel electrophoresis in the plasmas of a group of patients who were assessed in the cardiology clinic and evaluated by coronary angiography. When different gel gradients that were used in the literature were compared, a gel gradient of 3-7.5% has been found to be superior. The plasma samples of 59 patients were run in a 3-7.5% polyacrylamide gel in a vertical electrophoresis system for 24 hours under 125 volts, the gels were stained by Oil Red O, lipid stain, scanned and the position of the bands were evaluated in the computer. Of the 59 patients, 28 had large LDL band, 12 had medium LDL band and 16 had small LDL band whereas no bands were characterized in 3 of the patients. According to angiography results 20 of the patients had normal vessels whereas at least one vessel had stenosis in 36 of the patients. Small LDL was detected in 30,5% of the stenosis group, and 25% of the control group. Although there is no statistical significance the patients with small LDL positivity had 62% stenosis within the coronaries. On the other hand the patients with small LDL phenotype had significantly higher mean triglyceride levels compared to large and intermediate LDL group. This finding supports the hypertriglyceridemic effect hypothesis in the formation of small dense LDL. There has been no study about LDL phenotype and size analysis by gradient gel electrophoresis in Turkish patients. Despite the limited patient number in the study, it can be said that it is original for the construction of a new method in our department and for studying the relation between LDL subtypes and angiographic stenosis. Detection of small LDL positivity especially in the cases with high serum triglycerides may be valuable in the risk assessment for coronary heart disease.
Benzer Tezler
- Kronik total oklüzyonlarda intrakoroner stent ve perkütan translüminal koroner anjiyoplasti sonuçlarının karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
MEHMET ÖZAYDIN
- Akut koroner sendrom ile gelen hastalarda trombüs yükü ile kardiyak skorlar arasındaki ilişki
The relationship between thrombus burden and cardiac scores in patients presenting with acute coronary syndrome
CEYDA AK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
KardiyolojiVan Yüzüncü Yıl ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ RAMAZAN DUZ
- İzole koroner arter ektazisi ile serum soluble lr11 seviyesi ilişkisi
Serum soluble lr11 level relationship with isolated coronary artery ectasia
MEHMET ALİ FELEKOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
KardiyolojiSağlık Bilimleri ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AHMET AKYEL
- Koroner arter hastalığı ciddiyeti ile sistemik immün-inflamasyon indeksi arasındaki ilişkinin retrospektif olarak araştırılması
Retrospective investigation of the relationship between coronary artery disease severity and the systemic immune inflammation index
UĞUR DELİKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
KardiyolojiBursa Uludağ ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALPARSLAN BİRDANE
- Koroner arter tortuyozitesinin retinal arter tortuyozitesi ve karotis intima-media kalınlığı ile karşılaştırılması
Koroner arter tortuyozitesinin retinal arter tortuyozitesi ve karotis intima-media kalınlığı ile karşılaştırılması
ADNAN DOĞAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiGaziantep ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VEDAT DAVUTOĞLU