Rusya Federasyonu'nun Orta Asya'ya yönelik dış politikasının Türkiye'ye etkileri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 175272
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MESUT HAKKI CAŞIN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Harp Akademileri Komutanlığı
- Enstitü: Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 207
Özet
ÖZET Michael GORBAÇOV'un Devlet Başkanlığı görevine başlamasıyla birlikte Sovyetler Birliğinde önemli gelişme ve değişmeler olmaya başlamış, merkezi otoritenin gücünü ve etkinliğini yitirmesi sonucu Orta Asya ve Kafkaslar Bölgesindeki devletler hiç beklemedikleri anda ve hazırlıksız olarak bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. Orta Asya jeopolitik ve jeostratejik konumu, sahip olduğu çok zengin doğal kaynaklarının tersine az yoğunluktaki nüfus oranı nedeniyle, küresel boyutta önem taşıyan bir bölgedir. Bölgeye komşu olan Çin ve Hindistan'ın ve komşu olmayan Japonya ve Avrupa Birliği ülkelerinin artan enerji ihtiyaçları ilgilerini bu bölgeye yönlendirmelerine sebep olmuştur. Rusya, böl-yönet politikası çerçevesinde bölgede yapıyı, sınırları oluştururken bıraktığı çatışma alanlarını günümüzde Orta Asya'da etkinliğini korumak için en önemli araç olarak görmektedir. Bölge ülkelerinin alt yapıları SSCB döneminde sadece hammadde deposu olarak algılandığı için bu ülkeler tam bağımsız hareket edememektedir. RF, SSCB'nin çöküşüyle Orta Asya ülkeleri üzerindeki mutlak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da, hala bölgedeki gelişmelere yön veren en etkili ve nüfuz sahibi dış aktör olma konumunu korumaktadır. RF, SSCB'nin dağılmasının ardından kısa bir süre izlediği Batı'ya dönük dış politika haricinde, Orta Asya'ya büyük önem vermiştir.“Yakın Çevre”doktriniyle bölgeyi hayati çıkarlarının bulunduğu stratejik bir alan olarak tanımlamıştır. Günümüzde Orta Asya coğrafyasına kısaca göz atıldığında burada yer alan devletlerin uluslararası ilişkilerinin bir takım sorunlar çerçevesinde biçimlendiği görülmektedir. Bu sorunların bir kısmı sınır sorunları ya da özellikle Afganistan kaynaklı İslami terör tehdidi gibi daha çok bölgesel boyutta bir anlam ve önem taşıyan sorunlar iken, diğer bir kısmı bölgede mevcut geniş enerji kaynaklarının uluslararası piyasalara ulaştırılması ve bununla bağlantılı boru hatları siyaseti gibi küresel nitelikli sorunlardır. Rusya Federasyonu, bu devletler üzerinde bir zamanlar sahip olduğu mutlak denetim kapasitenin zayıflamasıyla birlikte, ortaya çıkan yeni koşulların zorlamasıyla bölgedeki etkinliğini sürdürebilmek için, Bağımsız Devletler Topluluğu ya da Şanghay Beşlisi gibi işbirliği örgütünü kullanmaya başlamıştır.Moskova, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun beklediği düzeyde entegrasyonu sağlayamaması üzerine, örgüte üye ülkelerden kendi eksenine yakın olanlar ile ikili ilişkilerini genişletmeye ve derinleştirmeye yönelmiştir. RF, bölgede kendisi dışında etkin bölgesel ve küresel aktör bulunmasına karşı çıkmakta, bölgesel çatışmaların Moskova merkezli olarak çözüme kavuşturulmasını istemektedir. RF, bölge devletlerinin kendi çıkarları ile çatışan uluslararası siyasi, güvenlik ve ekonomik örgütlere katılımını engellemeye çalışmakta ve Orta Asya ülkelerini kendi ekseninde tutmak için aşırı dinci örgütlerin varlığını araç olarak kullanmaktadır. Rusya Federasyonu ağırlıklı olarak Şangay işbirliği örgütü aracılığı ile Orta Asya Cumhuriyetleriyle ilişkilerini yürütmektedir. özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD'nin, Orta Asya'da daha etkin olmaya başladığı ve RF'nin en önemli rakibi haline geldiği görülmüş. Ancak bölgede oluşan renkli devrimler sonucu ABD, bazı bölge ülkelerinin iktidarları tarafından yönetimi kaybetme korkusuyla istenmeyen ülke konumuna gelmiştir. Orta Asya'nın geleceği, büyük oranda bölge ülkelerinin refah seviyelerinin artmasına ve sahip oldukları zengin yeraltı kaynaklarının dış pazarlara satışına bağlıdır. SSCB'in uyguladığı politikalar sebebi ile bölgedeki tüm enerji ve ulaşım hatlarının dünya pazarlarına dağıtım şebekesi, Rusya Federasyonu topraklarının kontrol ve denetimi altında tutulduğu gözlemlenmektedir Bu ülkeler de Rusya'ya bağımlılığını azaltmak için ABD'nin de desteği ile bu hatları çeşitlendirmeye çalışmaktadırlar. Rusya Federasyonu'nun, Orta Asya'ya yönelik dış politikasının siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel boyutları, Türkiye'nin bölgeye yönelik çıkarları ile tam uyuşmamaktadır. Moskova'nın bölgede bulundurduğu askeri üsler, barış güçleri ve sınır muhafızları, bölge ülkeleri üzerindeki etki ve nüfuzunu sürdürmesine olanak tanımaktadır. Rusya Federasyonu, bölge üzerinde ekonomik ve kültürel alanda da varolan hâkimiyetini idame ettirmeye çalışmaktadır. Türkiye, kendi açısından büyük önem taşıyan Orta Asya'nın, Rusya Federasyonu nüfuzundan çıkarılması ve uluslararası sisteme entegre olması için çabalarını yoğunlaştırmalıdır. Orta Asya'da istikrar ve güvenliğin sağlanması, bölgede Rusya Federasyonu'nun nüfuzunun kırılması ve NATO ve Avrupa birliği gibi gibi uluslararası örgütlerin bölgeye müdahil olması ile mümkün olabilir. Türkiye'nin Orta Asya politikasında farklı dönemlerde konjonktür gereği bazı değişimler ortaya çıkabilirse de, değişmemesi gereken asıl husus Türkiye'nin bölge devletlerinin toprakbütünlüklerine ve bağımsızlıklarına verdiği önem olmalıdır. Türkiye bölge ülkelerinin iç işlerinde tarafsız bir tavır sergilemelidir. Bölge ülkelerinin otoriter liderler tarafından yönetilmesi ve Türkiye'nin bölgedeki faaliyetleri ABD'nin taşeronluğu şeklinde algılanmasından dolayı Türkiye şu an için bölgede istediği sonuçları alamamıştır.
Özet (Çeviri)
ABSTRACT Starting with Mikhail Gorbachev's taking office of the President of the Union of Soviet Socialist Republics (USSR), important development and changes have began to take place in the Soviet Union. As a result of the central authority's loss of its power and efficiency, the states in Central Asia and Caucasus have gained their independences in an unexpected and unprepared way. Central Asia is a globally important region due to its geopolitical and geostrategical position, its thinly scattered population contrary to its rich natural resources. The energy demands of China and India, Japan and the USA have led these countries to direct their interests towards this region. Today, within the framework of its“divide et impera”policy Russia today considers the conflict zones, which it has left behind while drawing up the borders, as the most important tool to protect its efficiency in Central Asia. Since the infrastructures of the states in Central Asia are seen only as the raw material depots under the USSR era, these states cannot act in a fully independently. Although the Russian Federation (RF) has lost its absolute hegemony over the states in Central Asia together with the breakup of the USSR, it maintains its position as the most influential external actor, which still shapes the developments in the region. Expect from a short period of time just after the breakup the USSR in which it followed a West-oriented foreign policy, RF has attached a great importance to Central Asia. It has defined the region as a strategic area in which it has vital interests, through the doctrine of“the immediate area”. Today, by looking to Central Asia, it can be seen that the international relations among these states are shaped within the framework of some problems. While some of these problems (such as border problems or threat of Islamic terror originating especially from Afghanistan) have a rather regional meaning and magnitude, the others (such as the transportation of the rich energy resources present in the region to the international markets and the politics of the pipelines which is related to the previous problem) has a more global character. The Russian Federation has started to use the Commonwealth of Independent States (CIS) or a cooperation organization such as the Shanghai Five in order to sustain its efficiency in the region, due to its loss of ability to rule over these states in Central Asia with absolute power and due to pressure from the newly-emerging conditions. -IVCIS was unable to provide the expected level of integration and thus Moscow has turned to expand and deepen its bilateral relations with those CIS member states, which are close to Russian axis. RF opposes to the presence of a regional or global actor in the region, except from itself and demands the regional conflicts to be resolved in a way putting Moscow in the center of everything. RF tries to prevent the states in the region from joining to the international political, security or economic organizations whose interests are in conflict with its own interests and it also uses the existence of the fundamental organizations as a tool in order to hold these states within its own axis. RF manages its relations with the independent republics mostly through the organization of Shanghai Five. Especially after the 9/1 1 attacks, it can be seen that the USA has become more active in Central Asia and also the most important rival of RF. However, as a result of colorful revolutions, which took place in the region, the USA has then gained the position of an undesirable state, because of the fear of losing the power of rule felt by some of the governments of Central Asia. The future of Central Asia largely depends on the increase in the level of welfare of the states of the region and the exportation of their rich natural resources to the foreign markets. Because of the policies implemented by USSR, the directions of all the energy and transportation lines points to the RF. The states in the region try to diversify these lines with the support from the USA, in order to reduce their dependency to Russia. The political, military, economic and cultural aspects of the foreign policy of the RF towards Central Asia do not fall into exact lines with Turkey's interest in the region. The military bases, peace forces and front guards, which are placed across the region by Moscow, enable the RF to maintain its influence and its power over the states of the region. RF also tries to continue its hegemony still existing in the economic and cultural fields over the region. Turkey shall focus its efforts to free Central Asia, which has a great importance for itself, from the domination of the RF and to integrate the region into the international system. The achievement of stability and security can be reached through diminishing the influence of the RF and making the international organizations to intervene into the region. Although some changes in Turkey's policy towards Central Asia may occur due to the conjunctures in different periods, the major point, which must remain unchanged, shall be the importance which Turkey has attached to the territorial integrities and independencies of the states in theregion. Turkey shall assume an impartial attitude with regard to the internal affairs of the states of the region. Because of the autocrat nature of these states' governmental styles and of the perception of Turkey's actions in the region as the subcontracted work of the USA, Turkey, for the time being, do not reach to the desired results in the region. The efforts must be spent in order to free the peoples from poverty by investing in economy. Judging from the fact that the leaders will not last forever, there shall also be investments made to win the hearts of the peoples of the region. -VI
Benzer Tezler
- Küresel ve bölgesel aktörlerin Rusya'nın Orta Asya politikasına etkileri (1990-2005)
Impacts of global and regional players on Russian Central Asia politics (1990-2005)
BAHADDİN YAZICI
Yüksek Lisans
Türkçe
2006
Uluslararası İlişkilerKocaeli ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. YILMAZ BİNGÖL
- Türkiye'nin Orta Asya'da yumuşak güç kullanımı: Kazakistan örneği
Turkey's use of soft power in Central Asia: Kazakhstan example
DERYA MARANCI
Doktora
Türkçe
2023
Uluslararası İlişkilerAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA NAİL ALKAN
- Avrasyacılık düşüncesi ve soğuk savaş sonrası Türk dış politikasına etkisi
The idea of Eurasianism and the influence of Turkishforeign policy after the cold war
ABDURRAHMAN KÜLÜNK
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Uluslararası İlişkilerBahçeşehir ÜniversitesiKüresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLÜFER NARLI
- Central Asia and the great three: The struggle for influence between Turkey, Russia and Iran
Başlık çevirisi yok
AZİZ HASANOV
Yüksek Lisans
İngilizce
1997
Uluslararası İlişkilerMarmara ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BÜŞRA E. BEHAR
- New Russian policies towards Central Asia
Rusya'nın yeni Orta Asya politikaları
M. GÜNDEN PEKER
Yüksek Lisans
İngilizce
1995
Siyasal Bilimlerİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiY.DOÇ.DR. NUR BİLGE CRİSS