Paratiroid cerrahisinde klinik deneyimimiz ve son gelişmeler
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 171770
- Danışmanlar: PROF.DR. CELALETTİN KELEŞ
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2006
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dicle Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 44
Özet
ÖZET Hiperparatiroidizm, özellikle rastlantısal olarak bulunan hiperkalsemik olguların etiyoloj isinde en sık sorumlu tutulan hastalıktır. Ülkemizde hiperparatiroidizm ile ilgili yapılan çalışmalar sınırlı olduğu ve az sayıda olgu içerdiği için sıklığı ile ilgili bilgilerimiz sınırlıdır. 1970'li yılların ikinci yarısından sonra yaygınlaşan otomatik gereçlerle serum kalsiyum düzeyleri ölçümleri, primer hiperparatiroidi insidansında rölatif bir artışa neden olmuştur'20^34-37'50-51'. Bu çalışmada hiperparatiroidizm nedeni ile ocak 1990 - aralık 2005 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi servisinde ameliyat edilen 19 hastanın tanı metodları ve tedavi sonuçlarını literatürler eşliğinde değerlendirildi. Öpere edilen 19 hastada 7'si erkek (%36.8), 12'si kadın (%63.2) olup, yaş ortalaması 40.8 (17-56 yaş arası değişen şekilde) olarak bulundu. Bu çalışmaya dahil edilen hastalardan 4 tanesi ortopedi kliniği tarafından, 6 tanesi nefroloji kliniği tarafından, kalan 7 tanesi ise endokrin kliniği, 2 tanesi üroloji kliniği tarafından teşhis edilip cerrahiye sevk edilmiş. Bu çalışmadaki bütün hastalar semptomatik hastalardı. Çalışmaya katılan 19 hastadan 6 tanesi (%31.58) sekonder hiperparatiroidi, 13 tanesi (%68.42) ise primer hiperparatiroidi olarak gözlemlendi. Primer hiperparatiroidili hastaların 10 tanesinde (%76.92) ürolitiyazis gözlemlendi. Sekonder hiperparatiroidili hastaların hepsi KBY'li hastalardı. Bunların hepsinde kemik ağrısı anamnezi mevcut olup 5 hastaya (%83.3) daha önceden osteoporoz tanısı konulmuştu. Ameliyat öncesi lokalizasyon çalışmaları arasında ultrasonografı, bilgisayarlı tomografi ve 20 MCİ-Tc-99m MIBI sintigrafısine yer verilmiş. Tüm hastalarımızda geleneksel bilateral yaklaşımla operasyon yapılmış. Postoperatif geçici hipokalsemi dışında morbidite ile karşılaşılmamış ve hiçbir hastamıza mükerrer cerrahi uygulanma gereksinimi duyulmamıştır. Hastalardan gönderilen patoloji materyallerinin incelenmesi sonucunda; 6 (%31.57) hastada paratiroid hiperplazisi 13 (%68.42) hastada ise paratiroid adenomu olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak ülkemizde hiperparatiroidi henüz yeterince dikkat çekmeyen bir hastalık olup hastaların tanısı nadiren asemptomatik evrede konabilmektedir. Buna karşın batı kaynaklı literatürlerde öpere edilen hastaların büyük çoğunluğu asemptomatiktir. Asemptomatik hastalarda oluşabilecek komplikasyonlarla baş edebilmek güç olduğu için bu tür hastalara dahi cerrahi önerilmelidir. Hastalar ameliyat sonrası kendilerini daha iyi hissetmekle birlikte, semptomlarından tamamen arınmaları nadirdir. Tüm bunlara rağmen hiperparatiroidizmde cerrahi 38vazgeçilmez tedavi şeklidir. Bununla beraber cerrahide seçilen vakalara minimal invaziv paratiroidektomi uygulanma yoluna gidilebilir. Bütün bu sonuçlar doğrultusunda, gelişen teknoloji ve hiperparatiroidizm üzerine yoğunlaşma ile Türkiye ve nitekim hastanemizde asemptomatik hiperparatiroidi tanısı konulan ve tedavi edilen hasta insidansında artış olacağı ve kısıtlı bir seride olsa şu ana kadar bu konudaki tanı ve cerrahi yöntemlerimizin başarılı olduğu kanaatindeyiz. 39
Özet (Çeviri)
ÖZET Hiperparatiroidizm, özellikle rastlantısal olarak bulunan hiperkalsemik olguların etiyoloj isinde en sık sorumlu tutulan hastalıktır. Ülkemizde hiperparatiroidizm ile ilgili yapılan çalışmalar sınırlı olduğu ve az sayıda olgu içerdiği için sıklığı ile ilgili bilgilerimiz sınırlıdır. 1970'li yılların ikinci yarısından sonra yaygınlaşan otomatik gereçlerle serum kalsiyum düzeyleri ölçümleri, primer hiperparatiroidi insidansında rölatif bir artışa neden olmuştur'20^34-37'50-51'. Bu çalışmada hiperparatiroidizm nedeni ile ocak 1990 - aralık 2005 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi servisinde ameliyat edilen 19 hastanın tanı metodları ve tedavi sonuçlarını literatürler eşliğinde değerlendirildi. Öpere edilen 19 hastada 7'si erkek (%36.8), 12'si kadın (%63.2) olup, yaş ortalaması 40.8 (17-56 yaş arası değişen şekilde) olarak bulundu. Bu çalışmaya dahil edilen hastalardan 4 tanesi ortopedi kliniği tarafından, 6 tanesi nefroloji kliniği tarafından, kalan 7 tanesi ise endokrin kliniği, 2 tanesi üroloji kliniği tarafından teşhis edilip cerrahiye sevk edilmiş. Bu çalışmadaki bütün hastalar semptomatik hastalardı. Çalışmaya katılan 19 hastadan 6 tanesi (%31.58) sekonder hiperparatiroidi, 13 tanesi (%68.42) ise primer hiperparatiroidi olarak gözlemlendi. Primer hiperparatiroidili hastaların 10 tanesinde (%76.92) ürolitiyazis gözlemlendi. Sekonder hiperparatiroidili hastaların hepsi KBY'li hastalardı. Bunların hepsinde kemik ağrısı anamnezi mevcut olup 5 hastaya (%83.3) daha önceden osteoporoz tanısı konulmuştu. Ameliyat öncesi lokalizasyon çalışmaları arasında ultrasonografı, bilgisayarlı tomografi ve 20 MCİ-Tc-99m MIBI sintigrafısine yer verilmiş. Tüm hastalarımızda geleneksel bilateral yaklaşımla operasyon yapılmış. Postoperatif geçici hipokalsemi dışında morbidite ile karşılaşılmamış ve hiçbir hastamıza mükerrer cerrahi uygulanma gereksinimi duyulmamıştır. Hastalardan gönderilen patoloji materyallerinin incelenmesi sonucunda; 6 (%31.57) hastada paratiroid hiperplazisi 13 (%68.42) hastada ise paratiroid adenomu olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak ülkemizde hiperparatiroidi henüz yeterince dikkat çekmeyen bir hastalık olup hastaların tanısı nadiren asemptomatik evrede konabilmektedir. Buna karşın batı kaynaklı literatürlerde öpere edilen hastaların büyük çoğunluğu asemptomatiktir. Asemptomatik hastalarda oluşabilecek komplikasyonlarla baş edebilmek güç olduğu için bu tür hastalara dahi cerrahi önerilmelidir. Hastalar ameliyat sonrası kendilerini daha iyi hissetmekle birlikte, semptomlarından tamamen arınmaları nadirdir. Tüm bunlara rağmen hiperparatiroidizmde cerrahi 38
Benzer Tezler
- Paratiroid cerrahisinde klinik deneyimimiz: 15 yıllık retrospektif çalışma
Our clinical experience in paratiroid surgery: 15 years of retrospective study
AHMET BİLAL YILDIRIM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Genel CerrahiManisa Celal Bayar ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET YAMAÇ ERHAN
- Nüks nodüler guatr nedeniyle tamamlayıcı tiroidektomilerde klinik deneyimimiz
Our clinical experience in completion thyroidectomy for recurrent nodular goiter
GÖKSEL SAROHAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Genel CerrahiPamukkale ÜniversitesiCerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. AKIN ÖZDEN
- Primer hiperparatiroidi hastalarında intraopereratif parathormon ölçümünün etkinliği
Effectiveness of intraopererative parathyroi̇d hormone measurement in primary hyperparatyroidsm patients
ERDEM SARI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Genel Cerrahiİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET HACIYANLI
- Süperfisyal servikal blok altında tiroidektomi ve paratiroidektomi cerrahisinde Bupivakain ve Bupivakain+ Fentanil karşılaştırılması
Comparison of Bupivacaine and Bupivacaine+Fentanil under superficial cervical block for thyroidectomy and parathyroidectomy
İLHAN YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Anestezi ve ReanimasyonKaradeniz Teknik ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET SALİH ÇOLAK
- Tiroid ve paratiroid cerrahisinde ultrason eşliğinde bilateral süperfisyal servikal blok uygulanan hastalarda preemptif pregabalinin postoperatif analjezik etkilerinin değerlendirilmesi
The evaluation of postoperative analgesic effects of preemptive pregabaline in bilateral superfiscal cervical block wi̇th ultrasound in thyroid and parathyroid surgery
HASAN SAYGIN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Anestezi ve ReanimasyonSüleyman Demirel ÜniversitesiAnesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FÜSUN EROĞLU