Geri Dön

Östrojen indüksiyonu ile sıçanlarda deneysel prolaktinoma oluşumunda transforming growth faktör beta 1 ile bazik fibroblast growth faktörün rolünün araştırılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 165766
  2. Yazar: İLKER ALVER
  3. Danışmanlar: DOÇ.DR. NURPERİ GAZİOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2005
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nöroşirürji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

ÖZET Hipofiz adenomlan erişkinlerde tüm intrakranial tümörlerin % 10- 15'ini oluşturur.Bazı araştırmalarda Gliomalar ve Menengiomalardan sonra üçüncü sıklıkta görülen intrakranial tümörlerdir. Çapı lcm. ve 1 cm. 'den küçük olanlar mikroadenoma, lcm'in üstünde olanlar ise makroadenoma olarak adlandırılır (40,24,). Hipofiz adenomlan içinde en sık görüleni Prolaktinoma'dır. Adenohipofız kaynaklı tümörlerin %30'unu oluştururlar. Prolaktinomalar genellikle yavaş büyüyen, iyi sınırlı, medikal tedaviye cevap veren tümörlerdir. Klinikte premenopozal kadınlarda menstruel bozukluklar, amenore, galaktore, infertilite, erkeklerde libido azalması, impotans, jinekomasti, infertilite gibi endokrinolojik bozukluklarla ve/veya kitle etkisine bağlı görsel ve nörolojik bulgular, hipopitüitarizm ile ortaya çıkabilirler (40,1 1,24). Uygulanan medikal, cerrahi, radyoterapi veya kombine tedavilere rağmen yüksek oranda nüksedebilen Prolaktinoma'ların etyopatogenezleri tam olarak belli değildir. Patogenezi açıklamaya ve tedaviye yönelik birçok çalışma yapılmakta olup bu çalışmalarda çoğunlukla sıçanlarda deneysel tümör modelleri kullanılmaktadır. Bazı rat türlerinin ( Wistar Furth, Long Evans) yaşlı popülasyonunda kendiliğinden yüksek oranda endokrin tümörler, özellikle prolaktinomalar, ortaya çıkabilmektedir (27,24). Bazı rat türlerinde ise kronik östrojen tedavisi ile laktotrop hücrelerde hiperplazi veya prolaktinoma oluşabilmektedir. İnsanlarda da östrojen yüksekliği ile prolaktinoma oluşumunun mümkün olabileceğini düşündürten bulgular mevcuttur. Gebe kadınlarda kan prolaktin seviyesinin yükselmesi, oral kontraseptiv kullanan kadınlarda prolaktinoma insidansının daha yüksek olması, gebelik veya oral kontraseptiv kullanımı ile mikroprolaktinomalann makroprolaktinomaya dönüşmesi, östrojen preparatı kullanan erkeklerde prolaktinomaya rastlanması örnek olarak verilebilir(37,10). Spontan tümöroluşumunun görüldüğü deneysel modellerin çok pahalı olması nedeniyle genellikle Östrojen indüksiyonu ile oluşturulan Prolaktinoma deneysel model olarak daha çok kullanılmaktadır (24). Özellikle Fisher 344 rat türü Östrojen indüksiyonuna oldukça duyarlıdır. Genellikle 30 günlük Östrojen tedavisi ile geriye döndürülebilir laktotrop hücre hiperplazisi olmakta, tedavi 60 gün civarında sürdürüldüğünde ise irreversibl tümör oluşabilmektedir. (24). Östrojen indüksiyonu ile prolaktinoma oluşumunda östrojenin ön Hipofız ve laktotrop hücreler üzerine olan direkt proliferatif, trofık etkisi yanında Tuberoinfındubuler dopaminerjik nöronlardan dopamin sentezini, salınımını ayrıca adenohipofızde laktotrop hücrelerin dopamin duyarlılığını azaltması yoluyla indirekt etki mekanizmaları da vardır(24). (Dopamin en önemli prolaktin inhibe eden faktördür.) Yine östrojen, Transforming Growth Factor Betal (TGF-pi), Transforming Growth Factor Beta 2 (TGF- P2) ve bazik Fibroblast Growth Factor (b-FGF), Vasküler Endotelyal Growth Factor (VEGF) gibi otokrin parakrin etkili sitokinleri indükleyerek laktotrop hücrelerde mitojenik ve anjiogenetik etki oluşturur (24,13,14,26,20). Özellikle dural kaynaklı vasküler yapılarda neovaskularizasyon başlar. Normalde kanlanmasının çoğunu dopaminden zengin Hipotalamohipofızer portal damarlardan sağlayan adenohipofız, dopamin içermeyen çoğu dural kaynaklı sistemik dolaşımdan kanlanmaya başlar. Portal dolaşımdan gelen vasküler beslenme göreceli olarak azalmış dolayısıyla adenohipofize gelen Hipotalamik kaynaklı hormonlar, faktörler seyrelmiş, azalmış olacaktır. (Dopamin dahil ) Böylece Hipofızer fonksiyonlar Hipotalamik kontrolden çıkacaktır (24,13). Hipofız bezinde yer alan bütün bu otokrin/parakrin etkili büyüme faktörleri ve aralarındaki etkileşimin yavaş yavaş anlaşılmaya başlaması prolaktin sentezi ve laktotrop hücrelerin regülasyonunun ana kontrolünün hipotalamik kökenli olduğu fikrini düşündürmektedir.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Deneysel polikistik over sendromu (pkos) modelinde tamoksifen ve klomifenin ovaryum dokusu üzerine etkilerinin otofajik açıdan değerlendirilmesi

    Evaluation of the effects of tamoxifen and clomiphene on ovarian tissue in experimental polycystic ovary syndrome (pcos) model in the terms of autophagy

    GÖKÇE CEREN KUŞÇU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Histoloji ve EmbriyolojiEge Üniversitesi

    Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALTUĞ YAVAŞOĞLU

  2. Deneysel polikistik over sendromu modelinde klomifen sitrat ve antioksidan uygulamasının endometriumdaki oksidatif durum ve östrojen reseptörü üzerine etkisi

    The effect on oxidative state and estrogen reseptores at endometrium by admisitration of clomiphene citrate and antioxidants on experimental polycystic ovarian syndrome model

    ŞERİFE DİKAYAK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Kadın Hastalıkları ve DoğumCelal Bayar Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NACİ KEMAL KUŞÇU

  3. Ovulasyon indüksiyonunun, polikistik over sendromu oluşturulan sıçanlardaki PI3K/AKT sinyal yolağına ve miRNA ekspresyonuna etkisi

    Effect of ovulation induction on PI3K/AKT signaling pathway and miRNA expression in rats with polycystic ovarian syndrome

    MERVE ATEŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Histoloji ve EmbriyolojiPamukkale Üniversitesi

    Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NAZLI ÇİL

  4. İnfertil olgularda gonadotropinli süperovulasyon siklusları ile Klomifen Sitratlı minimal stimülasyon siklusları sonuçlarının karşılaştırılması

    Compariso of performance of minimal stimulation protocole with individual gonadotropin protocole in infertile casess

    ASUMAN İNAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Kadın Hastalıkları ve DoğumTrakya Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA KÜÇÜK