Ventrikülostomi kateterine bağlı gelişen beyin omurilik sıvısı infeksiyonlarını tanımlamada yeni bir parametre olarak beyin omurilik sıvısı prokalsitonin değeri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 163302
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2005
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 71
Özet
7. ÖZET İnfeksiyon yoğun bakım hastalarında mortalite ve morbiditenin en önemli sebebidir. Beyin cerrahisi yoğun bakım ünitelerinde artmış intrakranyal basınç tedavisi sırasında kullanılan, ventrikülostomi kateterine bağlı santral sinir sistemi infeksiyonları morbiditeyi arttıran önemli bir faktördür. Klasik parametreler SSS infeksiyonu erken ve özgün tanı konulmasında etkin değildir. Bu da yeni parametre arayışlarına neden olmuşdur. întrakranyal kanama, subaraknoid kanama (SAK), serebral enfarkt, akut hidrosefali ve diğer intrakranyal hastalıklarda, hadisenin ağırlığına bağlı olarak değişen düzeylerde sistemik inflamatuar yanıt sendromu (SIRS) izlenmektedir. Aynı zamanda SSS enfeksiyonları da sistemik inflamatuar yanıt oluşturabilmektedir. Sonuç olarak beyin cerrahisi yoğun bakımında, ventrikülostomi kateteri ile takip edilen hastalarda, sistemik inflamatuar yanıtın infeksiyona mı, yoksa primer patolojik duruma mı bağlı olduğunu söylemek güçtür. Bu nedenle ventrikülostomi kateterine bağlı santral sinir sistemi infeksiyonlarının erken dönemde tanısı ve tedavisinde hala devam eden zorluklar vardır. Klinik çalışmalar, serum ve beyin omurilik sıvısı prokalsitonin düzeylerinin santral sinir sistemi enfeksiyonlarının tanısında yeni parametre olarak kullanılabileceği yönünde önemli sonuçlar ortaya koymuştur. Ventrikülostomi kateteri takılan, subaraknoid kanama, spontan intraserebral hematom veya intraventriküler kanamalı 123 hasta üzerinde yaptığımız çalışmada, VKBİ kriteri olarak; ilerleyici BOS pletositozu, BOS proteini artışı ve BOS glukozu azalması ve/veya ateş haricindeki belirsiz klinik semptomla birlikte, bir ya da daha fazla pozitif BOS kültürü veya Gram boyaması, koşulunda, biyokimyasal analiz sonuçlarına göre BOS/serum şeker oranının 2.2 g/l, BOS nötrofıl sayısının > 1.1 80x1 06 /l bulunması kabul edildi. Sistemik inflamatuar yanıt, American College of Chest Physician/ Society of Critical Care Medicine (ACCP / SCCM) konsensüs konferans kriterlerine göre değerlendirildi. Tüm hastaların 56ilk 72 saat içinde günlük BOS PCT düzeyi ile birlikte serum PCT ve CRP düzeyleri ile günlük düzenli biyokimyasal ve hematolojik kan değerlerine bakıldı. Eş zamanlı BOS'nın hücresel ve biyokimyasal tetkiki yapılarak, gram boyama ve kültür örneklemesi yapıldı. Yoğun bakıma giriş APACHE II, GCS, WFNS ve yoğun bakımdan çıkış GOS skorlamaları yapıldı. Çalışma öncesi hastanede 48 saatten uzun süre kalan, empirik antibiyotik tedavisi kullanan, yoğun bakım takipleri sırasında sistemik enfeksiyon tespit edilerek antibiyotik uygulanan, sepsis, septik şok izlenen, kriterlere uygun olarak VKBİ'nu tespit edilmeyen, diğer sistemlere ait kronik hastalığı, otoimmun hastalığı, immunsupresyonu olan ve 1 8 yaşından küçük hastalar çalışma dışı bırakıldı. Çalışmamızda; VKBİ'nun serum PCT ve CRP düzeyleri ile birlikte BOS PCT'de de belirgin artışa neden olduğu saptandı. VKBİ sistemik inflamatuar yanıta neden olduğunda, serum PCT ile BOS PCT düzeylerinde primer patolojinin neden olduğu SIRS durumdan daha fazla artışa neden olduğu gözlendi. Serum CRP düzeyinde artışın ise, primer intrakranyal patolojiye bağlı sistemik inflamatuar yanıtta VKBİ'nun oluşturduğu SIRS'na göre daha belirgin olduğu izlendi. VKBİ tanısında serum CRP'nin, BOS ve serum PCT düzeylerinden daha değerli olduğu saptandı. VKBİ'nun neden olduğu sepsisin tanısında BOS PCT düzeyinin, serum PCT ve CRP düzeyinden daha belirleyici bir parametre olduğu saptandı. Sonuç olarak bu çalışma; BOS PCT değerinin, sepsise neden olan VKBİ'ların erken dönemde belirlenmesinde, diğer klasik tanı kriterleri ile birlikte, değerli bir parametre olduğunu ortaya koymuştur. Ancak kesin sonuçlar elde edebilmek için daha fazla sayıda çalışmalara gereksinim vardır. 57
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Eksternal ventriküler drenaj kateterine nanomateryal temelli çözümler ile antibakteriyel özellik kazandırılması
Adding antibacterial properties to external ventricular drainage catheters using nanomaterial-based solutions
GÖKHAN PERÇİNOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
NöroşirürjiSağlık Bilimleri ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SEÇKİN AYDIN
- III. ventrikülün taban anatomisinin endoskopik ventrikülostomi komplikasyonları ile ilişkisi
The relation between the third ventricle floor anatomy and endoscopic ventriculostomy complications
SELÇUK AYDIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
NöroşirürjiUludağ ÜniversitesiNöroşirürji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ENDER KORFALI
- Ventrikülostomi sonrası gelişen enfeksiyon tanısında prokalsitoninin; C-reaktif protein, beyaz küre ve ateşle karşılaştırılması
Comparing procalcitonin to C-reactive protein, white blood cell and fever in diagnosis of ventriculostomy associated infection
ALİ ARSLAN
- Endoskopik üçüncü ventrikülostomi yönteminin hidrosefali tedavisinde yeri
Endoscopi̇c thi̇rd ventri̇culostomy i̇n the treatment of hydrocephalus
FAHRİ REÇBER
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
NöroşirürjiSelçuk ÜniversitesiBeyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAKAN KARABAĞLI
- Endoskopik üçüncü ventrikülostomi komplikasyonları
Başlık çevirisi yok
DİLEK ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
NöroşirürjiEge ÜniversitesiNöroşirürji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YUSUF ERŞAHİN