Geri Dön

Seçim sistemleri ve seçim sürecinin demokratikleşmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 16351
  2. Yazar: KEMAL AYDIN AKAGÜNDÜZ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. İLTER TURAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1991
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 227

Özet

kişinden kurtarılması ve seçimlerde yargısal güvencenin ve denetimin sağlanması yönündeki zorlamaları, 1950 'de yeni seçim yasasının yapılmasıyla çözüme bağlan mıştır. 1950' ye kadar geneloy ve tek dereceli seçim sorunlarını çözerek gelen Türkiye, 1950' de siyasal rekabeti yürüten taraflara eşit koşullar sağlayan bir seçim düzenine geçtikten sonra seçim, şjstemini tartışmaya başlayacaktır. 1950 ve 1954 seçimlerinde muhalefetin oy oranının çok altında sandalye oranıyla parlamen- toda temsili, iktidarın kendisine sınırsız bir güç vehmetmesine neden olmuştur. 1957 seçiminden sonra siyasal kutuplaşmanın yoğunlaşmasının yanısıra, Meclis' in denetim işlevini kaybetmesi, iktidarı parlamento içindeki muhalefete bile taham mül edememe noktasına götürmüştür. Artan nüfusa paralel olarak üye sayısının faz lalaştığı fakat siyasal etkinlikten de uzaklaşan bir parlamento görüntüsü, reji min meşruiyetine duyulan inancın zayıflaması sonucunu doğurmuştur.“ Özellikle 1954 seçiminden sonra nisbi temsil taleplerini yoğunlaştıran muhalefete karşılık, iktidar partisi seçim yasasında muhalefeti aleyhine işleye cek değişiklikler yapmıştır. 1954 değişikliği ile siyasal partilerin radîyo yo luyla propaganda yapmaları ve matbu karma listeler yasaklanmıştır. 1956”da Toplan tı ve gösterilere ilişkin yeni bir yasa çıkarılarak, muhalefetin siyasal çalış ma yapmaları yalnız seçim dönemleri ile sınırlandırılmıştır. 1957 seçimi öncesin deki seçim yasası değişikliği, mutlak karma liste yasağı ve adaylıkla ilgili sı nırlamalar getirerek muhalefet partilerinin seçim işbirliği yapmalarını olanak sız kılmıştır. 1960'dan sonra nisbi temsil sisteminin uygulanmasının en önemli sonu cu parti sayısındaki artıştır. Parti sayısındaki artış seçim sisteminin etkisinin etkisi ile parlamentoya da yansıyabilmiştir. Nisbi temsilin uzun vadedeki etkisi parti parçalanmalarını pekiştirme yönünde olmamıştır. Nisbi temsil büyük partiler içindeki bölünmeleri teşvik ediyor görünse bile, bu yolla kurulan partiler kalıcı olmamıştır. 1969-1980 arasında seçim sistemindeki değişiklikler liste yapısına i- lişkin düzenlemelerle sınırlı kalmıştır. Bu dönemde seçim formülü olarak d'Hondt sisteminin yaygın bir kabul gördüğü söylenebilir. 1980 sonrasında seçim formülü nün işleyişini memli ölçüde etkileyen mekanizmalar öngörülmüştür. Ulusal ve ye-rel seçim barajlarının seçmen eğilimlerini sınırlı sayıdaki partiye yöneltmekte-, hatta adeta zorlayıcı bir biçimde yöneltmekte başarısız kaldığı 1987 seçimi ile birlikte ortaya çıkmıştır. Seçmenlerin tercihini çarpıtan ve parlamentoya yansıt makta yetersiz kalan seçim sisteminin, bu sistemi öngörenlerin istemediği bir so nuca engel olamadığı 1990 seçimlerinde gözler önüne serilmiştir. Seçim öncesi it ti fâklârin açıkça görülmesine olanak vermemesine rağmen, 1990 seçimleri sonrasınr. daki tablo parlamentoda 9 partinin temsil edildiğidir. Bu sayı 1980 öncesindeki parlamento bileşimlerinden aşağı değildir. Her seçim için seçim yasasını değiştirme geleneğini sürdürmekten vaz geçmek ve seçmen eğilimlerini aşırı ölçülerde çarpıtmayan bir seçim sisteminde en geniş uzlaşma zemininde karar kılmak; siyasal demokrasinin gelişmesi açısından kaçınılmaz hale gelmiştir.kişinden kurtarılması ve seçimlerde yargısal güvencenin ve denetimin sağlanması yönündeki zorlamaları, 1950 'de yeni seçim yasasının yapılmasıyla çözüme bağlan mıştır. 1950' ye kadar geneloy ve tek dereceli seçim sorunlarını çözerek gelen Türkiye, 1950' de siyasal rekabeti yürüten taraflara eşit koşullar sağlayan bir seçim düzenine geçtikten sonra seçim, şjstemini tartışmaya başlayacaktır. 1950 ve 1954 seçimlerinde muhalefetin oy oranının çok altında sandalye oranıyla parlamen- toda temsili, iktidarın kendisine sınırsız bir güç vehmetmesine neden olmuştur. 1957 seçiminden sonra siyasal kutuplaşmanın yoğunlaşmasının yanısıra, Meclis' in denetim işlevini kaybetmesi, iktidarı parlamento içindeki muhalefete bile taham mül edememe noktasına götürmüştür. Artan nüfusa paralel olarak üye sayısının faz lalaştığı fakat siyasal etkinlikten de uzaklaşan bir parlamento görüntüsü, reji min meşruiyetine duyulan inancın zayıflaması sonucunu doğurmuştur.“ Özellikle 1954 seçiminden sonra nisbi temsil taleplerini yoğunlaştıran muhalefete karşılık, iktidar partisi seçim yasasında muhalefeti aleyhine işleye cek değişiklikler yapmıştır. 1954 değişikliği ile siyasal partilerin radîyo yo luyla propaganda yapmaları ve matbu karma listeler yasaklanmıştır. 1956”da Toplan tı ve gösterilere ilişkin yeni bir yasa çıkarılarak, muhalefetin siyasal çalış ma yapmaları yalnız seçim dönemleri ile sınırlandırılmıştır. 1957 seçimi öncesin deki seçim yasası değişikliği, mutlak karma liste yasağı ve adaylıkla ilgili sı nırlamalar getirerek muhalefet partilerinin seçim işbirliği yapmalarını olanak sız kılmıştır. 1960'dan sonra nisbi temsil sisteminin uygulanmasının en önemli sonu cu parti sayısındaki artıştır. Parti sayısındaki artış seçim sisteminin etkisinin etkisi ile parlamentoya da yansıyabilmiştir. Nisbi temsilin uzun vadedeki etkisi parti parçalanmalarını pekiştirme yönünde olmamıştır. Nisbi temsil büyük partiler içindeki bölünmeleri teşvik ediyor görünse bile, bu yolla kurulan partiler kalıcı olmamıştır. 1969-1980 arasında seçim sistemindeki değişiklikler liste yapısına i- lişkin düzenlemelerle sınırlı kalmıştır. Bu dönemde seçim formülü olarak d'Hondt sisteminin yaygın bir kabul gördüğü söylenebilir. 1980 sonrasında seçim formülü nün işleyişini memli ölçüde etkileyen mekanizmalar öngörülmüştür. Ulusal ve ye-rel seçim barajlarının seçmen eğilimlerini sınırlı sayıdaki partiye yöneltmekte-, hatta adeta zorlayıcı bir biçimde yöneltmekte başarısız kaldığı 1987 seçimi ile birlikte ortaya çıkmıştır. Seçmenlerin tercihini çarpıtan ve parlamentoya yansıt makta yetersiz kalan seçim sisteminin, bu sistemi öngörenlerin istemediği bir so nuca engel olamadığı 1990 seçimlerinde gözler önüne serilmiştir. Seçim öncesi it ti fâklârin açıkça görülmesine olanak vermemesine rağmen, 1990 seçimleri sonrasınr. daki tablo parlamentoda 9 partinin temsil edildiğidir. Bu sayı 1980 öncesindeki parlamento bileşimlerinden aşağı değildir. Her seçim için seçim yasasını değiştirme geleneğini sürdürmekten vaz geçmek ve seçmen eğilimlerini aşırı ölçülerde çarpıtmayan bir seçim sisteminde en geniş uzlaşma zemininde karar kılmak; siyasal demokrasinin gelişmesi açısından kaçınılmaz hale gelmiştir.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Demokrasi bağlamında kadınların parlamentolardaki temsilinin karşılaştırmalı bir analizi

    A comparative analysis of women's representation in parliaments in the context of democracy

    MUHAMMED RAMAZAN DEMİRCİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kamu YönetimiKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN BAL

  2. Makedonya Cumhuriyeti 1991 Anayasasına göre hükümet sistemi

    The governmental system upon the 1991 Constitution of the Republic of Macedonia

    AZAM KJORBAJRAM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    HukukAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER ANAYURT

  3. Güney Kore'de demokrasinin kurumsallaşması sürecinde ekonomik ve siyasal elitlerin etkileşimi

    Interaction between economic and political elite in the process of institutonalization of democracy in South Korea

    ÖZLEM TEZER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET YETİŞ

  4. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin Türk demokratikleşme sürecine etkisi

    The effect of the election of president by public on Turkish democratization process

    TUĞBA YOLCU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kamu Yönetimiİnönü Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET KARADAĞ

  5. Endonezya ve Türkiye'de askeri rejim sonrası demokratik konsolidasyon: 1990-2010 arası dönem

    Post military regime: The pattern of democratic consolidation in Indonesia and Turkey 1990-2010

    MUHAMMAD SYARONI ROFII

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Kamu YönetimiMarmara Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERHAN DOĞAN