Geri Dön

Genç erişkin erkek esansiyel hipertansiyon hastalarında psikiyatrik komorbidite, mizaç-karakter özellikleri, öfke düzeyi ve öfke ifade tarzı

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 164184
  2. Yazar: CEMİL ÇELİK
  3. Danışmanlar: PROF.DR. FUAT ÖZGEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Esansiyel hipertansiyon, psikiyatrik komorbidite, öfke, mizaç, karakter 44, Essential hypertension, psychiatric comorbidity, anger, temperament, character
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 75

Özet

vn. ÖZET Yapısal bir değişiklik ya da işlev bozukluğu gösteren; oluş, alevlenme, iyileşme nedenleri arasında psikososyal etkenlerin önemli rol oynadığı düşünülen bedensel hastalıklara psikosomatik hastalıklar denilmektedir. Psikosomatik tıpta üzerinde en çok durulan hastalıklardan biri esansiyel hipertansiyondur. Hem etyoloj isinde emosyonel nedenlerin rol oynaması hem de seyri sırasında psikiyatrik semptomların ortaya çıkması nedeni ile ilgi çekicidir. Aynı zamanda hastanın yaşam kalitesini bozan ve ciddi komplikasyonlara yol açan bir hastalıktır. Çalışmada, genç erişkin erkek popülasyonunda, esansiyel hipertansiyon tanısı almış hastaların mizaç ve karakter özelliklerini, öfke düzeyi-öfke kontrol biçimini ve psikiyatrik komorbiditeyi değerlendirmek, normotansif kontrol grubu ile karşılaştırmak amaçlanmıştır. Çalışmada hipertansif hastalarla ve kontrol grubu ile tek oturumluk bir görüşme yapılmıştır. Görüşmede sosyodemografik veri formu doldurulmuş, SCID (Structured Clinical Interview For DSM-IV Axis I Disorders) uygulanarak psikiyatrik görüşme yapılmış, DSM- IV'e göre Eksen I tamları konmuştur. Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ) ve Mizaç Karakter Envanteri (MKE) kıdlanılmıştır. Hasta ve kontrol grubunda, sırasıyla %65 ve %33 oranında psikiyatrik bozukluk tanısı konulmuştur. Her iki grupta da en çok konulan tam Uyum Bozukluğu olup sırasıyla %27 ve %15 bulunmuştur. Uyum Bozukluğu tanısının fazla olmasının sebebi örneklemin asker popülasyonundan seçilmiş olması muhtemeldir. Hasta grubunda 5 olguda (%7) Depresif Bozukluk, iki olguda (%3) Distimik Bozukluk saptanmıştır. Anksiyete Bozuklukları değerlendirildiğinde 15 olguda (%21) Özgül Fobi, 11 olguda (%16) Panik Bozukluğu, 5 olguda (%7) Sosyal Fobi, 3 'er olguda (%4) Yaygın Anksiyete bozukluğu ve Obsesif Kompulsif Bozukluk, 2 olguda (%3) Somatizasyon Bozukluğu, l'er olguda da (%1.5) Vücut Dismorfik Bozukluğu ve Posttravmatik Stres Bozukluğu saptanmıştır. Kontrol grubunda ise 2 olguda (%3) Depresif Bozukluk, bir olguda (%1.5) distimik bozukluk saptanmıştır. Anksiyete Bozuklukları değerlendirildiğinde 5 olguda (%7) Özgül Fobi, 1 olguda (%1.5) Panik Bozukluğu, 7 olguda (%10) Sosyal Fobi, birer olguda (%1.5) Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Vücut Dismorfik Bozukluğu saptanmıştır Hipertansif grupta Sürekli Öfke Öfke Tarz Ölçeği (SÖÖTÖ)'nden alınan puanlar değerlendirildiğinde; Sürekli Öfke puanı ortalaması 22, öfke içte puanı ortalaması 16, öfke dışta puanı ortalaması 15, öfke kontrol puanı ortalaması 23 olarak bulunmuştur. Kontrol 43grubunda ise sürekli öfke puanı ortalaması 19, öfke içte puanı ortalaması 17, öfke dışta puanı ortalaması 16, öfke kontrol puanı ortalaması 22 olarak bulunmuştur. Mizaç Karakter Envanteri (MKE)'nin mizaç alt bölümüne ait testler değerlendirildiğinde; Yenilik Arayışı (YA), Zarardan Kaçınma (ZK) ve Sebat Etme (SE) puanlan yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Ödül Bağımlılığı (ÖB) puanlan yönünden de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamasına rağmen, hasta grubunun puanlan kontrol grubuna göre oldukça yüksektir. Özellikle bağımlılığı değerlendiren Ödül Bağımlılığı 3 (ÖB3) alt testindeki fark, istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir. Karakter alt bölümüne ait testler değerlendirildiğinde; Kendini Yönetme (KY) puanlan yönünden hasta ve kontrol gruplan arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. İşbirliği Yapma (İY) puanlan değerlendirildiğinde iki grup arasında toplam işbirliği yapma puanlan arasında anlamlı fark saptanmamasına rağmen hasta grubunun toplam işbirliği yapma puanlan kontrol grubuna göre oldukça yüksek bulunmuştur. Özellikle işbirliği yapma 3 (İY3) ve işbirliği yapma 4 (ÎY4) testleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Kendini Aşma (KA) puanlan yönünden de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamasına rağmen hasta grubunun puanlan, kontrol grubuna göre oldukça düşüktür. Özellikle“Kendini kaybetme-Kendilik bilincinde yaşantı”'yi değerlendiren Kendini Aşma 1 (KAİ) alt testindeki fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Genç erişkin erkek hipertansif hastalarda, yaş ve eğitim durumlan birebir eşleştirilen normotansif kontrol olgularına göre; psikiyatrik komorbiditenin sık görüldüğü, sürekli Öfke düzeylerinin yüksek olduğu, öfke ifade tarzlarının benzer olduğu, mizaç-karakter özellikleri olarak da; duyarlı, sosyal olarak bağımlı, kolay etki altında kalabilen, gururlu, sabırsız, hayal gücü zayıf, sosyal hoşgörüye sahip, empati yapma özelliği olan, temiz kalpli, acıma duygusu yüksek, her şeyi kontrol etmeye çalışan ve yardımseverlik özelliklerinin baskın olduğu söylenebilir.

Özet (Çeviri)

VH. İNGİLİZCE ÖZET Phsycial diseases in which psychosocial factors are supposed to be on important factor in the etiology and treatment are classified as psychosomatic diseases. Essential hypertension is one of the most important diseases in psychosomatic medicine. It's on interesting phenomen because not only emotional factors are involed the etiology but also psychiatric symtoms are observed during the follow up of the disease. Additionally essential hypertension may cause serious complications and decrease the quality of life. The aim of the present study was to evaluate psychiatric morbidity, the temperament, charactery of essential hypertensiyon patients according to anger level-anger control and compare with a normotansive control group. In the study, subjects were interwieved once and evaluated for DSM-IV axis I diagnosis. Socio-demographic data form and SCID (Structured Clinical Interview For DSM- IV Axis I Disorders) were filled. Trait Anger and Anger Expression Scale and Temperament and Character Inventory were also used. According to DSM-IV, 45 subjects in the patients group and 24 subjects in the control group were diagnosed to have a psychiatric disorder. In both of the groups,“Adaptation Disorder”was the most common disorder. Due to probably the subjects were selected from military population. In the patient group, following psychiatric disorders were determined; Depressive Disorder %7, Dysthymic Disorder %3, Specific Phobia %21, Panic Disorder %16, Social Phobia %7, Generalized Anxiety Disorder %4, Obsessive Compulsive Disorder %4, Somatization Disorder %3, Body Dysmorphic Disorder %1.5, Post-Traumatic Stress Disorder %1.5. In the control group, the psychiatric disorders were determined; Depressive Disorder %3, Dysthymic Disorder %1.5, Specific Phobia % 7, Panic Disorder %1.5, Social Phobia %10, Generalized Anxiety Disorder %1.5, Body Dysmorphic Disorder %1.5. Trait anger-anger expression scale scores in the essential hypertension group were mean; continuous anger score 22, anger insede score 16, anger outside score 15, anger control score 23. These score were mean; continuous anger score 19, anger insede score 17, anger outside score 16, anger control score 22 in the control group. There was no statistically significant difference when temperament subgroups of TCI (Novelty Seeking, Harm Avoidance, Percistance) were compared between patient and control groups. Reward Dependence scores tended to be higher in the patient group even though the 45overall difference was not statistically signifacant. Reward Dependence 3 which is accepted to be a good predictor of dependence was significant was higher. Considering the character subgroups tests, Self Directedness scores were similar in the groups. Owerall Cooperativeness scores were higher but not significant in the patient group. The difference was significant when Cooperativeness 3 and Cooperativeness 4 scores were compared. The overall Self Transcendence scores were similar in two groups but, especially Self Transcendence 1 was significantly lower in the patients. In summary, young essential hypertensive men patients that were one to one matched with controls according to age and education state were characterized with presence of more common psychiatric disorders, higher continous anger levels, similar anger management style within the group, sensitive, socially dependent, easily managed, proud, impatient, lack of imagination, having social tolerance, ability to empathy, kind, benevolent, merciful, tend to control everything.

Benzer Tezler

  1. Bazal DHEA-S düzeyine göre ACTH stimülasyon testine adrenal yanıt profilinin incelenmesi

    Assesment of Adrenal Response Profiles to ACHT Stimulation Test as to Basal DHEA-S Level

    MEHMET EFE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıYüzüncü Yıl Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK

  2. Genç ve genç erişkin erkek sıçanlarda rem uyku yoksunluğunun öğrenmeye etkisi

    The effect of rem sleep deprivation on learning in young and young adult male rats

    SULTAN ÇEÇEN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    FizyolojiErciyes Üniversitesi

    Fizyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MERAL AŞÇIOĞLU

  3. Primer nokturnal enürezisli genç erişkin erkek hastaların mental ve ruhsal durumlarının değerlendirilmesi

    Assesing the psychological and mental conditions of young adult male patient with primary nocturnal enuresis

    ALİ GÜRAĞAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    ÜrolojiGATA

    Üroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMİN AYDUR

  4. Sigaranın genç erişkin erkeklerde ses üzerine etkisi

    The effect of smoking on young adult male voice

    DOĞAN PINAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Kulak Burun ve BoğazGATA

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN CINCIK

  5. Genç erişkin erkeklerde Fraksiyone Ekshale Nitrik Oksit (FENO) düzeylerinin değerlendirilmesi

    The evalution of Fractioned Exhaled Nitric Oxide (FENO) levels in healthy young male adults

    TUNCER ÖZKISA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Göğüs HastalıklarıGATA

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FARUK ÇİFTÇİ

    YRD. DOÇ. DR. ERSİN DEMİRER