Kadınlarda hormon profili değişikliklerinin anestezi derinliği, derlenme ve anestezik ajan gereksinimi üzerine etkileri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 175120
- Danışmanlar: PROF. DR. HAYDAR ŞAHİNOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Anestezi ve Reanimasyon, Anesthesiology and Reanimation
- Anahtar Kelimeler: Östradiol, progesteron, luteal faz, folliküler faz, anestezi derinliği, derlenme, BIS, propofol, Estradiol, progesterone, lutiieal phase, follicular phase, anesthesia depth, recovery, BIS, propofol
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 74
Özet
Cerrahi sırasında farkında olma ve yeterli anestezi derinliğinin sağlanamamış olması ile ilgili şikayetler, ameliyatlar sonrası kadın ve erkek hastalar arasında kıyaslandığında, kadın hastalar tararından daha yüksek sıklıkta dile getirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda da, hasta cinsiyetinin, genel anestezi sonrası derlenmeyi etkileyen önemli bir faktör olabileceği gösterilmiştir. Kadınlar, genel anestezi sonrası erkeklerden daha hızlı uyanırlar fakat bunun cinsiyetin neden olduğu farmakokinetik ve farmakodinamik farkların mı yoksa uygulanan cerrahi prosedürün mü bir sonucu olduğu bilinmemektedir çünkü kadın ve erkekler arasında, cerrahi prosedür standardize edilerek yapılmış detaylı bir çalışma yoktur. Sadece kadın hastalarla yapılan bir çalışmada, luteal fazda yüksek olan progesteron düzeyinin, sevofluran gereksinimini azalttığı rapor edilmiştir. Biz bu çalışmada, kadın seks hormonlarmm (östradiol, progesteron), anestezi derinliği, derlenme ve anestezik ajan gereksinimi üzerine etkilerini araştırmak için, genel anestezi altında tiroidektomi planlanan 40 kadın hastayı çalışmaya aldık. Hastalara operasyon öncesi sedasyon amaçlı premedikasyon uygulanmadı. Operasyon günü, östradiol ve progesteron düzeylerini değerlendirmek üzere, preoperatif kan örnekleri alındı. tndüksiyon öncesinden başlanarak hastalara BIS monitörizasyonu uygulandı. Anestezi indüksiyonu; 2-3 mg/kg propofol, 1 ug/kg remifentanil ile gerçekleştirildi. Entübasyon ve kas gevşemesi için 0,1 mg/kg veküronyum uygulandı. Anestezi ideamesi, Oykuru hava, 50-300 ug/kg/dk propofol ve 0,125 ug/kg/dk remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Hastalar 2 gruba ayrıldı: -Grup I: Menstrüel sudusun folliküler fazındaki hastalar, -Grup II: Menstrüel siklusun luteal fazındaki hastalar. Her iki gruba da propofol, remifentanil ve veküronyum ile genel anestea(TTVA) verildi. Hastaların; indüksiyon öncesi, entübasyon sonrası ve 5. , 10. , 15. , 20. , 30. , 40. , 50. , 60. , 70. , 80. , 90. , 100. ,110., 120. , 130. , 140. ve 150. dakikalardaki (T0, Tl, T2, T3, T4, T5, T6, T7, T8, T9, T10, Tll, T12, T13, T14, T15, T16, T17, Tl 8) ve ekstübasyon sırasında, ekstubasyondan sonra 5. , 10. ,15. dakikalardaki (T19, T20, T21, T22) kalp hızı, sistolik ve diastolik kan basınçları, oksijen satürasyonu, end-tidal karbondioksit değerleri, vücut sıcaklıkları ve BIS değerleri kaydedildi. Operasyon süresince, cerrahi için gerekli BIS değeri olan 40-60 arasındaki değerleri sağlayacak şekilde anestezik ajan infüzyonlan arttırıldı veyaazaltıldı. Operasyon sonunda kullanılan toplam propofol, remifentanil ve veküronyum miktarları kaydedildi. Hastaların derlenme sürelerini değerlendirmek için; anestezik ajanlar kesildikten sonra, spontan göz açma zamanları, sözlü uyarılara yanıt verme zamanlan ve Modifiye Aldrete skorlarının 9 ve üzerinde olduğu süreler kaydedildi. Alınan kan örneklerinde, luteal fazdaki hastalarda progesteron düzeyleri anlamlı olarak yüksek bulundu. Her iki hasla grubu arasında, östradiol düzeylerini karşılaştırdığımızda, istatiksel olarak anlamlı fark yoktu. Çalışmamızda; preoperatif, intraoperatif ve postoperatif hemodmamik parametreler arasında anlamlı fark yoktu. Operasyonlar sırasında hastaların vücut sıcaklıklarım kaydettik ve her iki grup arasında, genel anestezi altında anlamlı farka rastlanmadı, îndüksiyondan önce kaydedilen BIS değerlerini karşılaştırdığımızda, folliküler fazdaki hastaların ortalamaları luteal fazdakilerden anlamlı olarak yüksekti. Bunun, progesteronun serebral hipnotik ve depresan etkilerinin bir sonucu olduğunu düşünüldü. Preoperatif BIS değerlerinin aksine, intraoperatif ve postoperatif derlenme sırasında kaydedilen BIS değerlerini, her iki grup arasında karşılaştırdığımızda, anlamlı fark görülmedi. Operasyonlar sırasında kullanılan toplam propofol miktarlarım, çalışma sonunda karşılaşacağımızda gruplar arasında anlamlı fark yoktu. Remifentanil miktarları arasında da fark bulunmadı. Sonuç olarak, luteal fazdaki kadınlarda, korpus luteumun devamlılığı için gerekli olan ve yüksek seyreden progesteron, sedasyon haline neden olur. Uyanık hastalarda, hiçbir anestezik ajan verilmeden önce, folliküler ve luteal fazdaki kadınların BIS değerleri karşılaştırıldığında, luteal fazdakilerin ortalama BIS değerlerinin anlamlı olarak düşük bulunması bu bilgiyi destekler niteliktedir. Estradiol ve progesteronun, genel anestezi altında ve uyanma sırasında ve sonrasındaki bu etkilerini daha detaylı araştırmak için, çok geniş hasta gruplarında, intraoperatif ve postoperatif plazma propofol düzeyleri de bakılarak yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğu kanısına varıldı.
Özet (Çeviri)
Women had a more frequent incidence of reported awareness. Previous studies showed that patient gender may be an important factor influencing recovery from general anesthesia Women emerge faster from general anesthesia than men but it is unclear whether this is a result of gender differences in pharmacokinetics or pharmacodynamics or differences in type or extent of surgery. Because mere is not a detailed study between women and men by standardizing the surgical procedure. A previous study is done with only women is supporting that the increased progesterone production during the lutheal phase of menstrual cycle may decrease sevoflurane requirement. Forty women who were planned to perform tiroidectomy were included in this study for searching the effects female sex hormones (estradiol and progesterone) effects to the depth of anesthesia, recovery and anesthetic agent requirement. None of the patients was premedicated. On the operation day, patients blood samples were taken for measuring estradiol and progesterone levels. Bispectral index (BIS) monitöre was used in this study. General anesthesia was induced with 2-3 mg/kg propofol, 1 ug/kg remifentanil and 0.1 mg/kg intravenous vecuronium. Anesthesia was maintained with propofol and remifentanil infusions. The patients randomly divided into two groups: -Group I: The patients in the follicular phase of the menstrual cycle, -Group II: The patients in the lutheal phase of the menstrual cycle. Both of the groups were received general anesthesia with propofol, remifentanil and vecuronium. Systolic and diastolic arterial pressures, heart rate, oxygen saturations, endtidal carbondioxide , body temparature and BIS values were recorded immediately before induction, after intubation, 5., 10., 15., 20., 5. , 10. , 15. , 20. , 30. , 40. , 50. , 60. , 70. , 80. , 90. , 100. , 110. , 120. , 130. , 140. ,150. minutes (TO, Tl, T2, T3, T4, T5, T6, T7, T8, T9, T10, Til, T12, T13, T14, T15, T16, T17, T18), extubation and after extubation 5. , 10. ,15. minutes (T19, T20, T21, T22). The BIS target range during maintenance was 40-60 and anesthetic agent infusions were titrated according to this suitable values. We recorded total propofol, remifentanil and vecuronium doses used during the operations.From cessation of anesthesia, the times to eye opening, the times of response to verbal comments and the modified Aldrete scores was used to define eligibility for recovery. The progesterone levels differed significantly. Progesterone levels in the lutheal group exceeded those in the lutheal group. Estradiol levels were similar. Preoperative, intraoperative and postoperative hemodinamic parameters and body temperatures were similar. BIS levels before induction were smaller in the lutheal group than the follicular correlated with the progesterone concentrations but there were no differences between intraoperative and postoperative values. We thought that, that was the result of hypnotic and depressan effects of progesterone. The anesthetic requirements between two groups were similar. In conclusion; progesterone secration increases in lutheal phase and makes sedation. Smaller BIS values in lutheal phase before induction proves this data. We believe more work that includes large patient populations and measurements of the blood propofol concentrations is needed to better define the effects of estradiol and progesterone on anesthesia depth, recovery and anesthetic agent requirements.
Benzer Tezler
- Ovulasyon İndüksiyonu Yapılan Kadınlarda Serum 25-Hidroksi Vitamin D Düzeyleri ile Dominant Folikul Büyüklüğü ve Oluşma Süresi Arasındakı İlişkinin Değerlendirilmesi
Evaluation of the relationship between serum 25-hidroxy Vitamin D levels and dominant follicle size and formation time in women undergoing ovulation induction
SUDABA GARIBOVA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Kadın Hastalıkları ve DoğumAfyonkarahisar Sağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİNE KANAT PEKTAŞ
- Polikistik over sendrom' lu kadınlarda tiroid fonksiyonu ve tiroid volümündeki değişiklikler
Thyroid function and volume changes in women with polycystic ovarian syndrome
DİDEM ATAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. KAMİLE GÜL
- Polikistik over sendromlu hastalarda insülin rezistansını gösteren ghrelin, visfatin, rezistin ve adiponektin düzeylerinin incelenmesi
The evaluation of insulin resistance markers adiponectin, ghrelin, resistin, visfatin and in polycystic ovarian syndrome patients
CAFER GÖNEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
BiyokimyaPamukkale ÜniversitesiTıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YAŞAR ENLİ
- Meme kanserinde GASC1 ekspresyonu
GASC1 gen expretion in breast cancer
BAHRİ ÇAKABAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Genel CerrahiAnkara ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SANCAR BAYAR
- Ağır hipofiz yetmezlikli erişkin hastalarda büyüme hormonu replasman tedavisinin metabolik ve diğer fizyolojik parametreler üzerine etkileri
The effects of growth hormone replacement theraphy in methabolic and other physiologic parameters in adult patients with severe hypopituitarism
FATİH TANRIVERDİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıErciyes Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FAHRETTİN KELEŞTİMUR