Geri Dön

Değişen işletme yönetimi ve halkla ilişkiler

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 20080
  2. Yazar: İDİL TANRIVERDİ
  3. Danışmanlar: PROF.DR. NİYAZİ ÖKTEM
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Halkla İlişkiler, İşletme, Public Relations, Business Administration
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1992
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 91

Özet

- 80 - ÖZET Ticari işletmelerin yüzyılımızda tek sahiplikten ortaklıklara, sahip denetiminden, yöneticilerin denetimine doğru değişerek gelişmesiyle, İşletme Yönetimi çok önemli bir konu haline gelmiştir. Yönetim bilimi, örgütlerin iyi işletilebilmesi için gerekli olan kural ve hedefleri belirleyen, farklı bilgi ve becerileri olan kimseleri ortak amaçlar doğrultusunda verimli kılmaya çalışan faaliyetleri kapsayan bir sosyal bilimler dalıdır. Büyük ticari girişimlerin kurulmaya başlandığı geçen yüzyılın sonlarında tek sürekli organizasyon modeli askeri ordu idi. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan emir-komuta zinciri, sanayileşme süreci içinde ticari işletmelerin de ilk ve uzun süren yönetim modelini oluşturmuştur. Bürokrasi olarak bildiğimiz bu işletme modelinde, işlevlerin dağılımı, birbirinin tekrarı olan etkinlikler, süreklilik ve uzun bir dikey hiyerarşi vardır. Kararlar en tepeden az sayıda kişi tarafından verilmekte ve emirler kademeli olarak yansıyarak işi gerçekleştiren tabana inmektedir. 20. yüzyılın başlarında Frederick Taylor ve Max Weber tarafından ortaya atılan ve bürokratik yönetim tarzını savunan yönetime ilişkin ilk kuramlardan bu yana çok şeyler değişmiştir. 1930'lu yıllarda IBM'den Thomas Watson, Harvard İşletme Okulundan Elton Mayo gibi Amerikalı yönetim öncüleri işletmelerdeki yönetim biçimini sorgulamaya yönelmişler ve ekip çalışmasına, kalite çemberlerine, ve enformasyona dayalı kuruluşa varan düşünce ve deneyleri başlatmışlardır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra insan faktörünün önem kazanması, ticari işletmelerde de, çalışan elemanların önemli olduğu görüşünü getirmiştir. Elton Mayo ve ekibi bu sıralarda“endüstriyel sosyal psikoloji”disiplini kurmuşlardır. Yüzyılımızın ikinci yarısında işletmelerin yönetiminde bir takım değişiklikler görülmeye başlanmıştır. Yaşanan hızlı teknolojik ilerleme,- 81 tüm kavramları olduğu gibi örgütlerin işleyiş biçimlerini de etkilemekte, ticaret hayatı da değişmektedir. Liberal ekonomilerin yaygınlık kazanmasıyla giderek artan rekabet ortamı, gelişen iletişim olanakları, değişen ekonomik pazar kuralları, şirketleri, başarılı olabilmek ve hatta ayakta kalabilmek için daha kaliteli ve standartlıktan uzak ürünler yapmaya, toplum içindeki imajlarını iyileştirmek için halkla ilişkilerini güçlendirmeye, kamuoyunun sesine kulak vermeye, elemanlarına her zamankinden daha fazla önem vermeye itmektedir. İşletmeler, dış dünyada iyi bir bir imaj yaratabilmek ve başarılı olabilmek için, şirket içinde de tüm çalışanlar tarafından anlaşılabilir, açık, ve tutarlı bir şirket kültürüne sahip olmalıdırlar. Şirket kültürü, organizasyonun genel olarak işleyiş tarzını şekillendiren paylaşılan inançlar, değerler ve davranışlar bütünüdür, ve örgütü birarada tutan bağlayıcı unsurdur. Güçlü bir şirket kültürü, güçlü marka gibi ağırlığı olan, ve orada çalışanlara şekil veren bir varlıktır. IBM, Procter & Gamble, McDonald, Johnson & Johnson, General Motors gibi şirketleri kuran liderler, yıllar öncesinden güçlü bir şirket kültürünün daimi başarıda büyük payı olduğunu düşünerek, bugün birer efsane olan şirketler yaratmışlardır. Günümüz koşullarına uyum sağlayabilmek üzere yönetim tarzlarını, yapılarını, topluma katkılarını ve varlıklarının anlamını sorgulayan işletmeler, değişmeleri gerektiğini görmektedirler. însan kaynaklarının şirket başarısındaki önemi anlaşıldığından beri işletmeler, elemanlarını, yönetimin temel fonksiyonu olan karar mekanizmasında etkin duruma getirmeye, daha çok yetki vermeye, kişisel gelişmelerine yardımcı olmaya yönelik değişimler başlatmışlardır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yüksek rekabet gücüne sahip ürünleriyle ortaya çıkan Japonlar, tüm Batılı şirketleri ticari yönden tehdit ederken, yönetim sanatları ile de onlara model oluşturmuşlardır. Çalışanları şevklendirerek daha verimli bir hale getirmeyi dolayısıyla- 82 - şirketi, hem elemanları, hem de toplumun gözünde daha iyi bir yere oturtmayı amaçlayan“katılımcı yönetim anlayışı”Japonların başarısında önemli bir rol oynamaktadır. Bu sistem Japonların ulusal kültüre dayalı özellikleriyle birleşince daha da olumlu sonuçlar alınmaktadır. Katılımcı yönetim anlayışını simgeleyen“Kalite Çemberleri”, (QCC-Quality Conrol Circles) ilk kez Amerika Birleşik Devletleri'nde düşünülüp uygulanmış olmasına karşın Japonya'da geliştirilmiştir. Oldukça az bir harcamayla, yüksek kaliteyi, yüksek üretimi ve yüksek morali kazanmanın ve sağlamanın yararlı bir yolu olarak kendini ispatlamış olan bu sistemi Japonlar, Amerikalı bilim adamları Juran ve Deming'ten 1949 yılında öğrenmişler, sonra Batı 'ya yeni bir fikir gibi geri vermişlerdir. Kalite çemberlerinin başarısı sadece tekniğe değil, yaratıcı amaçlardaki insan öğesine dayanmaktadır. Üretim, verimlilik ve şirket karı büyük ölçüde yükselirken, çalışmalarıyla bu sonuca katkıda bulunan kişilerin kazancı da artmaktadır. Eşit katılım ve paylaşım sonucu kazanç ve ödüller de çalışanlarla paylaşılmaktadır. İnsanlar, saygı gördükleri, yaptıkları işin gerçekten anlamı olduğunu hissettikleri bir yerde çalışmaktan şevk duymaktadırlar. Değişen işletme yönetiminin diğer özellikleri ise“Müşterilere özen gösterme”,“sürekli yenilik yapmak”, ve tüm bu unsurları biraraya getiren“önderlik”olarak özetlenebilir. İşletmeler için stratejik üstünlük sağlayabilmek, sürekli yenilik yapabilmeye ve müşterilere iyi hizmet edebilmeye bağlıdır. Bunları yapabilmek çalışanların yaptıkları işlere sahiplik geliştirme! er iyi e olmaktadır. Yöneticilerin firma için şekillendirecekleri ufuk ve güçlü değerlerin yönlendireceği serbestlik ve yaratıcılık ise tüm bunları gerçekleştirmek için gereklidir. Yönetim Bilimi içinde ele alınması gereken bir konu olan Halkla İlişkiler mesleği, en üst yönetime bağlı kurmay bir görevdir. İşletmelerin kamuoyu karşısında iyi bir imaj yaratabilmesi yönünde yapılan çalışmaların tümünü kapsamaktadır. Çağdaş anlamında ilk kez Amerika Birleşik Devletleri'nde 1889 yılında Westinghouse şirketi'nde83 - basınla ilişkiler olarak başlamıştır. 20. yüzyılda ise Amerikalı işadamı Rockefeller' in kişisel danışmanı olan Ivy Lee isimli gazeteci tarafından mesleğin bugün geçerli olan pek çok teknik ve kavramları ortaya atılarak Halkla İlişkilerin ana prensipleri oluşturulmuştur. Halkla İlişkiler mesleği bugün dahi bazı kavram kargaşaları içinde olmasına karşın günümüzde önemi çok daha iyi anlaşılmış bir meslek dalıdır. 1990'lar ve sonrasında varlığını en iyi biçimde sürdürmek isteyen işletmeler, çalışanlara katılım olanağı sağlamak, onları işlerine sahip çıkmaları konusunda şevklendirmek daha fazla yetki vermek, şirket kültürünü tüm çalışanlar için daha anlaşılır hale getirmek gibi iç atılımlar yaparken, şirketin dış ilişkilerini de her zamankinden daha fazla önemseyerek, toplum sorunlarına ve hatta dünya sorunlarına sahip çıkmak zorunda olduklarını bilmektedirler. Halkla İlişkiler, işletmenin topluma dönük imajının ve toplumla uyumunun önemli bir belirleyicisi olarak değişen işletmeler için her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Elemanlarını önemli kişiler olarak görmek yönünde değişim geçiren şirketler son derece olumlu sonuçlar almaktadırlar. Böylece şirket verimliliği arttığı gibi, kendilerini şirketin bir parçası olarak gören tüm elemanlar, tanıtım faaliyetlerinde de önemli rol oynamaktadırlar. 1970'li yıllarla birlikte daha fazla şirket, değişim arayışı içine girerken bu sayı 80' 1 i yıllardan itibaren tüm dünyayı etkisi altına alacak kadar artmıştır. Johnsonville Foods, AT&T, General Electric ve British Petroleum gibi şirketler bunlardan sadece birkaçıdır. Artan rekabet ortamı ve değişen sosyo-ekonomik koşullara paralel olarak, bir çok işletme bir kriz durumu ile karşılaşmadan önlem almaktadır. Zira gelecekteki koşullar, eskiyi devam ettirmeye çalışacak firmalara yaşam hakkı tanımayacaktır. Ülkemizde Halkla İlişkiler çalışmalarını ilk başlatan çokuluslu üç büyük petrol şirketi'nden birisi olan BP, dünya çapında çok büyük bir atılım yapmıştır. Onu geçmişte başarılı kılmış olmasına rağmen, eski bürokratik- 84 - ve karmaşık yönetim yapısını değiştirerek, burada işleri yapış biçimimiz diye nitelendirdiği şirket kültürünü, amaç ve değerleri tüm çalışanları için daha açık ve anlaşılır bir hale getirmiştir. Çalışanlara daha çok söz hakkı ve katılım sağlayan yeni demokratik sistemi, çevre ve eğitim faaliyetlerine birinci derecede önem verdiği dış ilişkileri ile örnek bir gelişme sağlamıştır. Değişen işletmeler, yönetimin sosyal bir işlev kazandığını göstermektedir. Organizasyonlar iç yapılarında birer eğitim kurumu rolü üstlenirken, içinde yaşadıkları topluma karşı da sorumluluklar almaktadırlar. Halkla İlişkiler çalışmaları, işletmelerin bu olumlu işlevi kazanmalarında en büyük etken olarak, her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Kurumsal iletişimde marka yönetimi ve hizmetkar markalar

    Corporate communi̇cati̇on brand management and servile brands

    YAVUZ BALTA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Halkla İlişkilerBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. VEDAT ZEKİ YENEN

  2. Sağlık hizmetlerinde halkla ilişkiler uygulamaları

    Public relations action in health systems

    SİNAN CANPOLAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Halkla İlişkilerBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEDAT ALTIN

  3. Yetenek yönetiminde kurumsal iletişim uygulamalarının rolü ve etkinliği

    The role and effectiveness of corporate communication's applications in talent management

    MUSTAFA YALÇIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Halkla İlişkilerEge Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GAYE ÖZDEMİR

  4. Küresel markaların yerel konumlandırılması: Burger King uygulaması vaka analizi

    Local locations of global brands: application Burger King

    BAŞAK SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İşletmeBeykent Üniversitesi

    İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İLKAY KANIK

  5. İş süreçleri bağlamında reklam süreçlerinin yönetimi ve bir model önerisi

    Management of the advertisement processes within the context of business process management and a model proposal

    ALPARSLAN HORASAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    ReklamcılıkMaltepe Üniversitesi

    Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZAFER KESEBİR