Deneysel hirchsprung modelinde probiyotik içeren gıdaların gastrointestinal sisteme etkisi: ön çalışma
Effects of probiotics on experimental hirschsprung model: preliminary study
- Tez No: 157033
- Danışmanlar: PROF.DR. SİNAN CELAYİR
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2004
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 44
Özet
6. ÖZET Hirschsprung hastalığı, doğumsal olarak barsaklarda intramural ganglion hücrelerinin yokluğu sonucu fonksiyonel kolonik obstrüksiyon olarak tanımlanmaktadır. 4400-7000 doğumda 1 oranda görülen bu hastalık term yenidoğanlarda kolonik obstrüksiyonların en sık sebebidir. Hastalığın cerrahi öncesi ve sonrası en önemli komplikasyonu enterokolit gelişimidir. Enterokolit oluşumu etyolojisi hakkında pek çok teori öne sürülmüştür. Enterokolit patofizyolojisini anlamak için şimdiye değin pek çok araştırma yapılmakla beraber olayın tek bir sebepten değil birkaç faktörün rol aldığı sanılmaktadır. Olayı tetikleyen mekanizmalardan biri de barsak bakterilerinin aşırı kolonizasyonu ve formasyonunda değişiklik olmasıdır. Bu nedenle enterokolit tedavisi genel olarak dekompresyon ve antibiyoterapiyi kapsamaktadır. Çalışmamızda daha önceleri inflamatuar barsak hastalıkları tedavisinde kullanılan probiyotiklerin Hirschsprung hastalığı enterokolitinde de barsak florasını düzenleyerek barsak duvarı sağlamlığını ve olası enterokolit riskini azaltabileceğini savunmaktayız. Bu teoriden yola çıkarak Sato'nun 1978'de benzalkonium klorid ile deneysel aganglionozis modelini örnek alarak çalışma grubu oluşturmayı planladık. Grup 1'deki deneklerimize deneysel aganglionozis modeli oluşturduktan sonra günde en az 1.5x10^ CFU probiyotik içeren gıda ile normal hayvan yemi ve su verildi. Denekler işlem öncesi ve sonrası lavman opak ile değerlendirildi. 15,20 ve 30 gün sonra sakrifiye edilerek barsak sitolojisi ve gayta mikrobiyolojisi değerlendirildi. Probiyotiklerin barsaktaki varlığı mikrobiyolojik olarak gayta aerop ve anaerop kültürler ile doğrulandı. Grup 2'deki deneklere deneysel aganglionozis modeli oluşturduktan sonra normal hayvan yemi ve su verildi. Denekler işlem öncesi ve sonrası lavman opak ile değerlendirildi. 15,20 ve 30 gün sonra denekler sakrifiye edilerek barsak sitolojisi ve gayta mikrobiyolojisi değerlendirildi. Grup 3'deki denekler günde en az 1.5x10^ CFU probiyotik içeren gıda ile normal hayvan yemi ve su verildi. Denekler işlem öncesi ve sonrası lavman opak ile değerlendirildi. 20. gün sonunda sakrifiye edilerek barsak sitolojisi ve gayta mikrobiyolojisi değerlendirildi. 37Grup 4'deki denekler normal hayvan yemi ve su verildi. Denekler işlem öncesi ve sonrası lavman opak ile değerlendirildi. 20. gün sonunda sakrifiye edilerek barsak sitolojisi ve gayta mikrobiyolojisi değerlendirildi. Ön çalışmanın sonucunda uzun segment (2,5 cm) aganglionozis işlemi yapılan sıçanlarda erken dönem ileus tablosu görüldü ve bu deneklerde probiyotiklerin etkileri gözlemlenemeyeceği anlaşıldı. Kısa segment (1.5 cm) uzunluğunda aganglionozis yapılan deneklerde aganglionozisin mikroskopik olarak saptanacağı 1 aylık süre içinde kendi deneklerimizde aganglionozis görülmedi. Bu bulguyu sağlayacak 2 ana sebep öngördük. Birincisi Sato'nun kısa segment aganglionozis yaptığı denekleri 12 ay kadar gözlemleyebilmiştir. Dolayısıyla 1 aydan daha geç dönemde aganglionozis görülme olasılığı da mevcut olmaktadır. Deneklerimizde HH kliniğini gözlemlemek için daha uzun dönem gerekebilmektedir. İkinci sebep ise Hanani, Ramalho ve Garcia'nın savunduğu nöronal plastisite teorisi ganglion sayılarındaki değişim ile BK uygulamasının aganglionozis modeli güvenilirliğini sorgulatmaktadır. Çalışmamızda Sato'nun aganglionozis oluşturma prosedürü uyguladığımız deneklerde başlangıçta kısa bir süre aganglionozis kliniği oluştuğunu gözlemledik. Deneklerde fonksiyonel bir tıkanıklık belirtileri oluşmakta, fakat bu belirtiler histolojik değişiklikler ile beraber kısa bir dönem sonunda düzelmektedir. Çalışma bulgularımız Sato'nun deneysel aganglionozis oluşturma modelinin HH'de görülen barsak patogenezini açıklayamaya yeterli olmadığını ve enterokolit çalışmaları için uygun bir model oluşturamayacağı görüşlerini desteklemektedir. 38
Özet (Çeviri)
Grup 4'deki denekler normal hayvan yemi ve su verildi. Denekler işlem öncesi ve sonrası lavman opak ile değerlendirildi. 20. gün sonunda sakrifiye edilerek barsak sitolojisi ve gayta mikrobiyolojisi değerlendirildi. Ön çalışmanın sonucunda uzun segment (2,5 cm) aganglionozis işlemi yapılan sıçanlarda erken dönem ileus tablosu görüldü ve bu deneklerde probiyotiklerin etkileri gözlemlenemeyeceği anlaşıldı. Kısa segment (1.5 cm) uzunluğunda aganglionozis yapılan deneklerde aganglionozisin mikroskopik olarak saptanacağı 1 aylık süre içinde kendi deneklerimizde aganglionozis görülmedi. Bu bulguyu sağlayacak 2 ana sebep öngördük. Birincisi Sato'nun kısa segment aganglionozis yaptığı denekleri 12 ay kadar gözlemleyebilmiştir. Dolayısıyla 1 aydan daha geç dönemde aganglionozis görülme olasılığı da mevcut olmaktadır. Deneklerimizde HH kliniğini gözlemlemek için daha uzun dönem gerekebilmektedir. İkinci sebep ise Hanani, Ramalho ve Garcia'nın savunduğu nöronal plastisite teorisi ganglion sayılarındaki değişim ile BK uygulamasının aganglionozis modeli güvenilirliğini sorgulatmaktadır. Çalışmamızda Sato'nun aganglionozis oluşturma prosedürü uyguladığımız deneklerde başlangıçta kısa bir süre aganglionozis kliniği oluştuğunu gözlemledik. Deneklerde fonksiyonel bir tıkanıklık belirtileri oluşmakta, fakat bu belirtiler histolojik değişiklikler ile beraber kısa bir dönem sonunda düzelmektedir. Çalışma bulgularımız Sato'nun deneysel aganglionozis oluşturma modelinin HH'de görülen barsak patogenezini açıklayamaya yeterli olmadığını ve enterokolit çalışmaları için uygun bir model oluşturamayacağı görüşlerini desteklemektedir. 387. SUMMARY Hirschsprung's disease is a functional colonic obstruction due to congenital absence of intramural ganglion cells. The pathology occurs in 1/4400-7000 of live births and is the most common obstructive problem of the colon in term neonates. Enterocolitis is the most serious complication in the pre and postoperative period of the disease. Different theories have been proposed regarding the etiology of enterocolitis. To identify the underlying pathophysiology of enterocolitis, many studies have been designed and multifactor etiologies have been investigated. Alteration and overgrowth of colonic flora is one of the important trigger mechanisms in enterocolitis development. Thus the treatment of enterocolitis includes decompression and antibiotic administration. Our study hypothesizes that probiotics previously used in inflammatory bowel disease, can decrease the risk of enterocolitis in Hirschsprung's disease by regulating the colonic flora, thus strengthening the bowel wall and decreasing the risk of enterocolitis. We designed an experimental study to create an aganglionosis model by using benzalchonium chloride as described by Sato in 1978. 250-300 gram male Spraque-Dawley rats were divided in four groups. Group 1 underwent E.A.P.P. and was fed 1.5x10^ CFU probiotic diet, normal rat chow and tap water. Stool cultures were obtained pre and postoperatively for microbiologic changes. A radiological contrast study was done in the pre and postoperative period to demonstrate structural changes in the colon. Animals were sacrificed on 15, 20 and 30 days after the procedure and investigated for histopathological changes. The presence of probiotics in the bowel lumen was confirmed microbiologically with aerobic and anaerobic cultures. In-group 2 following E.A.P.P, animals were fed normal chow and tap water. Stool cultures were done pre and postoperatively for microbiological changes. A radiological contrast study was done in the pre and postoperative period to demonstrate structural changes in the colon. Animals were sacrificed on 1 5, 20 and 30 days after the procedure and investigated for histopathological changes. In-group 3, animals were fed 1.5x108 CFU probiotic diet, normal rat chow and tap water. A radiological contrast study was done in the pre and postoperative period 39
Benzer Tezler
- Gangliyonsuz kolonda miyoelektrik aktivite değişiklikleri
Başlık çevirisi yok
ALİ KÜRŞAT BUDAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1995
Çocuk Cerrahisiİstanbul ÜniversitesiÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALAADDİN ÇELİK
- Defonksiyone kolonda, intestinal morfolojik değişiklikler ve geriye dönüşebilirliği
Intestinal morphological changes and its reversibility in defunctionalized colon
CÜNEYT ATABEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Çocuk CerrahisiGATAÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SALİH ÇETİNKURŞUN
- Deneysel enfekte beyaz farelerde Strobilocercus fasciolaris'e Albendazol ve Praziquantel'in etkisi
Başlık çevirisi yok
KADER YILDIZ
Doktora
Türkçe
1998
Veteriner HekimliğiAnkara ÜniversitesiParazitoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AHMET DOĞANAY
- Deneysel omurilik yaralanmaları (Elektrofizyolojik monitörleme ve tedaviye yaklaşım)
Başlık çevirisi yok
MEHMET ZİLELİ