Geri Dön

Meme kanserli 1075 hastada radyoterapi sonuçlarımız ve prognostik faktörler

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 165304
  2. Yazar: SAİT SARI
  3. Danışmanlar: PROF.DR. LALE ATAHAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Oncology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 126

Özet

IV ÖZET Bu çalışmada Ocak 1994-Aralık 2001 tarihleri arasında Anabilim Dalımızda küratif amaçlı radyoterapi uygulanan 1075 meme kanserli hastada tedavi sonuçlarımız ve prognostik faktörler incelenmiştir. Hastaların yaşı 19-85 arasında değişmekte olup medyan yaş 47 olarak bulunmuştur. Yediyüz altmış (%71) hastaya modifiye radikal mastektomi (MRM), 158 (%15) hastaya meme koruyucu cerrahi (MKC), 74 (%7) hastaya radikal mastektomi ve 65 (%6) hastaya basit mastektomi (SM) uygulanmış, 18 (%1,7) hasta ise sadece biyopsi sonrası tedaviye alınmıştır. Mastektomi sonrası pozitif cerrahi sının, deri-fasia invazyonu, 4 cm üzerinde tümör boyutu olan hastalarda göğüs duvarı (GD) ışınlaması yapılırken; 4 ve üzerinde lenf nod metastazı, yetersiz aksilla diseksiyonu (5cm, p4 LN, p%50), AJCC 2002 evresi (p40 yaş), grad, metastatik LN oram, neoadjuvan KT ve evre anlamlı faktörler olarak belirlenmiştir. Erkek cinsiyet tek ve çok değişkenli analizde LRS için kötü prognostik faktör olarak bulunmuştur. Mastektomi sonrası tedavi alanının risk bölgelerine göre belirlenmesi tek değişkenli analizde GS, HS, LRS ve UMS'da anlamlı prognostik faktör olarak saptanmış ve çok değişkenli analizde HS ile LRS'da önemli olduğu görülmüştür. Mastektomi sonrası sadece GD veya lenfatik ışınlamaya göre GD+lenfatik radyoterapi ile herhangi bir rekürens riskinin %30, lokal bölgesel rekürens riskinin %60 azaldığı saptanmıştır. Sonuç olarak metastatik LN oranı tek ve çok değişkenli analizlerde tüm sağkalımlar da anlamlı bir prognostik faktör olarak belirlenmiş ve özellikle %50 üzerinde olduğunda uzak metastaz ve lokal rekürrens riskini anlamlı oranda arttırdığı görülmüştür. Mastektomili olgularımızda ise yalnız lenfatik ışınlama uygulamasının rekürrens riskini arttırdığı belirlenmiş ve elde edilen sonuçlar RT planlamada göğüs duvarı ve lenfatik ayıranı yapılmamasının en doğru yaklaşım olacağım düşündürmüştür.

Özet (Çeviri)

VI ABSTRACT In this retrospective study 1075 patients with breast carcinoma who were treated with curative intent in Hacettepe University School of Medicine, department of Radiation Oncology between January 1994 and December 2001 were analyzed for treatment outcomes and the potential prognostic factors. The median age was 47 years (range, 19-85 years). Seven hundred sixty (71%) patients had modified radical mastectomy, 158 (15%) had breast conserving surgery, 74 (7%) had radical mastectomy, 65 (6%) had simple mastectomy and 18 (1,7%) had only biopsy alone before radiotherapy. Chest wall radiotherapy was the treatment option in patients with positive surgical margin, skin-fascia invasion, and tumor size of more than 4 cm after MRM and lymphatic irradiation was applied for more than 3 metastatic lymph nodes, incomplete axillary dissection (5cm, p4 LN, p%50), AJCC 2002 staging (p40 years), grade, percent positive nodal involvement, neoadjuvant chemotherapy and stage were found to be significant for DFS. Male gender was found to be a poor prognostic factor in univariate and multivariate analyses for LRRFS. Determination of radiotherapy fields due to risk stratification was found to be a significant prognostic factor in univariate analysis of all end points; and in multivariate analysis of DFS and LRRFS. Post mastectomy chest wall and lymphatic irradiation produces a 30% decrease in any risk and a 60% decrease in loco-regional risk for recurrence in comparison to chest wall or lymphatic irradiation alone. In conclusion, we have revealed percent positive nodal involvement as a poor prognostic factor for survival in end points and found the worst prognosis for patients having more than 50% nodal involvement. We have also found that lymphatic irradiation alone increases recurrence rates in post mastectomy patients and therefore we believe that the optimal radiotherapy approach for post mastectomy patients would be both chest wall and lymphatic irradiation in the light of our institutional results.

Benzer Tezler

  1. Meme kanserli kadınların kanserin evrelerine göre hastaneye başvurmalarında etkili olan faktörlerin incelenmesi

    Examining the factors affecting breast cancer women admission to hospital according to the stages of cancer

    EMİNE FİDAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Genel CerrahiZonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVİM ÇELİK

  2. Meme kanseri ve mamografiye ilişkin sağlık inançları ile telefonla hatırlatmanın tekrar mamografi çektirmeye etkisi

    The effect of health beliefs about mammography and breast cancer and reminding through telephone on screening mammography again

    HASRET YALÇINÖZ BAYSAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Halk SağlığıAtatürk Üniversitesi

    Halk Sağlığı Hemşireliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEBAHAT GÖZÜM

  3. Meme kanserli hastalarda (İnvaziv duktal karsinom tanılı) aksiller lenf nodu tutulumu ile C-ERB B2 onkogeni arasında ilişki var mı?

    Başlık çevirisi yok

    BÜLENT KARABULUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Kadın Hastalıkları ve DoğumEge Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SELAHATTİN SARAL

  4. Meme kanserli hasta ve ailelerinde genetik yatkınlığın araştırılması

    The Investigation of genetic predisposition to breast cancer patients and their family

    GÜLŞAH ÇEÇENER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    BiyolojiUludağ Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ÜNAL EGELİ

  5. Meme kanserli hastalarda tükrük salgısı ve serumda adenozin deaminaz (ADA) ve süperoksit dismutaz (SOD) düzeylerinin önemi

    Activities of salivary and serum adenosin deaminase (ADA) and superoxide dismutase (SOD) in breast cancer

    TARKAN KARAKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    OnkolojiGazi Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NAZAN GÜNEL